Bir İstanbul maratonunu daha bitirmiş bulunuyoruz. Start alanına erkenden alır kafa şişirirlerdi start noktasına ilerlerken duyduk ki start geri sayımı var. Herkes bir anda telefonlarını çekip foto çekiyor anlamsız geldi tabi zevk meselesi. İlk bir kaç kilometre ilerlemek zordu sonra taşlar yerine oturdu. 330 ml Pet şişe yerine 250 ml bardak su gelmiş hiç hoşuma gitmedi. Oldukça rüzgarlıydı 10 km ilerlerken rüzgar karşıdan esiyor balattan döndük rüzgar karşıdan esiyor. 17-18 km dolayları kas çekmesi gerçekleşti hayırlı olsun. Hızlı yürü-yavaş koş ikilisi eşliğinde 1:51 ile yarış bitti. Şu kapı harfleri kaçtan başlıyor bitiyor bilgi verecek olan var mı ibbsporun yanlış kapıya yere yönlendirmesi hakkında bir çalışma yapmak istiyorum bu bilgi elzem derecede önemli.
21k 4876 bitiren (5000’ini geçseydi iyiydi)
10k 7568 bitiren
Su konusunu ben de hiç beğenemdim. Gönderecekleri ankete de yazacağım. Çoğu gönüllü bardak suları açık şekilde verdi. Koşarken ellerinden hızlıca alınca yarıya yakını dökülüyor, kalanı da içerken aniden boğaza gidip zor anlar yaşatıyor. 10 ila 15. km arası ise su yoktu (normalde 2,5 km’de bir olmalıydı) ve ciddi susuzluk çektim. Toplasan 500-600 ml su ile yarı maraton koşmuş oldum. 330 ml su ve kapalı olarak verilmesi en ideali bence.
Ben 21 k koştum. Geçen hafta decathlon dan aldığım 3 jel yanımdaydı. İlkini 5. k da tükettim. Bir süre sonra midemde ciddi problem çıktı, jel bozuktu sanırım. Halbuki yarışa çok iyi başlamıştım. Diğer jelleri kullanmadım, kötü midem ve karbonhidratsız bedenimle keyifsiz bir şekilde yarışı tamamladım. Bu arada Sezgin Ataç’ı da yaptığı harika dereceden dolayı tebrik ederim.
Ben başka bir konuya dikkat çekeceğim. Bu sene finish’den sonra sizi alandan çıkmaya yönlendiriyorlardı, olabilir bitirenlerin sıkışmaması adına itirazımız yok. Sırf ben koşuyorum diye benimle antrenmansız 21K koşan eşimi beklemek için bu alanın girişindeki köşede dururken güvenlikteki bir arkadaşın anlamsız ve kaba şekilde “boşalt burayı boşalt” diye bağırarak bekleyen 2-3 kişiyi iteklemesine maruz kalıp en sonunda tartıştım. Eşim 2:40 ile bitirdi, zaten G kapısından başladık dolayısıyla maraton başlayalı 2 saat 45 dakika olmuş, çoğu insan bitirmiş, çıkış alanı genişken ve çok daha az insan çıkıyorken bu şekilde bir tavrı anlamak mümkün değil. Beklediğim yer demir parmaklıkların yanı ve alanın dışında. Kaldı ki buradan adımınızı atınca zaten doğal olarak her yer insan kalabalığı, bundan da kimsenin şikayeti yok. Ülkenin genel durumuna bakınca nazik, medeni tavırları geçtik, böyle bir organizasyonda bu kadar ciddiyetle alan boşaltmaya çalışmayı anlayamadım. Belki birileri okur da güvenlik elemanlarına önce medeni davranma eğitimi verir diye yazdım.
organizasyonun su hizmetinin bir nevi gold standardi kagit bardaktir zaten…hem kosarken tek seferde bir iki yudumdan fazla su icmenin anlami olmaz, hem de cevreye cok daha az zararli bir hizmet…
Merhaba, 10K koştum. Genel olarak keyif aldım ve hiç bir sorun yaşamadım. Her şey hızlı ve sorunsuz oldu benim adıma.
Önceki senelere göre çok kalabalıktı. Kısmen önde sayılacak bir yerde yer aldığım için istediğim sürede (50 dk altı) koştum.
Emeği geçen herkese ve tüm gönüllülere teşekkür ediyorum.
Yüksek müzik dinleyenler konusuna yazacaktım ama burada başıma geldiği için buraya yazayım dedim.
Dün İstanbul YM de en az üç farklı noktada seyyar bulutut hoparlör ile gürültü yapan koşucu geçtim.
Antrenman neyse ama böyle onbinlerce insanın bir arada koştuğu bir ortamda bunu yapmak hem saygısızca hem aptalca.
Ne zevk alıyorlar kendilerine küfrettirmekten anlamıyorum.
Bence tam bir eziklik göstergesi.
Nabzın tavan yaptığı, bacaklardaki son enerji kırıntıları ile finişe doğru zorladığım anlarda bunlarla muhatap olmak zorunda kalmak tam bir işkence. O anda bu insanımsılara karşı olan hislerimi burada kelimelere dökersem fazlasıyla müstehcen olur.
Verilen sular Hamidiye’nin 180 ml’lik bardak sularıydı. Karton bardak tabii ki olabilir ama tercih meselesidir. Hijyenik bulmadığım için ben tercih etmem. Geçenlerde bir yarışta bardak yetmediği için kullanılmış bardaklarla tekrar su verildiğini okudum mesela. Şu ana kadar katıldığım hiçbir yol koşusunda karton bardak verildiğini görmedim. Karton bardak olacaksa da suyumu yanımda getiririm, gerekirse koşu çantası ile koşarım. 180 nabız ortalaması ile yarışı koşan biriyim, 5 km susuz kalmayı kabul edemem. Bir sonraki yarışta yarış önceci pet bardak mı yoksa pet şişe mi verileceğini sorup ona göre kendi suyumla gelirim.
İlk 800’de bağcık açıldı. Önce çipi yanlış bağladım diye düşündüm sonra aynı ayakkabı ile benzer sorunu Gelibolu’da da yaşadığımı hatırladım. Orada açılmamıştı ama açılacak gibi bollaşmıştı. Böyle olunca ayağınızdaki gerçek gücü yere aktaramıyorsunuz. (boston 12)
Sol taraftan ilerlerken acil durum kodu ile kalabalığı sağa doğru kesip kaldırıma çıktık. Burada 30 saniyeye yakın kaybımız oldu. İlk km’yi 5:15 ile geçtik.
Yarışta koşabileceğim tempoları @mehmetbas ile paylaşmıştım öncesinde. 4:50’yi güvenli liman olarak belirledik. İlk 2km, Sarayburnu çıkışları ve Galata Köprüsü üzerinde bu kontrollü tempoda koşmaya karar verdik. Dönüş noktasına kadar 4:35 – 4:40 arası, sonrasında ise 4:30-4:35 arasını belirledik. 16. Km’deki son kontrollü tempodan sonra da duruma göre ne çıkarsa bakarız dedik.
Başlangıçtaki 30sn’lik kaybı kapatmak için ekstra hiçbirşey yapmadık. Planı bozmadan devam ettik. Ne konuştuysak, nasıl düşündüysek birebir aynısını tüm splitlerde uygulayabildik. Rüzgar da kolayımıza oldu tabii… Gerçi poyraz değil de lodos olsaydı pozitife çevirirdik planı. Buna da hazırlamıştım kendimi çünkü her şeyi hesaba katarak o gün, o anda yapabileceğimin en iyisini yapmak istiyordum.
Hazırlık için 5 haftam vardı. Bu süreçte çok güzel antrenmanlar çıkarttım. Özellikle güzel geçen bazı interval ve tempolardan sonra iş ‘1:40’ı geçeceğiz de… ne kadar geçeceğiz’ e döndü. Buna @mehmetbas ile yaptığımız antrenmanların katkısı çok büyük oldu.
Sonuç olarak 1:37:31 beni fazlasıyla memnun etti. Sevgili @Kahomen ile birebir aynı sürede koşmamız da muhteşem bir tesadüf oldu
not: son koştuğum yarışlardan 2024 istanbul maratonu, Uğur Mumcu, ve bu yarış öncesi hasta oldum. Şu yarış haftası hasta olma işi artık canımı çok sıkıyor. Tesadüf değil de ben mi bir yanlış yapıyorum diye düşünmeye başladım… Yüklen, yüklen, yüklen, herşey iyi gidiyor… tam taper yapacağım hasta oluyorum her seferinde… Çok sinir bozucu gerçekten…
2020’den beri koştuğum 11.Yarı Maraton’um (21K) ve İstanbul Yarı Maratonu’na ise 2019 itibariyle 7.kez katılışım oldu.
Çok keyifli bir yarıştı, organizasyon genel olarak başarılıydı. Artıları ve eksileriyle değerlendirirsek;
Artıları:
Madalya harikaydı. Hem tasarım hem de işlevsellik katılarak ortası dönen bir madalya hazırlanmış ki bence bu yılın en iyi yarış madalyası olmaya hak kazanacak,
Yarışın ana sponsoru Hoka tarafından madalya’ya ve yarış tişört’üne ayrı ayrı derece yazdırma imkanı vardı, saat sınırı olmadan etkinlik alanında kalan son kişiye kadar bekleyip hizmet verdiler ki bu da takdire değer,
CP’lerde dağıtılan yiyecekler ve Finish’te dağıtılan gıda paketinde sağlığa zararlı bir şey yoktu buna da özellikle dikkat edilmiş, genel olarak içerik yeterliydi.
Emanet eşya çadırları kapı ve göğüs numaralarına göre iyi düzenlenmiş, yarış sonunda kimse sıra beklemeden çantasını teslim alabildi.
Eksileri:
CP’lerde daha önce 250-500 ml’lik pet şişe ile sular dağıtılırken bu sefer 180 ml’lik bardak su verildi. Bardak su hem miktar olarak az, hem de kullanımı zor, koşu esnasında dökülüyor. CP’lerde tekrardan pet şişeye dönülmeli,
Halen 20 sene önceki geri dönüşümlü ayakkabı çipleri kullanılıyor bu eski sistemi kaldırıp göğüs numarasına yapışık çip sistemine geçmeliler. Yeni sisteme uygun çip okuma cihazları satın alamıyorlarsa Timing hizmeti veren bir firmayla anlaşmalılar,
Kapı harf sistemi halen oturmadı. Örneğin iyi derece yapan kişiler arka kapılara atanabiliyor bunu düzeltmeliler,
Yarış tişörtü tasarım olarak geliştirilebilir, daha iyi olmalı.
Edit: mat time sıralaması baz alınmıştır.
Gun time’a göre de farklı aralıklara göre, farklı zaman aralıklarına, pace kapı sadakatine(kendisine atanan kapıya çıkış yapmış mı) değişik analizler yapmak mümkün. Benden bu kadar olsun.
Hangi harf ataması hangi numaradan başlıyor tespit etmek bayağı uğraştırdı. Kendi analizini yapmak isteyen için amme hizmeti.
Acaba sistemin atadığı kapı numarasıyla sporcuların kapı numaralarına göre bitirme süreleri arasındaki ilişkiyi gösteren bir çalışma yapılması mümkün müdür?
Yani örneğin A kapısından çıkış yapıp da C kapısından çıkış yapan sporcudan sonra yarışı bitiren kaç sporcu var vs gibi. Çünkü normalde sporcuların çıkış kapılarına uygun olarak yarışı bitirmesini bekleriz, önce A sonra B sonra C vs. kapısından çıkış yapan sporcular yarışı yine bu sırayla bitirmiş olmamalılar.
Tabi ki burada sporcuların yarıştaki kişisel performans düşüklükleri de etkili olmuştur ama genel olarak sistemin doğruluk oranını merak ediyorum.
Aslında durum daha vahim.
Çünkü sıralamayı “gun time” üzerinden yapıyor.
Benim “G” kapısından çıkış yaptım.
Bende gun time ile net time arasında tam 8dk var.
Yani ben 1:51 ile bitirdim ama 1:59 üzerinden sıralamaya giriyorum.
ama bu örneğin C kapısından çıkış yapanlar için 1dk civarında.
Sıralamayı net time üzerinden yapsalar arkadan çıkış yapanların dereceleri daha çok yükselecektir ve bu tablo daha vahim hale gelecektir.
Örneğin ben 1:51:21 net time ile 1:59:32 mat time olduğu için sıralamam 1931,
ama benim aynı zaman sahip 1350-1400 sıralama civarındaki kişiler benim aynı net time sahipler. Tabi onların mat time süreleri ile net time süreleri hemen hemen aynı
Hemen üstünüzdeki @duman 'ın mesajinda bu analiz yapılmış aslında. Biraz açıklama olsa daha kolay anlaşılırdı tabi. Benim anladığım kadarıyla tablo çıkılan kapıya göre 400’lük dilimlerde sıralamayı gösteriyor. Örneğin F kapısından başlayıp ilk 400’de bitiren 13 kişi var. Toplam 4800 kişi ve 8 kapı olduğuna göre belki tablo 600’lük dilimlerde yapılsa sizin söylediğinize daha yakın olurdu. Sorduğunuz sorunun kısmi cevabı A kapısından çıkıp C kapısı ve üzeri performansı gösteren yani 1200’ün üstünde bitiren toplam 41 kişi var. Aynı analizi aslında kadın erkek olarak ayırıp yapmak lazım.
Aslında sonuç tablosunda “Sort on:” seçeneğinden mat seçerek, mat time olarak da sıralayabiliyorsunuz. Net zamanınızdan isminizi buldum, mat time olarak sıralamanız 1539 görünüyor.
Kapıları önceki koşularımızdaki mat time üzerinde belirliyorlardır diye umut etmekle beraber ben de G kapısında başladım, oysa ki geçen sene aynı yarı maratonu 1:57 ile koşmuştum.
Sizin açıklamalarınız doğrultusunda tekrar inceledim tabloyu, durum vahim elit, A ve B kapılarından çıkış yapan sporcular nispeten çıkış kapılarına uygun bir sonuçla bitirmiş ve özellikle C kapısında sonra bitirme sıralamaları homojen hale gelmiş görünüyor bence bu durum yalnızca sporcuların yarıştaki kişisel performanslarıyla açıklanamayacak kadar büyük bir sapma. Umarım belediye de en az bizim kadar kafa yorar bu işe.