47.İstanbul Maratonu, 2 Kasım 2025 Pazar

Onlardan biri en iyi maraton süresi değil, Strava’daki en iyi süre :slightly_smiling_face:

4 Beğeni

Bir çok yarış koştum ama ilk defa oynar başlıklı bir madalyam oldu :smiley:

Çok aşırı sıcak oldu. Yarışta içtiğim su 2 lt yi buldu. Yarış bitirme süresi ortalaması bu sene uzamıştır diye tahmin ediyorum

9 Beğeni

Stravadaki en iyi süreyi baz alalım, anladığım sen yeni açmıştın ve en hızlı süre ilk maraton süresi ama daha hızlıları geçmişte olmuş:+1::clap:

1 Beğeni

Bu sene organizasyon daha güzeldi. Madalya çok farklı olmuş. Sıcaklık etki etti, epey terletti:) Her sene son İstanbul maratonu yarışım diyorum ama kayıtlar açılınca hemen kayıt oluyorum.. Her sene farklı bir sıkıntısı var ama bağımlılık da yapıyor

8 Beğeni

4.32 ile bitirdim geçen sene 4.44 koştum. Bu yıl daha iyi hazırlandım ama istediğim sonuç gelmedi 4.10 hedeflemiştim aslında enerjim iyiydi rahat biterdi ama ama kramp girmesi ile uğraştım bacaklarım mahvoldu. Sıcak nedeniyle olabilir diye düşünüyorum çok kramp giren ve sağlık yardımı da alan koşucu gördüm. İki tuz hapı içtim yeterli gelmedi sanırım. Yine de maraton bitirmek güzel.

11 Beğeni

Sabah telefonumu evde unuttum, hem iletişim problemi nedeniyle hem de müziği telefondan aldığım için 1-0 geriden başladım. 4.30 planlamıştım ama 4.15 pacer ına takıldım çünkü çok rahat koşuyordum. 17.5 K ydı sanırım, su içerken(bardakla verdikleri için durup durup içmek zorunda kaldım) pacerın gerisinde kaldım. Zaten daha yavaş gitmem gerektiği için umursamadım. 20 K civarında yerde yatan bir koşucu ve başında polisler gördüm. Yanlarına gittiğimde kızın şuurunun yerinde olmadığını gördüm. Tansiyonu hissedilemeyecek kadar zayıflamıştı (başka bir yarışta yemek sırasında önümde bir yarışçı fenalaşınca nabzını kontrol edip tansiyonunun düştüğünü söylediğimde arkadaşından öyle tansiyon mu ölçülür diye fırça yediğim için burada kardiyolog olduğumu belirtmem gerekiyor). Kıza müdahale ettim, şuurunun açılması epey zaman aldı ama toparladı çok şükür. Sonra da sağlıkçılar gelene kadar yanında kaldım mecburen. Sonradan saatime baktığımda 10 dk civarı gittiğini gördüm. Yarışla ilgili motivasyonnum düştü sonrasında. Artık sürenin önemi kalmamıştı. 4.51 ile bitirdim. Hava çok sıcaktı, gönüllüler harikaydı, genel olarak çok keyifli bir gün oldu. Koşan herkesi tebrik ederim.

46 Beğeni

6 yıl sonra ilk kez koşacağım maraton için belirlediğim bir süre hedefim yoktu. Tek hedefim Z2-Z3 te kalarak tüm mesafeyi (su istasyonları dahil) koşarak bitirmekti. 4bucuk saatte biter diye düşünüyordum. 12-13 kilometrelerde zorunlu bir ihtiyaç molası haricinde tüm mesafeyi koştum. Zincirlikuyu’ya kadar 6:00-6:30 pacelerde başladım, Barbarostan aşağı inerken ulaştığım tempoyla (5:00 - 5:30) devam ettim.

15 Kilometreden sonra sol Quadda ağrı başladı. Kramp belirtisi olup olmadığını anlayamadim. Bir kaç km tempo azaltmama rağmen ağrı devam edince, tekrar tempomu yukselttim. İlk yarıyı negatif splitlerle 5:26 ortalama pace ile geçtim. 28. Kilometrelere kadar negatif splitlerle devam edip ortalama paceyi 5:23e kadar düşürdüm ama sonrasında, özelikle 30. km’lerden sonra sağ Quad da ağrımaya başlayınca tempomda istikrarsizlik başladı.

İlk baştaki tüm mesafeyi durmadan koşma hedefini sağladımı kabul ediyorum. Hatta Gülhane’yi çıkarken yürüyenleri de koşturdum :innocent:

Z2-Z3 koşarak 4:30 bitirebilirim deyip bir süre hedefim yok iken bir anda (gaza gelerek :blush:) negatif split düşüncesine saplandim ama gücüm biryere kadar yetti ve 3:54:10 ile bitirdim.

Son 200 metreyi 3:50-3:55 pace ile tempolu geçtim. Ortalama nabız 172 bpm ile benim için düşük bir değer iken, 195 bpm ile Max nabiz gördüm. Sözde Z2-Z3 kosacaktim :roll_eyes:

4 tuz tableti ve 5 enerji Jeli kullandım. 30-42km’ler arasında enerji dalgalanmaları yaşadım. 4:50 pace ile 6:20 paceler arasinda gidip geldim. Kramp sorunu yaşamadım. Quadlardaki sorunu son 10 aydır bisiklet kullanmayı bırakmama ve kaslarin zayıflamasına bağlıyorum. (Bisikleti Son 4 yıldır ulaşım aracı olarak kullanmıştım). Haftada en az bir kez kuvvet çalışmasına ihtiyacım var sanırım.

İlk kez bir maratonumu, bir öncekinden daha uzun bir sürede koştum. Ama bir oncekiyle arada 6 yıl olduğunu düşününce bu gerilemeyi yaşlanmaya bağlamıyorum. Bir sonraki maratonda hedefim PB olacak :upside_down_face:

24 Beğeni

Bu yarıştan notlarım:

  1. Artık Kasım sıcağında koşulan bir yarış.
  2. WD40’ımı uçakta götürememek can sıkıcı:wink:.
  3. Emanet çanta sorunu çözülmüş.
  4. Maratoncularla yan yana koşmak onlar açısından pek iyi olmamıştır sanırım.
  5. İstanbul’da koşmak her zaman iyidir​:blush:.
12 Beğeni

İlk kez İstanbul Maratonu’na katılıyorum. Parkurun da elverişli olduğunu bildiğim için biraz zorlasam mı diye düşündüm, sonra Kabataş’ta vapur beklediğimiz andan itibaren kendimi enerjisine o kadar kaptırdım ki tam tersi bir kararla her anın tadını çıkara çıkara koşmaya karar verdim. Hemen kayıtlar açılsa da 2026 kaydını yaptırsam diyorum.

Kalabalık kavramı Start alanında kafamda yeniden şekillendi benim için. Öyle ki yine D kapısındaki bir arkadaşımla beraber koşmayı planlamıştık. Start’ta birbirimizi bulamadık. Yarış sonrasında kendi çektiği fotoğrafları attı; Start’ta çektiği manzara fotoğrafında kadrajı ben kaplıyorum, Haliç’i çekerken yine kadrajda ben varım. Ama asla fark edilmiyor kalabalıktan. :laughing:

Hava ciddi ters köşe yaptı. Sıcak etkilemedi desem yalan olacak. 10K’ya kadar her şey iyi gidiyordu. Elektrolitim de olmasına rağmen 10K itibariyle kalflara kramp girmeye başladı. 10K ve 12.5K’daki beslenme istasyonlarında sıkışıklık olduğu için sabit tempo tutturmakta da çok zorlandım. Gönüllüler harikaydı. Ama bardak su konusu bence sorun. Bir de jel atılmasına artık şaşırmıyorum ama muz ve portakal kabuğu her beslenme noktasının etrafı çöp doluyken niye yere atılır çözemedim. Basarak kayan 2 kişi oldu, muhtemel daha fazlası da olmuştur. Umarım sakatlanan olmamıştır. Bir de ben yarış öncesi yapılan anonsu yanlış anladım sanırım, 15.5K’da hiç pacer atlet yoktu.

Cheerzone’lar bile sırf bu yarışı tekrar koşmak için yeterli sebep. Barbaros’tan aşağı inerken gelen arkadaşlarımıza ne kadar “Bravo!” diye bağırdıysam bir ara boğazda ufak bir acıma oldu. :smiley: Huysuz bir adam olduğum için yolun ortasında durup fotoğraf çeken arkadadaşlarıma içimden söylenmem bile maksimum 2 KM sürdü. Dedim kim nasıl tadını çıkaracaksa öyle koşsun. Yine de fotoğrafçı görünce lensin dibine girip çeken kişiyi bloklamamak çok daha iyi bir seçenek. Fotoğraf demişken bu Photier denilen uygulamayı da ilk kez kullanıyorum. Yıllarca bilgisayarlı görü alanında çalışmış biri olarak doğruluk payı beni hayli şaşırttı.

Günün sonunda katıldığım en iyi organizasyon oldu. Darısı 2026’ya. Herkese tebrikler.

12 Beğeni

2024 42k koşuyu bitirenleri baz alarak
Toplam 4100 erkek 3165 kadın 831 diğer 4
Yerli 1864 erkek 1632 kadın 232
Yabancı 2236 erkek 1633 kadın 599 (+4)

2025 42k koşuyu bitirenleri baz alarak

Toplam 4456 erkek 3506 kadın 950
Yerli 1968 erkek 1726 kadın 242
Yabancı 2488 erkek 1780 kadın 708

Yerli 1968 katılım başlıca

İstanbul 1159 Ankara 133 Kocaeli 101 Bursa 86 İzmir 81 Sakarya 43 Mersin 36

İstanbul ilçeleri Şile hariç her yerden katılım var.

Kadıköy 114 Maltepe 74 Üsküdar 65 Küçükçekmece 60 Sarıyer 59 Pendik 55 Ümraniye 54 milyonluk ilçemiz Esenyurt 29

Yabancı 2488 katılım başlıca ülkeler(106 ülkeden)

Rusya 498 Almanya 210 İtalya 202 Fransa 159 Polonya 119 İngiltre 95

15k yı ise bitirenleri sayısı 9143 den 10424 çıkmış ilk defa 10000 barajı aşılmış demek isterdim ama 15k yı üç saattin altında bitirene koşucu demek ne kadar doğru.

2024 15k iki saatin altında bitirenler 7564 2025 15k iki saatin altında bitirenler 7904

Arada bir bu yazıyı güncellenecek.

13 Beğeni

Bu nasıl nabız? :open_mouth: Çok yüksek değil mi? Bu nabızlarda koşmayı ben hayal dahi edemiyorum. Tebrik ederim. Bir de 160 nabız altında koşsan nelere olacak acaba :slight_smile:

5 Beğeni

O kızı ben de gördüm. Başında 3,4 tane zabıta bekliyordu. Durumu gerçekten iyi görünmüyordu. Allahın sevgili kuluymuş ki size denk gelmiş. Yaptığınız iş çok büyük saygıyı hak ediyor. Tebrikler :clap:

9 Beğeni

Ameliyat’dan sonra koştuğum 3. maraton oldu bu. Geçen seneki İstanbul maratonunda tek amacım sadece kendime tekrar koşabileceğimi kanıtlamaktı. Ucu ucuna 3:59 ile 4 saat altına inebilmiştim. Bu sene nisan ayında Madrid maratonunu koştum. Yarış öncesi 3:40 larda koşarım diyordum. Fakat hava inanılmaz sıcaktı. İstanbul’un soğuk havasından çıkıp 30 derecelerde maraton koşmak gerçekten zor. Daha 5K olmadan 150+ nabızları görmüştüm. Dolayısı ile 27K’da fişi çekip sürüne sürüne 3:55’de bitirdim.

Bu son İstanbul maratonuna gelince çok bir performans beklentim yoktu. Çünkü istediğim hiç bir uzun idmanı yapamadım, istediğim hiç bir intervali yapamadım. Arazide yavaş tempo koşarken sıkıntı yok ama yolda, pistte biraz hızlanınca dizim çok fazla ağrı veriyor maalesef. Gene de Sub 3:45 koşarım diyordum. 34K’ya kadar ip gibi 5:18 pace ile geldim. O noktada artık nabzım 160+ olunca gene fişi çekip koş+yürü yaparak 3:52 ile anca bitirebildim. Bu sene 3 tane 60+ ultra koştum hiçbirinde böyle zorlanmadım. Maraton koşmanın ne kadar zor olduğunu bir kez daha anladım :slight_smile: Koşan herkesi tebrik ederim :clap:

Organizasyon açısından tek sıkıntılı kısım giriş kapısıydı. Kapısıydı diyorum çünkü A ve B kategorisi için tek bir kapı vardı. 8:45 gibi kapıya geldim ama kapı önü 90’lar stad kapısından beterdi. İçeri girmek mümkün değil. Müziğimi açtım start verilince yavaş yavaş geçeriz diye beklemeye başladım. Ben bekliyorum ama millet beklemiyor. Üzerime çıkıp omuz atıp öne geçmeye çalışan bir dolu gerizekalı var. Birisi ile tartışmak zorunda kaldım. Adam “benim hedefim var öne geçmem lazım” diyor. Tabii hedefin varsa kafama basıp öne geçebilirsin, ne demek yani :enraged_face: Güzel olan kısım ise bırakma çantaların ciddi bir düzene girmiş olması. Hiç sıkıntı olmadı bu sene :clap:

Seneye tekrar koşmak nasip olur inşallah :+1:

18 Beğeni

Demek hedefi varmış. :laughing::laughing:

5 Beğeni

15K koştum. Organizasyonla ilgili 2 eleştirim var. Birincisi start noktasındaki yüksek ses. Hoparlörler koşuculara dönük ve tam bir işkence. Kaçma şansın da yok. Ayakta o işkenceye maruz kalıyorsun.
15K’nın 2. sorunu da maraton koşanlara yetişmeniz ve devamlı yol istemek zorunda kalmanız. Bununla ilgili bir uyarı yapılsa, mesela sol tarafı işgal etmeyin gibi, iyi olur. Yaa zikzak yapmak zorunda kalıyorsun ya da devamlı önündeki çekilsin diye arkadan uyarmak zorunda kalıyorsun. Kulağında kulaklık da varsa uğraş dur.

8 Beğeni

15.5 K Videosu da burada …

17 Beğeni

Nabız verileri konusunda çelişkide kalıyorum.

Yaşım 52 , dün 15.5 km yarışında çok mu yüklendim? Hızımı düşürmem gerekir miydi?

Tavsiyelere açığım.

5 Beğeni

Bundan podcastte kotu gunu atlatmak bolumunde (97. bolum) bahsetmistim. 10 uzerinden 7 planlayip sonra gaza gelip hedefi 9a tasiyip sonucta 8 gorup uzulmek… :slight_smile: Tebrikler…

8 Beğeni

Teşekkür ederim Mert hocam, Açıkçası süre olarak ne yapabileceğimi bilmiyordum. Son iki ayda 20km üzerinde bir kaç kosum oldu. 1 tane de 30k kosmustum. Oradaki 4:30, 4 buçuk saat ki ortalama 6:24 paceye denk geliyor. Son 30k koşumu 5:40 ortalama pace ile kostugum icin 42k için 6:24 pace’in fazla konforlu olacağını dusunebiliyordum ama iddialı bir süre hedefi koymak ta istememiştim. Bir nevi uzun antrenmanı olur diye başladım sonra güncel kapasitemi görme fikri doğdu. 12. Kilometrede ki zorunlu duruş sonrasında finishe kadar hiç yürüyüşe geçmeden tamamlamak çok iyi hissettirdi :innocent:

Negatif splitler de dediğiniz gibi kapasitenin altında baslamaktan kaynaklanıyor sanırım.

4 Beğeni

Bir yandan Rizeye turist çekmek için varını yoğunu ortaya koyan bir aygıtın, diğer tarafta en büyük ve en güzel şehrinin en büyük reklamlarından birisini, sırf yönetemediği için, baltalama çalışmalarına şahit oluyoruz. Sponsor olmanın yakıcı etkileri olan bir organizasyondan bahsediyoruz. Tarihsel olayları nasıl yaşandığı tarihler içerisinde değerlendirmek gerekiyorsa bu organizasyonu da aynı şekilde anlayışlı değerlendirmek gerekiyor diye düşünüyorum. Kapılar benim de canımı sıktı hatta videomda da değindim. Bunu yanında geçen sene ilk kez ataköye kadar yoğun destek vardı. O yine gitmiş. Fakat bunun dışında sorunsuz bir organizasyondu: su noktaları, emanet, ulaşım vs her şey tıkır tıkırdı.

Kendi adıma da güzel bir hafta oldu. Önce Bursadan volfram zirveye bir antrenman yapmıştık Salı günü. Ctesi günü ayvat bendinde maraton koştuktan sonra pazar günü de İstanbul maratonuna katıldım. Çevremde endurans canavarı arkadaşlarımın olması çok güzel bir şey. Birlikte başardık.

İkinci günümde olduğum ve 2 hafta sonra ilk 100km yarışını koşacağım için aşırı muhafazakar başladım. Önce 30da bir tık, 35den sonra da bir tık daha hızlandım. Tabi bunlar benim aslında 72. ve 77. kmlerimdi :slight_smile:

Yarışa yabancı katılım oldukça yoğundu. Bu şehrin insanları keşke bunu fark etseler. Ekşiye giriyorum, koşanlara ana avrat gidiyorlar. Oysa ki bunun dolaylı yoldan ona da katkısı var. Bir de hepsi ağız birliği yapmış gibi gidin Belgradda koşun diyorlar. Aslında ben okeyim. Ama belgrada koşucu yürüyüşçü doğasever dışında kimse alınmasın, biz de maratondan feragat edelim. Her yere çöp atarlar, üzerimize araba sürerler, duyacağımız şekilde kendilerince bizimle dalga geçerler. Bir grup medeniyetin her zaman karşısında olabilir mi, şaşkınlık içerisindeyim.

Yarışın videosuna buradan ulaşabilirsiniz. Olabildiğince seyircileri coşturmaya ve onları çekmeye çalıştım:

24 Beğeni