Şuan için morluk yok. O yüzden kırık yok sanırım ancak bileğim şişlikten iki katına çıktı. Fena derecede ödem var umarım kemik ödemi gibi kötü bir durum değildir. Çünkü yazın antrenmanlarımdan birinde bileğimde ufak bi şişlik olmuştu ama doktorum akut bir durum diyip dinlenme verdiğinde kendine gelmişti. Bu sefer yeniden tekrarlaması ve şişliğin bilek yerine kemiğe yakın olması ufak bir korkuttu. Onun dışında üzerine basmakta ve yürümekte zorlanıyorum ama yapacak bir şey yok. 1 hafta boyunca böyle acı çekeceğim galiba ama sonrasına doktor karar vericek .
Geçmiş olsun doktora görüne kadar soğuk pressi eğer imkanı yoksa ayağı soğuk suya belli aralıklarla tutmanızı öneririm. Ayakkabı da bir şeyi iyi yaparken bazı şeylerden taviz vermeniz gerekiyor bu tavizler bir yerde patlıyor. Kış günü katıldığım bir koşuda en pahalı ayakkabılar en çok sorun çıkaranlardı koşucuları düşeyaza gidiyordu.
ayak üstü mü şiş yatayda tarak kemiğine doğru mu? yataysa yan bağlar yırtılmıştır, bu zamanla arkaya aşile vuruyor eğer doğru tedavi edilmezse bence 2-3 gün imkanınız varsa tabi ayağı full yüksekte tutup 2 saat ara ile 15’er dakikalık buz yapın, ağrı tam geçince 10-12 gün sonra bilek mobilizasyonu çalışmanız lazım, kuvvet-yıldız çalışması ile lastik egzersizleri o işin ilacı. yıllardır ayak bileği problemleri ile uğraştığım için naçizane yazmak istedim tabi sakatlık bağ değil kemik bazlıda olabilir ama koşuya devam ettiğiniz için tahmin ediyorum ki bağlarda grade 2 gerçekleşmiş.
Tam olarak sağ bileğimin 2-3cm yukarısında kemiğe dokunduğumda ağrıyı net hissedebiliyorum. Dizimde sıkıntı olmadığı için yan bağlarda sorun yok diye umut ediyorum ancak tabi ki bilemeyiz. Umarım ki bağ veya tendon kopması gibi ağır bir durum yoktur.
tam kaval kemiği hizasında ise eversion hareketi ile oluşmuştur bu inversiyon burkulmaya göre daha zor iyileşiyor o bölgede talus kemiğine zarar verebiliyor, tendon olarakta o bölgede fhl tendonu geçiyor ama baş parmağınızı oynattığınız müddetçe o tendona bir şey olmamıştır. ben hala dış yan bağlar yırtığı diyorum ama bir hekime görünmelisiniz bence, önce şişi alın sonra MR çektirin naçizane. geçmiş olsun.
15k’da emanetler bitişe yetişmemiş. Ben maratonda organizasyonu çok beğendim. Kapılar çok katı bir şekilde tutuldu. Hatta B kapısından katılanı C kapısına almadılar. Hepimizin yıllardır söylediği bir şey var, 15ten sonra çok yalnızız diye. Bu yalnızlık olabildiğince giderilmiş durumda. Tüm gönüllüler ve destekçilere çok teşekkürler.
Yol yarışı olunca yazacak çok bir şey olmuyor ama maratonu @Osma ile paylaşmak her zaman çok keyifli.
yarışın videosuna buradan ulaşabilirsiniz. Özellikle bitişte herkesin karşılık veriyor olması çok keyifliydi.
Tam tersi bahsettiğim bölge dış bileğimde o yüzden fhl ile alakalı bir durum yok sanırım.
Geçmiş olsun. Umarım dediğiniz gibi sadece yumuşak doku yaralanmasıdır ve çabucak geçer. Ancak birkaç şeyi akılda tutmak gerek.
- Morluk olmaması kırık olmadığı anlamına gelmez. İlk fırsatta hekime baş vurun, kırık olmadığı belgelensin içiniz rahat etsin.
- Saat başı 20dk. buz uygulaması akut dönemde (ilk 2 gün) önerilir.
- Mutlaka kalp seviyesinin üstünde tutun. Yük vermeyin, sarkıtmayın.
- Dolaşımı engellemeyecek sıkılıkta ve şişliğin altından başlayıp üstüne çıkacak biçimde bandaj yapın.
- Bunlar sadece hekime görünene kadar alınacak tedbirler. Ve tekrar, mutlaka bir hekime görünün. Akut dönem geçecek, şimdiden geleceği düşünmek, kronikleşmemesi için önlem almak gerek.
Tekrar geçmiş olsun, acil şifalar.
Not: Yazdıklarımı zaten biliyorsanız kusuruma bakmayın, meslekten gelen kaygıma verin…
Herkes umarim istedigi sonucla/dereceyle sakatlanmadan yarisi tamamlamistir. @sametakpinar size de gecmis olsun dileklerimi iletiyorum umarim en kisa surede sagliginiza kavusursunuz.
Yarisin baslangicini TV den izleme firsatim oldu, daha sonra goruntu maalesef kayboldu (IpTv) Dikkatimi ceken bir konu kopru cikisinda ve sonrasinda yollarda yer yer islakliklar vardi. Sanki yagmur ya da cig degil de bilerek islatilmis gibi gorunuyordu. Eger bilerek islatildi ise kosanlara eziyet olmustur zira iki hafta once Arena Maraton’da ilk km lerde islatilmisti, kosarken ayakkabinin on tarafindan az da olsa sular ayagima girdi ve rahatsiz etti 21km boyunca. Daha yuksek tempolarda daha da rahatsiz etmistir diye dusunuyorum.
Yeniden bitiren/yarida birakan herkesi tebrik ediyorum. Oraya katilmak bile buyuk basari. Inanin Strava ana sayfamda o kadar cok Rus gordum ki yarisa katilan, hatta bir tanesi Eylule kadar yasadigim , kutup dairesinin 300km uzerindeki taaa Murmansk’tan gelmis yarisa. Bir gun umarim benim de izin zamanim denk gelir, ben de katilirim memleketimdeki yarisa.
Adrenalin patlamasi.
Hangi birinden başlayayım.
Benim herkese önerim. Hayatinizda belli check-listler olsun.
Mesela Fethiye’de Babadağ’dan paraşütle atlamak gibi scuba diving yapmak gibi ve hayatınızda en azından 1 defa da olsa İstanbul’da 42k maraton koşmak gibi.
Ama 5, 10, 15k değil. Full maraton.
Yarış başlamadan önce arkadaşlarin uyarisiyla köprüde sert rüzgar yiyeceğimi bildiğim için yolun solundan gittim ama o nasıl bir fırtına. Rüzgar nedeniyle köprü sallandi. Tam adrenalin patlaması.
Hele tam köprüyü geçtikten sonra Beşiktaş’a sallanan yokuşta o Cheerzone desteği. Herkese yapılan çaklar olsun her yerden çıkan bando takımı canlı müzik full adrenalin patlamasi.
Dolmabahce’den Eminönü’ne inerken hele hoparlörlerden son ses çalan Rocky Eyes Of Tiger şarkısının gazıyla hem hızınız hem nabziniz artıyor.
Dedim ya bu duyguyu herkes hayatında en az 1 defa yaşamalı.
Finişe son 1km kala o Gülhane parkından geçerken tutan hedefin verdiği mutlulukla ve yine seyirci desteğiyle hem ağladım hem de o yokuşu vites bile düşürmeden çıktım.
Yarışta geçen senenin 2 katı fazla turist vardı. Hatta neredeyse maraton koşan Türklerin yarısı kadar turistler vardı.
Her İspanyollara vamos,
Her Ruslara Davay
Her Japonlara Koniçiva diye diye 42k bitti.
Teşekkürler tüm destek olanlar ve teşekkürler İstanbul.
2020 senesinde pandemi parkurunda ilk kez maraton mesafesini denemiştim.25k’da zihnen ve bedenen tükenmeme rağmen yürü-koş ile ite kaka 5:25 gibi bir derece ile bitirmiştim.Yenikapı’da finish tagının sökümü başlamıştı ben geçerken:)
O günden beri daha iyisini koşabilmek gibi bir hedefim hep vardı.
Bu sene ise 30-40 arası 5 tane patika yarışı koşmama rağmen İstanbul Maratonu öncelikli hedefim değildi.Hele ki iki hafta önce Kapadokya38k sonrası doğru bir şey mi yaptım hala emin değilim.
Ama yine de pazar sabahı büyük bir heyecanla start noktasında yerimi aldım.Start alanı geçmiş senelere göre daha organizeydi.Sabah tek sıkıntıyı Üsküdar’da ring otobüslerinde yaşadık.İnanılmaz bir kuyruk vardı.Bu yüzden start noktasına varış biraz geç oldu.Isınmayı pek istedigim gibi yapamadım.
Startla birlikte köprü üstündeki inanılmaz rüzgarı geçtikten sonra 26k dönüşüne kadar her şey sorunsuzca ilerledi.Özellikle hep söylenilen Yenikapı sonrası yalnızlık bu sene pek yoktu sanırım.Gönüllü desteği fena sayılmazdı.26k dönüşü sonrası ise acı gerçeklerle yüzleşme zamanı gelmişti.6:00-6:15 civarı olan ortalama pace yavaş yavaş düşmeye başladı.
39kda ellerimde şişme olunca biraz da endişelenerek bir süre yürüdüm.Az da olsa normale dönünce tekrar koşarak Gülhane Parkı içine girdim ve yoğun duygular içerisinde 04:30’da finish çizgisinden geçtim.
Özet olarak özellikle yol maratonu hazırlığı yapmadan bu süreyi elde etmek benim için büyük başarı oldu.Daha az kilo ile çok daha iyisini umarım bir gün başarabilirim.
Organizasyon tarafında ise 42k koşucusu olarak benim çok şikayetim yok.Ancak 15kda çantalar gecikmiş sanırım.Hızlı koşucular çok mağdur olmuşlar.Bunun da bir orta noktasını bulması gerekiyor Spor AŞ’nin sanırım.Geçmiş senelerde drop bag arabalarını erken kaldırıyorlar diye sorun oluyordu.Geç kalkınca da böyle bir sorun olmuş.Umarım önümzdeki sene daha az sorunlu bir organizason olur…
42 km boyunca parkurların kesiştiği tek nokta burası, Sarayburnu, Gülhane girişi. Yani böyle genel bir problem yok aslında. 20 dk.lık süre farkını da düşününce parkurlar aynı da olsa şu tek istisna dışında bir çakışma/engel olmuyor, onu da durdurarak çözmüşler işte
Bir koşucu geçecek diye, diğer koşucuları durdurmak çözüm müdür? Geçen koşucu elit, durdurulan koşucular sıradan. Bu durdurma işlemine mazeret midir?
Benim buna şöyle bir çözümüm var son 1-2 sene içerisinde federasyon onaylı yarışlardan 15k ve yarı maraton koşanlar normal fiyattan, buralardan dereceleri olmayanlar da 3 katı ödeyerek maratona kayıt olabilmeliler bu yüksek rakam yürümek ve köprüyü geçip yarışı bırakmak isteyenlerin sayısını düşürecektir. Gerçekten antrenmanlı olup derecesi olmayan ama koşmak isteyene de bu opsiyon verilmiş olur pahalı da olsa.
Ama işte amaç çok insan katıldı demek ya bunu yapmazlar ki, ne kadar çok insan katıldı o kadar iyi reklam sonuçta.
Yazılanları konunun akışı içerisinde değerlendirirseniz daha iyi olur. Cevap verdiğim arkadaşın savunduğu şey 15k parkurunu tamamen iptal etmekti, maratonculara sorun çıkardığını düşündüğü için. Ben de parkurlar arasında tek bir kesişme noktası olduğunu, böyle genel, ciddi bir sorun olmadığını belirttim.
Yani sorunuza gelirsek elbette ideal bir çözüm değil, ama koşmayı seven amatör seviye binlerce insanın da katılımını sağlayan 15k yı komple iptal edelim çözümünden iyidir diye düşünüyorum.
Düşündüğüm ve aslında kendime çok da güvendiğim sürenin 7-8 dakika gerisinde bitirebildim. 3:50 civarlarında biter, iyi hissedersem daha iyisine atak bile yapabilirim diye düşünürken 4 saatin altında anca bitirebildim. Kendime bu derece güveniyordum çünkü hazırlık süresince özellikle Gelibolu Yarı Maratonunda çok güzel yanıtlar almıştım.
Stadın önünde saatimin uydu bağlantısı kesildi. 12. km’ye kadar anca toparladı. 41.8 gibi bi ölçüm yaptı. Genel tempo ortalamasını da hep düşük gösterdi tabii buradan sonrasında… 1kilometreye yakın bir kayıp var. Daha önce de belli noktalarda anlık kayıplar oluyordu ama bu kadar uzun süre toparlayamadığı ve sonucu bu denli etkilediği ilk oluyor. Bu sorunu yaşayan, hatta sonrasında yeni kayıt alan yarışçıları gördüm.
15-20k arası @ggg nasılsın diye sorduğunda ‘tetikteyim’ dediğimi hatırlıyorum. Bu hiç de hayal etmediğim bir durumdu. O kilometrelerde, henüz negatif pace’lerdeyken ve rüzgar arkamdayken 150+ nabız ve olumsuz hissiyat benim için sürpriz oldu. Buna ne sebep oldu bilmiyorum.
24 sonrası Gökhan’a ‘artık hedef tempoda koşalım, 5:30’ları görmeyelim’ dedikten sonra 8k gidebildim. 33’te rüzgara boyun eğdim. Bacaklarım artık 5:20’ler için dönemeyecek haldeydi ve 6 pace’e kadar yavaşladım. Hiç kramp sorunu yaşamadım ancak dizlerimdeki dayanılmaz ağrıların üzerine körü körüne gitmek istemedim. Buralarda ne çektiğimi bir ben bir de Gökhan biliyoruz…
@ggg demişken bu yazıda kendisi için ayrı bir bölüm gerek. Saat şaşırınca moralimi bozmama müsade etmedi. Kenardan bir su bile almama izin vermedi. Aldığımda fırçaladı. Aynı sudan içtik, aynı jeli yedik. Dönüşte Yenikapı civarındaki son alt geçitlerden birinde başımı omzuna yasladığımı ve 1-2 adım öyle attığımızı hatırlıyorum. Sarayburnuna yaklaşırken yanından geçtiğimiz bir hanımefendi ‘haydi ama, bu desteğe koşulur, lütfen’ diyerek bana moral vermeye çalıştı. Muhteşem enerjisiyle sadece bana değil etrafınaki herkese destek oldu. Minnettarım
Yarışın benim için artılarına maraton süremi geliştirmeyi, hiç kramp sorunu yaşamamayı, geçen sene tekerlekli sandalye ile geçtiğim finişi 4dk önce yumruklarım havada, sıçrayarak bitirmiş olmayı ekleyebilirim. Eksilerine ise ilk bölümde beklemediğim yüksek nabızı ve aynı doğrultudaki olumsuz hissiyatı, planladığım tempo stratejisini uygulayamamış olmayı ekleyebilirim.
Son olarak sıklıkla yan yana geldiğimiz @Kahomen ve Runzone5 ekibini de tebrik ediyorum. Harika bir enerjiniz vardı. En zorlu anlarda temponuzu korudunuz ve muhteşem ilerlediniz.
Şimdi her zaman olduğu gibi, öldürmeyen acının beni daha da güçlendirmesini bekleyerek yeni hedefleri planlama vakti.
03:57:21
Çok çok teşekkür ederim.
Sizinle birlikte çok uzun bir süre koştuk.
Bizim amacımız 4 saatin altında bitirmekti. 4 kişi başladık. 3 erkek, 1 kadın.
Samin 27. kilometrede daha fazla dayamadı ve bizi bıraktı ilk maratonu için çok güzel bir süre ile 04:17 ile bitirdi.
36. kilometrede Eldar arkadaşımız bizi bıraktı ve yine kendisi çok güzel bir süre ile 04:08 ile bitirdi.
Rüzgar ilk 26 kilometre çok çok iyiydi. Hedefi ve tempomuzu hiç ama hiç bozmadık. Köprü sonrası yokuşu 05:55 pace ile çıktık Barbaros bulvarında bile çok hızlanmayıpen fazla 05:20 pace’e çıktık. Dönüşte 3 kişi her kilometrede değişerek makara sistemi ile baya ilerledik. Gerçekten çok iyi gidiyorduk Eldar’ın bizi bırakmasının ardından son 5 kilometrede gerçekten tempomuzu çok iyi yükselttik. Gülhane Parkına çok hızlı girdik.
26 saniye ile 04:52:17 saniyelik rekorumu kıramadım yanarım ona yanarım. Çok ama çok fazla koşmuşum. 42,63 kilometre. Nasıl olur anlamıyorum, 100 metre daha az koşsam kırmıştım. Hedefimiz 4 saat altıydı ama biraz daha erken çıksaydım olacaktı eminim. Çok iyidim, nabzım çok ama çok iyiydi. 5 değilde daha erken ayrılmalıydım. Rüzgara kafa attım resmen ama olmadı.
Çok iyi bir süre ile bitirmişsiniz @Osma Ben ve birlikte koştuğum arkadaşlarıma yazınızı gönderdim. Çok teşekkür ederim tekrar.
Başarılarınızın devamını dilerim.