Yaz Sıcaklarında Koşmak Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Ankara’da yaşayan biri olarak “gece” kısmı benim için fazlasıyla gerilim, korku dolu düşüncelere sevk etti.Tebrikler.Ramazan ayı boyunca koşu parkurları (Ankara Anıttepe, Kırıkkale Başpınar Stadyumu gibi) 24 saat açık oluyordu.Denemek için ideal.

2 Beğeni

Teşekkür ederim hocam sağolun :blush::pray: Benim koşu ile ilişkim biraz değişik. Bazen yazıyorum burada da. Öyle şeylerden geçtim ki bu yolda, ne dağda tek başına gecelemek, ne şehri tüm gece boyunca izleyebilmek, ne bir ormanın içinde insan girmeyen yerleri keşfetmek beni bir an bile durduramadı. Aksine her seferinde daha bir heyecan, daha fazla keşfetme, öğrenme, bilinçlenme ve hissetmeyi doya doya yaşadım. Usta ultra insanların sözlerini dinlesemde kendime ayrı antrenman taktikleriyle şartlarımı keyif modunda zorlayarak zaman limitine uyabilecegim ultralara katılmak bir yarış etkinliği olsa da bu durum benim pek umrumda değil :joy: Zihin, beyin, beden, bilinç dünyasını keşfetmenin güzelliğini doya doya yaşamak harika bir şey zaten. Şimdiye kadar yaptığım en tehlikeli antrenman, kış günü lodoslu havada gün ışığı olmadan sahildeki kayalıklarda koşup uçup zıplamak :joy: Sırf bu antrenman için pulseboost HD ayakkabıyı aldım. Taban Continental lastik ve düz. Kayalıkların eğimine göre basmak ve bu anda o eğime ve yüzeye tepki vererek bir sonraki noktaya odaklanmak muhteşem bir çalışma oldu benim için. Bunu bir kez yaptım ve bir müzikle harmanlayıp Instagram’da paylaştım. Sonra izlerken gerçekten korktum :joy: Bu yüzden hayatımı ultra rüyalarla düşlüyorum. Yıllar önceki koşan halime bakıp tebessüm ediyorum. Sağlıkla kalın.

2 Beğeni

Teşekkürler Aytaç çok faydalı bir yazı,emeğine sağlık.

1 Beğeni

tebrikler hocam. koşu raporu yazıyor musun? okumak tecrübelerinden faydalanmak isterim.

2 Beğeni

Merhaba, teşekkür ederim. Bazen okuyorum koşu raporlarını ama şimdiye kadar hiç yazmadım. Paylaşımlara notlar ekliyorum ara ara o kadar. O kadar enteresan, ilginç ve muhteşem şeyler yaşanıyorki uzun süreçli aksiyonlarda pek kelimelere dökülemiyor benim açımdan. 30 ağustos zafer günümüzü de 100 km ile kutladım evden Sarıyer’e gidiş geliş olarak. Mesafe veya başka bir şey sorun olmadı ama sıcak hava ile mücadele dolu bir sınav oldu benim için :smiley: Sağlam bir şekilde eve döndüm, dün evde istirahat yaptım, bugün de işime geldim toparlanıyorum yavaş yavaş ve yıl bitmeden bir daha diyorum kendime :smiley: İstediğin zaman soru cevap yaparız mesajdan istersen. Sana kendi çalışma durumumu söyle bir özetlersem: Profil fotosundaki sahil kayalıkları üzerindeki teknik taktik çalışmalar sayesinde,(öncesinde güçlendirilmiş bacak kasları marifetiyle :smiley: ) 3000-4000 yükseklik 60-100 km aralığındaki ultra mesafeleri keyifle halledersin, sağlıkla kal.

2 Beğeni

Pazar bende 40k yaptım,asfaltta, patikada değil ama. Bende acele etmeden, sistemli bir şekilde çalışarak mesafemi arttırmaya çalışacağım. Bacak kasları için bir salonda çalışmayı planlıyorum kış aylarında ama şu virüs beni düşündürüyor.

Gücünü hissettikten sonra bir sonraki mesafeye geçiş yapman sağlığın için en güzeli. Bacak kaslarını bebek besler bakar gibi çalıştırma gerektiriyor uzun mesafeli keyifler. 3 yılda vücutçuların bakıp sorduğu bacak kaslarını haftada 1-2 kez leg curl ile çalışarak, ormanda dere tepe, yağmur çamur antrenman yaparak belli bir seviyeye getirdim. Kendimi ölçüyorum bu makinedeki ağırlığa verdiğim tepkilerle ve hep buna göre haraket ediyorum bir sonraki mesafe veya hedef etkinlik için. Sevgi, saygı, sabır yoldaşın olsun.

1 Beğeni

Bravo ayaklarınıza sağlık.

1 Beğeni

Teşekkür ederim sağolun👍

Öğrenmek için soruyorum
100k ultra koşusunu 20 saatte bitirince koşulmuş mu oluyor?
Zira ort hız 5 km/h ile yürüme hızına eşit oluyo.
Ha run walk run ise olabilir
Yada koşu arası mola .
Bana göre pek fizyolojik olmayan extrem bir spor.
Onun yerine koşu hızlarında 10-20 km/h kısa oeta uzun( max 40k) parkur koşuları daha iyi olabilir mi?

5 Beğeni

Ultra maraton’un içinde tamamen koşan azdır.Yürü koş tepe tırmanırken tercih edilebilir.
https://www.thenorthface.co.uk/breaking-20.html
(Buradaki video da güzel ve bu paylaşımla haberdar oldum Pau Capell - UTMB 2020 FKT Denemesi )
Tırmanışların miktarını göze almazsak 171km 20 saat demek 8.55km/saat ortalama(1 saatte 7km yürüyebilirsem bu da 3 aşağı 5 yukarı yürüme temposu olmaz sonuçta, hem 1 saat sürmüyor).
Belli bir tempo illaki koşuyla-yürü koşu ve sadece yürüyüşü ayırt etmeye yardımcı olur.Böyle bir değer/sayı var mı bilmiyorum.
100km 20 saat koşu arası su,yemek,duş vs molalar tahminim 4-5 saat vardır.@caylakmaratoncu ne kadar yaklaşmış tahminim?

6 Beğeni

Kendisi ile hiç tanışmamış olmama rağmen gerçekten hayranlık duyduğum bir sporcu var. Belki tanıyanlar vardır. Ayhan Esen. Tuz gölünde 100 mil koştu. 161 kilometre yapıyor. İnanılmaz bir motivasyon gerek. 5 km/h bile olsa 161 kilometrede insan beyni, vücudu ne hale gelir. Üstüne birde sıcak ve susuzluk eklenince. Aklım almıyor benim. Benim için gerçekten çok ama çok büyük bir başarı.
Birde Aykut Çelikbaş var tabi. 250 kilometrelik Yunanistan’dan Sparta’ya olan yarışı bitirdi. Çok emek gerekiyor. Yeri gelmişken Aykut beyide tebrik ederim. 19 Mayıs’ta koşu bandı üzerinde 188,1 kilometre koştu.
Tabiki olimpik mesafeler değil bunlar. Tehlikeli yarışlar. Bildiğim kadarıyla en uzun olimpik mesafe 42,195 metre ile maraton.

4 Beğeni

Yürüme temposu , kümülatif yorgunluk arttıkça 10 ila 15 paceler civarında gezer, bu durumda 100 km ti bitirme süreniz 35 saatleri dahi aşar. Bunun beslenmesi ara molaları var ,10 istasyonda 5 dk bekleseniz 50 dk yapar,dolayısıyla 20 saate bitirebilmeniz için saatte 12 km hız yapmanız lazım molayı düşerseniz 14 km civarında koşmanız lazım, yürüyerek bitmeyeceği çok açık sanırım.

1 Beğeni

Ayhan Esen kardeşimle İznik’te 140 km boyunca birlikte koşmuşluğumuz vardır kulakları çınlasın çok güçlü ve efendi bir sporcudur.

3 Beğeni

Güzel soru, teşekkür ederim. Çoğu zaman haliyle anormal bir sportif bir aksiyon bu zaten hayatımızın içinde. :smiley: Koşa koşa hep ayni şeyler sıkar bazı insanları ve değişik şeyleri ekler kendince, kendi formunu ve stilini de yaratır, farklı şeylerle keyiflenir, haz alır mutlu olur. Ben uzun uzun mesafeleri zaten hep ormanda, yolda 4-5 kg ağırlık ile keyif modunda ödün vermeden yapa yapa kendini geliştiren bir insanım. Zaman veya performans konusu hiçbir zaman umrumda olmadı zaten 40 yaşımdan sonra başladım koşuya :smiley: Bir sene etkinlik sayesinde geçtiğim bir trail parkurundan bir sene sonra o parkurun yer aldığı dağı ve ormanı tek başıma en olmadık yerlerini keyifle keşfetmek benim için bambaşka bir zevk meselesi :smiley: Bunu en son Uludağ da yaptım ve şimdiden de özledim. Hayata bakış açılarımız çok farklı olduğu gibi bu konuda da koşu olsun, sportif faaliyetler olsun, performans olsun bakış açımız, yorumlama ve icra tarzımız farklı olabilmektedir. Belgrad Ormanı nda antrenman yaparken de 2-3 saat limitlerimi zorlayıp koşacağıma; sabahtan başlayıp akşama Karadeniz’de finişlenen 6-7-8-10 saat süren hepsinde de ayrı maceralar yaşadığım tek kişilik ultravari aksiyonlar tercihidir. Sırt çantamda yedek ayakkabı bile taşırım kış mevsiminde. Herkes Sahil yolunu kullanıp pace yaparken ben sahilde uzanan kayalıkların üzerinde hoplaya zıplaya bazen de uçarak antrenman yaparım :joy: Mevzuu baya derin ve uzun. Koşuda performans yerine, koşarken belli bir mesafe üzerinde normalin dışında gelişen, açığa çıkan bilinç dünyasını, beyin hâlini, beden limitlerini, extrem olarak adlandırılan bilinmezleri yaşarken keşfetmek benim en büyük zevkim oldu yıllardır. Geyik kosularina katıla katıla Geyik oldum mesela :joy: Kendimi kaptırdığım zaman özellikle arazi şartlarında çok iyi bir performans çikarabiliyorum ama yine de tercihim Kaplumbağa dan yana. Bu ikinci tek başına 100 km aksiyonum, Zafer günümüzde yaparak hem kendime hem de zihnime bir başka Zafer Bayramı yaşattım, birçok insanda yolda soru sordular, elimden geldiğince açıklamaya çalıştım ama pek anlamadılar sanırım :smiley: Finiste meşale yi yaktım bizim evin sokağını da hepsini uyandırdım :joy: Sağlıkla ve sporla kalın.

7 Beğeni

Çok güzel orneklemissiniz hocam sağolun :smiley: 30 Ağustos günü gerçekten hava çok sıcaktı. Yaklaşık 11-12 litre dehidrasyon hesapladı program. Ben de iyi bir denge tutturmuşum, yaklaşık 10 litre sıvı aldım yolda. Gece başladım çok eğlenerek yolun yarısını geçtim ama güneş çıkınca aynı hızı hâliyle uyku, yorgunluk filan derken tutturamadim. Bugüne özel 100 yapicam dedim ve sözümü tuttum. Yolda yeni şeyler denedim, yiyecek kıyafet değişik taktikler. Daha da gidecek gücüm olduğunu bilmek beni çok sevindirdi yine. Kendime aferin Geyik! Dedim bol bol :smiley::running_man::+1::deer:

4 Beğeni

hocam strava hesabın var ama aktif kullanmıyorsun sanırım. yaptığın koşuların detaylarını stravadan takip etmek güzel olurdu.

1 Beğeni

okurken çok imrendim, zevkli olması yanında yapayalnız ve az eşyayla ordan oraya hoplamak bana çok büyük güven veriyor. herhangi eşyaya veya insana bağımlı olmadığımı hissediyorum

2 Beğeni

Evet telefonda iki program var onu pas geçmek zorunda kaldım :slight_smile:

1 Beğeni

Belgrad Ormanı nda bir antrenman günü rastgele arazide dere tepe giderken piknik alanı çitleri çıktı karşıma. Geçmek için bir yer ararken bir ailenin küçük çocuğu babasının yanında gördü beni. Ormanın içinden uzaylı gibi ortaya çıkan renkli kıyafetler ve enteresan bir şekilde hareket eden bir canlıyı ilk defa görmüşlerdir bence :joy: Çocuğun babasına “Baba, bak dağ adamı” dediğini duyunca koptum gülmekten o gün Karadeniz’e gidene kadar. Ormanda yalnız olduklarını düşünürken dağdan adam çıkmıştı. Özellikle sonbahar ve kışın orman harika oluyor. Özellikle insanların giremeyeceği alanlara gitmeye çalışıyorum. Kısa bir süre olsa da muhteşem oluyor gerçekten.

4 Beğeni