Çok yarış olması iyidir. Kalitesizlik ise deneyimler arttıkça, koşan arttıkça, seçimler arttıkça daha da azalır.
Sağlık, can güvenliği, ambulans, belge kontrolü vs konularında sorun yoksa diğer kalitesizlikler sorun olmaz.
Sonuçta tüm bu organizasyonlar belirli standart, onay sonrası yapılıyor.
Şikayetvar sayfası benzeri koşucuların o organizasyondaki deneyimleri, iyi yorumları da dahil yapılsa tercih edeceklere yol gösterir.
Yurtdışı yarış takvimlerine bakınca artmış hali bile geride.
1 yıl geçmemiş
Peki iyi bir organizasyon nasıl olmalı diyen olursa:
Yarış sayımız eskiye oranla fazla ama gerçekte o kadar fazla değil.
Fransa da organizasyon sayısı bizim en az 20 katımız.
Organizasyon az olursa tekelleşme olur ve kalite düşer.
Seçme özgürlüğü iyi bir şey.
Kötü organizasyon zaten zamanla elenir.
Yarış sayısı arttıkça toplumun spor sevgisi de yavaş yavaş artacaktır diye düşünüyorum.
Ayrıca serbest piyasa ekonomisi koşullarında ucuz ve düşük kalite organizasyonlar ile pahalı ve yüksek kaliteli organizasyonlar olur ve olmalı.
Ve ayrıca bu yarışlar zorunlu yapmamız gereken şeyler değil.
Kötü ise gitmeyiz. Pahalı ise gitmeyiz.
Ö yüzden yarışların kötü olmasından veya pahalı olmasından yakınmak anlamsız bence
Patika yarışlarındaki kalite arama düşüncesine bende katılıyorum. Orada birçok faktör devreye giriyor. Ama belediyelerin 10K - 21K yarışları düzenlemeleri konusunda hemfikir değilim. Mümkün olsa ülkedeki her ilçenin düzenlemesi lazım. Hem halk koşuyla daha çok haşırneşir oluyor. Hemde trafikten koşamadığımız alanlar birkaç saatliğine bizim oluyor.
Sayfa, iletişim, sponsor belediye.Belediyenin ultra yarış organize ettiği nadir (ilk mi bilmiyorum) yarışlardan biri. O bölgede yaşayanlar için, ulaşım açısından da iyi.
Yarış çokluğunun kaliteyi düşürdüğünden bahsedilen bir konu.
Çok ilginç…
Yarışlar azalırsa kalite düşer. Organizasyonlar arasında rekabet azalırsa kalite düşer.
Yarışlar artarsa, rekabet artar, kalite artar.
Şöyle bir şey var. Nerede çokluk orada bokluk. Tamam her önüne gelen yarış düzenlerse ortalama kalite düşer. Ama bizim yapacağımız şey, her tuza hıyar olmamak, iyi tuzu “Seçmek”.
Diyelim ki bu yıl yeni düzenlenen 10 organizasyonun 9’u çöp. Ama 1 tanesi iyi olacaktır. O ‘bir’ tane kazançtır. Önceden ‘x’ tane iyi organizasyon varken, bu yıl ‘x+1’ iyi organizasyon oldu. Ama biz her tuza hıyar olursak, o eldeki x organizasyondan da oluruz.
Kısaca seçici olmak lazım.
Not: Çemişgezek’in bu makus talihi ne zaman dönecek. Yani halen daha memleketin bazı bölgeleri niye böyle küçük düşürülür ki.
Rekabetin arttıkça '‘Kalitenin’'Artması gerek Emin değilim lakin rekabet arttıkça Katılım çoğaldıkça '‘Kazanç’'artıyor gibi Organizasyon şikayetlerine yenileri ekleniyor gibi Ticari kaygılar elbette olabilir lakin Ticari kazanç bu işin maksadı olmamalı Spora,sportmenliğe uygun organizasyonlar olsun isteriz az yada çok Sağlıcakla
Ticari kazanç maksat olmazsa bu iş güzele doğru evrilmez.
Daha çok yarış olursa, seçenek olur.
Firmalar daha çok müşteri çekebilmek için daha iyi hizmet vermeye çalışır ve kalite böylelikle gelir.
Yoksa İstanbul Maratonu 44 senedir koşuluyor ama halen her yıl bir çok hatası oluyor.
Halen gerçek bir Avrupa maratonu kalitesini yakalayamadı.
Çünkü ticari düşünce olmadan, belediyecilik kafası ve sportmenlik maksatlı yaklaşım gelişimi engelliyor.
Örneğin İstanbul’da bir yılda 20 tane farklı yarış olsa, ülkemizde 100 tane farklı yarış olsa, hepsi ticari yaklaşıma sahip olsa, hepside daha çok müşteri çekmek için kaliteyi artırma yoluna gider.
Böylece kazanan biz oluruz
Farklı düşünüyorum İş ticari kazanca geldiğinde üçün,beşin peşine düşülüyor Ama odak nokta spora sportmenliğe gelirse Canları sağ olsun havası üstün İşin maksadı ticari olmasındansa spora,sportmenliğe hitap etmesi gelişkenliğini ve memnuniyeti arttırır düşüncesindeyim Sağlıcakla
Koşan ve çevreye saygılı birinin organizasyonda, şu olması gereken şeyi atlamamış olmaları güzel.
Kurallar arasında:
Koşunun yapılacağı lokasyon olan Sümela Altındere Vadisi Milli Park statüsündedir. endemik bitki türleri fazlalığı ile yüksek derecede korunan bu bölgede katılımcıların çöplerini en yakın kontrol noktasına kadar yanlarında taşımaları gerekmektedir.
Çöp attığı ispat edilen sporcu diskalifiye edilir. (Fotoğraf, Video) Çöp miktarını azaltabilmek için ara noktalarda plastik bardak bulunmayacaktır.
Maalesef bizim ne düşündüğümüz, he hissettiğimiz hayatın gerçeklerini değiştirmiyor.
44 yıllık İstanbul Maratonunun arkasında Büyükşehir Belediyesi ve diğer birçok sponsor olduğu halde halen Avrupa’nın büyük maratonlarından kalite olarak çok geride.
Niye?
Çünkü kendisini geliştirmek için rekabet etmek ihtiyacı duymuyor.
44 yıldır sportmenliğe hitap etmeye çalıştığı halde gelişemedi.
20 sene önceki bitiren koşucu sayısı şu andan daha fazla.
Tam olarak öyle olmuyor. İş ticari kazanca geldiğinde ilk olarak daha çok müşteri gelsin diye uğraşılır.
Ülkemizin en çok ticari yaklaşımla yapılan yarışları İznik Ultra ve Kapadokya Ultra aynı zamanda en kaliteli yarışları.
Çünkü üçün beşin hesabını yapınca müşteri kaçıracağını bilir akıllı işletmeci.
O yüzden daha kaliteli iş yaparak daha çok müşteri çekmeye çalışır.
Ticaret hayatının temel kuralı; hizmet sunanlar arasında rekabet olmadan hizmetin kalitesi yükselmez.
Azalmaktansa çoğalsınlar
Önemli kısım kendi içinde doğru eleyebilmek ve bunu blog, sosyal medya da doğru yerlerde paylaşabilmek…
Yoksa 1-2 koşarsın. Baktın kötüye gidiyor ya da kötüden iyiye gitmiyor.
Sizinle mi uğraşıcam der başka bir tane denersin. (Çokluk burada iyi)
Paylaşıldığında, senin yorumuna benzer şeyleri farklı yerlerden ve kişilerden duyduğunda zaten o yarışın akıbeti çokta uzun sürmez. Sürse de tad vermez.
İyiler öne çıkabilsin ki kalite artsın.
Ben düşüncelerimi yazdım Belki bizim jenerasyon ticari maksatla olabilir Ütopik görünse de maksadın tamamen sporun,sportmenliğin olmasıyla organizasyonların düzenlenmesi Ben mahallede yarışa yaptırdığım çocuklara 1 gelenlere Önemli olanın kazanmanın olduğunu anlatır dururum şeker,çikolata vermem alkışlattırırım Anlatır dururum Hiçbir organizasyonda da Galibiyetin karşılığı verilemez Parayla satın alınmadı ki galibiyet parayla karşılık bulsun Düşüncelerim bunlar Sağlıcakla
@yavz0r liberal mantık en fazla 200 yaşında. İnsanlık tarihi yüzbinlerce yıllık.
Bu konuda haklısınız. Ama son iki yüz yılda teknoloji, sanayi gibi konularda geldiğimiz nokta ortada. Liberal mantık sayesinde her şey bu kadar hızlı gelişti ve ilerledi.
Sevsekte sevmesek şu anda liberal mantık hayatımızın bir gerçeği.
Onun insanlık tarihine göre çok genç olması bu gerçeği değiştirmiyor.
O yarışları düzenleyenler kar amacı güden bir ticari işletmeler.
Onlar vatan hizmeti yapalım kafasıyla oraya gelen, amme hizmeti yapmaya çalışan insanlar değiller.
Yani oraya sportmenlik yapmak için değil, liberal mantık ile para kazanmaya geliyorlar.
Olayı böyle tartmamız gerekiyor. Ve o işletmeleri liberal mantık ile yola getirmeye çalışmalıyız.
Devletin üstlenmesi gereken misyonları özel sektör dünyanın hiç bir yerinde üstlenmiyor, üstlenmek zorunda da değil.
Bunları onları savunmak için söylemiyorum.
Olaylara bu pencereden bakmazsak bir şey elde edemeyeceğiz diye söylüyorum.
Patika yarışlarında tecrübem henüz çok az ama çok yarış olması taraftarıyım. Herkes İstanbul’da yaşamıyor, yerel yarışların bu tip sporların bilinirliğini arttırması konusunda faydası çok. Kötüler zaten zamanla ya düzelecek ya da silinip gidecek. Ülkede yüzbinlerce koşucu yok nihayetinde.
Bir de yarışanların beklentileri ülke gerçekleriyle uyuşmuyor. CP noktalarından beklenti çok fazla, bence tamamen israf olan yarış çantaları hakkında binbir türlü istek var, yarış sonrası ikramlar konusunda bir tatminsizlik var… Liste uzayıp gidiyor. Kişisel olarak yarışı koşmama engel olmadığı sürece organizasyondan zaman tutma hiçbir beklentim yok.