Xiaomi üretim kalitesi ve yetenekleri ile beni her ürünü ile etkilemeyi başarmış bir şirket. Amazfit’de de durum aynen böyle. Türkiye satış fiyatı 200 doların altında bir ürün için iyi iş başardıklarını söyleyebilirim. Detaylar yazıda, yine saatin incelemem için gönderilmiş bir ürün olmadığını belirtmek isterim. İsim konusunu ayrı tutmak lazım tabi, Xiaomi, Huami, Amazfit, Stratos, Pace 2! (elbette kendince sebepleri var) yazıda kısaca Amazfit olarak bahsedeceğim
Tasarım, Ergonomi
Neredeyse mükemmel, çok hafif, büyük bir ekran, kullanılan malzemeler oldukça kaliteli görünüyor. İki noktayı eleştirebilirim, saatin bezeli (yüksek fiyatlı saatlerde kullanılan seramik esaslı) ekranın dokunmatik olması sebebiyle ekranı koruyabilecek yapıda değil, sadece kozmetik olarak saati çerçeveliyor. İkincisi ise kayış kısmını saate bağlayan (Garmin benzeri) pimin çok güven vermemesi. Garmin gibi standart dışı bir bağlama sistemi yapacaklarına klasik saat pimini tornavida gerekmeden sökebilmek için küçük bir pim koymuşlar. Bu bölüm çok daha iyi çözülebilirdi. Bunun haricinde cam elyafı destekli ve karbon görünümlü kasa, ekran gerçekten güzel görünüyor. Bu fiyat segmenti için müthiş bir iş başarmışlar. Bileğimde gören herkes saatin pahalı bir koşu saati olduğunu düşündü. Kayış sistemini eleştirmişken genişliği uyabilecek her türlü saat kayışını kullanmak olası ve markadan (Xiaomi) beklenileceği üzere inanılmaz çeşitlilikle kayış bulabilmek mümkün, fiyatları da (elbette ülkemizde değil) çok uygun.
Amazfit çok hafif bir saat, sonrasında F5X’i taktığımda gereksiz ağır olduğunu düşündürdü. Bu hali ile çok konforlu, bilekte iyi duran başarılı bir tasarım. 50 metreye kadar su geçirmiyor. Öte yandan sesli bir uyarı sistemi mevcut değil, sadece titreşim yolu ile sizinle iletişim kuruyor.
Ekran
Ekran teknolojisi Oled, yani özünde bu ekran telefonunuzun ekranı gibi davranıyor. Bu çok büyük bir avantaj. Diğer saat ekranlarının (e-ink) aksine çok karmaşık grafikleri, animasyonları gösterebiliyor.
Bunun yanında akıllı saat (koşu amaçlı olmayan) standardının dışında sürekli açık kalabiliyor. 1.34 inch’lik ekran 320x300 pixel gösterebiliyor, 260.000’in üzerinde renk ile. Bunlar etkileyici rakamlar, normalde bu bir akıllı saat olsaydı 5-6 saatlik bir pil ömründen bahsediyor olurduk. Amazfit bu noktada değişik bir ekran teknolojisi kullanmış. Açık havada görünürlüğü sağlayabilmek için görünür ışığı yansıtabilen (transreflective) bir arkaplana sahip ve görüntüyü sabitleyebilen bir ekran teknolojisi kullanılmış. Bu şu demek, saat siz ona bakmıyorken ekranda bir görüntü gösteriyor, ancak bu basitleştirilmiş (kalite bazında, e-ink ekranlara benzer bir yapıda) ekran siz saate bakma hareketi yaptığınızda Oled ekrana dönüyor. Bu koşarken de böyle, saat siz ona bakmıyorken görünür anlamda bir hareket içerisinde değil, baktığınız veya dokunduğunuzda kendini yeniliyor. Bu sayede bu tip bir ekranla aktivite kaydında (Bluetooth kapalı, kalp ve GPS açıkken) 35 saatlik bir aktivite kaydı sunuyor. Tahtalı’da 4 saatin sonunda ancak %91’e gelmiş olduğunu gördüğümden Amazfit’in verisinin ve bu ekran teknolojisinin doğru bir seçim olduğunu görmüş oldum. Dezavantajı da kendi içinde, bu saat diğer koşu saatleri gibi ekranı sürekli olarak yenileyen bir saat değil, dolayısı ile hafif gecikme ile bu bilgileri görebiliyorsunuz. Bu sizin için önemli değil ise ekran özellikle sunduğu etkileyici veri seti ve animasyon kabiliyeti ile diğerlerinden iyi.
Üzerinde yer alan ışık algılayıcı dış mekan ışığını sürekli izleyerek ekran aydınlatmasını ayarlıyor. Dilerseniz bu aydınlatma biçimini kapatarak saat ekranın çift tıklama ile ekranın aydınlanmasını sağlayabiliyorsunuz. Bu çift tıklama saat tarafından biraz gecikmeli (1-2 saniye) algılanıyor. Ekran açıldığında çalışan bir saat görüyorsunuz. Bir süre sonra ışık ve ekran yenileme tekrar kapatılıyor. Dokunmatik ekran bazı durumlarda tıklamaya müsaade etmiyor, ekran ile boğuştuğum oluyor. Mevsim itibari ile soğukta denemedim ancak saatin tüm fonksiyonları dokunmatik ekran olmadan butonlarla da kontrol edilebiliyor. Islak ekranda kontrol sorunlu, uğraştırıyor.
Arayüz
Garmin+Suunto+diğer akıllı saat üreticilerinin bir ortalaması. Hepsinden ufak tefek birşeyler mevcut. Saat arayüzlerini internetten indirip kullanabiliyorsunuz ancak kaliteleri tartışılır. Kendi arayüzünde bazı hatalar mevcut (çin ve global versiyonu arasında firmware farklılıkları mevcut, global versiyon Çin versiyonunun gerisinden geliyor) Alışınca kullanmak basit. Orta tuşa uzun süre basılınca saat ekranına dönüyor. Ekran kilitlendiğinde (ki “ekran” bölümünde anlattığım gibi ekran sabite dönmüş oluyor) üst tuş ile kilidini açarak kullanabiliyoruz. Klasik telefon mantığındaki sağa ve sola çekiştirmeler, yukarı aşağı itmeler ile son derece sezgisel bir şekilde kullanabiliyoruz. Geri hareketi ekranı sol üstten sağ tarafa çekerek yapılıyor. Bu sayede saatin kullanımına son derece hızla adapte olabiliyoruz. Eleştirilebilecek bir yön startı verecek olan tuş (üst) kırmızı ile işaretlenmiş ve koşuda bunu kullanıyoruz ok, ancak ekran yerine tuşlar kullanıldığında onayı orta tuş veriyor.
Örneğin saati koşu moduna aldık ve startta bekliyoruz, starta geçirecek olan tuş yan ekrandaki Go tuşu ya da orta tuş oluyor, aslında sezgisel olarak üstteki start tuşuna basmak isteriz. Arayüzün biraz aparma olmasının böyle yan etkileri var, yine alışmaya bağlı bir durum. Koşu içinde iken durdurma ve devam etme görevi tekrar start (üst) tuşa geçiyor. Koşuyu bir sebeple durdurduk, hemen tekrar start tuşuna basmazsak (ki basarsak kaldığı yerden devam ediyor) “Pause” moduna geçiyor. Bu ekran güzel, örneğin CP’de geçirdiğin zamanı ayrı saydırabiliyorsun ancak devam etmek için (üst) start tuşuna basarsan sadece ekranın kilidini açıyor, devamında bir daha basınca yine “pause” modundan çıkmıyor. Ya ekranda “Resume” tuşuna basacaksın, ya da bu tuşu seçip (yukarı aşağı tuşları ile ki start tuşu şimdi yukarı tuşu oldu, ya da ekranı kaydırarak) orta tuşla başlatacaksın. Bunu nasıl atladılar şaşırıyorum doğrusu, sezgisel olanı başlatma ve bitirme görevlerini hep aynı (bkn. Garmin) vermesiydi bence. Belki alışılırsa böyle hissettirmiyordur. Saatin ana ekranında soldan sağa seçilebilir şekilde;
- Daily Overview : Günlük adım ve çıkılan kat sayısını gösteren ekran.
- Activities : En son yaptığınız spor aktivitesinin özetini içeren ekran.
- Sports : Spor App’lerinin bulunduğu ekran.
- Run
- Walk
- Cycling
- Pool Swim
- Open Water
- Run Indoor
- Indoor Cycling
- Elliptical Trainer
- Climb
- Trail Run
- Triathlon
- Skiing
- Tennis
- Soccer
- Saat Arayüzü
- Heart Rate : Kalp atışı grafiği
- Music : Dahili belleğindeki mp3 ve aac’leri dinleyebildiğiniz bölüm.
- Alarm : Alarm kurabildiğiniz bölüm, ancak saat alarmı titreyerek bildiriyor, kolunuzda değilse duyamazsınız.
- Compass : Pusula
- Stopwatch : Kronometre, ancak ekrandaki durdur ve ara değer al butonların basılabilmesi sıkıntılı.
- Timer : Geri sayıcı.
- Weather : Saatten aldığı hava durumu verisini gösteriyor, kapalı tutuyorum.
- Sleep : Uyku ile ilgili veriler veriyor, anlamsız olduğundan kapalı tutuyorum.
- Training : Belirli bir mesafe için program belirleyip izlemenizi sağlıyor, faydalı.
Ekranlarına sahipsiniz, bunların da detay ekranlarına aşağı çekerek veya ekrandaki butonlara tıklayarak ulaşabiliyorsunuz. Bir spor saati kullanıyorsanız tanıdık gelecek, özünde varolan saatlerin belirli ekranlarının (özellikle spor app’lerinde) yorumlanması şeklinde değerlendirebilirim. Garmin severler çok tanıdık! bulacaklar.
Arayüz genellikle yeterli, sınırlı özelleştirebilme kapasitesine sahip, sadece işini yapabilecek kadar.
Mobil Aplikasyon
Basit bir yazılım, saatin özelliklerini değiştirebileceğiniz ve aktiviteyi Strava’ya gönderebileceğiniz bir yapıda. Çok uğraşmamışlar ancak yeterli. Mesela telefon aplikasyonundan “güncellemeleri denetle” dediğinizde yaptığı saatin güncellemeleri wi-fi kullanarak denetlemesini tetiklemek, kalanını saat hallediyor ki zaten üzerinde güncelleme ile ilgili bir bölüm var. Yazılım açıldığında ilk olarak uydu verilerini (Assisted GPS için) saate aktarıyor, sonrasında ise aktiviteleri. Strava kullanıyorsanız bu yazılımı açmayacaksınız, ancak saat ve Strava arasında bir köprü görevi görecektir. Öte yandan saatin wi-fi’ı sayesinde kayıtlı wi-fi sinyaline ulaştığında kendisi aktiviteyi otomatik olarak aktaracaktır. Garmin telefon arayüzünün son hali ile karşılaştırıldığında çok zayıf ama işini yapıyor mu? Evet yapıyor.
Şarj ve Pil
Aktivite kaydında 35 saati vaadediyor ve görünen o ki bu vaadi yerine (4 saat sonunda %91) getirebiliyor. Saat modunda ise 5 gün civarı gidiyor. Elbetteki otomatik ekran ışığı modunda bu rakamlar (saat mümkün olan her durumda kullanacağı için) düşecektir. Aynı şekilde Bluetooth 4.0 modunda (yani bluetooth bir kulaklığa müzik yollarken) bu süre çok düşecektir. Aktivite esnasında şarj olabiliyor ve bunu hızlı yapıyor, ancak yapısı gereği şarj ünitesi takılıyken saati kola takabilmek mümkün değil, sıkı bir şekilde saati tutuyor ancak tutma biçimi yüzünden bir süre sonra saatin kayış ile bağlanan çıkmalarında iz bırakacağını düşünüyorum. Çok daha iyi yapılabilirdi. Bir sonraki nesilde şarj ünitesi değişecektir zannediyorum.
GPS Sinyali Doğruluğu
Saatin çip sistemi hakkında bir bilgi bulamadım (Bu durum incelemeyi yazdıktan sonra değişti, Sony yapımı CXD5603GF olduğunu biliyoruz, son derece az enerji tüketen ve Sony’nin tescilli bir konumlandırma algoritmasına sahip, yansıma ve kolun hareket etmesinden etkilenmiyor). Sadece koşarak bir fikrim oluştu, GPS ve GLONASS uydularını kullanabildiğini biliyoruz. (Bilgi sayfası aşağıda)
GPS temelli saatlerin iyi günleri ve kötü günleri vardır. Genel olarak hepsi eksik veya fazla ölçer. Amazfit’te bundan muaf değil ancak bazı “iyi” markaları utandıracak kadar tutarlı. Üretici firma teknik bilgiyi vermek konusunda bu kadar isteksizken bu doğruluğu nasıl sağlayabiliyor emin değilim (Çipin üreticisini ve özelliklerini şimdi öğrendiğimiz için biliyoruz). Tahtalı Run to Sky’da Beycik Cp’yi organizasyonun belirttiği mesafeden 50 metre kısa ölçmüş olması bu kadar yoğun ormanlık alanlar içeren bir parkur için sanıyorum takdire değer bir sonuç. Öte yandan uzun zaman kullanarak bu konuda fikir sahibi olmak lazım. Bazen üreticiler matematik oyunlarına başvurabiliyorlar, nitekim izi harita üzerinde incelediğimde bazen ufak tefek saçmaladığını görüyorum, ancak en iyi saatimde de aynı saçmalamalar var. Bu fiyata iyi sonuç, yine de daha fazla denemek lazım.
Saat rota takibine izin veriyor, ancak bunu diskinin içindeki GPX klasörüne rotayı yükleyerek yapabiliyorsunuz. Bunun bir kötü tarafı var, genellikle rota saatlere disk üzerinden değil bir yazılım vasıtası ile yükleniyor. Bu sayede yazılım rotayı “sadeleştirebiliyor” Amazfit’in tekniğinde bu mümkün değil. Dolayısı ile saatin başadebileceğinden çok daha fazla detay içeren rotaları yüklemek ve bunların da saati zorlaması mümkün. Denemelerimde yüklediğim rotaların bazıları (Garmin Connect, Garmin Basecamp vasıtası ile hazırlanmış) saat tarafından görülmedi. Bu kafamda soru işaretleri oluşturuyor. Saat tarafımdan tanınan rotalar ise izlenebilir yapıdaydı. Ancak bu konuda da daha fazla deneme yapılması gerekiyor. Yakın bir zamanda bir GPS saat için zorlayıcı yapıdaki Geyik Parkurunda rota takibini iki ayrı saat kullanarak bir kez daha test etmek istiyorum. Saat, rakiplerinin aksine GPS sinyalini kaybettiğinde bunu kullanıcısına duyuruyor (bir ekran vasıtası ile). Tahtalı’da geçirdiğim zaman içerisinde sinyali bir kez bile kaybetmedi.
Bağlantılar
Saat wi-fi ve bluetooth bağlantı kapasitesine sahip. Wi-fi basitçe saat üzerinden kullanılabilir hale getirilebiliyor (Garmin’de bu bağlantıyı Garmin Express üzerinden yapmak durumundasınız) Bluetooth ise güzel bir özellik taşıyor. Saat hem BLE hem de Bluetooth 4.0 kullanabiliyor. Yani aynı ANT+ gibi düşük güç kullanan, küçük veri parçalarının gönderilmesi mantığına dayalı BLE’yi kullanarak telefon / kalp sensörü / foot pod bağlantısı gerçekleştirebiliyor (ancak bunun için ilgili sensörlerin bağlanıp bağlanamadığını / bağlanıyorsa çalışıp çalışmadığı test etmek gerekli, HRM-RUN, STRYD ve TACX sensörlerle deneyecek ve bununla ilgili yazıda bir revizyon yapacağım) hem de Bluetooth kulaklık gibi Bluetooth 4.0 streaming gerektiren ve çok güç çeken bir özelliği kullanabiliyorsunuz. Bu sayede Amazfit ile aktivite esnasında müzik dinlemek mümkün. 3 metod da düzgün çalışıyor.
Müzik
2 gb mp3 ve aac alanı, aktiviteden önce müziğini aç ve koş. Süper basit, işlevsel ve çalışıyor. Aktivite kaydında müzik bölümüne ulaşılamıyor ancak kulaklık üzerindeki butonlarla dur, çal, sonraki şarkı modlarına geçilebiliyor. Müzik dinlerken pil dayanımını test etmedim, ancak antrenmanda kullanacağım için 2-3 saat götüreceği (3 saatin sonunda saatin pili yarıya bile gelmedi, bluetooth, gps ve optik kalp ölçer açık) kesin. Kulaklıktan gelen ses aynı kulaklığın telefona bağlı olduğunda gelenden daha kısık. Oldu ya bağlantı kayboldu veya kulaklığı kapatıp yeniden açtınız, bu durumda kulaklık ile bağlantıyı kaybettiğini, yeniden bağlanmayı isteyip istemediğinizi soruyor. Ancak tekrar bağladığımda müzik çalma işlevini devam ettirmeyi ne yazıkki başaramadım. Benim bilgi eksikliğim ile ilgili olabilir.
Bilekten Kalp Ölçümü
Güvenilemez ve tutarsız. Bu hali ile hiçbir koşu saati bilekten ölçüm ile gerçek ve eşzamanlı kalp atışı verisi veremiyor gibi görünüyor. Amazfit’te bu noktada bir istisna değil ne yazıkki. Yürürken 150 kalp atışı verisi veriyor, 1 saat koşmakla 1 saat yürümek arasında bu sebeple aynı kaloriyi yaktığımı iddia ediyor. Kullanılabilir olmadığını düşünüyorum. Bu konuda Mert Derman’ın “Optik Nabız Ölçümü” üzerine yazısını incelemenizi tavsiye ediyorum.
Sonuç
Diğer akıllı saatlerin aksine Amazfit “Spor Saati” olma perspektifinden yola çıkılarak hazırlanmış bir saat. Piyasadaki birçok Amazfit özelliklerine sahip saat akıllı bir saat üretme perspektifinden içinde Spor aplikasyonları da olan cihazlar. Amazfit öyle değil, tasarlanırken önde gelen spor saati üreticilerinin ürünleri incelenmiş ve onlara benzer özellikler geliştirilmiş, bu çok bariz. Bu nedenle yeri akıllı saatlerin arasında değil, ilginç bir şekilde oldukça pahalı olan üst segment koşu saatlerinin arasında. Sebeplerini aşağıda sıraladım.
Tasarımından arayüzüne size tanıdık gelecek detaylar içeriyor, bazı detaylarda örnek aldığı markaların ürünlerini geçmişler, bazılarında ise geride kalmışlar. Aktivite özet ekranı bir daha diğerlerini görmek istemeyeceğiniz kadar detaylı ve güzelken elevation plot özelliği yok (yükseklik grafiğini koşuda takip edemiyorsunuz) App’ler (spor modların) çok fazla değiştirilemiyor, ekran 4 veya 6’ya bölünebiliyor gibi. Ancak iyi bir deneme olduğunu ve ciddiye alınırsa bir iki nesle şu an spor saati üreten firmaları gelişime ve değişime zorlayacağını ifade etmeliyim. Şu hali ile genel spor saati fiyatlarını baz alırsak 890 liralık Türkiye fiyatı ile bile çok satacağını düşünüyorum.
Öte yandan Xiaomi’nin Türkiye’ye Haziran ayında giriş yapacağını dolayısı ile Haziran ayına kadar farklı metodlarla ülkeye sokulan saatlerin (benimki distribütör garantili) durumunun ne olacağını, bozulursa nasıl bir servis tutumu ile karşılaşacağımızı, Xiaomi Türkiye’nin fiyat politikasının ne olacağını henüz bilmiyoruz. Bildiğimiz önde gelen spor saati üreticilerinin 400 dolar olan high-end çıtasını 700 dolara kadar çıkarmış olduğu ve dolar kurumuz sebebi ile şu anda saat fiyatlarının buna oranla çok arttığı. Dolayısı ile Amazfit bence saate çok para vermemek ama teknolojisinden de uzak kalmak istemeyenler için düşük fiyata (ekran ve ışık gecikmesini, ufak tefek yazılım sorunlarını ayrı tutarsak) iyi bir alternatif. Bende genel olarak iyi bir his oluşturdu, ancak bir Garmin Fenix 5x deneyimi vermedi. Ancak ne kadar iyi ve dayanıklı olduğunu zaman gösterecek.
Buton kullanımı :
Çok güzel bir inceleme yazısı :
Amazfit Central :
Saat Arayüzleri :