Açıkçası benim için aynen bu şekilde oldu. Hemen hemen her Pazar olduğu gibi Cevizli civarından koşuya başladım. Birçok uzun mesafe koşan gibi asfalt olduğu için ben de sahil yolunda araç yolunun kenarından koşuyorum. 9:30 civarı Bostancı’ya geldiğimde yarışın olduğunu gördüm, insanların tersine gitmemek için akışa katılarak Bağdat Caddesi yönünde koşuya dahil olmuş oldum ancak en sağdan ve olabildiğince kimseyi engellemeden, tahminim orta-arka gruba katılmış oldum. Zaman zaman Pazar sabahları Bağdat caddesinden Kadıköy’e kadar koştuğum oluyor dolayısıyla burası da benim güzergahlarım arasında (en son 19 Ocak’ta koşmuşum). Yolun sağında yola dahil olmayan yarım metrelik bir alanı kullanarak koşuyorum, Pazar sabahı zaten tek tük araba geçiyor. Caddebostan’a kadar gidip gelmeyi planladığım için (19K), Göztepe parkının oradan koşanlarla beraber geri döndüm. Finishin yanından kaldırımdan geçip beklemeden devam ettim. Ne madalya aldım, ne de su, kimseyi engellemeden sadece parkurun bir kısmını kullanmış oldum ki zaten benim her zamanki güzergahımdı. Etik olarak yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Geçen sene Winter Run’a katılmıştım bu arada.
Kafalar şahane.
Ülkemiz sporcularından giderek umudumu kesiyorum.
Orada koşarken başınıza bir iş gelse organizatörler hesap vermek zorunda ve sizinle ilgilenmek zorunda.
Organizasyon o saatlerde orada olup biten her şeyin sorumluluğunu üstleniyor.
Kayıtsız koşan birisi koşarken düşüp kafasını kaldırma çarpıp ölse, organizatör hesap vermek zorunda kalır ve belki de hapse girer.
Siz halen her zamanki güzergahım diyorsunuz ve bir sürü kişi beğeniyor.
Mesela ben tüm koşularımı bir statta yapıyor olsam ve orada olimpiyat yarışları düzenlense, nasıl olsa ben hep burada koşuyorum diye olimpiyat yarışlarının arasına karışıp koşabilir miyim?
Her gün koştuğumuz yerin mülkiyet hakkı da bize mi geçiyor yani?
Lütfen rica ediyorum artık hiç kimse sporun gelişmesi, sporun yaygınlaşması falan gibi muhabbetler yapmasın.
Çünkü açıkça görülüyor ki bu hiç kimsenin umurunda değil.
Herkes çok ucuza veya mümkünse beleşe bir hizmetten yararlanma derdinde.
Ve hatta bize ucuza hizmet vermeyenlere kinleniyoruz ve onlara nasıl zarar veririz diye düşünüyoruz.
Özel organizasyonlar niye şehir içinde organizasyon yapmadığını şimdi daha iyi anlıyorum.
Bu kadar beleşçinin olduğu bir ülkede ben organizatör olsam, bende insanların yarışta koşmak haricinde uğramayacağı yerlerde (İznik, Uludağ, Kapadokya vb) yarış düzenlerdim.
Ben de organizasyon alanına kayıtsız girilmesi taraftarı değilim. Ve benden farklı düşünenlerin fikirlerini okumak istiyorum. İnsanlar kimseyi hedef almadan fikirlerini yazmalı. Bazı kullanıcılar farklı düşünenleri direkt hedef alıp yorum yapıyor. Açıkçası bu konu olmasa bile başka bir konuda insanların farklı bakış açılarını paylaşmalarının önüne engel koyar bence.
Kayıtsız,kayıtlı katılanlara saygı duyulmasa da saygısızlık edilmemeli düşüncesindeyim Organizasyon parkurunu belirli aralıklarla koşan sporcular,koşucular var Organizasyon da o zaman bu kişilere ayrıcalık tanımalı neticede yol organizasyonun değil ücretsiz koşu alanı oluşturulmalı,parası olan var,olmayan var,parasını vermek isteyen var istemeyen var,Organizasyon yılda 1 defa da düzenlense kendilerinden ödün vermeyip ücretsiz alan yapamıyorsa Parkuru belirli aralıklarla koşan insanlardan da ödün vermesini beklememeli Düşüncelerim bunlar saygılar
Yarış gününden habersiz, normal rotasında koşarken yarışanlarla aynı rotada ortadan buluşan, koşanlara engel olmayan, tamda @oberyuz’ün anlattığı tarzda koşanlar ile bile isteye kayıtsız yarışın başından sonuna koşanı bir tutamam.
Yarışlara kayıt olmadan koşulmayacağı konusunda neredeyse büyük çoğunluk hemfikir.
Her şeye anket koydunuz buna koymadınız oysa ankete en uygun konuydu teesüfler.
5-8 yılda 1 kez yarımaraton yarışına katılan birinin anket açması da güzel oldu @Duman istedi
- Kayıt olmadığım yarışta koşmam
- Kayıt olmadan kayıtsız koşarım
Merak ettiğim ise:
Koşu grubunda değilsin.Isınma soğuma selamlaşma vs hiç ilgin yok. Ama koşu grubunun arkasından onları, uygun tempolu olan koşucuları 100m geriden takip ediyorsun.Temponu ayarlaman bu şekilde daha kolay.
Sizce bu durum;
- Başkasının ardından koşmak hoş değil
- Koşacaksan bir selam ver
- Hızlan ve geç, millet kendisini takip ediyor sanacak
- Koşmana bak, mesafeni temponu bozmadan uzaktan takip edebilirsin
Ben start noktasına 7,5 km uzaklıkta koşuma başladığımı ve Bostancı’ya geldiğimde koşu olduğunu gördüğümü ve bu noktada koşunun bir kısmına dahil olduğumu, grubun arkasına denk geldiğimi ancak en sağdan, kimseyle yarışmadan kendi tempomda her zaman koştuğum o yarım metrelik alanda koştuğumu açıkça yazdım. 10 dakika daha sonra gelseydim muhtemelen kimseyi görmeyecektim, belki yürüyen birkaç kişiyle bomboş yolda koşacaktım. Tasvip etmediğimiz kayıt olmadan starta gelip koşuya kayıtlı koşucularla katılıp organizasyonun imkanlarından faydalanan ve madalya dahi alan kayıtsız koşucularla beni aynı yere koyarak ne beleşçiliğimi bırakmışsınız, ne de kafamın güzelliğini. Düşüp kafamı çarpsaydım organizatörlerin hiçbir sorumluluğu yok merak etmeyiniz, koşularda kayıt kurallarını okursanız tüm sorumluluğun koşanlara ait olduğunu görürsünüz. Stat/pist örneğiniz ile yaşadığım yerdeki sokakları, yolları aynı kefeye koymanıza girmeyeceğim bile. Yazdıklarımı @serpilbaysal’ın yazdığına bir örnek olarak paylaşmıştım. Yaptığıma katılmıyor ve yanlış yaptığımı düşünüyor olabilirsiniz ancak bunu aktarma şekliniz ve üslubunuzu çok yadırgadığımı belirtmek isterim.
Çok kötü bir şey yaptığımı düşünmemekle beraber bu kadar yaygara kopunca yine de araştırmadan edemedim. Yabancı forumlarda ve sitelerde koşunun “bir kısmına” tesadüfen ya da koşan birisine destek olarak dahil olan kayıtsız koşucuların bir meyve bahçesinden izinsiz meyve alanlardan daha az kötü ama bir yetişkin olarak yine de yanlış bir hareket olarak tanımlanabileceği yazılmış. Dolayısıyla ben öğrendim, bir daha koşu için kapatılmış bir yer görürsem arkamı döner giderim ya da kaldırımdan giderim, sporun gelişmesini bir daha engellemem, dertlenmeyin. Size de kişileri doğrudan hedef alan yorumlarınızı paylaşmadan önce bir kez daha gözden geçirmenizi ve düzgün üslupla nasıl yazılır öğrenmenizi tavsiye ederim.
Her bir cümlene sonuna kadar katılıyor ve destekliyorum.
Başlık altındaki ‘kayit olmadan kayıtsız koşarım’ beyanı, bir çok duruma bağlı.
Bu farklı durumları izah etmeye çalışan arkadaşlar var.
-Organizasyona zarar vermek istediğini söyleyenler var
-Zarar verme kastı olmasa da ikramlardan ve parkurdan yararlananlar var.
-İkramlardan faydalanmayip, organizasyon olduğu için gelip, parkurdan faydalananlar var.
-Parkurun rutin antrenman bölgesi oldugunu ve denk geldiği kadarını koştuğunu söyleyenler var.
@ismaileren her defasında tüm bu durumların aynı kefede olduğunu söylüyor. Ama öyle mi acaba. Aynı kefede olduğunu söylediği için de,
Fikrine karşı çıkan ‘herkesi’, çok kolay bir şekilde belescilikle itham ediyor. Ama ‘herkesi’… Bu forumda olup ta, o parkurlarda olmayanları da! İsmail hocam ben şahsen bu kadar fevri bir çıkış beklemezdim senden.
Ankette de koşarım diyenlerin hepsi aynı seçenekte yer almış. Bence bu da uygun değil.
Etik olmaz , o parkurda koşupta ayağını kırsan seninle gene organizasyon ilgilenmek zorunda kalır, ilgilenmese ilgilenmedi olur, senin böyle bir talebin olmaması durumu değiştirmez
Anket devam ettiği için belki teknik olarak ekleme değişme olmaz.Her bahsettiğin “koşarımdaki seçeneğini” ayrı ayrı yazmak yada 3. seçenek “para vermişlerle aynı şartlarda herşeyden yararlanarak koşarım” eklenebilir.
Anketten kayıtsız koşarım diyenlere ayıplama olmaz, anketin eksikliği.Zaten fikir olarak da açıklamaları bu başlıkta var.
Bir şey öğrenmek niyetinde değilim.
Amacım rahatsız etmekti ve buna ulaştım.
Arkadaşlar, organizasyonlara ve spora saygı duymayanlara saygı duymuyorum. Bir saygı düzeni oluşmadığı müddetçe ülkemizde sporun gelişmeyeceğini düşünüyorum. O yüzden bu şekilde devam etmeyi düşünüyorum.
Ayrıca saygısızlığı savunan yorumlara bir çok beğeni geldiğini görüyorum. Bu düşünce yapısına sahip arkadaşlara rahatsızlık vermeye devam edeceğimi buradan söylüyorum.
Not: hiçbir organizasyon ile bağım yok, hatta hiçbirine sempatim yok. Ama beni organizasyon taraftarı veya organizasyon sempatizanı olarak görenler umurumda değil.
Spora, sporcuya ve spor organizasyonlarına saygılı arkadaşlara spor dolu günler diliyorum
hah dökülün işte böyle. Herkes eteğindeki taşları döksün. Maskeler insin. Bitsin bu maskeli balo. Fahiş fiyatlı organizasyonları savunanları da görelim, aksini savunanları da
saygısızlık yapmanın çözüm olduğunu düşünüyorsanız siz o kanaldan yürüyün. Biz asla bu üslubu kullanmadık kullanmayız.
Herkes canı nasıl isterse öyle anlamaya devam ediyor. Ben organizasyonları savunmuyorum. Fahiş fiyatları da savunmuyorum. Ben yapılan saygısızlığa karşı çıkıyorum. Fahiş fiyatı bahane ederek emek hırsızlığı yapılmasına karşı çıkıyorum. Anlamamakta ısrar edenlere ısrarla anlatmaya devam edeceğim.
Siz doğrudan zarar verme yöntemini tercih ediyorsunuz. Biliyoruz.
Tamam o zaman ben şunu sormak istiyorum:
Bir organizasyon kayıt süresi kapandıktan sonra, sağdan soldan eş dostu organizasyona gizli kapaklı kayıt ediyorsa bunu savunuyor musunuz?
Bir organizasyon, bir yıl önce 10 euro karşılığı TL talep edip, 1 yıl sonra 200 euro karşılığı euro olarak talep etmesini savunuyor musunuz?
Bir organizasyon, kendi eş dostu hile hurda ile derece yapınca, asıl kürsü sahiplerinin haklarının yenmesini savunuyor musunuz?
Bir organizasyon, aslında çok önceden yapabileceği değişiklikleri, yarışın başlamasına 24 saat kala, teknik toplantı bittikten sonra değiştirmesini savunuyor musunuz?
Bir organizasyon, yarışın sürdürülmesi mümkün değilken ve bunu engelleyebilecek imkanları varken, insanları dağların tepesinde donarken, önlem almadıklarından dolayı ölüme terk etmelerini savunuyor musunuz?
Bir organizasyon, kayıt aşamasında sunmuş olduğu imkanları, yarışta sunmaması ve madalya-kupa-ödül(vaat ettiği) vs. şeyleri yarış bittikten sonra da yerine getirebilecekken ölü taklidi yapmasını savunuyor musunuz?(yemek-içecek vs. anlaşılabilir şeyleri sunmama durumları yaşanabilir- bunları kabul ediyoruz)
Örnekler çoğaltılabilir. Sonuç olarak, sizden ricam evet savunuyorum veya hayır savunmuyorum şeklinde bir cevap vermeniz. Sonuçta benim mücadelem bu zihniyetteki organizasyonlarla. Diğer organizasyonlara ise elimden gelen her türlü desteği verdim, vermeye de devam edeceğim.
Konu "biri kayıtsız koşuya katılmayı çözüm olarak bulur, kimi Dextar’a bağlar"a doğru gider
Bir metanın bedelini ona olan talep belirler. Fiyat algısı tamamen kişiye özeldir. Bir araba ele alalım geçen sene 100 birim olsun. Araç yok satarsa üretici o aracın bedelini 200 birim yapar. Çünkü bir üretim kapasitesi var ve araca sadece parası yeten kullanıcı binebilecek. Geçen sene 100 birim olan fiyatı görüp 200 birime pahalı demenin hiç bir anlamı yok çünkü üretici aracı 200 birime satabiliyor. Araç fiyatının 100 birim olmasını savunan alıcı da gidip araca zarar vermek için arabanın camlarını kırıyor ki üretici bu durumdan bir ders çıkarsın ve aracın fiyatını yine 100e indirsin. Olacak olan bunun tam tersi olur, o kırılan camın fiyatı da bir sonraki üretime eklenir. Paran yeterse alırsın, yetmezse almazsın. Ekonomi budur, kimse kimseye hiç bir şeyi zorla satamaz. Herkes Ferrari’ye binemiyor sonuçta.
Konu çok farklı yerlere gidiyor. Ben de size bir şey sormak istiyorum:
- A Organizasyonu yarış ücretini 1000TL olarak açıkladı. Siz tepki gösterdiniz. Bunu üzerine “tamam size ve sizin koşu grubunuza özel %15 indirim kodu tanımladım. Bu kodu kullanarak kayıt olun, ben x kişi sayısı ile sınırladım ama siz gene de kimseyle paylaşmayın bu kodu” dedi. Bu durumda ne yaparsınız? Kayıt olur musunuz o yarışa?