Yeni yıla yeni hedefler oluştururken kimse sakatlanmayı istemez, düşünmez haliyle. Ancak koşunun neredeyse ayrılmaz parçasıdır sakatlık. Bazen çok hafif bazen epey şiddetli, ama maalesef var bu mesele. Bu konu planlamalara hiç dahil edilmez, düşünülmez yok sayılır. Hep bazı sözler verilir. Sakatlanmamak için kuvvet planları yapılır vs. Oysa çevremizde koşanların neredeyse tamamı hobi koşucusu olduğu halde sakatlanıp hatırı sayılır meblağlar doktor, fizik tedavi vs. için harcamakta. Zaman kayıpları ve psikolojik sıkıntıları da başka boyutta tabii.
Bu sefer soruyu tersten soralım belki farklı bakış açısı geliştirebiliriz.
Sizce sakatlanmak için ne yapmalıyız ? Garantili sakatlık reçeteniz nedir ?
1.Her ağrıyı önemseme, geçer.Kaslar büyüyor ondan
2.Ağrı olsa da kalan 50m veya 5000m sürünsende devam et.Aaa koştukça geçmeye başladı
3.Sanırım acı ile devam edebiliyorum, devam
4.Birkaç 10kg fazlalığım var sadece, hızlı koşmak harika, biliyor musun 5 pace 1500m koşabilirim😭(hız koşuları sık olunca kaval kemiğimde ağrıların arttığını anladım)
5.İki koşu arası 10 gün geçmişken, ikinci koşuyu 10km üzeri yapıp, ertesi gün de uzun koşmak, 10 dakika sonrasında 2 saat yürümek, sıvı almamak bu sürede.
6.Elektrikli masaj aletini kasa birkaç dakika uygulamak😔
Not:Tek ayak üzerinde dikilip iki kez zıplayamıyorsan koşma. Tabi bu tecrübeyi de dinlememek gerek sakatlanmak için.
7.Şekerli yemeyi-çikolata gibi- abartmalısınız, bende direk ayak taban ağrısına neden oluyor.
Sakatlanmak isteyen peşimden gelsin
En sevdiğim koşu pistimi bir kez daha özlemle, sevgi ve saygı ile anıyorum. Burada bazen işin şeyini çıkarıp ayak bileklerimi zorluyorum ama o zevki bir kere tattımya asla geri durmam ister lodos olsun ister rüzgar yada soğuk. Burada koşup uçmak gibisi yoktur benim için Gelecek haftaiçi gidebilirsem özlem gidereceğim keyifle.
*Hava sıcaklığı 9°. Olsun ince bir koşu taytı ve ince bir içlik üzerine rüzgarlık giy. 500 metre koşunca ısınırsın. Hiçbir şey olmaz.
*Sürekli sert zeminde koş. Hatta beton olursa en iyisi.
*bir ayakkabıyı neredeyse 2000 K giyin.
*Maraton gibi zor bir koşudan sonra hemen antrenmanlara başlaman gerekiyor.
*Düzenli uyku mu? 8 saat uyumakmış, ben 6 saatten fazla uyumam, hiçbir şeyde olmadı. Bakma söylenenlere.
9°C de koşu taytı mı Koşu şortu demek istedin degil mi o sıcaklıkta tayt?
İçlik, üzerine ter atan tshirt ve rüzgarlık tercihim.
Amaç sakatlanmaksa, koşu sonrası teri atıp soğumak anlamında, buzlu kovayı kışın üzerimize boşaltma challange’ını kabul ediyorum @Kahomen
(Ciddi değilim)
Benim garantili reçetem: yaşı, fizyolojiyi unutup ara ara keskin yüklenmeler yapmam. Altı aylık çaba iki günde çöp. Hadi en baştan. İnsan tabiatı, başkasının deneyimlerinden öğrenmek en kestirme olsa da illa bir de ben yapayım diyor. Çocukken herkes, yapma denilmesine rağmen mutlaka kabuk tutmaya çalışan yarayı koparmıştır. Merak ve ardında gizli bir haz.
Benim en sık karşılaştığım reçetelerden biri sporcunun ilk defa koşacağı mesafe için en başından süre hedefi koyması. Her ne kadar ilk yarış süre hedefi koyma bir gör yarışlar bitmez desem de biliyorum ki kafasında o süre Orhun abideleri gibi kazılı. En nihayetinde de ya yarışta ya yarıştan hemen sonra sakatlık yaşıyorlar. İşin en acıklı tarafı ise sonra ki yarışa aynı döngünün devam etmesi
Sakatlanmak için özel bir çabaya gerek yok.Bugüne değin sakatlanmayan koşucu görmedim! Ne yaparsan yap bir sakatlık yaşayacaksın Ve bununla yaşamayı öğreneceksin. Benim için sert bir antreman sonucunda vücudumun ürettiği endojen opiatların verdiği haz ve bir ultrada uzun süre boyunca acı çekmekten zevk almama izin veren psikolojik hal bir bağımlılık.Sonunda sakatlık olsa bile…
Yaklşık 3 önce filan bizim adidas koşu grubu ile Geyik Parkurunda antrenmanda sağ aya bileğimi toprak zeminde hazırlıksız bir anımda fena bir şekilde zorlamıştım. Yine de parkuru bitirdim Sonrasında 2 hafta sonra ( röntgen, mr, doktorcuğumun koşma evladım sakat kalırsın ) gibi faktörlere rağmen; zamst marka bileklik alıp, ayağıma takıp direkt sakatladığım yere gidip; al sana! Al sana! Diyerek üstünden gectim oranın 5- 10 kez Ondan sonrası zaten bir dönüm noktasi oldu benim için. Ormana tek başıma dalıp çıkmaya başladım, her yerden her yere geçip gittim. Ayak bileğim o zamandan bu yana hassas bildiginiz üzere sizlerinde. Bazen kayaliklarda kosarken, bazen de yarışlarda acele ile giderken basma acisini tam dengeleyemeyince kendini hatırlatıyor. Bende hemen Geyik Moduna al diyorum sistem yöneticisine Yere basma modumu hassasiyetli ve temkinli bir Geyik gibi ayarlıyorum, bazı koşucanların ön ayak basma stilini kullanmalarını uyguluyorum. Şimdininsan modundan çıkmam lazim yoksa buradan çikamam; Geyik ol! Diyorum Her zaman her yerde en büyük dostum, ustam, gurum, sevdiceğim, boynuzlar aşkına sevdiğim bu varlık ile kendimi olduğumdan çok daha fazla donanımlı hissediyorum. Bu yüzden zihinsel antrenmanları da mutlaka eğitimlerinizin arasına ekleyiniz diye yazıyorum arada burada. Gecmis zamanlarda bazı platformlarda mentorluk sistemi ile iletisim kurduğum koşucanlarla da hassas kritik konuları ortaya çıkarıp kendilerini geliştirmeleri için en faydalı yol haritalarını beraberce çıkarmıştık. Araya virüs girse de farkındalik her zaman iyidir
Ben bir fizyoterapist gözü ile bu konuya yorum getireyim isterim.
Fizyoterapist her daim tedavi eden gibi görünsede asıl amacımız sakatlanmayı engellemek olmalıdır.
Sakatlandıktan sonra spordan uzaklaşma iş gücü kayıpları yaşanmakta.
Bunların maddi karşılığı olay olduktan sonra daha fazla olmakta, çekilen acılar motivasyon düşüklükleri ileri zamanlardaki depresyonlar da cabası.
Yapılması gereken spor esnasında da fizyoterapi alabilmektir.
Recoverylerin yapılması, doğrulayıcı egzersizlerin yapılması eksik olan kasların tespit edilip kuvvetlendirilmesi gerekmektedir.
Bunların yanında doğrular ayakkabı tercihleri, tabanlık tavsiyeleri mutlaka yerine getirilmedir.
Supplement destekleri, vitamin destekleri ( d vititamini c vitamini gerekli kan tahlilleri sonrası) alınmalıdır.
Bunu kendi kendine yapabilen arkadaşlar yok degildir ama her daim profesyonel destekler alınmalıdır.
Saglıklı sakatlıksız seneler
Saygılarımla