Yanli, yersiz ve saçma bir yorum olmus.
Sizin Bakış açınız ile ilgilidir, Teşekkürler
Hislerime %100 tercüman olmuşsun. Bu kızların ne suçu vardı? Neden linç edildiler? Kızlar koşmuşlar bir sıralamaya girmişler, ödül törenine çağrılmışlar, sonra bir kıyamet. Kızlar sahtekarlık mı yapmış da onları suçladık?? Bu yaşananlar, koşucuların koşuculara sosyal medya üzerinden yaptığı camianın büyük bir ayıbıdır. Biraz empati yahu. Kim neymiş, gördük şahit olduk. Benim yüzüm hala kızarık. Kendilerine camia olarak bir özür borçluyuz. Ben şahsen özür dilerim kendilerinden, umarım bir daha kişisel sosyal medya hesapları üzerinden linç yaşatmayız bu değerli sporcularımıza. Herkes koşup emek veriyor. Biraz saygıya davet… Bunu biz birbirimize yapmayalım bari.
Abla gözlerim dolarak okudum , çok teşekkür ederim ![]()
![]()
Spor istanbul’un amatörlükleri oysa her ihtimali düşünüp gerçekleşirse ne yapmalıyız diye bir karar vermeliler oyunun kurallarını baştan belirtmelilerdi. Kurumsal kaydı e atıyorlar ama orada gayet hızlı koşanlarda var. Geçen yılın 15k birincisine e kapısını veriyor ama en önde başlamasına bir şey demiyor birincinin mat time’a göre olacağı yarış sonunda öğreniliyor. Kimlerin türk statüsünde olacağı sorun oluyor birinci ikinci ilan edilip sonra bunlar geri alınıyor açıklama yok.
Şu bardak suyun yarış esnasında içimi zor 330 ml geri gelmeli. Yok yarış standartıymış zart zurt içilemiyor. Su sponsoru belediye şirketi bir çözümünü bulsunlar. Size gönderilen değerlendirme formunda su konusuna değinirseniz iyi olur.
Ben suyu çok rahat içtim. Buradaki deneyim kişiden kişiye değişebilir diye düşünüyorum. Açıkçası bu yöntem daha az israf ve daha az kirli geliyor bana.
Herkes mutlu olacaksa 330 olsun tabi ama su konusunda farklı düşünceler de var diye belirtmek istedim.
İstasyonlardaki bazı gönüllü arkadaşlar üzerini açıp öyle uzattılar. Böyle olunca koşarak gelip almaya çalışırken yarısından fazlası hep döküldü. Biz kapalı suları masalardan alıp, çok az açarak içtik. Flasktan içer gibi yudum yudum rahat içilebiliyor bu şekilde ve dökülmüyor koşarken.
Bu su konusu açılmışken. 6saat 3dk civarlarında bitiren bir arkadaşım 30k sonrasında istasyonlarda hiç su kalmadığından bahsetti. Bazı yerlerde parkurdan çıkıp biryerden su alıp öyle yürümeye devam etmiş bitişe kadar.
Ben de ilk masada bardağı açarken ve suyu içerken zorlandım ama sonraki masalarda bardağın bug’ını buldum
rahatlıkla acabildim. Ama içerken büyük yudumlarla icmeme ragmen birazı kenarlardan döküldü.
Bardağı alırken, açarken ve suyu içerken durmak veya yürümek zorunda kalmadım.
Bunun yanısıra şişenin daha rahat kullanım sağlayacağını düşünüyorum. Atık konusunda ise, kosanlarin bardağı yolun kenarına dış tarafa değil de… yolun ortasına iç tarafa atmalarını elestirebilirim. Muz kabuklarını dahi yolun koşulan kısmına atanlar vardı.
Edit:
Bu gözlem çok doğru. Açık bardağı koşarken almaya çalışınca dökülüyordu. Ben bunun için masalardaki kapalı bardakları almayi tercih ettim, rahatlıkla açtım ama o rahatlıkla fazla açıyormuşum demek ki
o yüzden birazını ziyan ediyordum. Az açıp azar azar içmek daha mantıklı geliyor şimdi.
Su konusunu CP’de görev yapan gönüllü bir arkadaşımla konuştum. Bazı koşucuların iki su alıp sulardan birinin sivri tarafıyla diğer suyun ambalajını delerek o şekilde içtiğini gördüğü söyledi. Bir sonraki yarışta denk gelirsem ben de o şekilde içmeyi deneyeceğim.
Bardak sulara pipet takılmış -saplanmış (fotoğrafta görünen pipet ) şekilde CP lerden alsak kolay olabilirdi.
Bir sonraki yarış için şortun cebine bir kaç pipet eklerim.
Edit: Çevre kirliliği konusuna gelince , jel paketlerini yere atan zihniyet pipetide yere atar !
Jelleri ormanda asla yere atmıyoruz. Fakat, yol koşularında jelleri yere atmakta bir sıkıntı olmamalı diye biliyorum. Her yarış sonrası benim bildiğim kadarıyla araçlar tüm parkuru süpürüyor. Yere atılan su şişeleriyle aynı durum aslında. Tabi ki mümkünse su noktalarına yakın atmak iyi bir şey olabilir(emin değilim). Fakat bildiğim kadarıyla yol yarışlarında Dünya genelinde böyle bir durum var. Yanlış biliyorsam lütfen düzeltin.
Boş jel ambalajlarina basınca ayak kayıyor . Kısaca tehlikeli
Patika yarışlarında yere atılması forumun başka konusunda eleştirilmişti.
https://youtube.com/shorts/lI-a4q-3Nmo
Berlin maratonu 3snlik video.
Aa hayret. Batıda yalak modeli. ![]()
kafayı sokup içenler güzelce serinler
Hocam ben yanlış bilmiyorum da fazla tevazunun kurbanı oluyorum sanırım. Maraton yarışlarında bütçenin içerisinde arkadan temizlemek de organizasyonun işleri arasındadır. Toronto’da da bu iş böyle İstanbul maratonunda da. Konserlerde yere plastik bira bardağının atılıp organizasyon sonrası silinmesi gibi.
İş sağlığı bakımından da bugüne kadar jelli bir kazaya denk gelmedim. Milyonda bir olacak diye de zaten bunu nedenselleştiremeyiz diye düşünüyorum.
Yani jelleri yere atan zihniyet diye yere jel atanları kötülemenize hiç gerek yok
Kötüleme gibi bir niyetim yok sadece eleştiri.
Daha iyisi ve temizi varsa yapılmalı.
Tabi berlin maratonun maraton kısmının İstanbul maratonunun az on katı katılımcıya sahip olduğunu unutmamak gerek. Muzunu çöpünü kenara atmak çok zor bir şey olmasa gerek. Bizimkiler arkadan geleni tehlikeye atacak şekilde yere atıyor rastgelince kenara şutluyordum. Daha iyi bir maraton deneyimi için katılımcılarda üzerine düşeni yapmalı.
parkur yaris esnasinda da gorevlilerce temizlendi. cut off araclari da gecerken ayrica arkadan temizlik ayni anda yapildi. tabii ki jel posetleri oyle merkeze atilmamali. kenarlar olsa daha yerinde olur. kayma ve dusmeye tabii ki sebep olabilir.
Doğada plastik, şehirde organik çöp olduğu yerde kalıyor. Kendiliğinden yok olana kadar.
Doğada organik çöp, şehirde plastik bir sekilde kayboluyor. Doğadaki organik çöp çürüyor. Şehirdeki plastik, geri dönüşümculer tarafından toplanıyor. Ama bunlar çöp atmamiza mazeret olmamalı. Kırık camlar teorisi ile, doğaya attığımız organik çöpün yanına , arkadan gelenler pet şişe atabilir.
Maratonda ben ilk kez jel kullandım ve bu anlamda ilk kez atık ürettim. İlk jelin ucunu koparttığım anda, elimdeki kopuk parçaya bakarak ne yapmam gerektiğini kısaca düşündükten sonra tişörtün cebine (trail tisortuydu) koydum. Jeli yuttuktan sonra ana parçayı da aynı şekilde cebime koydum. O ana kadar jellerin paketlerinin yola atıldıklarını görmüştüm. Etkinlik sırasında ve sonunda süpürüldüğünü ve supurulecegini de biliyordum.
5 jel kullandım. Dordunun ana parcasini cebime koyup çöpe taşıdım, birini su istasyonunda atıkların yoğun olduğu yol kenarina attım. Çok küçük oldukları İçin süpürme sonrasında bile yerde kalma ihtimali olacağını düşündüğüm için uç kısımların beşini de çöpe taşıdım.
Bence aktivite sırasında ve sonrasında parkurun hemen temizlendiği bir durumda, kimse atmadığı için ovulemez, kimse de attığı için yerilemez. Ama Berlindekiler böyle yapıyor biz de yapabiliriz de denilemez. Yani biraz Relax.
