Ortalama Nabız Farkı

Ne yazik ki durum boyle degil -en azindan benim takip edebildigim, bildigim, anladigim kadariyla. Bu isin bilekten calismasinin onunde teknolojiyle cozulmesi oldukca zor engeller var. Olcumun yapildigi yerle ve cihazin kendisiyle ilgili olarak. Icerigin 5-6 yil arayla cok degismemesi de aslinda bunu gostermesi acisindan guzel oldu. Insanlar bu engelleri asmak icin cabaliyorlar, tasarimlari degistiriyorlar, 3 isik, 5 isik, kare, ucgen, farkli renk vs. ama olmuyor.

Bu noktada anlatmak istedigim suydu: bunlar dogruluk ve guvenilirlik anlaminda siralanacak olursa en basta gogus bandi, sonra kulaktan optik, sonra pazudan optik, sonra bilekten optik gelir. Bu guvenilirlik siralamasindan soz ederken aklima pazu seceneginde yine saat disinda baska bir sey kullanma detayi geldigi icin arada onu da belirtmisim. Sizin kafanizi kurcaladigina gore cok iyi aktaramamisim dusuncelerimi, benim hatam. Ama umarim burada aciklayabilmisimdir.

Burada ne demek istediginizi anlayamadim. Yaptigi sey kendi gonderdigi isikla doneni karsilastirmak oldugundan sanki fark eder diye dusunuyorum. Benim anladigim kadariyla cikan ve donen isik miktarinin farki onemli. Ama bu teknolojinin detaylarina cok hakim biri gelip anlatirsa hep birlikte anlariz.

Bu konuda hakli olabilirsiniz. Ikisinde de kullanim hatasi olmasi olasi ama gogus bandinin fazlace gevsekligi zaten tamamen dusmesi demek ve fazla olmayan gevseklik miktari da sonucu cok degistirmediginden kullanima gosterilmesi gerken hassasiyetin ayni seviyede olmadigi kanaatindeyim. Okuyanin ya da dinleyenin bu detayi kendiliginden anlayabilecegini varsaymisim.

Benim anlayisim soyle: eger bir olcumun guvenilirligi kisiden kisiye ve kullanim sartlarina gore degisiyorsa, bazi insanlarda ve bazi durumlarda dogru calissa bile her kosulda yanlis oldugu kabul edilmeli. Yanlis bir saat de gunde iki kere dogruyu gosteriyor, cumlesini animsatti bana. Kimde ve hangi kosullarda dogru oldugunu bilemeyecegimiz icin her olcumu yanlis kabul etmek ya da en azindan guven seviyesini cok dusuk kabul etmek yanlis olmayacaktir.

Herkes diledigi cihazla olcum yapabilir ve diledigi sekilde guvenli kabul edebilir. Benim sorunum su: insanlar guven seviyesi cok dusuk cihazlarla yaptiklari olcumlerden cok onemli sonuclar cikarip yaklasim degistirebiliyor hatta cok yanlis kararlar alabiliyorlar. Ben bunun olmasini istemiyorum. Eger guvenilirlik seviyesini hesaba katarak sonuclari degerlendiriyor ve kararlarimizi o bakis acisiyla veriyorsak sorun yok bence.

Her seyin otesinde sunu soylmek isterim: Her konuda oldugu gibi bu konuda da benim bilgim disinda bir sey varsa, ogrenmeye ve fikrimi degistirmeye her zaman acigim. En sevdigim sey yeni veri ve yeni bilgi ile kendimi guncellemek.

8 Beğeni

Optik ölçüm ile mesafe olctugumuzu düşünelim. Giden ve dönen ışığın zaman/faz farkı önemlidir.

Yansıtıcılık veya renk ölçümünde, giden ve dönen ışığın şiddeti önemlidir.

Kan akışı gibi hareket veya var/yok ölçümlerinde, gidenden bağımsız olarak dönen ışığın şiddetindeki değişimler önemlidir diyebilirim. (Yanlız burada gelen ışığın kaynağının giden ışık olması önemlidir, bağımsız olan gidenin şiddetidir. Optic olcum kuralları bunlardır. Ama saatlerin kordonu yeteri kadar sıkılmadığında, dış kaynaklardan etkileniyorsa, orada dönen ışığın miktarının sorgulandığı ama kaynağının sorgulanmadigi sonucu çıkar. Bu da optik ölçüm adına bir handikaptır)

2 Beğeni

Anladığım kadarıyla siz de benim gibi rekreasyonel koşucusunuz. Öncesinde hiç spor yapmadan 6 sene önce koşmaya başlayan 50 yaşında, haftada 3 gün toplam 30-40K koşmaya çalışan birisiyim. Açıkçası son 2 yıla kadar yazdığınız günden güne farklı nabız ölçümlerini sıklıkla yaşıyordum. Bir çok sebebi olabilir, öncesinde susuz kalmak, hava sıcaklığı, yetersiz uyku, fark edemediğiniz hafif bir hastalık başlangıcı, ağır bir yemek, bir gece önce alınan alkol vs., bazen bir sebep de bulamayabilirsiniz. Benim gibi bir spor geçmişi olmadan yani hiçbir aerobik altyapı olmadan bu seviyede bir haftalık hacimle nabzın belli bir düzene girmesi gerçekten uzun zaman alıyor, en azından benim tecrübem bu şekilde oldu.
Önerim kısa vadede çok da nabız işlerine takılmayın. Diğer taraftan son iki yılda benim nabzımı olumlu yönde etkileyen iki aktivite olduğunu düşünüyorum. Haftada 1-2 kez yüzmek, toplam 1,5-4K arası, boş zamanıma bağlı. Sakatlık yaşamamak için yapılması gereken kuvvet antrenmanlarını hiç sevemedim, hatta bir kaç kez kuvvet antrenmanında kendimi sakatladığımı düşünüyorum. :smile: Çapraz antrenman olarak yüzmeyi koydum, tam bir Zone 2 aktivitesi. Diğeri haftada bir kez interval, fartlek, tempo vs. bir hız antrenmanı yapmak.

2 Beğeni

Bu işin cevabı bu işin mekaniğinde saklı;

Dolaşım sisteminin görevi nedir?
Dolaşım sisteminin görevi vücudumuzun her noktasına besin (yağ, karbonhidrat, protein) ve oksijen taşımaktır.

Bunların ihtiyaç miktarına göre dolaşım sistemi hızlanır veya yavaşlar.

Vücudumuz o anda toparlanma yaşıyorsa daha çok malzemeye ihtiyaç duyar ve dolaşım hızlanır.
Bir önceki antrenmandan sonra yeterince toparlanma olamadıysa, o antrenmanda hem toparlanma bir taraftan devam ederken bir taraftan kaslar enerji üretmek için gıda harcar ve sonuçta daha yüksek dolaşım hızı olur.
Ama tam toparlanma olduysa dinlenmiş bir vücut sadece hareket etmek için enerji harcar ve dolaşım daha yavaş olur.

Organlarımızın gıda açısından doygunluk durumları dolaşımın hızlanmasına veya yavaşlamasına yol açar. Yarışlardan önce karbonhidrat yüklemesinin ana amacı budur; kasları gıda açısından daha doygun hale getirip daha uzun süre daha düşük nabızla yol alabilmek. O anda iyi beslenmişsek daha düşük nabız olur. Açsak daha yüksek nabız çıkar.

Bu iki durumun oranları o antrenmandaki nabzımızı belirleyen unsurlar olur

2 Beğeni

Merhaba, konu çok derinleşmiş ben direkt ilk mesaja cevap vereyim;

son altı ayı düzenli yaklaşık bir yıldır koşuyorum, benim de öncelikli amacım nabzımı düşürmek o yzden her koşudan sonra direkt nabzımı ve önceki koşularımı kıyas yaparak inceliyorum.

Bulgularım sizinkilere benzer, kahve çok etkilemese de yemek çok etkiliyor öyle ki yemekten sonraki ilk birkaç saat hiçbir şey yapmadan otursam bile nabzım ortalama dinlenik nabzımdan daha yukarıda oluyor. Bu yüzden sabah erkenden, hiçbir şey yemeden koşmak daha konforlu geliyor.

Apple watch ile başladığım serüvenime garmin göğüs bandı ve saati ile devam ediyorum. Geçiş döneminde hep apple hem de garmin göğüs bandını aynı anda kullandım. Şaşırtıcı biçimde apple ile garmin grm pro plus verileri neredeyse aynıydı. Ancak apple bazen ölçüm alamayabiliyordu.

Nabız düşürme hedefiniz var ise, bir yılda ortalama 6:30 pacede 5-10 k arasında 160 küsürlerden 150 küsürlere indim. Haftada bir interval, bir uzun koşu ( 6:30- 15-20 k) bir de tempo antrenmanı yapıyorum (8-10 k 5:45-6:00 pace)

bol şans, kolaylıklar

2 Beğeni