Organizasyonu yermek için sormuyorum kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Zorunlu malzemelere de karşı değilim. Bütün malzemelerimi de eksiksiz 136K boyunca taşıdım. Peki elit atletlerin ayrıcalığı var mı bu işte? Emmanuel ufacık bir bel çantası ile koşuyordu. Bütün o zorunlu malzemeleri o çantaya sığdırdığına inanmak pek mümkün değil. Tamam adam süper koşuyor, karanlığa kalması mümkün değil ama onun da başına aksilikler gelebilir değil mi? Derbent kontrol noktasındaki arkadaşlar bence de acemiydi. Ben geldiğimde hava kararmak üzereydi ve orada yağmurluğun var mı yerine reflektif yelek ve fener sormaları gerekirdi.
evet, mesela iyi koşan arkadaşlardan Akın Yeniceli diskalifiye edilmiş, kendisi belirtti, malzemeden dolayı. Ama sanırım 1 ve 3ncü sıradaki arkadaşlarında resimlerinde taşıdıkları sanki zorunlu malzeme içerecek taşıyıcılar değil. İkinci sıradaki Benoit Laval taşımış. Tabiki bu kişiler çok hızlı ve onları çok etkilemeyebilir ama. Bu işleri yeni öğreniyoruz bence, ileriki organizasyonlarda bu kontroller daha sağlıklı olur.
Bu iş emniyet kemeri gibi, çek tak bu kadar basit çok sorgulamamak lazım, neler zorunlu ise taşımak lazım, kişiye göre değişmemeli. Zira bu sefer herkes kendine göre yorumlar ve belki de bizim gibi amatörlerin yanlış yorumları da zor durumda başlarına dert açar.
Organizasyon internet sitesinde “Zorunlu Malzemeler” başlığında tüm parkurlar için ilgili malzemeleri yayınladı. Aynı şekilde “Diskalifiye Kuralları” başlığında konuyu çok kesin bir ifade ile belirtti:
‘İznik Ultra Maraton parkurlarında her katılımcının taşıması gereken zorunlu malzemeler yarıştan önce ve parkur sırasında kontrol edilir, malzemelerin taşındığı çanta işaretlenir. Eksik malzemeli sporcular parkura alınmaz, parkurdaysa men edilir.’
Zorunlu malzemelerden bir veya birkaçının gerekliliği ayrı bir konu ama organizasyon parkurda koşacak her koşucunun bu yazılanları okuduğunu ve kabul ettiğini farz eder. Bunlar bildirildiği halde eksik malzeme ile koşanlar bu riski göze almış olurlar (olayın vicdani boyutuna girmiyorum).
Bu arada özellikle elit koşularda gördüğümüz küçük sırt (hatta bel) çantalarına tahmin edilenden çok daha fazla malzeme (teknik, minimalist vb.) sığabiliyor. Tayt ve üst katman ceplerini de unutmamak lazım. Tecrübe arttıkça çantayı optimum şekilde hiç bir fazlalık olmadan doldurabildikleri de düşünüldüğünde en hafif ve minimalist şekilde parkura çıkabiliyorlar.
Çok zor olacak değil mi? İznik’ten de zor olacak hem de Bol bol yokuş yukarı yürüyüş çalışmak lazım
UTMB organizasyonu zorunlu ekipmanlarla ilgili çok faydalı 2 video yayınladı (İngilizce):
Raidlight öneririm. PB easy go 45 www.raidlight.com.tr
46km Benoit ve Duygun tüm malzemeleri taşıdı. 1. Olan taşımadığından 3.lüğe kaydırıldı ceZa puanı ile… 200 ultra maraton bitiren Benoit Raidlight markasının kurucusu ve organizasyonların tüm kurallarına harfiye uyacak kadar patika etik değerlerine bağlı. Kullanmayacağını bilmesine rağmen fenerini bile uçakta unuttuğundan benden istedi ben İznik’te getirdim yarış öncesi. keşke herkes 3 malzemenin derdini yapacağına biraz patika ruhuna ve kurallara odaklansa…
10 yıl olmuş konu açılalı ve sanırım bir yol katedemedik
Yarış ismi vermeyeceğim çünkü neredeyse hepsi aynı (1-2 istisna mevcuttur), sorunlar hep aynı, ben kendimi enayi gibi hissetmeyi bıraktım bu benim kendime öz saygım ve bakarsın itiyacım olur diyorum artık ve dert etmiyorum.
Artık hepimiz zorunlu malzemenin organizatörün başının ağrımaması için olduğu konusunda hem fikirizdir sanırım.
- Katılımcıya göre ‘gerekli olabilecek malzeme’
- Organizatöre göre ‘zorunlu malzeme’
Risk gerçekleştiğinde, ‘gerekli’ malzemeyi taşımayan katılımcı zarar görür. Katılımcısı zarar gören organizatör ise hukuki olarak başı ağrır. Kendisini daha iyi savunabilmek için ‘gerekli’ malzemeyi ‘zorunlu’ tutar.
Bir katılımcı akla ve kurala uyup ağırlık taşır ikinci olur. Diğeri akla da kurala da uymaz birinci olur. Burada sıkıntı var. Tesbiti halinde diskalifiye veya önemine binaen zaman cezası uygulanmalı, kurala uymayan katılımcılar görüldüğü takdirde organizatöre bildirmekten çekinilmemeli.
Organizasyonlarda kural haline gelen ‘yardima ihtiyacı olan yarışmacıya diğer yarışmacıların yardım etmesi, etmemesi durumunda diskalifiye edilmesi’ hususu zorunlu malzeme taşımayan kişilere yardım zorunluluğunu içermemeli. Kendi tedbirini almayan kişiye, başkalarını yardıma mecbur tutmak angaryadır.
Benim şahsi fikrim; bence bu gereksiz ve aşırı bir duygusallık.
Herkes beni duygusuz birisi olarak görecek ama yine de fikrimi dile getireceğim.
Örneğin mahallemdeki açlara, fakirlere yardım etmek benim görevim değilken, yarışta kötü durumda olanlara yardım etmek niye benim görevim?
Mahallesindeki insanlara yardım etmeyen insanlara da “vay senin haline” dememiz mi gerekiyor?
Örneğin bir doğa yürüyüşü organizasyonuna katılmışsam herkese her türlü yardımı yaparım. Ama bir “yarış” organizasyonunda demagojiler yaparak yardımı zorunlu tutmak bence çok manalı değil ve istismara açık bir durum.
İstismar için örnek bir senaryo mesela;
yardımı zorunlu tuttuk diyelim. yapmayanı diskalifiye ediyoruz.
Yarışa hızla başlayacak olan bir kişi başka kişi ile anlaştı.
Bu anlaşılan kişi ikinci sırada giderken başına bir iş gelmiş kendini yere attı ve yardım istedi.
Arkadan gelen kişiler yardım ederlerse süre kaybı nedeniyle yarışı kaybedecekler, yardım etmezlerse diskalifiye nedeniyle kaybedecekler.
Veya bir koşucu CP’ye geldi ve kendisinden önce CP’ye gelen başka bir koşucuyu kendisine yardım etmedi diye şikayet etti. Ne olacak? Yardım etmedi denilen koşucuyu diskalifiye mi edeceğiz?
Bunun gibi bir çok senaryo üretilebilir.
Yarışlarda yarışmak esastır.
O yüzden patika koşuları haricinde hiçbir türlü yarışta diğer yarışmacılara yardım zorunlu tutulmuyor.
Yani bu turistik faaliyet kafasını bir kenara bırakmalıyız bence.
Ben yarışa turistik doğa yürüyüşü yapmaya gitmiyorum.
Yarışmaya gidiyorum.
O yüzden kendimi single-track kesimlerde ilerlemeyi beceremeyenleri beklemek zorundaymışım gibi hissetmiyorum.
Veya kendi gücünü düzgün kullanamayıp başına iş getiren birisine yardım etmek zorundaymışım gibi hissetmiyorum.
Ben oraya kendi en iyimi görmek için gidiyorum.
O zorunlu malzemeleri yanıma almıyorsam ve kendimi zor duruma düşüyorsam, kimse de bana yardım etmesin.
Herkes kendi yarışına baksın.
Çünkü bu bir “yarış”
Bugüne kadar hiçbir yarışta zorunludur diye malzeme taşımadım,hatta her seferinde gereğinden fazla malzeme taşıdım.Yaz veya kış fark etmeksizin koşu çantamda devamlı ince bir eldiven,çakı ve çakmak olmadan yarışlara başlamadım ve öyle de devam edeceğim.Bugüne kadar değişik konular altında devamlı aynı şeyleri yazdım.Doğada nelerle karşılaşabileceğimiz ne kadar tecrübemiz olursa olsun değişiklik arz eder.Yeri gelir defalarca yanımızda taşıyıp hamallık ettiğimiz malzeme can kurtarır ki kendi adıma bir kaç kez yaşadığım durumdur.
Karadeniz de yaylalarda gezerken yanımdaki malzemelerle kaç kişiye yardım ettiğimi unuttum. Evet o kişiler niye yetersiz donanım ve malzemeyle o parkurlara çıkıyor diye sorgulanabilir ama hangimiz hata yapmıyor.Çoğunlukla yalnız kamp yapan biri olarak ne badireler atlattım tecrübesiz zamanlarımda ve ne güzel insanlardan yardımlar aldım.
Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir derler,onun için büyük konuşmamak lazım,her insan kendine yakışanı yapar.
Benim ifadem net. Kendi tedbirini almayan, zorunlu olarak tanıtılan malzemeyi tasimayan kişiye yardım ‘mecburiyeti’ angaryadir.
Tedbirini en az benim kadar almış, benim taşıdığım malzemeleri taşıdığı halde kendisine yetmemiş bir kişiye yardım etmeyi insanlık görevi bilirim. Bu iki farklı duruma aynı uygulamayi ‘dayatmak’ hayatı kötüleştirir.
Edit:
Bu ifade çok doğru. Ama bu kişinin kendi rızası ile olacak bir şeydir. Dayatma ile olacak birşey değildir.
Ben her yarışta zorunlu malzemelerden daha fazlasını yanımda taşıyorum, yıllarca dağlarda vakit geçirdim, organizasyonun yazdığından çok daha çeşitli malzemeye gerek olabileceğini biliyorum. 1 kg fazlanın bana(sıradan averaj koşucu) hiç birşey kaybettirmeyeceğini de biliyorum. Tedbirsiz, lakayit insanlardan hoşlanmam, malzemesini taşımayana da cahil gözü ile bakıyorum ama yine de dağda sorun yaşayan birine yardım etmeme gibi bir şey yapamam, @artan ın dediği gibi insan kendine yakışanı yapar
Her yarışta zorunlu malzemeyi taşımayanları ya da kestirmeye kaçanları videoya çekiyorum. Sonra editte hep vazgeçiyorum videoya koymaktan. Ben burada yarışmacıdaki suçu sıfır olarak görüyorum. Denetimsizlikte bazı kurnazların ortaya çıkacağı aşikar.
UTMB ye katılırken neden zorunlu malzemelerini herkes taşıyor. Çünkü herkes biliyor ki, eksik bir tane malzemesi olsa dahi yarışamayabilir. O yüzden bu olay yüzde yüz organizasyonun sorumluluğundadır.
Bana kalırsa zorunlu malzeme olmamalı, herkes kendi kararını vermeli ama bu başka bir tartışmanın konusu.
Kurallar varsa bence uyulmalı. Ama biri kurala uymasa bile ona yardım etmek onun değil kendi vicanınla ilgilidir. Onun yaptığı onunla ilgili bilgi verir, senin yaptığın seninle ilgili bilgi verir.
Ben de aynı düşüncedeyim. Zorunlu malzeme komple kalkmalı. Bu meselenin bizim memlekette çözülebileceğine inanmıyorum. Bizim insanımız, köylü kurnazlığını, fırsatçılığı seviyor. Kuralları delmek, kendisine en ufak bir ayrıcalık elde edebilmek için fırsat kolluyor. Yarış öncesi malzeme kontrolü yapmak düpedüz saçmalık. Herkes al gülüm ver gülüm yapıyor. Bir tane malzeme 10 kere kontrole giriyor. Hiç bir anlamı yok.
Ben organizatör olsam, parkurda geçmiş senelerde yaşanan zor anların videosunu yayınlarım. Eğer yoksa internette benzer yarışlarda yaşananların videolarını bulur yayınlarım. Sonra da “bakın bu parkurda başınıza bunlar gelebilir. O yüzden biz şu şu şu malzemeleri taşımanızı “tavsiye” ediyoruz” derim. Tüm katılımcılardan da detaylı muvafakatname alır tüm sorumluluk yarışçıdadır derim. En güzel çözüm budur bence.
Parkurda -yarış sırasında tabiiki, doğada zor durumda kalmış tek başına kamp yapan birinden bahsetmiyoruz- zor durumda kalan birine yardım edip etmemek de tartışmalı bir konu. Bence tek bir doğru yok. O anki şartlar içersinde değerlendirmek en doğrusu olacaktır.
Ben, soğutucu sprey, mini leatherman, yedek bandaj gibi listede yer almayan ekipmanları çantamda taşımakla uğraşırken (ki bunu tamamen kendi isteğimle yapıyorum), bazen organizasyon fotoğraflarına bakıyorum. Hatta bazı organizasyonların kapak fotoğraflarında, koşucunun üzerinde yelek dahi olmadığını görüyorum! Tamam, kemer kullandığını varsayalım; ama 1 litrelik su kabı, bardak, termal battaniye, ilkyardım ekipmanı, uzun kollu üst, yağmurluk gibi tüm malzemeleri alabilecek bir koşu kemeri sanmıyorum ki olsun. Olsa bile, fotoğraflarda bu malzemelerin oluşturacağı şişkinlik hiç görünmüyor. E kit dağıtımında hepsini tek tek masaya dizdiriyorsunuz bize?
İnsan bu noktada kendi kendine şunu sormadan edemiyor:
“Banane ya, kim ne yaparsa yapsın mı demek lazım?”
Yoksa, “Tepkiyi ve motivasyon kaybını göze alıp uyarmak mı?”
Organizasyona söylemek ise işin en komik tarafı. Gerçekten, buna göre aksiyon alacak bir organizasyon var mı?
Belki de çözüm, “zorunlu ekipman” tanımından “zorunlu” ibaresinin kaldırılması ve yerine “tavsiye” ifadesinin eklenmesi olabilir. Bu, acı ama gerçek bir öneri. Böylece kit dağıtımında yaşanan ve deneyimle de gereksiz olduğu görülen hengâme ortadan kalkar. Ne o öyle, kit dağıtımında yalandan yapılan bandaj ve çengelli iğne kontrolü? Görevlinin zamanına da yazık…
Konu kurnazlara gelmişken, lafı fazla dağıtmadan şunu da eklemek isterim müsaadenizle: Onlarca kişiye aldırış etmeden parkurda hipotenüs geçişi yapanlara sık sık denk geliyorum. En son Eğirdir koşusunda bir kadın arkadaş, sanki bu durum koşunun doğasında varmış gibi, yarışın henüz başlarında hipotenüsten geçti.
Bu ve türevi konularda ben hep aynı şeyi savunacağım “arsızlık, kural tanımamazlık, fırsatçılık, şark kurnazlığı gibi hareketler meziyet sayılıyor” zorunlu malzeme taşımamak, kestirme kullanmak, işaret sökmek, kayıtsız koşmak, jel paketini yere atma gibi hareketler maalsef son bulmayacak!
Yarış sırasında her ne olursa olsun, yardıma muhtaç kişiye yardım etmek ayrı bir konu, organizasyon tarafından yardım etmeye mecbur tutulmak… Aksi halde diskalifiye edilmek ayrı bir konu. Benim eleştirdim ikinci konudur. Yoksa buradaki herkesin, burada dile getirmese de ne olursa olsun yardım edeceğine inanıyorum.
Kişinin kendi faydasına ve Mert hocanın da dedigi gibi gerektiği durumlarda baskalari icin de kullanabilecegi malzemelerin, tavsiye niteliğinde değil de ‘yazılı yarışma kuralları’ gereği zorunlu tutulması fakat bunun denetiminin nerdeyse sıfır olması, hatta görülen bir durumun organizasyona bildirilmesine rağmen gerekli aksiyonlarin alinmamasi, doğabilecek olumsuzluklara karşı, organizatörün kendini hukuki olarak savunmaya yaramasından başka birşey olmadığını gösteriyor.
Yardıma muhtaç kişiye yardım zorunluluğunun ‘yazılı yarışma kurali’ olarak yer alması da aynı gerekçeyledir.
Kötülük men edilebilir ama iyilik emredilemez.
Yardıma muhtaç kişiye mudahele etmeyi vicdan işi olarak görmeyenler, yazılı kural iken de yardım etmemenin bir yolunu/bahanesini bulur.
Fazla duyarlı davranıp yardıma muhtaç olunan durumlari ölüm kalım meselesi halinfe de düşünmemek lazım. Her durum aynı değildir. Bir örnek. Bir ara ‘yolda’ takım elbise ile koşmak moda olmuştu. Sonra bunlardan biri Tahtali’ya geldi. Külahı çıkarken kenarda oturur vaziyette, bitkin bir şekilde gördüm. Durup durumunu sordum, bir şeye ihtiyacı olup olmadığını. Devam edemediğini, bittiğini söyledi. Kendisi finişe karar tasimami istedi. Şimdi burada kusura bakmayin, kendime katırlığı yakıştıramam ama bu kişinin ayağı kırık olsa taşırım ve kendime katırlığı da yakıştırırım. Yukarıda bir arkadas söylemiş ya hani, o anda duruma göre karar verilir.
Tüm bunlardan ayrı bir şekilde, içinde rekabet bulunan bir durumda, sizi rakibinize yardım etmeye mecbur tutmak, yarış mantığına aykırıdır. Bunu dile getirmek, kişinin vicdansız olduğunu göstermez.
Haklısınız, yardım edilecek durum var, edilmeyecek durum var. Açıkçası takım elbiseli arkadaşın beni taşı demesi yüzsüzlük en basitinden.
Sürekli yarışan birisi olarak kendi deneyimimi anlatayım.
Genelde zorunlu malzeme dışında birşey taşımıyorum. Malzemeleri de zorunlu olduğu için taşıyorum. Kullanamayacağım malzemeleri bile taşıdığım oluyor. Örnek olarak powerbank; saatimin sarji 20 gün giderken, kullandığım telefonun sarjı 10 gün giderken ve uygun kablosu yokken taşıyorum.
Bir diğer konu bel çantasına sığar mı? Hatta sorgulamada değil, direk itham " sığmaz eksik eşya ile koşuyorlar". Bende hayret ediyorum sığıyor. Sadece biraz konforu kaçıriyor. Tercih meselesi.
Eksik malzeme ile koşan sporcular hakkında düşüncem ilk zamanlar çok takıyordum. Şuan bariz bir fark(çantasız veya suluksuz) yoksa umursamıyorum. 2022 Uludağ da Pau’nun çantası boş denebilecek kıvamdaydı, üstünde durup önemsemedim ama bilinç altında biraz bozulmadım da değil.
Son olarak bencede zorunlu malzeme kalkmalı.