Halkımız illa köprüden türlü türlü aksiyon ile yürümek isteyecektir diyorsun
Eğer böyle bir şey olursa atıyorum 40-50 bin kişi maraton kaydı yapmaya kalkarsa o zaman istediğin kriteri koy. o durumda gerçekten koşmak isteyen kimsenin itirazı olmaz.
Halkımız illa köprüden türlü türlü aksiyon ile yürümek isteyecektir diyorsun
Eğer böyle bir şey olursa atıyorum 40-50 bin kişi maraton kaydı yapmaya kalkarsa o zaman istediğin kriteri koy. o durumda gerçekten koşmak isteyen kimsenin itirazı olmaz.
Bu sene 4 . kez bu organizasyona katılacağım. İlk 2 sene 15 k, geçen sene 42 k koştum. Bu kriterleri koymalarının tek sebebi var o da koşuculara daha iyi bir ortam sunmak, çünkü sadece köprüden yürüyerek geçmek isteyen, arkadaşları ile farklı bir pazar aktivitesi arayan bir sürü koşucu olmayan insan kayıt yaptırdı, yakın bir akrabam sadece köprüde fotograf çekmek için kayıt yaptırdı, çünkü halk koşusu kontenjanı hemen doluyor. Sonuçta ne oldu sizce ? Biz koşamadık. Tekrar ediyorum KOŞAMADIK. Ben ilk senemde Beşiktaş’a kadar doğru düzgün koşamadım. Niye biliyor musunuz? Kalabalığı omuzlarım, kollarımla açıp geçecek yer aramak zorunda kaldığım için. Bu kriteler geldikten sonra sadece koşucular katıldı ve çok da iyi oldu. Burada amaç süre sınırı kriteri koymak değil koşmak için gelecekleri seçebilmek. Bu kadar eleştirilecek ne var anlayamıyorum. Ülkemizin en büyük koşu organizasyonu ve gelişirse neden İstanbul Maratonunun da bir yıldızı olmasın. Bu yarışa katılıp, geri bildirimler yapıp, elimizden gelirse daha fazlasını da yapıp kıymetlendirmemiz lazım. Ben bu sene de inşallah 42 K da olacağım, koşacak arkadaşlarıma da başarılar dilerim.
Düşününce çok mantıklı geldi bana da. 15k koşarak da kıta geçmiş olmak maratonun itibarını azaltıyor gibi geliyor. Madem kıtalar arası koşulan tek yarış, bence bu geçiş tek parkurda olmalı o da 42 olmalı (olmalıydı)
Bir yanlışınız var. Organizasyon ilk maraton elitlerinin startı ile başlar. Arkasından maraton dalga dalga saldırır. Yani maraton koşanların köprü ortasında amca teyze grubu görme ihtimali yok. Ben daha önce 3 defa koştum. Hiç öyle bir şey görmedim. Bence bir maratoncunun köprü ortasında amca teyze görme ihtimali yok.
Kriter olsun diyen arkadaşlar; 6:30 bir maraton için kriter sayılmaz. Kriter olacaksa yaş gruplarına ve cinsiyete göre hesaplanmış ciddi bir kriter olsun.
Ama bu kriter benim gibi yıl içerisinde patika koşup tek yol koşusu olarak bunu koşayım diyenleri engellemekten başka bir işe yaramayacak. Mangalcılar yine aynen devam
" Ülkemizin en büyük koşu organizasyonu ve gelişirse neden İstanbul Maratonunun da bir yıldızı olmasın" esas mesele de bu zaten. Bu maraton ilk olarak 1979 senesinde düzenlendi. 45 sene geçmiş. Hala aynı sıkıntıları konuşuyoruz. Sence de burada bir problem yok mu? Hadi diyelim bu müthiş kriterleri koyarak günü kurtardın. Seneye bütün kriterlere uyan -atıyorum- 15 bin maraton koşucusu kayıt yaptırmak isterse ne yapacaksın? O küçücük start alanına sığacak mı onca insan? Kaç tane dropbag otobüsü sıkıştıracaksın oraya? İnsanlar dropbag’lerini bırakabilecek mi? Tabii ki hayır. Mümkün değil.
Ben Lizbon maratonunu koştum. Lizbon coğrafi olarak nerdeyse İstanbul’un kopyası. Aynı gün hem YM hem de Maraton var. San Francisco’daki Golden Gate’in benzeri var şehirde. Ama adamlar maraton rotasını köprüden geçirip “okyanusları aştıran maraton” vs vs gibi bir pazarlama yapmıyor. YM ve maraton rotası sadece finishte birleşiyor. YM’ciler köprüden geçiyor sadece. Maraton koşanları otobüslerle Lisbon’un tatil kasabalarından birine götürüyorlar ve startı oradan veriyorlar. Okyanus boyunca mükemmel manzara eşliğinde Lisbon’a doğru koşuyorsun. Harika bir maraton. İmkanı olan herkese tavsiye ederim.
Neden biz benzerini yapmıyoruz? Maratoncular Sarıyer’den başlasın mesela. Belki de o zaman dünyanın en güzel manzaralı maratonu olur. 15K’cılar, yürüyüşçüler de köprüden başlasın. Neden böyle çözümler denenmiyor da böyle sadece günü kurtaracak bir taraftan işe yararken diğer taraftan ekstra mağdur yaratan çözümler üretiliyor?
Bu yaklaşımla 100 sene de geçse İstanbul Maratonu dünyanın parmakla gösterilen maratonlarından birisi olamayacak.
Maraton koşucuları önde başlıyor bu iki grup ile mutahap olmuyor iken sizi rahatsız eden ne. Ben köprüyü sorunsuz bir şekilde koşup geçmişken benden sonra köprü üstünden ne yaparlarsa yapsınlar hiç umurumda değil. Kaldı ki bu iki bölümde dolaylı yoldan maratonun büyümesini olumlu etkiliyor.
Bence en baştan bütün yazışmaları bir okuyun. Problemi, alınan önlemleri ve çözüm önerilerini bir değerlendirin. Ondan sonra yazın.
Benim şahsi bir derdim yok. Problem ortak. Ben bu bahsi geçen problemleri ile yanlış hatırlamıyor isem 10 kere koştum İstanbul Maratonu’nu. Hiç de öyle “büyüyen” iyiye giden bir organizasyon yok ortada.
Kriter sayılmazsa sorun yok işte.
Gören yaşayan şahit olan insanlar var.Hemde forumda var, yaşadık bu manzaralları diyorlar.
Bence yarış kayıt kriterinden ziyade çıkış kapı uygulamasının doğru (adil) olarak uygulanmaması daha büyük bir sorun.Bunun da bizim kültürümüzde çözümünün yakın zamanda olmayacağını düşünüyorum.
Bu arada halk yürüyüşü geçen sene yapılmadı. Onun yerine kurumsallar için 8K gibi bir parkur vardı.
Sosyal hayatımızda çoğu yerde olduğu gibi burada da toplumumuzda etik kaygı/kul hakkı bilinci olduğu bir ortamda bunları konuşmuyor olacaktık. Sırtında çanta ile maratona kaydolmuş birisi , diğerlerine ayıp olmasın diyip en arkaya geçmiş olsaydı. E Kapısından giren biri A kapısına geçmeseydi. Olay bitmişti.
Ayrıca kayıt ekranına bu konuları öğretici ve kısa bir metin koyulsa. Ekranda 2 dakika kalsa ,sonra kayıt işlemine devam edilebilse.
Daha iyi maratonlarda beraber karşılaşmak dileğiyle. Lizbon yapabiliyorsa İstanbul’da neden olmasın.
Runkara Yarımaratonu sonucunuzu yükleyip kayıt olabilirsiniz.
Bu kriterlerin eleştirisini doğru/yanlış yine yapalım, ama daha önce İstanbul maratonu veya yarı maratonu kaydı olanlar şu aşağıdaki konuyu bir arastirabilirler. @ismaileren belki bu senin işine yarayabilir. Ben de 2025 yarimaratonu için bu maddeye istinaden katılım sağlamayı umuyorum.
Edit: denedim, 2022den önceki kayıtları kabul etmiyor. Bu kısa sürede geriye tek kalan seçenek e-mail ile durumu bildirip, kişisel çözüm aramak sanırım.
Yazışmaları okurken yavaşça kafamda dönenler…
Yarış… Köprü… Selfie…Mangal… Katılmak istiyorum ama kriterleri sağlayamıyorum…Ne yapmam lazım… Gerekli kriteri sağlayacak, kriter istemeyen bir yarış bul. Ankara Yarı Maratonu varmış…Ankara’da da yaşıyorum, bana da yakın, tişört hazır yastıklaması iyi ayakkabı tamam. E artık koşuyorum diyorsam bir zahmet gidivereyim buna…Tişört veriyor. Hey! Ayrıca bayım! ben tişörtümü istersem medium isterim. Bakalım ne zamanmış, 14 Ekim. İyi, çok iyi. Bunda 3 saat altı koştum mu maratona kayıt olurum…Maraton son kayıt ne zamanmış… Aaa o da 14 Ekim…Bu sonuç ekmek gibi hızlı mı çıkıyor yoksa ramazan pidesi gibi mi deyiverdi, içimdeki 4.30 pacer gibi davranan amca… Son gün yetişmez, boşver… Maraton kim, sen kim zaten…O rüzgarda da mangal olmaz ayrıca hocam!
Katılacaklara sağlıklı koşular dilerim. Beni almıyorlar. Kısmetse seneye artık… Unutmayın! Gün gelir, herkes layık olduğu kapıyı bulur.
Aslında yazan herkes haklı. Tabi ki verilen her karar birilerini mağdur ediyor. O yüzden şuna bakmak lazım: hedef yarışı İstanbul Maratonu olan çok fazla kişi var. Tüm yıl bu yarışa hazırlanıyorlar. 10-16 haftalık bir hazırlanma süreci, intervaller, uzunlar. Sürekli uzayan uzunlar. Her sabah 3 Kasım hayaliyle yorgun argın günün antrenmanını yapıyor. 3 kasıma katılmak için arada başka yarışlara katılıyor. Önden belge işi de tamam. Örneğin bu koşucu 3 saatin altında bir maraton koşmak istiyor. Yarış başlıyor. İlk kmler insanlarla uğraşıyor. Mental olarak düşüş ve sonunda hedefine ulaşamamak. Bence bu insanlara halkımız sıraya giremiyor/organizasyonlar insanı sıraya sokamıyor ve bazı kişiler herhangi bir kriteri karşılamak istemiyor diye böyle bir gün yaşatmamız asıl ayıp olan olur. Kalan tüm mağduriyetlerin bunun altında olduğunu düşünüyorum.
Geçen sene ben B kapısındaydım. Arkadaşım şirket üzerinden kayıt olunca onların hepsini E kapısı yapmışlar. Gittik sorduk. İkiniz birden B’den başlayamazsınız ama isterseniz ikiniz de E’den başlayabilirsiniz dediler ve B kapısından almadılar. Gittik E kapısından girip koşuya başladık. Kontrol yok diyemeyiz. Bu anlamda kontrol yapan an azından birileri vardı
Kontrol var tabii ki, ama giriş sırasında kontrol edenleri umursamayıp hızlıca kapılardan geçiyorlar. Sonuçta görevliler kolluk kuvveti değil, tartışacak hâlleri de yok. Diskalifiye edilse bile pek umurunda değil, nasılsa köprüde “mangala” gelmiş. Bu tiplerim çoğu Beşiktaş’ta yarışı bırakıyor zaten. Bahsedilen uygulamayı sonuna kadar destekliyorum. Kayıt olmak isteyen ITRA profilini veya Strava’daki bir yarışını bile kanıt olarak sunabilir, kabul edeceklerini düşünüyorum.
Hayal görüyorlar. İstanbul’da maraton koşan herkes bilir ki; maraton start aldığında köprü üstü boş olur. maraton startı alan hiçbir koşucu köprü üzerinde amca teyze ile karşılaşmaz.
Maalesef asla böyle bir şey olamayacak. 10 sene önce 2014 yılında 36.ıncı maratonda 3859 bitiren koşucu varmış. Geçen sene 3463 bitiren koşucu var.
Hiç bir gelişme olmamış yani. olmayacakta.
Niye olmayacak?
Çünkü ne sporcularımız bu organizasyonun ve bu sporun gelişmesini umursuyor (yukarıda açıkça görülebildiği üzere ben koşabiliyorsam gerisi önemli değil havasında çoğu kişi) ne organizasyon komitesi bu işi umursuyor. Organizasyon komitesi nasıl bir düzen sağlarım ve sorunsuz bu işi atlatırım derdinde.
Düğünü sorunsuz atlatmaya çalışan gelin-damat babaları havasındalar.
Benim en çok merak ettiğim şey ise;
Kayıt ücretleri yüksek olan Patika yarışlarına “sporun yaygınlaşmasını niye hedeflemiyorlar” diye çemkiren insanlar nerede?
Ucuza kaydımızı yapabilmişsek ve orada koşabileceksek ne 45 yıldır organizasyonun gelişememiş olması umurumuzda ne başkalarının yarışa girememiş olması umurumuzda.
Oldu olacak mülakat yapılsın. Belli bir zümrenin yarışı haline gelsin. hepimiz rahatlayalım.
https://www.iha.com.tr/video-istanbul-maratonunda-halk-kosusu-renkli-goruntulere-sahne-oldu
Teşekkürler @ismaileren , köprüde yürüyüşe çıkan yok , görenler hayal,izleyenler hayal görüyor.
Arkada koşmaya çalışanlar maratoncu yada yarımaratoncu diyelim, koşmaya çalışmıyorlar mı yürüyüş halindeki gruplar arasında…
Arkadaş başlama noktasında hız kategorisine uymayanların sayısının fazla olması ve köprüye geldiğinde bile yürüyenleri anca geçtiğini belirititiyor.Start anında, öncesinde köprüde yürüyen var denilmedi.
Yukarıdaki video da yapay zeka ile oluşturulmadıysa problem koşmayanların koşanlara engel olması. Net.
Geçen sene maratonu bitiren 3463 kişi vardıysa kayıtlı kişi sayısı/start alan sayısı da 4000’i geçmiştir çok rahat.
Örnek veriyorum @ggg’nin göğüs numarasında B kapısı yazıyordu ve B kapısında bekledi. Ama göğüs numarasında C ve D kapıları yazan 1345 kişi A kapısına geçtiği için ve bunların içinde 15K ile halk koşusu kayıtları dolduğu için yetişemeyip mecburen 42K’ya kayıt olan, tek amaçları köprüyü sırtlarında çanta ile yürüyerek ve fotoğraflar çekerek geçmek olan insanlar olduğu için @ggg startta geride kaldı ve köprüyü onların arasından slalom yaparak geçmek zorunda kaldı.
Yani, “maratona kaydolup bir de en önden başlayan amca teyze grubunu köprünün ortasına geldiğinde ancak geçebilmek” mümkün.
Ben de 15K’da görece önlerden start alıp birkaç kilometre sonra sırtlarında çantalar ile yürüyen mavi organizasyon tişörtlü insanların kim olduğunu anlamaya çalışmıştım zamanında. Mavi tişörtlü maratoncular bizden yarım saat önce başlamışlardı ama sırtlarında çanta taşıyan bu kişiler köprüyü geçtikten sonra yavaş yavaş yürümeye devam etmiş olacakar ki yarım saat sonra start alan 15K’cılar onları 2-3 kilometre sonra yakaladı.
Öncelikle geçen sene halk koşusu olmadığını atlamışım, bence kesinlikle halk koşusu da olmalı. 2010 yılında İstanbul’a taşındığım ilk senede sadece meraktan halk koşusuna arkadaşlarımla katıldım ve bugün koşuyorsan o halk koşusu sayesinde. (İtiraf ediyorum o sene köprüde piknik yapanlardan birisi de bendim).
Üstte defalarca bahsedildiği gibi kapıların düzgün uygulanması kesinlikle gerekli, şu halde 15K tecrübem için söyleyeceğim, 15K’da kapılara dikkat edilmiyor değil. Kapıya hiç kimse uymuyor. Kısıtlamaların uygulanmadığı son sene 15K koşmak neredeyse imkansız hale gelmişti ve koşunun yapılabilirliğini engelliyordu. Tahminim o ki organizasyon da başka çıkış göremeyip bahsettiğimiz sınırlamaları getirmek zorunda kaldı. Yoksa hiçbir organizasyon ne özel ne de belediye olsun bir numaralı reklam ve övünç kaynağı olan katılım fazlalığını sekteye uğratmak istemez. Ama dediğim gibi mızrak çuvala sığmadı ve ellerinde olmadan kısıtlama getirdiler.
Kapı konusundaki sorunu da organizasyonun görmemesi imkansız zaten. Sosyal medyada gördüğüm çoğu yorumun olumsuzluğunun sebebi buydu. Tahmin ediyorum ki kapıları işler hale getirmekle katılımı kısıtlamak arasında kalıp belli yarışlara katılma kriterini getirdiler. Zaten bu haliyle mahşer alanına benzeyen 15K startında organizasyonun kapasitesi kavga dövüş çıkmadan insanları kapılara göre ayırmakta yetersiz kalacaktı.