Kalp damarları buzusecek kadar vucud soğumuş ise, o kişi donarak öleli en az bir kaç saat olmuş demektir. Yani el, ayak, deri altındaki damarlar soğuktan etkilenir büzüşür de, ne bileyim kalbe bağlı ana atar ve toplar damarların buzusup daralmasi akla yatkın gelmiyor. Daha yüzeysel damarların buzusmesi belki basıncı artırır. Dolaylı olarak zarar söz konusu olabilir ama çocuk korkutur gibi, özelikle koşmak gibi vucudda ısı üreten bir faaliyet esnasında iç ısısının düşerek kalbin hemen dibindeki damarların daralmasindan bahsetmek tam da koşu düşmanı doktorlara göre birşey.
Soğuk havada koşu demişken, 2021 yılında 21 koşucunun ölümü ile sonuçlanan bir yarış düzenlenmişti. Hatta davası sonuçlandı yakın zamanda. Ve vefat edenler profesyonel sporcular.
Gansu ultramarathon disaster - Wikipedia.
Bununla beraber merak edenler için soğuk hava ve yağmurun etkileri ile ilgili bir çalışmayı da aşağıda paylaşıyorum.
NOT:(Gelen cevaplar nedeniyle bu notu eklemem gerektiğini düşündüm.) Linkleri başlık altında paylaşılan herhangi bir düşünceyi savunmak için eklemedim. Konusu gelmişken bildiğim haberi ve makaleyi paylaştım. Belki başka bir konuda yardımcı olur okurlara.
Muhalefet olmak adına yazmıyorum ama burada okuduğumdan anladığım kadarı ile asıl sıkıntı ciddi yüksek şiddetli rüzgarlar ki fırtına seviyesindeymiş, 2000metre üstü irtifa ve de organizasyon eksikliği sebep gözüküyor. Çünkü yazının bir kısmında “daha yavaş koşucuların etkilenmediği” belirtilmiş…
Oradaki insanlar soğuktan kalp krizi geçirdikleri için ölmedi. Hipotermi ile öldüler. Yağış ve fırtına olmamış olsa, isterse hava sıcaklığı 10 derece daha düşük olsun, kosarlardı ve haber dahi olmazdi konu.
İstanbul da 4 mevsim koşuyorum
soğuk kış koşularinin bir artısı da sinüzit rinit alerji vs varsa çok iyi geliyor
Yalnız değilmişim aynısı geldi direk aklıma sosyal medyada görünce
Günaydın;
Bir süredir bu başlık altında yazılanları izliyorum. Aslında konu oldukça karışık ve hassas. Bu karışıklığa biraz ışık tutmak amacıyla birkaç bilgiyi paylaşmak istedim.
Önce hekim olduğumu ancak uzmanlık alanımın kardiyoloji olmadığını belirteyim. Lütfen yazdıklarımı bu gözle okuyun. Ayrıca kardiyolog ve spor hekimi arkadaşlarımdan yorum yapan olursa sevinirim.
Öncelikle sağlıklı sporcularda (yaş, cinsiyet ve elit olma/olmama ayırımı olmaksızın) soğuk havanın kalp krizi nedeni olup olmadığına dair yapılmış yeterli çalışma yok (ya da ben bulamadım). Ancak soğuk havada egzersizin solunum/kalp/damar sistemi üzerine genel etkileri konusunda pek çok bilgi var.
Öncelikle soğukta egzersiz, özellikle yüzeye yakın damarlarda ısıyı korumak amacıyla daralmaya neden oluyor. Bu durum kan basıncının göreceli olarak (tehlikeli boyutta olması şart değil) artışına yol açıyor. Ayrıca soğuk hava solumanın hava yollarında (bronşlarda) daralmaya yol açtığı da biliniyor. Bu da oksijenasyonun (daha sıcak havalardaki durumla karşılaştırıldığında) göreceli olarak azalması demek. Buna ek olarak solunum sırasında havanın ilk temas ettiği soluk borusu parçasında (Larenks) bulunan bazı algaçların uyarısıyla yine hava yollarında ve damarlarda göreceli bir daralma olduğu biliniyor.
Soğuk havada egzersiz yapıldığında oluşan bu damar daralmasının ayrıca kalp kasını besleyen (koroner) damarlarda da meydana geldiği de çeşitli araştırmalarda bildirilmiş.
Buraya kadar saydıklarım, soğukta egzersiz yapan herkeste ortaya çıkan, bedenin fizyolojik tepkileri.
Eğer koroner damarlarınızda zaten bir dolaşım sorunu varsa, astım ya da kronik bronşit gibi hastalıklara sahipseniz; normalde ortaya çıkan bu değişiklikler sizi olumsuz biçimde etkileyecektir.
Koroner kalp hastalığı olan ve daha önce kalp krizi geçirmiş sporcularda, soğukta egzersiz riski artırabilir. Ancak bu parmak izi kadar kişiye has bir durumdur. Cinsiyet, boy, kilo, kişisel soğuk toleransını ne olduğu, egzersiz geçmişi ve daha pek çok etmen durumu belirler. Dolayısıyla riskinizi belirlerken mutlaka bir kardiyoloğa başvurup, kendi etmenleriniz içinde değerlendirme yaptırmanız gerekir.
Bir diğer konu da soğuğun ne kadar soğuk olduğu! Bu konudaki genel anlaşma, vücut ısısının 35 derece santigratın altına düştüğü durumlarda riskin arttığı yönünde.
Sonuç olarak “Soğukta koşmak kalp krizine neden olur” ya da “Soğukta koşun, hiç bir şey olmaz” demek, bana olayı fazlaca basite indirgemek gibi geliyor.
Özetle edindiğim bilgilerden çıkardıklarım şunlar:
- Soğukta koşmak, daha ılıman koşullarda koşmaktan kesinlikle farklı bir durum.
- Dolayısıyla farklı önlemler almayı (beden ısısını korumak amacıyla uygun biçimde giyinmek, soğuk hava solunum yollarında rahatsızlığa yol açıyorsa ağız ve burunu kapatan uygun malzeme kullanmak vs.) gerektiriyor.
- Soğukta koşmanın genel bilgi olarak zararlı olup olmamasından çok, sizin özelinizde zararının olup olmadığı önemli. Bunu belirlemek için mutlaka sağlık kontrolünden geçip, bu kaygınızı hekiminize belirtmeniz gerekli
- Uygun şartları sağlayın, sağlık kontrolünüzü yaptırın ve bedeninizin kaldırabileceği koşullarda gönül rahatlığı ile koşun.
Son olarak, kardiyoloji uzmanı olmadığımı, bu önerilerin tamamen kişisel çıkarımlarıma dayandığını ve genel sağlık önerisi olarak alınmaması gerektiğini hatırlatırım. Kardiyolog ya da spor hekimi arkadaşlarımızdan gelecek yorumların, yukarıda yazılanlardan çok daha değerli olacağını düşünüyorum.
İyi antrenmanlar!
Senin de bildiğin Adana gerçeklerini şuraya bırakıyorum Mehmet . Nemden koruyacak bir ekipman yok sanırım:)
Günaydın.
Yusuf bey tartışma da tam olarak bu noktada çıkıyor.
Buradaki bilgi elbette doğrudur.
Yüzeysel damarların ve ‘kalbin dibindeki damarların da dediğim’ ana damarların büzüldüğü ve basıncı arttığı bilimsel gerçeklik olabilir. Hatta soğuk nedeni ile pıhtı atması riskinin arttığı da bilimsel olarak kanıtlanmış ve doğru olabilir.
Ama oluşan bu riskin ne kadar olduğu (örneğin %1 -ölüm için çok büyük risk, şahsen bu riske girmem- veya %0.0000001 mi olduğu belirlenmeden, bu sonucu elde edecek bir bilimsel çalışma yapılmadan, ‘risk var bu işten uzak durun’ demek bir bilim adamına yakışmaz. Doktorların genel tavsiyesi zaten ‘güvenli limanda kalın’. Ben bu gemiyi kullanmaycaksam bu gemi neden var. Bu işin bir öte noktası ‘koşmak zararlı’ beyanı. Eh bunu Bursa valisi de yapiyor. Dönem dönem Uludağ’a izinsiz çıkışı yasaklıyor. Neden: tehlikeli. Sanırsınız K2.
İnsanlara ‘oturun oturduğunuz yerde’ dayatması yapılıyor.
Bir riskin gerçekleşme oranı, en iyi istatistiklerle belirlenir. Özelikle de insan sağlığını etkileyen konularda. Neticede, insanı soğuk hava deposunda, koşu bandında koşturup, dur bakalım kalp krizi geçirecek mi diye bir deney yapılmayacağına göre, ilk akla gelen tesbit/ispat yöntemi istatistiktir.
Bu forum koşu konusunda, Turkiye’de benim bildiğim en fazla katılımcıya sahip forum. Başka var mıdır bilemiyorum. Bu forumdaki üyelerin, ülkede tanıdığı tüm kosuculari bir kümede toplasak, sanırım ülke içinde, küme dışında kimse kalmaz.
Burada, ‘soğuk havadan zarar görmüyorum’ ifadeleri sürekli tekrarlanıyor. Aslında istatistik bir bilgi oluşuyor. Bu arada kimse soğuktan kalp krizi geçirmiş birinden bahsed(e)miyor.
Hiçbir istatistiğe dayanmadan, gerçekleşebilme oranı belli olmayan, ve çevremizde rastlayamadiğimiz (şu ana kadar kimse, ben şu kişiyi biliyorum, koşarken soğuk nedeni ile kalp krizi geçirdi diyen) bir neden, bilimsel kabul edilip, burada oluşan istatistik gorulmeyip, kişisel tecrübe ve tekillik sıfatıyla bir kenara bırakılması doğru değil. Bir doktor, beni bir risk konusunda uyaracaksa… tabi uyarabilir, uyarmalı. Ama riskin gerçekleşmesi senaryosu üzerinden bana dayatmada bulanacaksa, elinde riskin gerçeklesme oranı ile ilgili bilimsel bir çalışma olmalı. Eğer bu bilgi yoksa, ben bu olayı ‘çocuk korkutma gibi’ olarak tabir ediyorum.
İddia sahipleri (bakın tez bile diyemiyorum) Türkiye’de koşarken soğuk nedeni ile kalp krizi geçirmiş bir tek kişiyi istatistiki bir bilgi olarak sunsunlar biz de inanalım. Bizim de canımız kiymetli sonuçta. Ama ne olduğu belirsiz bir ihtimal yüzünden, insanlar saksıdaki çiçeğe dönüstürülmesinler.
Ben bir örnek vereyim.
Erdoğan Dulda. Ölürken Türkiye’nin en yaşlı ikinci atleti idi. Haberlerde (lisans sahibi) birinci olarak geçmişti. Lisanslı veya lisanssiz en yaşlı Safter Kartoglu. Konu tartışma götürse de, Erdoğan Dulda’yı 87 yaşında Pendik’te İstanbul’u Koşuyorum etkinliğinde tanımıştım… Koşuyordu. Ondan 4 yaş büyük olan Safter amca ise 87 yaşında iken koşu etkinliklerinde yürüyordu. Bunu Erdoğan Dulda’ın en yaşlı koşucu sıfatına daha layık biri oldugunu, hakkını teslim etmek için belirttim.
Erdoğan amca’yı 90-92 yaşlarinda kaybettik. Konumuz ile ilgisi ise ölüm nedeni:
Dulda, 70 yılı aşkın bir süredir yarıştığı Büyük Atatürk Koşusu’nda soğuk havaya rağmen yine koşmak istemiş ve 90+1 göğüs numarasıyla pistteki yerini almıştı. Yarış öncesinde herkesin ilgi gösterdiği Erdoğan Amca, yarışın ortalarına doğru fenalaşınca ambulansla derhal hastaneye kaldırıldı. Dulda, tüm müdahalelelere rağmen kurtarılamayarak hayata veda etti.
Soğukta koşmak kalp krizi için risk oluşturur ama elimde belge yok diyenler, buyursun 90 yaşında vefat eden Erdoğan amcamızın durumunu kendine dayanak noktası yapsın.
Not:bütün bu yazımı ve isnatsız konuşan doktorlar hakkındaki beyanlarımı lütfen üzerinize alınmayın. Zaten en baştaki alintida olduğu gibi siz de konu hakkında yapılmış yeterli bir çalışma yok dediniz. Yine en doğrusu, belirtmis olduğunuz üzere, kişilerin çekindiği herhangi bir konuda sağlık kontrolünden geçmesidir.
Hocam yanıtınız için çok teşekkürler.
Soğuk havalarda koşu ve kalp krizi arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışma yok ama sanırım koşucu olmasalar da kışın sabah soğuğunda yapılan yürüyüş ve sonrasında yaşanan kalp krizi gibi bir patern var. Benim çevremde böyle bir örnek var mesela, konuyu açma nedenim de biraz buydu ama koşucu biri değildi o, risk faktörleri sabah soğuğuyla harekete geçmiş olmalı ki böyle bir sonuç yaşandı. Belki soğuk bir kış sabahı değil, ılık bir akşam üstünde de aynı şey olabilirdi ama bunu bilmemiz mümkün değil.
Bu konuyu biraz şöyle algılıyorum: Bildiğim kadarıyla sigara ve akciğer kanseri arasında da kesin olarak bilimsel bir ilişki yok (İstatistik bilim değildir). Yani sigara içen herkes akciğer kanseri olmuyor, aynı şekilde hiç sigara içmemiş insanlar da akciğer kanseri olabiliyor ve biz sigara içen herkes kesin olarak akciğer kanseri olacak ya da tam tersi, diyemiyoruz. Ama bir istatistik olarak ve bir örüntü olarak sigara ve akciğer kanseri arasında yakın bir ilişki olduğunu biliyoruz ve sigara içilmemesi gerektiğini söylüyoruz.
Verdiğim örnek uç bir örnek olduğu için belki anlamlı bulunmayabilir ama koşu ve soğuk ya da yalnızca koşu değil, soğuk ve kalp krizi arasında da aynı olmasa da benzer bir örüntü var gibi duruyor. Tabii çok daha düşük, daha az belirli bir örüntü.
Bu konuda istatistik harici calismalar var. Hatta onemli bir tanesi Aziz Sancar ve arkadaslari tarafindan yayinlandi.
Çok müdahil olmak istemedim ama ben de kendimi buraya kadar tutabildim Mantıksal olarak bir boşluk var yazdığınızda. Soğuk havada kalp krizi geçirmiş bir tanıdığınız var(mantıksal olarak tekil bir örnekten tüme geliyoruz), bu tanıdığınız koşmuyor(bağ kuramıyoruz) ve elinizde soğuk havanın damarları büzüştürdüğü bilgisi var. Tüm bunları bir araya getirerek bir sonuca ulaştırmaya çalışıyorsunuz. Bu başlı başına bilimsel bir süreç gerektiriyor.
Forumda koşan kişiler de diyor ki, soğuk havada doğru giyinirseniz kötü bir sonuçla karşılaşmıyorsunuz.
Siz de diyorsunuz ki tekil örnekler ayrı ama bir genelleme yapamaz mıyız? Bu genellemeye tekil bir örnekten ve konuyla bağını net olarak çözemediğimiz bir gerçekten gelinmesini bekliyorsunuz.
Ben bu tartışmada bir anlam bulamadım açıkçası.
Benim merak ettiğim de damarları buzusturecek kadar soguk tanimi nedir? Misal cok sicak tanimini yapabiliriz ama soguk tanimi biraz sorunlu… 10 derece bana gore soguk degildir. Kimi kat kat giyinir. Aramizda eksi derecelerde de kosanlar var ustelik. Ayrica 10 derecelik bir sogugun makul giyinmis bir kisi icin etkisi ile tek katman giyinmis kisi icin etkisinin ayni olacagini dusunmuyorum.
İstatistik bilim değildir, ama TIP konusunda çalışmalarınızı çoğunlukla istatistiklerle doğrulama yoluna gidersiniz. Çünkü yaşayan insan üzerinde yapılabilecek deneyler sınırlıdır.
"Soğuk havada koşmak kalp krizi riski yaratır’ savı doğru olabilir ama yaratacağı risk dikkate alınmasi gereken bir risk mıdır. Sokağa çıkıp marketten ekmek almak ta ölüm riski taşır. Ama dikkate alınacak bir risk olmadığı için çıkar ekmeğimizi alırız.
“Soğuk havada koşmak kalp krizi riski yaratır” ifadesini doktorlar genel bir uyarı olarak yayınlayabilirler. Bu uyarının bilimsellik taşıması için en az iki parametre açıklanmalidir. Birincisi ölçülebilir bir parametre olan havanın sıcaklık derecesi. İkincisi bu riske maruz kalacak kişinin soğuk havaya adaptasyon yeteneği. Adanalı bir kişi ile Erzurumlu bir kişinin etkileneceği risk farklı olacaktir. Bu parameteler netlestirilmeden verilen beyanlar bilimsellik taşımazlar. Hayatımı içi bu kadar boş bilgilere göre dizayn edemem. Etmek isteyenlere de muhalif olamam.
Herhangi bir kaldırımda yürürken bir balkondan kafama bir nesne düşme ihtimali var diye kaldırımdan caddeye inmem. Belirsiz bir soguk-kalp krizi ilişkisi nedeni ile, sporsuz kalıp daha büyük risk almam diyorum ve tartışmadan çekiliyorum.
Hocam, ben yalnızca tekil bir örnekten hareket etmiyorum. Doktor uyarıları+soğukta kalp damarları da dahil damarların büzüştüğü/daraldığı bilgisi (ki bir arkadaş bu ancak hipotermide olabilir gibi çok yanlış bir şey yazmış)+soğuk ve kalp krizi arasındaki ilişkiye uyan birtakım örneklerden hareket ediyorum. Bu örneklerden biri de benim çok yakın bir tanıdığım.
Yani tekil örneklerden hareket etmeyelim derken, “-40’ta koşanlar var ve kriz geçirmiyorlar, o halde bu ikisi arasında anlamlı bir ilişki yok” şeklinde özetleyeceğimiz fikre itiraz etmiştim. Benim verdiğim örnek ise belirli uyarılar ve bilimsel bilgilerle örtüşüyor, o nedenle farklı.
Burada da ben mantıksal bir hata görmüyorum, zira burası Koşuforum olduğu için koşu üzerinden ele alıyoruz meseleyi ama işin özünden soğuğun kalp kriziyle ilişkili olup olmaması var. Soğuk ve kalp krizi arasında bir ilişki varsa bu yürürken de vardır koşarken de.
Ama tartışmayı çok fazla uzatmak ve “ben böyle dedim sen böyle dedin” dehlize sokmak istemiyorum. Başlığı açarken siz deneyimli koşucuların bu konu hakkındaki fikrini merak etmiştim, buna fazlasıyla cevap aldım. Ve tabii buradaki tartışmaya göre bilimsel bir makale yazmayacağız, uzlaşamayabiliriz yani
Hepinize tekrar teşekkürler,
Söylediklerinize katılıyorum. Bu konuda (sağlık içeren her konuda olması gerektiği gibi) verimli tartışma (münazara) olmalıdır diye düşünüyorum.
Risk oturduğunuz yerde bile var olan bir durumdur. Dolayısıyla risk üzerinden gelecekle ilgili kesin öngörü yapılamaz.
Ancak ne yazık ki ülkemizde genelde bilim okur-yazarlığı, özelde tıbbi okur-yazarlık konusunda ciddi sorunlar var.
Medya ve doğal olarak izleyicileri, risk ile neden-sonuç ilişkisini birbirine karıştırdığı için haberler “Ya hep ya hiç” biçiminde çıkıyor. Yani bizim özelimizde, “Soğuk havada koşmak ya herkes için zararlı ya da herkes için yaralıdır” biçiminde ortaya dökülüyor.
Oysa tıbbi olarak neden sonuç ilişkisi kurmak bu kadar basit değildir. Baş vurduğunuz hekim bu riskleri (ve faydaları) anlaşılır biçimde aktarır ve size bilimsel kanıtlar çerçevesinde tıbbi öneride (tavsiyede) bulunur.
Bu öneri/tavsiyelerin (ister ilaç tedavisi ister sağlık koruyucu davranış biçimi olsun) uygulama iradesi ise danışan kişi ya da hastaya aittir (Yasalarla belirlenmiş nadir durumlarda kişinin isteği dışında tedavi uygulanır, toplum sağlığını tehdit eden bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi).
Oturduğumuz yerde bile bir riske sahip olduğumuz düşünülünce hangi riskin alınacağı kişisel karar meselesidir.
Soğukta koşmayı bırakın yürüyüş yaparken kalp sorunu yaşayanların, bunu yapmasalar hiç sorun yaşamadan hayatlarına devam edebilecekleri de söylenemez.
Baştan kara haberlerle, abartılı genellemelerle “Soğukta koşmak öldürür” ya da “Ben/arkadaşım/herkes soğukta koşuyor, hiç bir şey olmuyor herkes koşmalı” denemez.
Sonuçta risklerin neler olduğunu ve neden risk oluşturduklarını bilmek önemli ve gereklidir. Bu bağlamda herkes kendi kararını alır.
Konu bu olduğu için hep risklerden konuştuk. Koşmanın (hatta soğukta koşmanın) sağlık açısından faydaları ve bazı sağlık risklerini azalttığı yolunda pek çok veri olduğunu da bilmek gerek.
Konuya ek olarak; bu forumdaki tartışma (münazaraları) zevkle okuyorum. Kuran, sürdüren, emek verip ve zaman ayırıp yazan herkese teşekkürler.
(Soğukta ya da değil) İyi antrenmanlar!
Hocam, bir ara bu faydalara dair de bir şeyler yazabilirseniz merakla okurum. Teşekkürler.
Direk olarak buraya yazmak istemedim. Daha önce söylediğim gibi bu tür öneriler “Ya hep ya hiç” mantığıyla yorumlanıyor ama sorunuza cevap olabilecek birkaç yazıya ulaşabileceğiniz bağlantılar aşağıda:
hocam , sağlıklı ve bilinçli spor yapıyor olmak için , dahiliye - kardiyoloji - ortopedi doktorlarına gittim.Tavsiyelerine uydum.Soğuk havalarda koşmak ile tavsiye de varsa uyarım.
Hava sıcaklığı kaç derece , basınç ne kadar vs olursa soğuk hava da koşmak sakıncalıdır yada olabilir şeklinde veri var mı ?