Gönderime Murat abiye bu mesajı için teşekkür ederek başlamak istiyorum:
Geçen seneki konuda bu ince işçiliği görünce çok etkilenmiştim. Bu seneki İstanbul yarı maratonunda bir benzerini uygulayarak tüm kilometrelere hakim olmayı başardım. Yer yer güvenli pacelere düşmek beni yarışlarda çok rahatlatıyor.
Adalar aquathlonundan sonra, kendimi hazır hissedince takvime baktığımda maratona kadar 7 hafta vardı. YM sürecinde işe yarayan hiçbirşeyi değiştirmeden, buraya uyarlayarak bir deneme yapmak istedim. Aynı antrenman sistemi. Tek farkı uzunların bazı bölümlerinde maraton tempomu ve 15-20 sn kadar hızlısını sıklıkla denedim. Hedef olarak yarışı 5:10 - 5:15 paceleri arasında bitirmeyi seçtim.
Yukarıdaki tabloyu yine kendime göre uyarladım. Örneğin köprü sonrası 3 ve 4. km’lerde ve dönüş noktasında güvenli bölgeye geçerek 5:30’lara düşmeyi planladım. Bu yarışta 30-40 arasında hep tempo yükseltmek istemiştim ama hiç yapamamıştım. Burada uygun yerlerde 4:50 - 5:00 pace aralığına çıkmayı planladım.
Sakatlıktan çıkan Aykan Balık, yarış boyunca bana destek oldu. Onunla maraton mesafesinde mücadele vermekten inanılmaz keyif aldım. 35. km’ye kadar sorunsuz gelmemizi, yanımızda konfeti olmasa da küçük bardak suları aramızda sıkıp patlatarak kutladık ve ustamdan müsade alarak buralarda tempo yükseltmeye devam ettim.
38’e kadar hiçbir sorun yaşamadım. Burada kramplar geliyorum demeye başladı ve son 200 metrede durmak zorunda kaldım. Bütün yılın yorgunluğu bir anda ortaya çıktı sanki. 42.2 'nin son 0.2’sini 12 pace ile geçince 3:40’ı kıramadım 3:41:00’da son çizgiyi geçtim.
Yarışın öncesinde, yarışta ve sonrasında çok sevdiğim dostlarımla buluştuğum bir festival günü gibiydi. Bu sefer her anlamda keyfini çıkardım diyebilirim.
Şimdi offseason’a balıklama atlama zamanı.