Sonraki yarışlarda kapılar verilirken ,finish süreleri,DNF vs göz önüne alınırsa ne güzel olur.Alp disiplini slalom yaparak koştum.İstemeden kolum yada omuzum çarpmıştır.Yürüyenleri ve sol şerit müdavimlerini istemeden çok rahatsız ettim.
İlk olarak 2007 senesinde katılmış olduğum İstanbul Maratonu’na bu sene 16.kez katıldım. 2007 yılı itibariyle 6 kere 8K Halk Koşusu, 3 kere 10K koşusu (2019 öncesi 10K yarışı da vardı) , 2 kere 15K koşusu ve bu yıl da dahil olmak üzere 5 kere de 42K Maraton koşusuna katıldım.
Geçen yıl 4 saat 16 dakikayla en iyi derecemi yaptığım 42K’da bu seneki hedef sürem de 4:06 - 4:10 aralığıydı. Maalesef ki Ekim ayı içinde geçirdiğim bir ay içinde iki kere tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle (ikincisi yarıştan 5 gün evvel başladı) bağışıklığım ve HRV düştü. Yarışa normal tempomda başladığım halde daha 2.km’de nabız 173’lere kadar çıktı. 8.km itibariyle yürü-koş’a geçtim. Ataköy dönüşü sonrası 27.km’den itibaren sürekli yandan vuran güneşin etkisiyle de iyice zor oldu, ilerleyen km’lerde bacaklarımda kasılmalar, kramplar başladı, geçen sene hiç böyle şeyler yaşamamıştım. Sonuçta 4:59’da yarışı bitirebildim. Bu sene de böyle olsun diyelim.
Organizasyona gelecek olursak bu sene Maraton Fuarı’nın yapılmaması haricinde geçen yılki düzeyden bir tık daha iyiydi diyebilirim. Madalya çok orijinaldi, yarış sonrası gıda paketi yeterliydi, gıda paketindeki pancar kvass yarış sonrası çok iyi geldi. Yarıştan önce dağıtılan kitte çıkan en iyi şey de WD-40’tı bence. Koşuyla alakasız belki fakat günlük hayatta herkesin kullandığı işe yarayan bir şey.
Yarış tişörtü her zamanki gibi yine kalitesizdi, 2016-2020 yılları arası Nike ve Adidas’ın yarışa sponsor olduğu yıllarda dağıtılan tişörtlerin kalitesi kesinlikle yok.
Çağ dışı kalmış Ipico zamanlama sistemi ve ayakkabıya takılan RFID zamanlama çiplerinden senelerdir ısrarla vazgeçilmiyor. Bu çiplerin hem kullanımı zor hem de Wiz Results sonuç arayüzü çok kötü. Finish’e geldiğimde çipi çıkarmak için eğildiğimde kramp girdiğinden dolayı çipi oradaki görevliye söktürmek zorunda kaldım, neyse ki yardımcı oldular da ayakkabıdan çıkarıp geri dönüşüme verebildik.
1-2012
2-2013
3-2014
4-2015
5-2016
6-2017
7-2018
8-2019
9-2020
10-2021
11-2022
12-2023
13-2024
14-2025 (3:54.27)
Merhaba, bu sene 3. katılışımdı. Öncekiler sadece katılmış olmak için katıldığım, antrenman veya hazırlık yapmadan ( diğer hedeflere (triatlon) yönelik antrenman yaptığım için) katıldığım denemelerdi ve hedef sürem yoktu. Bu sene ilk defa 4-5 ay öncesinden odaklanarak hazırlandığım ve 4 saat altı hedef koyduğum bir yarıştı. Eski sürelerimden dolayı E kapısında çıkınca köprü de hedef balonu (04:00:00 Pace) yakalama çalışmaları nabzımı biraz yükseltti. 10. Km de balonu yakaladım. 20 ye kadar gayet iyi giderken nabız eşiği aşmaya başlayınca tempomu düşürmek zorunda kaldım. Eğer bu tempoda gidersem muhtemelen bitiremeyeceğimi düşündüm. Havanında ısınmasıyla 30 dan sonrası gerçekten zor geçti. 04:26:00 gibi bir sürede tamamladım, hedef tutmadı ama gelişim göstermiş olmak yeterli. Eski sürem 04:55 falandı.
Organizasyon bana göre iyi sayılır, çok ta bir sıkıntı yaşamadım. Özellikle 15 bitişi sonrası yalnızlık hissi çok hissetmedim. Seyirci desteği ve beslenme noktaları gayet iyi ve yeterliydi.
Belki kit çantaları daha sağlam yapılabilirdi, dikişleri hemen attı ![]()
Sonuçlar düzeltildi, tahmin edildiği üzere “oturum izniyle” Türk tasnifinden yararlanan sporcuların olması üzücü bir durumdu. Neyse ki bundan sonra kürsü yapan arkadaşların daha dikkatli olması gerekmekte. Yarışta koşup kazanmanız yetmezmiş gibi ikinci bir koşuşturma ve mücadele vermek durumunda kalabiliyoruz.
Olması gerekeni uğraş verip düzeltildiğini görünce inanın teşekkür etmek zor geliyor. Türk vatandaşlarımızı daha dikkatli olmaya davet ediyorum saygılar.
Ben 400 küsürüncü bitirdim. Maraton koşanları Galata Köprüsü civarı yakaladım. Ondan sonrası slalom.
Doğru bir karar olmuş… Yapılan hata sonunda düzeltilmiş ve %100 Türk sporcular kürsülerine kavuşmuş.
Artık her şey yerli yerine oturdu, hayırlısı olsun.
Koşu camiası beni az çok tanır; kimsenin hakkını yemem, hakkın yenmesine de sessiz kalmam.
Gelelim hak arama sürecine…
Esra Taşdemir, hukuki ya da organizasyonel yollarla hakkını aramak yerine, daha kolay ama bir o kadar da riskli bir yol seçti: sosyal medya.
Oysa hukukta kanunlar ve süreçler belli bir prosedüre göre işler. Sosyal medyada ise kimin ne söyleyeceği, nereye varacağı belli değildir.
Nitekim olayın ardından, bahsi geçen Rus sporcular hedef gösterildi; bu kadınlara, Esra’nın çevresinden ve “adalet, hak, hukuk” diye ses yükseltenlerden gelen ağza alınmayacak hakaretler edildi.
Ne hırsızlıkları kaldı, ne sahtekarlıkları, ne de aşağılanmadıkları bir yön…daha da fazlasını yazan 1-2 kişi var onlarında ekran görüntüleri bende…
Bizle hak ararken toplum olarak bir anda farklı moda bürünebiliyoruz…
Peki şimdi bu insanların yaşadığı itibar zedelenmesi, onur kırıcı sözler kim tarafından, nasıl telafi edilecek?
Sonuçta bu kadınlar da burada yaşıyor, bizim gibi antrenman yapıyor, yarışlara katılıyorlar..
Soruyorum:
Bu meseleyi sosyal medya linçine dönüştürmek yerine, konuyu doğru kanallar üzerinden çözmek çok daha adil ve yapıcı olmaz mıydı?
Üstelik ortada organizasyonun açık bir hatası varken…
Bu düzeltme neye göre yapıldı? Türk soyadı ile biri vardı mesela, onun çifte vatandaşlığı yok muymuş? Bunlar belli midir? Türk vatandaşlığı varsa Türk statüsünden yarışması yanlış olmamalı bence.
Konuyu uzaktan takip edip, cok detaylara sahip olmamakla birlikte eger hakaret isin icerisinde varsa cok yanlis olmus demek isterim.
Konuya dahil olmak istememin sebebi burada yani Rusya’da islerin nasil yurudugunu kisaca anlatmak ve Turkiye ile karsilastirmak. 2021 yilina kadar sureli ve suresiz oturumum vardi Rusya’da (toplam 17 sene). Bu sure icinde yarislardan bankalara, ipotekten sigortaya, saglik hizmetlerinden faydalanmaktan kredi almaya, oy kullanamamaktan polis-asker olamamaya kadar akliniza gelebilecek her yerde, her resmi islemde (suresiz oturum iznim olmasina ragmen) Turk vatandasi olarak islem yapildi, yani Ruslarin yararlandigi bazi seyden mahrum kaldim. Ne zaman ki vatandaslik aldim, o zaman ben de her hangi bir Rus vatandasinin yararlandigi her hakka sahip oldum. Buna yarislari dahil edebiliriz, kosu gecmisim 4-5 yil, hizli bir kosucu da degilim ama suresiz oturum iznine sahip oldugum zamanlarda eger ilk 3 gelseydim yerel sampiyona odulu basamaginda kendime yer bulamiyacaktim hatta yarisa katilim ucreti bile yabanci ulke vatandasi oldugum icin Rus vatandasina gore daha pahali olacakti. 15-20 sene ulkede kesintisiz yasamis olmaniz, dile tamamen hakim olmaniz ya da suresiz oturumunuz olmasi onemli degil burada, vatandasmisiniz, degilmisiniz, ona bakiyorlar. Iki ulke vatandasi iseniz zaten yasadiginiz ulkenin vatandasi oldugunuz icin dogal olarak yerel sporcu sayiliyorsunuz.
Yeniden basa donecek olursam, sporculara yapilan sosyal medya terbiyesizlikli yakismamis, sosyal medyam olmadigi icin karsilasmadim ama yanlis olmus diye dusunuyorum.
Herkese sakatliklardan uzak, spor dolu gunler dilerim.
İşte burda kilit nokta, mesela oturum izniyle isterse 50 yıl Türkiyede yaşasın Türk vatandaşlığı statüsünde değildir noktasına her defasında dikkat çekiyorum.
Orkun bey çok iyi örnek verdiniz teşekkür ederim.
Sizin dikkat çektiğiniz konular maalesef bazı kurumların dikkatini çekmiyor.
Ya kuralları eksik yazıyorlar ya da mevcut kurallardan haberleri yok.
“Bir şey olmaz” anlayışıyla geçiştirilen bu durumlar, sonunda böyle tatsız sonuçlara yol açıyor.
Rus vatandaşı sporcu arkadaşlarımız, Türkiye’de geçici oturum izni ile yaşayan bireyler olarak, tıpkı bizler gibi kendilerine verilen “ geçici kimlik”numaralarıyla kayıtlarını yaptırdılar.
Bu nedenle sistemde “Türk tasnifi” içinde göründüler ve doğal olarak genel sıralamada yer aldılar.
Ancak bazı Türk sporcu arkadaşlarımız, bu durumu resmî makamlarla veya organizasyon komitesiyle çözmek yerine, meseleyi sosyal medya üzerinden kamuoyuna taşımayı tercih ettiler.
Bu da hem yanlış anlaşılmalara hem de mağduriyetlerin büyümesine neden oldu.
Sonuç olarak, olaydan haberdar olan da, olmayan da bu karmaşanın içinde haksız yere yıprandı.
Oysa doğru yol, her zaman kurallar çerçevesinde, sağduyuyla ve saygıyla hareket etmektir.
Aklı selim yazdiklariniza katılıyorum.
Bahsi geçen konudan bağımsız olarak düşüncemi eklemek isterim.
Mağdur olan taraftan hep sağduyu ve hak arama süreci boyunca sabır bekleniyor.
Mağdur eden taraf ise fincanci dükkanına girmiş fiil gibi hiçbir şey olmamış gibi hareket edebiliyor.
Ülke insanları gördü ki mağdur eden tarafın siyasi gücü ezici değilse sosyal medya çözüm ararken moral ve destek olabiliyor.
Ayrıca sosyal medyada ağırlığınız kadar var sayılıyorsunuz.
Hakaretler hiçbir şekilde kabul edilemez .
Yorumunuz için teşekkürler ![]()
Düzgün bir dille hak aramak adildir… fakat sosyal medya deryasında attığınız taşın boyutu bir müddet sonra sizi aşabiliyor ve kontrol sizden çıkıyor…
Ve yineliyorum ; bu karar eninde sonunda bu şekilde zaten alınacaktı…
Ne sosyal medyada ne de sokakta bunun adalet mücadelesi gereksizdi.
Neyse emsal ders olsun diyelim
Siz bunlari o 2 Rus kadına iletseniz…
Esra ve diğeri ödüllerine kavuşurken, Rus kadınlar da, normal medeni insanların yaptığı gibi hukuk yoluyla haklarına kavuşsa… yapılan hakaretler sonucunda doğacak olan manevi tazminat haklarına.
Hakaret varsa hukuki işlem yapılsın.
Soruyu tersten soralım bir de, kürsüye çıkan Rus hanımefendiler hiç düşünmediler mi biz çıkıyoruz ama oturum iznimiz var henüz vatandaş değiliz hak hukuk konusuna dikkat edelim vs aslı astarı nasıldır?
Esra hanımı hiç görmedim, o bu paylaşımı yapmakla şahsi değil, var olan kuralın çiğnenmesine dikkat çekti.
Çok doğru söylüyorsunuz ama inanın bu iki insan yılmış durumda….
Kendileri Türk statüsünde kayıtlarını yaptıkları için kürsüye davet edildiler…
İşte organizasyonun ilk hatasından sonra 2. Hatası
Maraton kaydi için bu sayfadan üyelik başlatmak gerekiyor. Bence sorun burada başlıyor. En yukarıda Ülke ve kimlik numarası var.
Siz ilk paylaşımı yaptıktan sonra, ben düzmece bir TCKN ile yeni kayit açayım dedim. Açamadım. Ama şunu denemedim: kendi adimla başkasının var olan TCKN’si ile deneme yapmadım.
Yıllardır Türkiye’de yaşayan, Bir Türk ile evlenip onun soyismini almış bir kişi, tam bilmiyorum ama (98, 99 ile başlayan TCKN’den bahsediliyor yukarıda) geçici bir numaraya da sahipse, Ülke olarak Türkiye’yi seçmesi çok garip karşılanmamalı. ‘Bilinçli veya bilinçsiz’ bir seçim olabilir. Bence burada en büyük hata Organizasyonun bu kayıt sayfası. Ülke yerine Uyruk yazılır böyle durumlarda. Nice Doğu Afrika asıllı zenci vatandaşımız var. Örneğin Kenya asıllı ama TC uyruklu .. Yillardir Türk tasnifinde kursu goruyorlar. Orada sorun yok, olmamalı da.
Hukuk sistemimiz ne kadar aksak olsa da, ne kadar yanlı olsa da… Hukuka verilecek en büyük zarar, onun dışında yol aramaktır.
Organizasyon da çalışan yada danışılan hukukçular yok sanırım.Olsaydi bu yanlışlık olmazdı
Uluslararası yarış düzenleniyor. Hukuk DNS …
Hocam çok teşekkür ederim en azından ne demek istediğimi anladınız, tabi diğer arkadaşlar da aynı şekilde…
Burada bahsi geçen kadın arkadaşlarımız bizim takımımızda koşan insanlar, başından beri yanlış olan durumun değiştirilmesini savunan ve sorunun merkezini hedef göstermek yerine bu arkadaşlarımızı hedef gösterenlere büyük bir tepkim var…
hali hazırda aynı durum Sancaktepe belediyesi tarafından da yapıldı ve emsal karar olduğu için onlarda bu yolu tercih etti , statüsünde hiç bir şey belirtmemesine rağmen kürsüye çıkardığı ve ardından bu olaylardan sonra kürsü ödülünüzü vermeyeceğiz diye tekrar arayan da Sancaktepe belediyesi ve yarış organizasyonu…
Kayıt esnasında kurallarını belirtmeyen yöneticiler yarışlardan sonra o an kafalarına ne esiyorsa onu yapıyorlar…
Durum bu kadar vahim



