Bilmiyorum ama inşallah bi şeyler yapıyorlardır bu konuda. Görselin mesajı net!
Yarış içi davranışlar ile ilgili kesinlikle bilgilendirmenin çok daha iyi yapılması lazım.
Mesela yarışa koşmaya değil de yürümeye gelenlere sağdan yürümeleri gerektiği üstüne basa basa anlatılmalı. Türkiye’de ne yazık ki bu işin bir kültürü oturmuş durumda değil. Ama birilerinin de anlatması gerekiyor. Bu işle hiç alakası olmayanlar en önden başlamayı marifet sanıyor. Oraya gelen koşucunun belki kaç aydır o koşuya hazırlandığı konusunda hiç bir fikirleri yok. Onlar için eğlence olsun.
Ama burada bütün sorumluluk organizasyonun. Bunu bir şekilde yönetmeyi halletmeli.
Haftaiçi plansız şekilde yarışa gelmeye karar verdim,
Yakın bir arkadaşım ilk 21k sını koşacaktı ona destek olmak için elimden geldiğinde pacerlık yapayım dedim, antrenman yükü nedeniyle tüm parkuru Koşmak yerine 8i koşup durup kalanına eşlik etmeyi seçtim.
İlk defa katıldığım bu organizasyon gerçekten düzenliydi, bunda en büyük avantaj geniş alan ve acaip sayıdaki gönüllü ve belediye çalışanı.
Yönlendirme işaretlerinin daha fazla ve daha büyük olması şart ama, bilmeyenler için biraz karışık oluyor bu durumda.
Pace kapıları çok güzel oluşturulmuştu ama çıkışlarını neden kapatmadılar anlamadım. Tüm kapılar açık olunca starta baya karmaşa yaşandığını gözlemledim.
Hava gel pr yap havasıydı, çok keyifliydi.
Meme ucu kanaması çözümü daha önce ayak için önerdiğim Decathlon sürtünme önleyici krem burada da çalışıyor bilginize.
Böyle kalabalık yarışta koşmayalı 4 seneyi geçti sanırım (kapadokya hariç) ilginçti benim için her anı.
Dostları görmek güzeldi,
Herkese tekrar selamlar.
Bir de pacerlar çok güzeldi ama en önden çıkmalarını organize etmek lazım, 15 dakika süren startta süre eşitlemesi zorlaştı.
Bunu bu halkın kafasına vura vura anlatmak zorundayız çünkü yalnızca yarışla sınırlı değil bu bencillikleri. Gündelik hayatta da böyleler. Koca koca insanlar yürümekten acizler. Ellerinde sigaralar slalom yaparak yürüyor çoğu. Nerede olursanız olun sağa yapışıp yürüyünü okullarda öğretmeye başlamaları gerek. Yakın zamanda yaşadığım en trajikomik an yolun kenarından koşarken bir motorcunun kaldırımdan koş diye bağırmasıydı. Bahsettiği kaldırım da 3-5 metrelik saçma sapan kaldırımımsı bi şeydi Zevk alıyoruz sanki onlara o kadar yakınlaşmaktan. TC’de kadırımdan yürümek isimli ibretlik videoyu yakında yayınlarız inşallah
Organizasyon bu konuda ne kadar başarısız olduğunu da resmetmiş. Resimde arkada ben sorumlu ile önden başlamak için tartışırken içeri ilk kategoriye neredeyse paltosu ile giren ablayı objektif yakalamış. Bu arada beni sağolsunlar sokmadılar.
Organizasyon genel olarak güzeldi. Çok keyif aldım.
Startı tekrar tekrar izleyerek ders alırlar inşallah. Kırmızılı dayı olayın özeti
merhaba, keyifli bir organizasyonuna katıldığım için memnunum.
iyi yanları ben çok rüzgar ve yağmur olacağını düşündüm pek olmadı bu yüzden iyiydi. güzergahtaki eğimler daha azdı. hava açık olsaydı biraz daha iyi bir neticem olurdu sanırım (10k için 51:12) ile arada sohbet ederek bitirdim.
olumlu tarafı. etkinlik alanına numarası olmayanları alınmaması çok iyi daha önceki etkinliklerde bunu yapmıyorlardı.
eksik tarafları ise: numara dağıtımı konusunda iki bölgeye ayrılabilir anadolu - avrupa gibi.
yürüyenler için en son kapıdan alana dahil edilebilir.
sponsor konusunda çok eksik ibb, ekonomik kriz var tamam ama makarna vs. dağıtılabilir. sponsor konusunda en zayıf organizasyonlardan birine şahit oluyoruz.
Uzun süredir İBBnin yaptığı organizasyonlara katılmıyordum. Kendimce mantıklı nedenlerim vardı. Yeterince uzun zaman geçtiğini düşünerek bu sefer katıldım. Organizasyon için çok açık aradım, çünkü tadı bende ekşi kalmıştı en son bıraktığımda. Ne yalan söyleyeyim, bence çok güzel organizasyon olmuş.
Kapılara özellikle dikkat ettiler. Fakat girmek isteyen illaki girecektir. Bunun önüne geçmek kuralı çiğneyen, kuralı çiğneyeni gören, kuralı koyan, ülkeye eğitimi planlayan, çocuklarını yetiştiren herkesin sorumluluğu.
Bu sene winter trail ve latmosa iyi paralar ödeyerek katıldım ve bitişte verilen paket ve imkanlar, özel organizasyonlara göre çok daha iyiydi.
Benim İBB organizasyonlarından soğumamdaki iki neden işi yönetemeyince sinirini katılımcılara yönelten basirestsiz çalışanlar ve emanet yönetimiydi. Oldukça güler yüzlü insanlarla karşılaştım ve emanetimi hiç beklemeden aldım. Sadece ben değil, gördüğüm herkes aldı. Tuvaletler oldukça yeterliydi ve -girmedim ama duyduğum kadarıyla- soyunma kabinleri de öyle.
Katılan sayısı o kadar çoktu ki, destek olmasaydı da o kalabalığın içinde koşmak ayrı bir destek sayılır.
Destek de vardı. Sağolsun arkadaşlar yağmurun altında çok da severek ve içten verdiler desteklerini. Özellikle onlara çok teşekkürler.
Kanyon bana da uzaktı, fakat tereyağından kıl çeker gibi kitimi aldım. Küçükyalı’dan gidişim yaklaşık 1 saat tuttu.
Bu yıla kadar verilen t shirtler çok kalitesizdi. (bu seneki tshirt ise)Hala turuncu adidas vodafone t shirt seviyesine ulaşmasa da antrenmanlarda giyilebilecek kaliteli bir kumaşı var.
Organizasyon öncesi uzun konuşmalar yapılmadı. Zamanında ve düzgün başladı. Yarıştaki kmler ve su noktaları hem doğru yerde hem yeterliydi.
Burada olumsuz yorumları görünce, beni başka bir gezegendeki bir yarışa mı soktular diye düşünmedim değil. Olabilir. Herkesin bakışı farklıdır. Bunlar da benim gözlemim.
15000 yarışmacıyla aynı parkuru paylaşmaktan onur ve gurur duydum. Bundan sonra İBB organizasyonlarına katılmayı planlıyorum.
Sancaktepe’de oturuyorum, şu an çalışmadığım için haftaiçi bisiklete atlayıp geze geze gidip kitimi alma fırsatım oldu, çalışıyor olsaydım da muhtemelen Cumartesi günü yine bisikletle gidip alırdım. İşi katılımcılar için çok daha basitleştirecek çözümler mutlaka bulunabilir ama ben bu kadar önemli bir kusur olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca da hava muhalefetiyle ilgili şunu söylemek isterim; iki farklı tahmin raporu görsem, biri yağışlı biri kuru hava gösteriyor olsa, yağışa göre tedbir alırım. Kuru hava raporuna göre hazırlanıp metoroloji işlerine çemkirmek niye
Organizasyonla ilgili beni rahatsız eden tek nokta 10K koşusunun sonunda bitiş alanı fazla dar ve fazla kalabalıktı. Bir de -zannediyorum ki bu normal- başlangıçla bitiş arasındaki süremle koşunun başlangıç süresiyle bitiş sürem arasında 1,5 dakika fark var. 1 saat 10 dakikada koştum gerçi, az daha podyum yapıyordum demek isterdim ama alakası yok tabi
Emirhan Temel’in fotograflari, baya iyiler. Umarim sahiplerine ulasirlar
Parayı verip koşuya kaydolmuş kanyon avm’ye gelerek koşu kitini almış sabahın köründe gelip en öne geçmiş kameralar önünde dayı dayı yürüyüp sonuç sayfasına baktım hiçbir kontrol noktasında yok ilk metroyla evine geri dönmüş bu motivasyonu anlamakta zorlanıyorum.
@muyu nun verdiği linkte fotoğrafını arayacaklar fotoğraf çekilen nokta 6-7 km üzerindeki galata köprüsü fotoğraftaki kişilerin 5km noktasındaki derecelerini gözönüne alırlarsa fotoğraflarını bulmaları daha kolay olur.
Yarı maratonda kadınlarda da erkeklerde de ilk 100 içindeki koşucuların sadece yarısı Türk, normal mi bu durum?
Aynen öyle. Uluslararası bir koşu organizasyonuna yürüyüş yapmaya gelen insan sayısının bu kadar fazla olduğu başka ülkeler var mı merak ediyorum.
Sanıyorum, yarış aynı ama deneyimler farklı. Bir kere 10K bildiğiniz halk koşusu gibi idi. Koşmak mümkün değildi. Kurumsal takım olarak kayıt olanları en arkaya verdikleri için 6000 kişiyi sollamak gerekti. Sürekli solda koridor açın diye bağırarak ve müzik dinleyenler de duymadığı için elimle ittirerek koşabildim. Bir süredir drop bag, vestiyer hizmetinden faydalanmıyorum. Her şeyi belimde taşıyorum (IBB eski deneyimlerimden tecrübe ettiğim kadarıyla). Koşu bitince de hiç ortamlarda takılmadan hemen Marmaray’a dönüyorum. Fakat o da ne? Bu yıl dönemedik. Marmaray’a ulaşamayalım diye her yol, her delik kapatılmıştı. Her şeye tepeden bakabilecek, denetleyen, sorgulayan bir yapı yok. Kendi kendimize yazıyor çiziyoruz. Kapıların huni gibi aynı yerde birleşmesi nasıl olabilir? O zaman neden kapı var? Nasıl herkes kendi hızına göre start alamaz? Nasıl? Yurtdışında yarışa başladığın insanlarla birlikte bitiriyorsun. Bizde ise hep bir kaos var.
Bizim ekipten kimseyi bir daha koşmaya ikna edebileceğimi zannetmiyorum.
Neyse, hepimize geçmiş olsun.
yurtdisinda yarisa basladigin insanlarla birlikte bitiriyorsun kismina biraz eglenceli bir bakis acisi katayim, bu bir sure sonra, “hizli kosamiyor muyum ben acaba” diye dusundurtuyor parkurda…cunku neredeyse kimseyi gecemiyorsunuz ve neredeyse kimse sizi gecmiyor…sanki herkes t zamaninda bir otobuse binmis de bir noktadan baska bir noktaya gidiyor gibi
Yarislarda yurumek yanlis ya da ayip degil. Baska ulkelerde de cok sayida yuruyen ya da cok yavas kosan insan var. Burada sorun bu insanlarin dogru yerde baslamamalari sanirim. Bunu ya bilmiyorlar (ve ayni zamanda dusunemiyorlar) ya da inadina yapiyorlar. Ikincisi olmamasi umuduyla…
Sadece yürüyenler değil koşanlara da bilgilendirme yapılmalı. Birden istikamet değiştirenler, daha düşük tempoda koşmasına rağmen en soldan koşanlar, siz ortadan ya da sağdan koşarken soldan geçmek yerine pardon diye sizden yol isteyenler vs. ne ararsanız vardı. Bu durum ile Caddebostan sahilde de çok karşılaşıyorum, insanlar ısrarla kendisine göre yolun sol tarafından üstünüze geliyor, sağdan gitmeye bir türlü alışamayanlar var. Üstüne yağmur nedeniyle yerdeki su birikintilerinden kaçmak için birden önüme atlayanlar oldu, hatta bir tanesi ayağı ile takıldı, birlikte düşüyorduk. Bazıları sağına soluna hiç dikkat etmeden koşuyor maalesef.
Elbette değil. Bizim de sağa çekilip yürüdüğümüz zamanlar oluyor. Kimse o insanları istemiyor da değil. Keşke daha çok olsalar ama öncesinde bilinçlendirilmeleri ve art niyetli olanların ‘‘kafalarına vura vura’’ öğretilmelidir.