Uludağ Premium Ultra Trail 2025

Selam,

Ben burayı hatırlayamadım. Hiç bir ağacın altından sürünerek geçmek zorunda kalmadım parkurda. Yorgunlukla belki alternatif geçişi görememişsinizdir.

Ben de bütün içeceklerin soğuk olmasını tercih ederdim ama onca kişi için su, soda, gazoz vs bunları soğuk tutacak düzeneği kurmak ve çalıştırmak pek olası değil.

Keşke devam etseydiniz. 3.Cp Cumalıkızık ve 4.Cp Saitabat arasında bir teyzemiz bahçesinde buz gibi su ikramı yapıyordu. Burada sularımı yeniledim, hortumun altına girip duş aldım. Can kurtarıcıydı. Kendisine ulaşır mı bilmem ama buradan da teşekkür ederim.

Saitabat sonrası ise 2 tane şahane çeşme vardı gene. Bunlar da serinlemek için çok faydalı oldu. Zaten buralarda artık sıcak ve nemin etkisinden kurtuluyorsunuz. İşler daha kolaylaşıyor. Devam etseniz belki de bitirirdiniz yarışı.

Bence seneye gene 66K koşarsınız :slight_smile:

11 Beğeni

Sizi neden bu şekilde uyarmak zorunda hissettiler?

Siz yaptınız diye söylemiyorum lakin yarış esnasında öndeki koşucuyu sıkıştırmak hoş değil. Beni çok sinirlendiren bir davranış. Bu yarışta da oldu. Oteller bölgesini bitirip inişin başladığı taşlık zorlu bölgeyi bilirsiniz. Orada bir kadın koşucu düşmüştü. Biraz ilerledikçe daha dik ve kayalık bölge var. Orada genç ve heyecanlı bir arkadaş yokuş aşağı kontrolsüz bir şekilde hızla koşarak geldi arkamdan, sesini de duydum, ben daha kenara kaçamadan duramayıp sırtıma çıktı. Şanslıydım düşmedim. İkimiz birlikte paldır küldür yuvarlanabilirdik.

Şimdi bu kabul edilebilir bir şey değil. Öndeki koşucu yavaş olabilir, patikayı kapatmış olabilir. Nazikçe arkadan “sağındayım”, “solundayım” diye seslenip yol istersiniz. Yavaş koşucu da size yol verir ve herkes mutlu mesut yarışına devam eder. Olması gereken bu.

Görece düz ve kolay parkurlarda belki sıkıntı olmaz ama Uludağ Ultra parkurlarında bu şekilde koşmak çok can sıkıcı sonuçlar doğurabilir.

11 Beğeni

2023 ve 2024’den sonra üst üste 3. kez bu yıl da 66K parkurundaydım. Toplamda da sanırım 6.kez katılmış oldum. Start alanının yanındaki otopark dolgu alanında çadır konaklaması yaptık.

  • 2023 çok sıcaktı, 2024 daha iyiydi hava olarak ama en güzel hava bu seneydi. Saitabat sonrası çıkışlarda güzel bir sağanak yağmura bile yakalandık. Özellikle 2023’de Güneş’i sırtımda hissederek çıktığım bitmeyen yokuşları bu sene kapalı havada ve yer yer yağmur altında çıkmak güzeldi. Zirveye yakın taşlı kısımlarda ise sis bulutları bile yer yer bizi içine aldı.

  • Zeyniler’e kadar inişte bazı yerler gerçekten dikkat edilmesi gereken yerler. Buralarda ben risk almadan temkinli gidiyorum hep.

  • Zeyniler - Saitabat arası gerçekten nem dolayısıyla çok bunaltıcı ve parkur olarak enerjiyi tüketen kısa ama sert çıkışlara sahip. Bu kısımlarda akan suyun sesini duyup suya ulaşamamak can sıkıcı. Daha önceki yıllarda akan, dik çıkışın sonunda beton üstü açık kanal içindeki su tamamen kurumuş. Önceden yüksek debi ile akan buz gibi bir su vardı kanal içinde. Bu beton kanalın bittiği yerde, single track kısımda parkur rekoru denemesi yapan ama işaretleri kaçırıp arkamızda kalan Dmitry isimli koşucu tarafından seslenilmeden omzundan itilerek düşme tehlikesi yaşadım. Vurdu demek yerine itti diyerek yumuşatıyorum hatta. Arkamdan gelen arkadaşlar da şahit oldu duruma. Yarışı bırakıp DNF olmasaydı şikayet edecektim kendisini.

  • Uludağ Ultra belki de en çok sponsora sahip yarış. Özellikle Uludağ İçeçek’in sponsorluğu olduğu için özellikle köy CP’lerinde soğuk su olması gerekir diye düşünüyorum. CP’lerde soğuk su olmadığı için CP’lerde su alsam da ilk çeşme bulduğumda soğuk su ile tazeledim sularımı.

  • Saiatabat CP öncesi köy içinde bol buzlu limonata aldık. Bardak içindeki buzları göğsüme ve sırtıma döktüm. Koşu çantası buzları eriyene kadar tuttu.

  • Saitabat CP’de ciddi şekilde kalem kağıtla işaretleyerek zorunlu malzeme kontrolü yapıldı. Yağmurluk, acil durum battaniyesi ve kafa fenerim kontrol edildi. Kafa feneri olmayan kadın koşucu diskalifiye edildi. Saitabat’ta harika bir mercimek çorbası ve haşlanmış patates vardı.

  • Saitabat sonrası yükseldikçe mide bulantısı başladı ve dayanılmaz hale geldi. 44-45.km civarı başlayan bulantı sebebiyle su, jel ve yiyecek tüketemedim. Bol bol gözlerimi kapatıp oturdum. Saitabat - Finish arası 31 kişiye geçilmişim bu kısımlarda. Geçen sene de bu yokuşta tanıştığımız Recep Abi bulantı için bir hap verdi. Yağmur ve rüzgar nedeniyle koşamayınca da çok üşüdüm ve zorunlu malzeme olan uzun kollu üst ve yağmurluğumu giydim. Isınmak ve hap da biraz bulantıma iyi geldi sanırım. 11 saatin altına çekmek istediğim süreye bulantı izin vermedi ve 12:23’de ancak bitirdim. Finisher yemeğinde kurufasülye ve pilav olduğunu duyunca arka tarafa yürümek zor geldi ve yemeğe hiç geçmedim. Finish’te fotoğrafçı ve tebrikler diyen herhangi bir gönüllüye rastlamadım. Masadan gidip madalyamı ve suyumu aldım, polar kumaşından güzel bir kapüşonlu finisher hediyesini aldım. Bulantıma iyi gelir diye ayran sordum ama ayran olmadığını söylediler. Madalyayı alıp alandan çıkarken Can Gox konseri başlamıştı, açıkçası o yorgunlukla kafamı çevirip bakmak bile içimden geçmedi. Organizasyondan böyle bir beklentim hiç yok sanırım.

  • Saitabat’tan finishe kadar hiç fotoğrafçı görmedim, özellikle zirve hattında çok güzel fotoğraf kareleri çıkıyordu. Bana denk gelmedi. Dediğim gibi finishte bile fotoğrafçı yoktu.

  • Bu sene organizasyon bana bu yarışın 6K-16K koşanlar için organize ediliyormuş hissi verdi. 100K koşanların tamamı ve 66K koşanların bir kısmı daha dağda koşarken konser verilmesi ve yemek alanının o yorgunlukla uzak olmasa da uzak gelmesi nedeniyle böyle bir hisse kapılmış olabilirim.

  • ANDA ekibi gerçekten harika, her noktada yardımseverler. Emin olmamakla beraber yarış sabahı ANDA ekibini uyandırmak için 3:30-3:45 sularında 2 kez askeri tatbikat tarzı yüksek sesli alarmlar çalındı. Çadır alanlarımız uzak olsa da 4:30’da kalkmayı planlarken 1 saat öncesinde korkarak uyanmak hoşuma gitmedi. Şayet ANDA ekibiyse sadece bu yönden eleştirebilirim.

  • Madalya tasarım olarak güzel ve el emeği ama materyal olarak metal malzeme tercih ettiğim için kırılabilecek madalyaları sevmiyorum. (Şahsi bir değerlendirme olup, organizasyona eleştiri değildir.Zevk meselesi tamamen.)

  • 3 yıldır Uludağ’da mide sorunları yaşıyorum, başka yarışlarda böyle bir sorun yaşamadım. Sanırım yükseklik ile ilgili. Bu konuda çözüm bulmaya çalışacağım.

Emeği geçenlerin ellerine sağlık..

Uludağ Ultra; Uludağ 'ın soğuk suları olmasa gerçekten bu mevsimde gerçekten zor olur benim için. Saitabat öncesi bize bahçesini açan teyze ve amca çok dua almıştır. 2 sene bize yine hortumla soğuk su tutan Hamamlıkızık’taki evin yanında yapılan inşaattaki ustalar her geçeni serinletmişler. Köylüler ilgi alakalı ve yardımseverdiler hep..

23 Beğeni

Ben de galiba tam burada düştüm. Önce bir taşa takılıp tökezledim. 2-3 adım sonrasında da yere kapaklandım. Şans eseri kafamı çarpmadım, yüzümü ve dizimi biraz vurmuşum. Arkadan gelen bir arkadaş sağolsun yardımcı oldu kalkmama. Gerçekten böyle teknik parkurlarda deneyimsizseniz, çok temkinli inilmesi gereken bir yer burası, daha ciddi kazalar yaşanabilir. Zaten alışık olmadığım uzun inişlerden dolayı quadlarımın gerildiğini hissediyordum, bir de malesef 3 saatlik bir uykuyla başlamıştım yarışa. O yüzden bundan sonraki bütün inişleri aşırı temkinli inmeye karar verdim. Zeyniler’den sonra zaten malumunuz çok da koşulabilir bir yer yoktu:) Son 400 metrede attığım Zach Miller sprintini saymazsak yürüdüm diyebilirim.

Üçüncü trail yarışımı, bu zorlu 30k parkuruyla tamamlamış oldum. Her şey güzeldi fakat yukardaki yarış sonrası yemek eleştirisine % 100 katıldığımı belirtmek isterim. Bundan önce katıldığım Kapadokya ve Eiger yarışlarında, yarış sonrasında bol çeşitli ve doyurucu menüler verilmişti. Ayrıca iki yarışta da uzun tahta masalardan oluşan yemek alanları vardı. Burada herkes rahatça yemeğini yiyebiliyordu. Kramp giren bacaklarla yere oturmaya çalışmak bile yeterince zordu. Bu sorunun kesinlikle çözülmesi lazım, hele de uluslararası bir yarış olma iddiasındaki bir organizasyon için bu bir zorunluluk. Her koşucu minimum 3-4 bin kalori harcayıp gelmişken, 500 kalorilik menünün de zenginleşmesi gerekir diye düşünüyorum. Organizasyon için emek harcayanlara ve gönüllülere teşekkür ederim. Sakatlık yaşayan herkese de çok geçmiş olsun.

16 Beğeni

10.km sonrasında girdiğimiz single trackte, yaklaşık 2km boyunca, önümde 44 koşan kadın koşuculardan biriyle birlikte ilerledik. Kendisi başlarda tedirgin olunca rahat olmasını, geçmek için hamle yapmayacağımı söyledim. Birlikte çok güzel indik. Bana değil sadece kendi önüne odaklansın diye hiç istemedim fakat ‘şuradaki köke dikkat’, ‘burada dal parçası’ vs diyerek klavuzluk yaptı. Tam sağ arkasındayken bir noktada taşa takıldım. ‘Takıldım, duramıyorum!’ diyebildim sadece ve duyduğu seslerden hızlandığımı anladı. ‘tamam’ dedi. Bu bölüm en keyif aldığım bölümlerdendi. Bu şekilde kısa kısa konuşarak çok güzel anlaştık. Arkasında kaldığım anlarda çok dikkatli olmaya çalıştım. İstemeden bir zarar veririm de gününü mahvederim diye dediğiniz gibi sıkıştırmak yerine aramıza 1-2 metre koyarak ilerledim.

Zeyniler yakınlarında yaşadığım durum farklı. Yürüyerek inen grupların içinde koşmaya çalışıyorsunuz. Her taşın, kayanın başına gelince durup düşünen katılımcılardan biriydi zannedersem. Ben de orayı koştuğum için dolayısıyla biraz hız farkı vardı aramızda. Üzerine basmadığı, sıçramayı tercih etmediği kayalardan sıçrayarak koşmaya çalışıyorum. Onluk bi durum yok yani. Ben insanları geçerken ‘bravo’, ‘harikasınız’ gibi şeyler söylerken geçtiğim insanların da bana aynı şekilde motive edici sözler söymelerini beklerim. Genelde herkes böyleydi zaten. Yüzlerce insanla denk geldiysek aralarından 1 kişi çıktı işte beni fırçalayan.

Ayrıca yarışlarda dediğiniz gibi koşucuların karıştığı kazalar olması çok olası değil midir? Yani sonuçta yarış ortamı ya. Tabii ki de istemeden, kontrolü kaybederek bu tür şeyler yaşanabilir ve anlayışla karşılanabilir. Şahsen asla anlayışla karşılamayacağım olaya örnek ise bu olabilir:

7 Beğeni

Güzel koşmuşsunuz tebrik ederim.

Bu forumda kimsenin benim örnek verdiğim gibi parkurda diğer bir koşucuyu sıkıştıracağına ihtimal vermek istemem zaten. Fakat dediğiniz gibi durumlar oluyor. Hatta daha uzun yarışlarda - mesela bir 100K yarışında - son 1,2 km kala siz koşmaya çalışırken “yahu ne koşuyorsun cutoffa daha çok var hepimiz bitireceğiz zaten” diyenler de çok olur. Ben bir çok kez karşılaştım bu durumla. Sen yürü, benim sana ne zararım var değil mi? :slight_smile:

@HalilAksoy geçmiş olsun. Bence gene de şikayet etseydiniz. Dmitry ben CumalıKızık Cp’sinde iken geldi. Benim arkamda kalacağına ihtimal vermediğim için anlayamadım gerçekten Dmitry olduğunu. Yukarıda hiç gönüllü yok diye Cp’dekilere serzenişte bulundu. Ben de Cp zaten burada yukarda ne gönüllüsü olacak dedim. Sanırım kaybolmuş. O yüzden o şekilde kızıyordu. Zaten bir hışımla gelip bir hışımla koştu gitti.

Biz burada kendi aramızda olması gerekeni konuşurken elit bir atletin bu şekilde davranması kabul edilemez.

10 Beğeni

2019 13k, 2023 30k, 2024 66k’dan sonra bu yıl adı 42k olan ama gerçekte 45 km süren yarış ile dördüncü kez Uludağ’da koştum. Yeni düzenlenen bu parkur daha önce koştuğum mesafelerin hepsinden bir şeyler barındırıyordu. Bu açıdan yabancılık çekmedim.

Geçen yıl sıfırı tüketmek üzere olan quadlarla indiğim inişten bu kez tırmanarak başladık. Bu sert ilk tırmanıştan sonraki toprak yolda ufak ufak yükselti almaya devam ettik. Kısa bir süre sonra ikinci sert tırmanışla birlikte eski madenin yanından küçük zirve eteklerine tırmanmaya başladık ve tırmanışın sonunda ödülümüz olan enfes manzaraya kavuştuk. Yaklaşık değerlerle, 4.5 km’de 700 metreye yakın irtifa kazanmıştık. Geçen sene bu kısımlar sisliydi ve görüş mesafesi düşüktü. Bu kez gözümün alabildiği uzak tepelere kadar görüş açıklığı sunan açık hava sayesinde manzarayı net şekilde ilk kez görmüş oldum.

Bu kısımlardan itibaren önce patika, sonra da geniş toprak yol üzerinden hafif iniş eğimiyle birlikte 11’inci km’deki Cennettepe CP’ye ulaştık. Bu noktayı geçtikten sonraki kısım ise Sarıalan CP’ye kadar 30k parkuru ile tamamen aynı.

Kirazlıyayla CP’ye giden orman içi patika inişine 30 ve 66 parkurlarından sonra bu yıl üçüncü kez girmiş oldum. Önceki yılların tecrübesiyle en sakin, en dikkatli koşumu yapıyordum ki talihsiz bir tezatlık doğdu ve ilk kez bu sene düştüm bu kısımda. Hala emin değilim ama sanırım ağaç köküne takıldım. Neyse ki sağ diz kapağımda oluşan ufak sıyrıklarla atlattım kazayı ve yola sorunsuz devam edebildim.

Zeyniler CP’deki geleneksel hortum soğutmasından geçtikten sonra neyle karşılaşacağımı iyi bildiğim meşhur tırmanışa geldim. Mümkün olduğunca sabit bir yürüme hızı tutturarak tırmanışa başladım. Bu kısım için beslenme planımı da iyi şekilde uyguladığımı düşünüyorum. İlki Zeyniler’den hemen sonra olmak üzere yarım saatte bir jel ve bol su tükettim. Bugüne kadar en düşük aralık olarak 45 dakikada bir jel tüketme sıklığına girmiştim. Tempoma ters orantılı değişen sindirim toleransımın arttığını görmek sevindirici oldu diyebilirim. Ayrıca geçen hafta Aladağlar’da Eznevit tırmanışında güneşin altında buharlaşmama mücadelesi verdikten sonra bu tırmanışı gölgede yapmak da çok büyük nimet gibi geldi bana :slight_smile:

Sarıalan CP’den birkaç km sonra 30k koşanlarla ayrıldık ve Softaboğan Şelalesi yönüne doğru devam ettik. Bu bölümün zorluğu @husy72 'nin de belirttiği gibi eğim grafiğinde ve gpx dosyasında yeterince anlaşılmıyor. Yarışın mental hazırlık aşamasında kafamda küçük zirve tırmanışı ve Zeyniler sonrası tırmanış olmak üzere iki ana bölüm belirlemiştim. Normal şartlarda çok zorlu gelmeyecek bir bölüm belki, ama iki ana tırmanış hedefi belirleyince burayı ister istemez göz ardı etmiş gibi oldum. “Tamam artık bu son tırmanıştı” diyerek birkaç defa baton kapatıp tekrar açtım. Bu son 5,5 km’yi zorlanmadan 40 dakikada tamamlarım diye düşünmüştüm ama tam 1 saat sürdü ve beklediğimden çok daha zorlayıcı oldu. Hafife alınmaması gereken bir son bölümdü.

Toplamda 7 saat 33 dakikada dördüncü farklı Uludağ madalyamı aldım. Finiş koridorundan çıkınca sağdaki ilk stant masaj standıydı ve hemen sıraya girdim. Sıcağı sıcağına yapılan masaj çok iyi geldi doğrusu. Günün kalanını önceki senelere göre daha dinç tamamladım bu sayede.

Daha zor diyerek fazla iddialı konuşmak istemem ama her ikisini de koşmuş biri olarak 42k parkuru en az 66k kadar yıpratıcı ve ciddiye alınması gereken bir parkur diyebilirim.

Tüm parkurlarda koşan herkese tebrikler ve geçmiş olsun.

13 Beğeni

@sopranos Ertan kardeşim o ağaç dalları var ya… Kirazlıyaylaya inerken 2 kere tökezletti yıkılmadım ayaktayım dedim ama başprmağımı iki kere darbelemiş oldum. Tırnak hopladı yani. Artık korka korka gitmeye başladım. Daha öncede bahsettiğim gibi son 4 km hepimize sürpriz oldu. Batonları toplayıp son takviye jelimi de tükettim. Bir darbede sanırım buralarda bireyde daha aldım. Tırnak düştü düşecek derken , Tam o arada @Osma Yağız merak edip aradı abi nerdesin diye. O bitirmişti. Otelleri gördüğümü söyledim 3-5km yol kaldı dedim ama bu mesafe beklenildiği gibi değildi. Yani bu bölgeye dikkat etmek lazım…dikkat edildiği sürece en güzel parkur 42k parkuru olabilir…

7 Beğeni

Geçmiş olsun abi. O bölümün hiç şakası yok gerçekten. Hafif hasarlarla atlattık neyse ki.

3 Beğeni

Daha önce Uludağ’da 16K koşmuş olsak ya da @Osma 'nın yaptığı gibi önceden o kısmı test etme imkanımız olsa 42K’nın son 4 km’sine kafaca çok daha hazır olurduk galiba. :slight_smile:

Şelaleyi geçtikten sonra az bir eğimin ve mesafenin ardından finişe ulaşacağımın hesabını yaparken bitmek bilmeyen 4 kilometre hem mental hem de fiziki olarak beni çok zorladı ve o kısımda çok fazla zaman kaybederek finişe gelmek durumunda kaldım ben de.

Yine de 42K’nın ilk kobayları olarak bu zorlu ve teknik parkurda ter dökmek oldukça keyifliydi.

8 Beğeni

42K parkur yorumlarına katılıyorum. Hatta antrenman olarak bu parkuru koşup yukarıda da yazmıştım. Yarış dışı koştuğumuz için keyif alarak süre hedefi olmadan koştuğumuz için eğlenmiştik.

4 Beğeni

Evet, devrik ağacın hemen yanında 90 dereceye yakın diklikte bir yer daha vardı ben orada basacak bir yer de görmedim üstelik. Oradan çıkabildiyseniz eğer Bravo diyorum, benim için imkansızdı oradan çıkmak mecburen ağacın altından geçip diğer taraftan çıkmayı denedim. :slight_smile:

Soğuk içecek her CP’de olamaz tabi ama bazı CP’lere küçük bir buzdolabı getirilebilir en azından elektrik çekilebilen yerlere.

4 Beğeni

Ben de ağacın altından geçtim zar zor. Diğer alternatifi gözüm kesmedi.

2 Beğeni

@barisgoker @pusulaaa şimdi çektiğim videolara baktım. Dediğinize benzer tek bir nokta ve devrik ağaç gördüm. Ben orada hep yukardan gitmişim. Full videoyu hazırlarsam orada görürsünüz :slight_smile:

4 Beğeni

Kapadokya’nın bir senesinde kayıt, uçak, konaklama hepsini ödedikten sonra sakatlandım ve koşamadım. Ben de yarış başladığında, oraya kadar gitmişken ilk CP’ye gidip oradan 10K geri yürür herkesle geçişirim diye düşündüm. Üzerime de bir önceki senenin tişörtünü giydim. Dönerken dar mağaralara denk geldiğimde yarışanlar beni organizasyondan biri sanıp neden mağarada ışıklandırma yok diye şikayet ettiler. Bir trail yarışındasın ve mağarada ışıklandırma bekliyorsun. Komik geldi tabii. Seninki de biraz buna benziyor Barış :blush:

5 Beğeni

Mağrada ışıklandırma olmaz ama bazı CP’lerde soğuk içecek olabilir bu zor değil o kadar. Sadece ben değil bir çok koşucu da de böyle olmasını istiyor zaten. CP’de soğuk su yok diye isyan ederek bir daha kesinlikle gelmeyeceğim diyenler de oldu. Ben bu kadar katı değilim en azından, bunları da tavsiye niteliğinde yazıyorum.

2 Beğeni

İyisiniz yine, ‘parkurdaki taşları temizleyip, halı serin’ dememişler. :sweat_smile:

Bence CP’deki soğuk su beklentisi tartışılsa bile ışıklandırma isteği ile kiyaslanmamalı.

Şaştım kaldım, Işıklandırma istemek nedir.. kesin Instagramcılardır. Bunlar geceye kalsa, kafasına fener takmak yerine, patika üzerine aydınlatma direkleri de isterler. Oldu olacak patikalari cam fanus içine alalım, yağmur/kar da yağmasın, soğuk, çamur da olmasın. Ayı da çıkmaz köpek te ısırmaz.

6 Beğeni

Selam,

Uludağ Ultra boyunca yaşadıklarımı, hissettiklerimi anlatmaya çalıştım. İlk defa böyle bir video yaptım. Mikrofon olmadığı için zaman zaman söylediklerim anlaşılmıyor. Umarım beğenirsiniz. İyi seyirler :slight_smile:

23 Beğeni

‘‘Aşağıda sıcak yukarıda soğuk’’ Demeniz gerçekten iyi hazırlanmak gerektiğini özetliyor bu organizasyonlara Şelale sesi çok hoş gerilmeyi biraz olsun rahatlatır Nicelerine sağlıcakla

6 Beğeni

1 dk da 100k

10 Beğeni