Ben de daha bu yazismalarin basinda bir yorum yazmistim, “elestirileri daha yapici dille yazmak dogru olabilir” seklinde. Sonra sildim, dedim durduk yere gerginligi tirmandirma. Ama neyse ki forum komunitesi benim yerime yazdi, cok mutluyum o yuzden. Gercekten konunun basligi bile “rezillikleri” seklinde olmamali. “xxx yarisi hakkinda” ya da “xxx yarisi ile ilgili gorusler” olmali.
Konuyu açan arkadaşımız, organizasyon hakkındaki olumsuz düşüncelerini belirtmek amacında olduğu için, ‘yarış hakkında’ veya ‘ilgili görüşler’ gibi başlıklar, konunun açılış amacına uygun olmazdı.
Ama tabi ‘rezillikler’ gibi bir başlık ta çok uygun değil. Aşırı bir ifade şekli.
‘yarış hakkındaki eleştiriler / olumsuzluklar’ gibi bir başlık daha amaca uygun olurdu diye düşünüyorum ben de.
Bu forumdaki herkes şimdiye kadar farklı organizatörlerin onlarca farklı yarışına katılmıştır. Katıldığımız tüm o yarışların da olumlu tarafları olduğu kadar çokça eksiklikleri de olmuştur.
Ben geçtiğimiz hafta düzenlenen Belgrad Ultra Trail yarışına katılmadım, o yüzden yorum yapamam. Ama yarış öncesi sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla 'güzel bir yarışı kaçırıyorum galiba" hissine kapılmıştım. Yarış bittikten sonra da aksini düşünmedim.
Burada 'birkaç kişi’nin hem yarış öncesi hem de yarış sonrası organizasyona yönelik, tahminimce biraz da bireysel ya da grupsal husumet nedeniyle, gereksiz yüklendiği hissine kapılıyorum. Forumdaki diğer arkadaşlar da onlara katılarak eleştiri ortamını körüklemiş oldu gibi.
Son dönemde onlarca eleştirilebilecek yarış gerçekleştirildi belki ama hiçbiri Belgrad Ultra kadar eleştirilmedi gördüğüm kadarıyla.
Geçen seneki Belgrad Ultrayı koşup bu seneyi ekran karşısında takip eden biri olarak birkaç kelam etmek istedim.
Geçen seneki yarışın ilk defa yapılıyor olmasına rağmen çok büyük olmayan problemleri vardı. Bu senekilerde de gördüğüm kadarıyla bazı problemler var.
Ben bu konuya biraz daha yapıcı yaklaşmak isterim.
Türkiyede koşan aslında bir avuç insan ( nüfusa oranla ) olarak aslında bu tip yarışlar bizlerin gözbebeği olmalı. Katılım sağlayıp bu komünü büyütmek hobimize yaptığımız bir yatırım. Bence bir yarışın en güzel reklamı sosyal medyadan değil kulaktan kulağa yapılanıdır. Bugün hala kapadokya neden herkesin birbirine önerdiği bir yarış ve benim için Uludağ neden gidip koşulmalı ? Çünkü tüm imkanları kullanarak ve sınırlarını zorlayarak her detayı ince düşünüp iyi uyguluyorlar. İşin başına ehil insanları koyuyorlar. Risk yönetimlerini ve tüm olası krizleri önceden görüyorlar.
Ben en büyük yarışım demekle malesef büyük olunmuyor. 2. kez yapılan bir yarışın bu kadar ciddi söylemleri olması biraz da diğer yarışlara haksızlık.
Yarışlar iyidir, iyi ki de vardır. Beğenirsen gider koşarsın beğenmezsen tepkini güzelce belirtirsin ve önermez, koşmazsın.
İyinin hakkını iyiye verip kötüye de gitmezsin olur biter.
Nice yarışlar vardı kendi kendini gaza getiren ama belirli bir eşikte yıllardır debelenen.
Bir sözüm de yere jel paketi atanlara. Sizden rica ediyorum ya atmayın ya da atanları numarasını alıp şikayet edin.
Emeği geçenlere teşekkürler
Bu pet şişeleri organizasyonun CP’lerinde mi veriyorlar. Yani bir patika koşusunda suyu pet şişe ile mi verdiler. Bu sorunun cevabı önemli. Lütfen biri cevap versin.
Evet pet şişeleri ile su verildi (15K)
Evet,tüm CP’lerde hem 1,5 litrelik şişeler vard,bunlarla suluklarını doldurdu insanlar;hem de 0,5ltlik şişeler de vardı.Ayrıca 0,5ltlik powerade de vardı…
İzninizle inisiyatif kullanıp başlığı “… Hakkında Görüşler” olarak düzenledim.
Forumda açılan konulara yanıt verdim ama hiç konu başlatmadığım için kesin olarak bilmemekle beraber… Konuyu başlatan kişi, amacına uygun bir konu başlığı belirliyor sanırım. Buradaki konuda ilk gönderiyi paylaşan kişiyi, konuyu başlatan ve başlığı belirleyen kişi olarak düşünüyorum.
Konunun açılış amacı çok belli bir şekilde, organizasyon ile ilgili olumsuzluklar. Açan kişi ve başlığı belirleyen kişinin bu amaçta olduğu bellidir sanırım. @spinodal in de dediği gibi ‘rezillikler’ kelimesinin başlıkta olmasına katılmamakla beraber, konunun amacı ‘yorumlar değil, olumsuzluklar’ olduğunu düşündüğümden dolayı sizin başlığınıza da katılmıyorum ve müdahalenizi yanlış buluyorum.
Kaldı ki patika yarışında pet şişe veren bir organizasyona ben de rezil derim. İstenildigi kadar o petler parkurdan temizlensin. O çöpün oraya atılmasını benimsettikten sonra, o çöpü oradan toplasan ne olur… toplamasan ne olur…
İnsanlar kendilerine ulaşıp durumlarını açıkladıktan sonra, onaylayıp gelin katılın dedikten sonra, o insanların kazandığı kürsüyü, iştirakçisine veren bir organizasyon…( Bu arada bu organizasyon özel teşebbüs mü, kamu teşebbüsü mü, kamudan iltimas görmüş bir teşebbüs mü, ne olduğu belli değil ama belli olan birşey varsa, koşucusunun hakkından çok istirakcisini düşünen bir teşebbüs)…
Birçok kez, duyarlı olduğu sanılan koşucuların, yalnız olduğunu düşündüğü bir anda çöpünü parkura attığına şahit olmuşumdur. İznik ultrada gönüllü bulunduğum bir sene, son Derbent CP’de Derbentten önce koşuya başlayan (140K, 90K, 55K gibi parkurların) koşucuları için hazırlanan beslenme masasına, daha koşuya bile başlamamış 15K koşucuları tarafından talan edilmesine karşı durmuş biriyim. Yani şunu demek istiyorum… diğer kosuculara ve çevreye karşı duyarsız çok fazla sahtekar insan varken, hedef kitle olarak bu profildeki insanlara hitap eden bir organizasyondan bahsediyoruz.
Yukarıda olumlu ya da olumsuz birçok yorum var. Kendi adına yorum yapan kimseye birşey denemez ama dikkatlice bir daha bakın. Olumsuzlukla karşılaşmış birinin yorumunu desteklemek zorunda değiliz, değil mi? Gördüysek eğer Olumlu yada olumsuz yönlerini yazar geçeriz. Peki olumsuzlukla karşılaşmış, yaşadığı sorunu dile getiren yorumlara, organizasyonun avukatlığını yaparcasına karşı cevap verme hakkımız var mı? Tekrar bakın gönderilere bu türden cevaplar da var aralarda.
Organizasyonun sorumsuz tavrından zarar gören birisiyim. yine de ulaşım imkanı sağlanması gibi olumlu bir sürü yönü de vardı. Rezillik kelimesini abartılı bulsam da başlığa bu şekilde “müdahale” edilmesini çirkin buluyorum.
Merhaba,
Bu sene yarışmadım, geçen sene 60k yarışını nispeten ön sıralarda bitirmiştim. Buna rağmen finish’te su/soda yoktu. Biraz da gerginlik çıkararak madalya takan görevlilerin elindeki sudan alabildim. Yarış sonuçlarını 1 gün sonra ancak açıklayabildiler vs.
Yarış direktörü Osman arkadaşımız iyi niyetli, çalışkan ve tecrübeli. Ondan kaynaklı bir sorun olduğunu düşünmüyorum. SPX marka yönetiminden geliyordur.
Bugün memnuniyet anketi sonuçlarını yayınlamışlar. Emanetten bahsetmemişler. Ama yine de takdir edilesi bir davranış. (eğer manüplasyon yoksa).
@spinodal benim bir önerim var. Yarışları edisyon edisyon ancak katılımcıların değerlendirebileceği 5-6 soruluk basit bir anket yerleştirebilir miyiz siteye bilmiyorum? Yarışa katılım da belki strava kayıtlarının yüklenmesi ile kontrol edilebilir.
Böylece kriterler sayılaştıralarak bir nebze de olsa objektif bir sonuç elde edilebilir.
Not1: Sorular arasında kayıt ücretleri olmasa iyi olur.
Not2: Bu seneyi yaşamadım ama bence de rezillik tanımlaması ağır, İstanbul’da bu tür yarışları doğru geri bildirimlerle besleyip, yaşatmamız gerekir.
Umarım bu işin sonunda kimse birbirinin kalbini kırmaz…Yıkıcı bir tartışmaya dönüşmez umarım .
Sponsorlar arasında S Sport görünüyor. Yarışta canlı yayın var mıydı? S Sport’un medya olarak katkısı nasıldı? Ultramaratonun Türkiye’de yayılması adına güzel olabilir.
Türkiye’deki 10 yarışın 9’unda su pet şişe ile veriliyor zaten. Kısa, orta mesafe hızlı yarışlarda, o kalabalık ve yoğunlukta “bardağınızı verin size su verelim” diyemezsin. Gerçekçi olmak lazım. Ben de rahat rahat içebilmek için 50cc’lik pet şişe tercih ederim. Kaldıki yarışta her cp’nin hem girişinde hem çıkışında çöp kutuları vardı ve ben bizzat kendi kulaklarımla kaç kere duydum “lütfen pet şişe ile ormana girmeyin, lütfen pet şişenizi çöp kutusuna atın” diyen cp görevlilerini. Buna rağmen ortada bir “rezillik” varsa suçlusu organizasyon değil ama o şişeyi alıp ormana atan “sevgili” koşucu arkadaşlarımızdır.
Ben o dokuzuna da rezil derim. Kalan bir tane ile yoluma devam ederim. Allah aşkına @okmali ormana pet şişe ile girme riski varsa, o zaman CP noktasındaki çöp kutusu/kovası/konteynerinden sonra da bir görevli olması gerekmez mi. Elinde pet şişe tutmaya devam eden kişiyi engellemek için. Madem bunlar işin gerçekleri. Niye bu gerçeklere uygun çözümler üretilmez. Bak kendin dedin, işin gerçeği diye. Niye organizasyon işin gerçeklerine göre düzenlenmez.
Dün antrenmanda bu başlık üzerine düşünürken aklımdan şunlar geçti:
Keşke bu tarz organizasyonların çevre kirliliğine olumsuz anlamda katkısını denetleyen bir yapı olsa.
- Örneğin x organizasyonda x parkura 200 kişi katıldı ve bu 200 kişi doğayı x miktarda kirletti.
Yaptırım olarak aynı organizasyon bir sonraki sene o parkura 200 kişi yerine maksimum 100 kişi alabilse ve fahiş zamların önüne geçebilmek için de fiyatlara en fazla x miktarda zam yapabilse… (Belki pratikte mümkün değildir, belki çok uçuk bir fikirdir sadece paylaşmak istedim…)
Hepimiz doğayı seven, onu korumak isteyen insanlarız. Açtığımız jellerin 1 santimlik kısımları yanlışlıkla elimizden düşecek diye dert eden insanlarız. Ormanda spor yapacağım diye arkanda pet şişe bırakmak da nedir…
Lütfen atmayınız vs yerine bib numarasını alıp direkt diskalifiye etmek ve geleceği ilk cp’de bu müjdeli haberi vermek en doğrusu. Ama bunu nedense hiç bir organizasyon yapmıyor.
Bizde sponsorlar koli ile su gönderiyor.
Organizasyon ise damacana ile uğraşmak istemiyor.
Paket paket pet kolilerini alıp CP’lere koyuyorlar ,
sonra ormana pet atıldı oluyor.
Altta Avrupa yarışlarında örnek CP fotoğrafları var.
Avrupada malzeme kontrolünde pet şişe gösterirseniz kabul etmiyorlar. onu parkura atabilirsin, normal suluk göster diyorlar.
Bizde de bu duyarlılığı organizasyonlar göstermesi lazım.
Yarışta olan bir insanın mantalitesi farklı oluyor.
Normal koşullarda yapmayacağı şeyleri yapabiliyor.
O yüzden gerekli önlemler organizasyon tarafından alınmalı

https://kafessizturkiye.com/ üniversiteden arkadaşlarımın kurduğu güzel ve çok yerinde bir dernek. Yarışları sosyal medya üzerinden baskı altına alarak şişesizleştirmek için 3 aşağı 5 yukarı aynı taktikleri kurabiliriz. Ben eminim ki organizasyonlar da damacanadan su vermeyi tercih edeceklerdir. Sponsorun arzının ve CPde oluşacak kuyruk vs gibi nedenlerin bunun arkasında yattığını düşünüyorum. Ben de koşarken bunu düşündüm. Yarışların cp noktalarından haberler toplanıp, yarış sonrasında değerlendirme paylaşılabilir(burada da objektiflik büyük problem), şişe kullanmayı reddeden yarışmalar bir logoyu afişlerinde ve tanıtımlarında kullanabilir, bir önceki sene bu harekete katılmayan organizasyonlardan katılım için söz alınabilir vs vs. İnisiyatif kurması çok kolay ama yaşatması zor olacaktır. Fakat bu durumun önüne kesinlikle geçilmesi gerekiyor. Haldun Aydıngün’den duymuştum: biz özümseyeceğiz ki, 50 yıl sonra da toplum özümsesin. Belgrad ormanını 50 yıl sonra çöpsüz görmek istiyorsak hemen çalışmaya başlamak gerekiyor.
Yukarıda olumsuz yazdıklarımdan ötürü bir açıklama yapmak isterim: konusu açılmışken buraya yazıyorum. Bu genel bir durum. Organizasyonla alakasını az görüyorum.
Argeus, Aladağlar’da kit tesliminde, şahsıma ait plastik bardağım yanımda olmadığı için koşu kitimi teslim etmemişti. Kendilerine teşekkür edip (evet teşekkür ettim kitimi vermedikleri için, başkalarında da olmayabilcegi, Cp’lerde su içmek için zaman kaybederim gibi argümanlar üretmeden) geri döndüm ve odamdan bardağımi alıp tekrar kit dagitim alanına dönüp kitimi aldım.
Peki çok kısa mesafelerde, zorunlu malzemenin olmadığı mesafelerde, bu sorun nasıl aşılacak. Belki de bu mesafeler patikanin ruhuna aykırıdır. Bir de böyle bakmak lazım.