Ultramaratonda Koş - Yürü Yöntemi

Uzun süredir kafamı meşgul eden bir yöntem olan koş&yürü metodunu tartışmaya açmak ve bu konuda deneyimi olan arkadaşlardan fikir almak istiyorum.Mesafeleri farklı olmakla birlikte Katıldığım ultra maratonlarda genellikle sabit bir tempoyla başlayıp nihayetinde yarışın üçüncü çeyreğinde enerjimin azalması ve yorgunluk nedeniyle zorunlu yürüme molaları verdim.Koş&yürü metodu ile ilgili okuduğum yabancı makalelerde iyi planlanmış bir koş&yürü tekniği ile yarışları koşarak bitirmeyi hedeflemesine rağmen, yorgunluk sonucu tempo sorunu yaşayan koşuculardan daha iyi bir sürede bitirmenin mümkün olduğunu yazıyordu kaynaklar. Başlıca yararları kısaca;

  1. Koşarken kasların kan ve oksijeni daha fazla kullandığı fakat yürümenin sağladığı düşük kalp atım değeri sonucu sindirim sisteminin de kan ve oksijeni kullanabilmesine olanak tanıyor.Bu da sindirim problemleri yaşamadan yarış bitirmeye olanak tanıyormuş.
    2)Yürüken elbise veya ekipman değiştirmenin kolaylığı.
    3)Yürümenin kasların toparlanmasına yardımcı olacağı.
    4)Daha az enerji gerektiren yürümenin ısınma sorununu ortadan kaldırabilmesi.
    Dezavantajı (Bence)
    Özellikle 15 dakika koş 3 dakika yürü sisteminde koşabilecek durumdayken yürüme durumuna geçmenin zorluğu.Pek çok koşucunun sizi geçmesi.Psikolojik olarak bu duruma hazırlıklı olunması gerekiyor.

Sonuç olarak bu yöntemi koşulacak parkurun eğim grafiği,ısı vb.ortam şartları mutlaka etkileyecektir fakat ben Kıbrıs’ta 23 Mayısta katılacağım Two Castles 80 Km. dağ koşusunda bu yönteme bir şans vereceğim.

1 Beğeni

Ultramaraton hakkında bilgim yok ama, bu bazen benim de kafamı kurcalayan konu.Bazen aynı mesafeyi hiç durmadan koşuyorum.Bazen de yorulduğum için 20-30 metrelik yürüyüş molaları verdiğim oluyor.Hatta bazen yürüyüş 50-100m kadar çıkıyor.Ama gariptir parkuru tamamlam sürem çok değişmiyor.