Geçen sene 38K koştum, bu sene 63K’da olacağım. Parkur zaten inanılmaz güzel ama özellikle yüksek profilli katılımcı kitlesi ile TR’de erişilebilecek en güzel yarış ortamlarından bir tanesi.
119k 20 saat ve altında bitirenlere ,prestijli bir yarışa katılım hakkı veriyorlar. Bu senenin sürprizi (Western State 100 mile). Öyle bir ideali olan varsa tabii.
Şöyle aslında: “CUT parkurunu 20 saat altında bitiren tüm katılımcılar WS100 çekilişine girmeye hak kazanacaklardır.”
Şunu da belirtmek lazım. Duyurudan benim anladığım 2025 CUT’a katılarak 2026 WSER çekilişine katılma hakkı kazanıyorsunuz. Yani bu sene katıldığınız CUT için böyle bir durum yok.
Düzeltme: @fatihboyaci söyledi sağolsun 2024te 23 saat altı bitirenler de 2025e çekiliş hakkına sahip oluyorlar.
Kapadokya cok uzun zamandir o listede. Ben 2017’de Spartathlon’dan 3 hafta sonra sirf WSER100 icin kosmustum, oradan biliyorum. (utanc emojisi)
Dün Mustafa Araç’tan duydum. Listeye hiç bakmamıştım CUT için. Tom Evans’la aynı start çizgisinde olmak da varmış darısı Killian ve Walmsley e
Ülkedeki internet hızının vasatlığından canlı yayını yapamıyorlar. Finişte bile yayın donuyor. İngilizce yayında sunucu ne anlatacağını şaşırdı. O kadar emek var yazık. Ön grupları izleyebilmek çok keyifli olurdu.
CUT’da erkeklerde Oğuzhan Emre Singer, kadınlarda Beyza Güzel önde götürüyor şu anda. CMT’de de sanıyorum Sub5 geldi.
Düzgün bir yayınla izleyebilmek gerçekten çok zevkli olurdu.
Sabah lisans başlığı altında, ‘kapadokya için uyandım’ deyince anlamamıştım. Bu gönderiyi görünce farkettim. Tebrikler, ayaklarına sağlık.
Türkiye’den en hızlı 119k koşucusu Emre Singer 12.21 olan derecesini 11.30’a çekti, 51 dakika daha hızlı en iyi derecesinden.
11.saatte 100.km’de Salih Bulut bıraktı sanırım.Buradaki en hızlı derecesi 13saat14dk düşününce 11saat 100km gayet hızlı gelmiş.Bitiren bitirmeyen, kürsü yapan sonda tamamlayan herkesi tebrikler.
İnternet hızı vasat, ancak bununla alakalı olduğunu düşünmüyorum. kick, twitch vb. platformlarda günlük düzenli full hd yayın yapan sayısız yayıncı var.
eleştiri yapmak istiyorum.
Yapıcı olsun polemiğe mümkünse yol açmasın (bu 2. cümle bile polemiğe yol açar)
Kapadokya koşusunu çok seviyorum, yarın olsa yarın yine giderim. Galiba eleştirime sebep olan şey de benim Kapadokya’yı bu denli kusursuz ve zirve bir organizasyon olarak görmem.
Bazı küçük detaylar var (belki de sadece bana öyle geliyor), mesela:
- Canlı yayının geçen yılla uzaktan yakından alakası yoktu. Bunu internet hızına bağlamak doğru olmaz çünkü geçen sene daha verimli bir akış vardı. Organizasyon binlerce kişiyi bir araya getirecek güce sahipken, dünyanın dört bir yanından koşu severleri birleştirirken bu yayın kalitesi gerçekten olmadı. Kimse kızmasın, bir şeyi de eleştirelim. Bu sadece bir eleştiri değil; Kapadokya Ultra’nın zayıf bir yanının olması önce beni üzer.
- Start alanındaki kapı uygulamasına da biraz kızdım. Abi, fişi olmayana yemek vermemek gibi sonuna kadar haklı bir kontrol mekanizması kurduysanız, e bir zahmet o kapılardan giren göğüs numaralarını da kontrol etmek gerekmez mi? İnsanlar nerelerden, ne uğraşlarla oraya gelmiş, kendini kurnaz zannedip en öne geçenler, arkadaşının yanına kaynak yapanlar… Lütfen bunu ülkemizdeki daha düşük prestijli koşularda gönlünce yapsınlar. Zaten birey olarak saygı falan aramayı unuttuk ama en azından organizasyon seneye buna bir önlem alsa çok iyi olur. Hayır, start kuyruğunda uyarmak istedim ama arsızın birine denk gelip orada insanların motivasyonu bizim yüzümüzden bozulur diye bir kelam edemedim.
- Madalya
Madalya
Belki çok abartıyor olabilirim ama metal bir madalya istiyoru((m)z). Bende madalya denilince akla gelen basit bir metal olur, metal! Verilen madalyada tarih bile yazmıyor, seneye de aynısını verirlerse hiç şaşırmam. Şimdi diyeceksiniz “Kardeşim, koştun, evine git, alt tarafı madalya.” Ama bu da benim hassas noktam. Onca özverinin sonunda demir, pik, çelik, artık her neyse, klasik bir madalya bekliyorum. Son zamanlarda organizatörler bu şekilde orijinalinden uzak ve özentisiz madalyalar vermeye başladı ve galiba bu durum sadece benim canımı sıkıyor ama anı bu, bir hatıra. Geçen yıl ne güzeldi
- Bunların dışında yedik, içtik, dostlarımızı gördük ve yeni dostlar kazandık. Hâlâ bence tartışmasız zirvesin, Kapadokya Ultra.
- Birkaç dert ettiğim konu daha var ama tam olarak kendimi ifade edemeyeceğim çekincesiyle yazmak istemiyorum. Kapadokya Ultra’ya önümüzdeki yıllarda gelmek isteyenler eğer bu yazdıklarımı okursa şunu söylemek isterim: Kapadokya Ultra önceliği arazi koşusu olan bir etkinliktir. Amacınız after party ise bunu bu kadar yol yapmadan da karşılayabilirsiniz
Bence bu konu koşu dünyamızın kanayan yarası. Benim fazla madalyam yok 15 küsür toplamda. Bu sene Gelibolu maratonunda verilen hariç hepsi çirkinlikte birbirleriye yarışır. Anıları olmasa 5dk evde tutmam. Durgun bir havada deniz kenarına gider suda sektiririm.
Başlangıçtaki kapıların denetimsizliği benim de canımı sıktı. Adam fotoğraf çektirmek için öne geçip sonra yolu tıkaya tıkaya yürüdü. Normalde mesafe uzun olduğundan şikayet etmem ama, başlangıçtan kısa bir süre sonra single track kısmı başlıyor burda maalesef ve yarışın en başından yavaş trenin arkasında kalmamak için gereksiz yere nabız yükselttik.
Madalyalar konusunda da tek diyeceğim, aman dikkat sakın yere düşürmeyin paramparça oluyorlar.
Bunların dışında katıldığım yarışlardan en iyi organizasyona sahip olan buydu kesinlikle. Çok önemli değil bence ama verdikleri tişörtler ve polar oldukça kaliteliydi. Seneye daha güçlü bir şekilde gelmeyi umuyorum.
Ben begendim madalyayi. Demir madalyalar oksitleniyor ve basit bir hisleri var. Dj’leri de begendim aksam. Bazen burda yazilanlari okuyunca marsli gibi hissediyorum.
Organizasyon her zamanki gibi harikaydı, emeği geçen ve katılan herkese teşekkürler. Kızım ilk defa çocuk koşusuna katıldı , büyüdüğünde beraber yarışmak da nasip olur inşallah.
Organizasyon herzaman ki gibi yapması gerekenleri yaptı. Ama kendi sırasında durmayan insanlar, yemeği iyi yapamayan mesela makarnayı hamur yapanlar,kaliteyi düşürmüş olabilirler. Ancak parkurun güzelliğine asla gölge düşmez. Hele 1. Cp giderken yoldan pardon havadan çıkmış balonun sepetine bir el atarak yoluna koymak hangi yarışta nasip olur. Bu arada balon görevlileri nefeslerini bir yerden alırken Japon turistler foto çekip koniçiva diyorlardı.
Seneye ömür olursa birdaha inşallah.