Nkolay 44. İstanbul Maratonu

15k’nın 1 saat geç başlaması ve bu sürede kimsenin bildirim yapmaması en büyük rezaletti sanırım. Başlangıç noktasına ayrıca su istasyonu koyulmaması da bence ciddi bir sorundu. En azından shuttle’lardan alana yürünürken su vb. istasyonları koyulabilirdi. Orada olacağını düşünerek 8:30’dan itibaren susuz kaldım, bana da ders oldu ufak da olsa daima su alacağım yanıma ne olur ne olmaz diye. Finish’ten sonra da 1.5-2km alana kadar yürütülmesi de apayrı bir rezaletti bence. Sirkeci civarı meyve standı en iyi hissettiren standdı sanırım, yarım muz çok iyi geldi :slight_smile:

İlk defa istanbul maratonunda koştum, ve beklediğimden daha zor bir parkurmuş kendisi, gene de kendi pace rekorumu kırmayı başardım.

6 Beğeni

Daha önce yazdığım gibi ilk yarışımdı. O yüzden birçok olumsuzluğu görmezden geleceğimi biliyordum. Lakin o kadar çok olumsuzluk vardı ki ben bile görmezdem gelemedim. Bu arada belki aşağıda yazacağım şeyler çoğunuz için normaldir. Belki bir gün gelir geri okurum diye anı olarak yazıyorum.

  • Vapura ulaşım konusunda sıkıntı yaşayanlar olmuş ama ben burada rahat geldim. Yakın olmamdan dolayı sanırım. İstanbul’a yabancıyım ama metro, marmaray 06:00 gibi başlıyor sefere. O yüzden vapura ulaşmak için 1 saatiniz oluyor en fazla. Bu da uzak mesafedekiler için eminim problem yaratmıştır.
  • Vapur sonrası mesafe bence fazlaydı. Sanırım 1.5 KM civarı yürüdüm. Yine de çok problem değildi diyelim.
  • Tuvaletleri kullanmak durumunda kaldım. Yani çok rezildi diyecek bir şey yok. İhtiyacımı gördü diyeyim. Bu kadar kalabalığa anca böyle tuvalet sanırım.
  • Çantaların iadesi yarış sonrası geri alınması çok kolaydı. Hiçbir sıkıntı yaşamadım.
  • Öncelikle çok kalabalıktı. 15K’ya mı geldim yoksa halk koşusu mu şaşırdım. Start’ın hemen öncesi benim gözümde bir rezaletti. Yarışa 1.15 saat gibi geç başladık. Zaten ben 5’te uyanmışım. 4 saat boyunca oradan oraya yarış alanına gelip birde 1.30 saat boş boş tekrar yarış anında beklemek çok kötüydü. Daha da kötü olan şey ise biz yarış alanında sıraya girdik. Sol taraftan boşluk bırakmışlar. Hemde hemen start kapısının 50 metre gerisine. Binlerce insan oradan kaynak yaptı. Enayi gibi sıraya girdik açıkçası. Burası organizasyonun suçu gözümde. Hiçbir şekilde yönetemediler gibi hissediyorum o kalabalığı.
  • Burada bu şekilde 4-5 saat bekleyince baya da susadım. Su alacak hiçbir yerde bulamadım. Gerçi o kadar kalabalıkta zaten zordu. Ağzım kurumuştu yarış başlayana kadar. Karaborsa su satıyorlardı yarışın ilk kilometrelerinde :slight_smile:
  • Yarış esnası benim için çok zevkli ve eğlenceliydi. Tabi çok düşük bir hızla koştuğumuzdan. Diğer türlü sanırım hiç hoş olmazdı yarış benim adıma. Yürüyenler mi dersiniz, sigara içenler mi. Yol ortasında durup fotoğraf çektirenler. Yani yarış böyle olmamalı diye düşündüm. Hadi en sağa geçip ne yapıyorsanız yapında, insanlar sol tarafta, koşulan yerde durmuş fotoğraf çekiyor. Yürüyor. Kavga falan olacaktı neredeyse. Birkaç kere bağrışmalar oldu zaten.
  • Yarış esnası ise genel anlamda çok zevkli ve güzel geçti benim için. Arkadaşımla yavaş yavaş koştum. İstanbul’a geldiğime ve yarıştığıma değdi. Gönüllüler boldu. Zaten binlerce de yarışmacı olduğundan, yarış boyunca hiç yalnız hissetmedik.
  • Yarış sonrası ise eleştireceğim bir şey yok. Verilen çanta içeriği gayet güzel ve işime yaradı. Finish öncesi tüneldeki DJ falan çok güzeldi. Sadece yarış bitti, çanta alanına geldim. Ben zaten yorulmuşum, nasıl tarif etsem sert ve yorucu bir müzik vardı. O müzik beni daha çok yordu. Biraz daha rahatlatıcı bir şeyler olsa daha iyi olmaz mıydı? :slight_smile:
  • Benim saatim 15.250 KM ölçtü toplam yarışı. Çoğu arkadaşımda benzer şeyi söyledi. Garmin bu şekilde ölçtü sanırım.

Geldiğime ve yarıştığıma çok sevindim. Kendimi bu kadar kısa sürede bir yarışmada görmeyi beklemiyordum. Yavaş yavaş belirli pace hedefleri ile başka yarışlara da gireceğim. Hemde sadece gerçekten yarışacak insanların bulunduğu yarışlar. İstanbul maratonu benim için bir yarış değilde hafif halk koşusu gibi geçti. İlk yarışım için gayet olumluydu bu durum benim için. Belki de o yüzden bu yarışa giresim gelmiştir. Çok profesyonel bir yarışma amacım yoktu.

6 Beğeni

su yazilanlari okuduktan sonra, bu yarisin nasil gold label aldigini anlamak mumkun degil…ne yazik ki bu sene yaristigim tek yari maraton mesafesi olan yaris, daha once baslayan 10k yarisindaki bir kosucunun parkur icersinde rahatsizlanmasi sebebi ile 15dk civari gec basladi ve bunun etkisini fena hissetmistim, o 15dk boyunca hem yerel dil hem ingilizce bir suru anons yapildi…15k’i 1saat gec baslatmak demek, ciddi olarak bu yarisa hazirlanmis, 60dk civari kosmak isteyenleri cok fena etkilemistir…2015’te kostugum bir mesafeydi ve o yaris bana karar aldirtmisti mumkun mertebe yurtdisinda hedef kosacagim diye…7 senede degisen bir sey olmadigini gormek her ne kadar turkiye ozelinde tutarli olsa da uzucu…

4 Beğeni

Ben Coros Pace 2 ile ölçüm yaptım, 15.24km verdi parkuru

3 Beğeni

Merhaba, daha öncesinde 15 km koştuğum yarışta bu sefer 42 Km maraton koştum.
İlk maratonumdu. Burada yazılanlar kişilerin kendi tecrübeleri ve görüşleri olduğundan saygı duyuyorum. Bende kendi tecrübe ve görüşlerimi kısaca paylaşmak istedim.
Darıca dan Marmaray ile sorunsuz bir şekilde geldiğim Üsküdar istasyonundan hiç beklemeden ring araçları ile start alanına 7-800 metre mesafede inerek yürüyerek start alanına ulaştım. 42Km maratonu tam zamanında belirtildi gibi başları. Çıkış gayet sakindi ve sorun yaşamadım, bir iki kişi dışında. O da gayet normal. 15 Km ye kadar istasyon ve gönüllüler harikaydı. Ortam ve atmosfer süperdi. Acayip keyif aldım.
Bizim yarış asıl 15 Km sonrası başladı. Gönüllü destekçi (istasyon dışı) neredeyse hiç yoktu. Ancak 2,5 Km de bir istasyon vardı. Her istasyonda su, muz, elma vb. vardı. Bu çok iyi oldu. Tek eksik diyebileceğim tuzlu bir şeyler olmaması idi ki buna da hazırlıklı olduğumdan forum sponsorumuzun (wup) tuz tabletleri imdadıma yetişti.
Gönüllüler (istasyonlardaki) gerçekten harikalardı, ne kadar teşekkür etsem azdır. Teşekkürler…
Hedef yarışım olmadığından nabız odaklı sakince bitirdim.
Kısaca yarış hakkında düşüncelerim bunlar.

13 Beğeni

Merhaba,
Ben de İstanbul Maratonu’na ilk kez katılanlardanım. Zaten koşu ve yarış konularında da yeniyim. 50 yaşındayım. Daha önce yürüyüş ile karışık kısa koşular yapmışlığım var ama kesintisiz kısmı 500 metreyi bulmayan koşulardı bunlar. Ayrıca düzenli de değildi. Bir iki ay haftada bir iki gün yapıp aylarca ara verme şeklinde. Üzerine emeklilik ve pandemi tembelliği eklenince, hem kilo alıp hem de enerjim düşünce bir düzene girmeye karar verdim. Açık havada yürüyüş ve koşuyu her zaman tercih ettiğim için geçtiğimiz Mayıs ayında yürüyüş+koşu şeklinde sabah sporlarına başladım. Spor yaptığım yerde sıklıkla karşılaştığım insanlar haftada birkaç kez koşmaya çalıştığımı görüp “yarışlara mı katılacaksanız?” diye sora sora aklıma düşürdüler :slight_smile: Biraz geliştiğimi de düşünüp hem eğlenmek hem kendimi denemek için hayatımda ilk yarışımı İstanbul’u Koşuyorum Avrupa Etab’ında Eylül başında 5K olarak koştum ve 31.30 ile bitirdim. Kendimi tebrik ettim ama bu mesafenin üzerine de çıkamam diye düşündüm.
Yaklaşık 2 ay sonra 15K koştum:) Oluyormuş. Aslında yardımseverlik koşusu yapacağım için kayıt olmuştum ama tamamını koşabileceğimi düşünmemiştim. 10K zorlarım, sonra yürü-koş karışık tamamlarım diye düşünmüştüm. Ama hakikaten o atmosfer etkiliyormuş. 10K sonunda iyi hissettiğim için hadi 1K daha gideyim 11K’dan sonra yürürüm, hadi 1K daha gideyim 12K’dan sonra yürürüm diye diye 15K bitirdim. Sürem de 01.44.34
Uzun yazdım ama amacım beni gibi geç başlayıp “acaba yapabilir miyim” diye düşünenlere “yapabilirsiniz” demek. Oluyor inanın.
Organizasyona gelirsek, ilk kez katıldığım için önceki yıllarla kıyaslama yapamam ama 15K başlaması için uzun beklemek ve var denilen pace kapılarının olmaması nedeniyle oluşan karmaşa dışında önemli sorun görmedim. Bu kadar geniş katılımlı organizasyonların planlanması, yönetilmesi, güvenliğinin sağlanması vb. zordur mutlaka. Emeklerine saygı duyuyorum tüm görevlilerin. Tabi benim önemli bulmadığım başka aksaklıklar iddialı koşucuları çok etkilemiş olabilir. Bu arada birçok kişinin belirttiği gibi güleryüzle çalışan ve işlerini çok iyi yapan gönüllü görevlilere ben de ayrı bir teşekkür etmek isterim.
Uzun mesajımın son cümleleri de forum yöneticileri ve üyeleri için. Geçtiğimiz aylar boyunca forumdaki bilgilerden çok faydalandım. Hepinize çok çok teşekkürler.

Saygılar, sevgiler

23 Beğeni

Çok enteresan bir koşu oldu. Milletçe hiç bir şeyi düzgün yapamamak yada bir şeyi düzeltirken mutlaka diğerini bozmak gibi bir hastalığımız var!

Geçtiğimiz senelerde en büyük sıkıntı herzaman start alanına ulaşım ve oradaki karmaşa, yığılma ve drop bag araçları olurdu ki, drop bag araçlarının erken gitmesi, görevli hıyarların(!) aldıkları emre uyacağım diye terbiyesizlikler sonucu geçen sene nerdeyse kavga-tartaklama dahi olmuştu. bu sene ise sanki o organizasyonları yapan kişiler gidip hiç alakasız insanlar gelmiş gibi bir görüntü çıktı ortaya! start alanı olabildiğince düzenli, drop bag araçları start saatine kadar eşya almaya devam ediyorlar vs…“sonunda başardılar, işte düzgün bir organizasyon oluyormuş” diye video çekiyorduk ki…nazarımız değdi! çünkü bunları düzelten kişiler, geçen seneye kadar en düzgün şey olan start saatiniin ,içine etmeyi başardılar. 42k yani maraton zamanında(bir kaç dakikalık gecikmeyi hadi saymayalım) start aldı. 15dk sonrada 15k koşusunun start alması lazım…dı! Halk koşusunu dikkate aşmıyorum zira o koşu değil promosyon olayı olduğu için gecikebilir. ama bir KOŞU, BİR MÜSABAKA GE-Cİ-KE-MEZ! çünkü en basitinden ben orada 20dk ısınma hareketleri yapıp bütün kasları ısıtmışken tam 55dk soğukta ayakta bekleyince ne olur dersiniz? 9.15 yerine 55dk gecikmeyle 10.10 da start aldım. Tabi ısınma falan kalmadı. üstelik sabah soğuk algınlığı nedeniyle olan hafif ateşi düşürmek için aldığım Paracetamol ün etkisinin de 1 saat gecikince 8km etkisi geçti ve sonrasında sağolsun hastalıkta çarptı. oysa zamanında start almış olsaydım ilacın etkisi geçmeden bitirmiş olacaktım. En muhteşemide yarıştan sonra söylenen “kayıtlı koşucu sayısı beklenenden çok fazlaymış ta risk olurmuş diye güvenlik nedeniyle kademeli start vermeye karar vermişler” muhabbeti oldu! Tabi yani sürpriz olmuştur kaç koşucu olduğu. Ne de olsa kaydı Spor İstanbul değil Japonya’daki Tokyo Belediyesine bağlı Spor Tokyo AŞ yapıyordu. Kaç koşucu olduğunu, kaç tane göğüs numarası ve çip hazırladıklarını bildirmediler İstanbul’a, o yüzden zavallı organizasyon ssat tam 9.15 de startta bir anda o kadar 15k koşucusunu görünce böyle bir sürpriz yaşadılar! Yani hiç bir suç yada sorumlulukları yok. Anlayışlı olmak lazım tabi!

Ha bu arada 15k yarışına katılmak isteyen “gerçek” (hızlı yada yavaş demiyorum bende gayet yavaşım, gerçekten koşmaya niyetli kişilerden bahsediyorum) koşucular varken “kontenjan doldu” diye kayıt kapatıp sırf “köprü üzerinde bizimde bir selfimez olsun yeğen” diye meraya yayılan inekler gibi ellerinde piknik sandalyeleri, kucaklarında çocukları, kollarında baldızlarıyla falan 8 kişi yan yana yola yayılan, hayatında koşmamış dayı ve teyzeleri, halk koşusu yerine 15k ya kaydeden veya kayıt olmalarına izin veren organizasyona start konusu dışında da extra hayır(!) dualarımı sunuyorum! kayıt için "en azından daha önceki bir istanbul maraton ya da yarı maratonuna, hadi olmadı 2-3 tane “10k İstanbulu koşuyorum” etabına katılma şartı getirmeyi akıl etmek için herhalde IQ nun 160 üzeri olması gerekiyor ki bunca senedir içlerinden 159 IQ nun üzerinde bir deha çıkmadı!

Renay bey Spor AŞ nin başına geçtiğinde “sporun içinden gelen ve yandaş olmayan birisi geldi sonunda” diye çok sevinmiştim…nasıl bir hayal kırıklığı yaşıyorum 3 senedir anlatamam. eğer ülkemizde liyakatli zannettiğimiz insanların yaptıkları organizasyon, hem de 3 seneden sonra hala böyle oluyorsa o zaman liyakatli adam aramaya gerek yok, kimi koysan bu kadarını zaten yapar ve yapıyordu da. AKP liler en azından siyasi baskıyla Adidas’tan tshirt ve çanta, Vodafone’dan sponsorluk alıyorlardı. Biz aman sponsorluk nevale olmasın da düzgün organizasyon olsun derken yani Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olduk!

Son olarak birde gene kaç senedir halledilemeyen bence başka bir sorunda 15k finiş yeri sorunu. Yarış 15k olmuş yada 15.5k olmuş önemli değil. Önemli olan sizin bunu en baştan bilip enerjinizi, hızınızı buna göre ayarlamanızdır. Yapabileceğiniz en iyi dereceye erişmeniz için koştuğunuz mesafede vücudunuzdaki tüm enerjiyi kullanmanız gerekir. Örneğin siz 21k koşup finişe vardığınızda hala bir 10k daha koşacak enerjiniz varsa demekki yavaş koşmuş, yapabileceğinizden daha düşük bir derece yapmışsınız demektir. Basit mantık. İstanbul 15k da tam olarak da bunu yapmak zorundasınız!!! Çünkü finişi geçtiğinizde 15.24k koşmuş oluyorsunuz. ve bu sırada sizi evinize(ya da her nereye istiyorsanız) görürecek iki opsiyon olan vapur yada Marmaray tam 1,5k gerinizde kalmışken drop bag iniz ise ileride 1k ötedeki Expo alanında oluyor! Yani finişten sonra 1k ileri gidip drop baginizi alıp, sonra tam ters istikamete yaklaşık 2,5k gitmeniz gerekiyor. dolayısıyla koşuda sakın tüm enerjinizi bitirmeyin zira koştuğunuz mesafenin yaklaşık 30% u kadar daha yol var sadece toplu ulaşıma erişebilmek için. Eriştikten sonra kaç durakla nereye gideceğiniz, oralarda nasıl ve ne kadar hareket edeceğiniz ise sizin sorununuz. Ben toplam 15,24k koşu üzerine 7k da eve ulaşmak için yapmışım. Şu finiş yerini hiç değilse expo ya yanaştırsalar da en azından finişten drop bag e kadar koşmasak veya drop bag araçlarını finişin hemen yanındaki araç parkı gibi olan yere getirselerde madalyamızı ve drop bag imizi alıp hemen geriye marmaray a doğru gitsek hayat herhalde çok daha kolay ve basit olurdu ki biz böyle şeyleri pek sevmeyiz. Acaba “şu okullar olmasa maarifi ne güzel yönetirdim” diye anlatılan uydurma hikayedeki gibi “ulan oturmak varken bu koşmaya meraklı herifler olmasa hiç uğraşmazdık bu işlerle, başımıza iş çıkartıp her sene 2 hafta sonumuzun içine ediyorlar, o zaman bizde böyle süründürürüz adamı” mı diyorlar ne.

Senede 20-25(2-3 yol, kalanı trail) koşuya katılan birisi olarak gerçekten merak ediyorum Cappadocia Ultra’yı düzenleyen Argeus dışında düzgün organizasyon yapan, işini ciddiye alan bir kişi yada kurum yokmudur acaba?

Bu arada organizasyonu yapan yöneticilerin tüm beceriksizliklerine rağmen hiç bir ücret almadan ellerinden gelenin en iyisini yapmak için canla başla çalışarak bu koşuyu koşabilmemize olanak sağlayan Spor İstanbul Gönüllülerine bir teşekkürü borç bilirim. Keşke onların emeklerini daha iyi organize edebilecek yöneticileri de olsa…

10 Beğeni

Gerçekten 15K nın neden bu kadar geç başladığını anlayan oldu mu? Ya da yarış sonrasında bir açıklama falan yapıldı mı? Özür dilendi mi? Gerçeken merak ediyorum. Yoksa biz yaptık oldu kafasındalar mı?

3 Beğeni

Özür mü!

Hocam yaşın kaç bilmiyorum ama ben 53 yıldır bu ülke de her hangi bir kişinin yaptığı herhangi bir hatayı kabul edip herhangi bir konuda özür dilediğini hiç duymadım ki. Bizim lisanımızda “pardon” ve “bilmiyorum” kelimeleri yoktur :slight_smile:
Ama bahane söylediler Allah için, “kayıtlı koşucu sayısı beklenenden çok fazlaymışta köprüye risk olurmuş" diye güvenlik nedeniyle kademeli start vermeye karar vermişler. Tabi yani sürpriz olmuştur kaç koşucu olduğu. Ne de olsa kaydı Spor İstanbul değil Japonya’daki Tokyo Belediyesine bağlı Spor Tokyo AŞ yapıyordu. Kaç koşucu olduğunu, kaç tane göğüs numarası ve çip hazırladıklarını bildirmediler İstanbul’a, o yüzden zavallı organizasyon saat tam 9.15 de startta bir anda o kadar 15k koşucusunu görünce böyle bir sürpriz yaşadılar! Yani hiç bir suç yada sorumlulukları yok. Anlayışlı olmak lazım tabi!

7 Beğeni

Esenlikler, Abi harika yazmışsın ya ellerine sağlık. Söylediğin her kelimeye katılıyorum ben de 15K için aynı şeyleri düşünüyorum.

1 Beğeni

finish’ten sonraki dropbag ve ulasim sorunu muazzam buyuklukteymis…yazik gercekten…dropbag surecleri hep sorunlu oldugu icin, turkiye’de katildigim yarislari ona gore seciyordum ve seyahat etmem gerekirse finish’e yakin bir yerde kaliyordum (veya finish’i, start’i ile ayni olan yarislara gidiyordum)…bu sene ilk defa hayatimda (2015’ten beri yarislara katiliyorum) dropbag yapmam gerekti, damloop yarisinda (amsterdam’da)…hava ekstra soguk oldugu icin, neredeyse son dakikaya kadar uzerimi degistirmedim ve buna ragmen cok kisa surede 2-3dakika icinde cantami vermeyi basardim…finish’te ise organizasyon cok basitti, toplarken belirledikleri araliklari daha alt kategorilere bolmusler (mesela toplarken numarasi 1000-2000 arasi bir tirda toplaniyordu diyelim, finish’te ise 250’lik alt gruplara ayirmislar) ve finish’ten sonra once basit bir turnike kapisi yapmislar ordan gecerken yiyecek, enerji bari, icecek ve madalyanizi veriyorlar, o sirada birisi telsizle gogus numaranizi dropbag alanina iletiyor…ayni yolda yaklasik 100-150m ilerleyince dropbag alani basliyor siz kendi bolumunuzu bulana kadar da (gogus numaram cok dusuktu o sebeple ilk masalardan biriydi bayagi hizli bulmustum) cantaniz getirilmis oluyor bile, hic beklemeden cantanizi alip kiyafet degistirme alanina gidebiliyorsunuz…daha sonrasinda yaklasik 500m icinde once yaris finish alani (sirketlerin kiraladiklari cadirlar, canli muzik vs) var, ve alanin arkasinda ise 8dk’da bir kalkan bedava otobuslerle katilimcilari start’a (amsterdam centraal’a) ulastiriyorlar…tren sisteminin de katkisi ile, 10.30’da start aldigim yaris icin, 1.15dk’lik mesafeden gelmeme ragmen, 8de kalkmam, hic araba kullanmadan tum isleri halletmem harika bir tecrubeydi (ayni yaris, yurtdisinda kostugum ilk yaristi 2016’da ve o zaman da gercekten gipta ile bakmistim organizasyon seviyesine)…belki birileri okur/fikir alir da diger yarislarin finish alani organizasyonlari icin girdi olur yasadigim tecrube…

4 Beğeni

Belki okuyan bir yetkili vardır inancıyla bende aynı konulara değinmek isterim. Başlangıç noktasına ulaşım, start (en azından koştuğum 42K için) herşey yolundaydı. Burada tek eksik bence su standıydı. Gel gelelim 15K ayrımı sonrasına… Maraton yalnızlıktır, henüz bu mesafede fazla bir deneyimim yok ama sanırım bunu öğrendim. Kilometreler geçtikçe (15K sonrası) sessizleşen kontrol noktaları, gevşeyen güvenlik önlemleri, su uzatan bile kalmadı 27K civarında. En çok motivasyon ihtiyacı burada oluyor ama 38K civarlarında parkura atlayan sivil insanların umurunda bile olmuyorsunuz. Ayrıca istasyonların yerleri sitede 5K,10K,15K… şeklinde gösterilirken fuardaki haritada her 2,5K da da istasyon olduğunu farkettik. Buna inanarak jel ve tuz tableti alım stratejimi değiştirdim. Ama bu istasyonları görene kadar tedirgindim. Öte yandan bitiş noktasındaki tek ulaşım kaynağı tramvayın belli bir saatten sonra faaliyete geçirilmesi elzemdi. Çünkü alandan çıkınca bir anda öfkeli kalabalığın içinde buluveriyorsunuz kendinizi, zaten bitik olan bacaklarınızla bu kalabalığa ayak uydurmak zorunda kalıyorsunuz. Son olarak bu denli ciddi bir organizasyonda bitiş alanında kumanya dağıtır gibi -su dışındaki- kaynaklara ulaşımı kısıtlamaları çok acımasız olmuş. Stand açıp alanı terketmeyen herkes istediği kadar istediğini yiyip içse daha hoş olurdu. Netice de gerçekten çok yorgunduk. Ve sıcak havadan dolayı bitiş alanında gözlerim ana sponsorlardan kızılayın verme ihtimalini düşündüğüm sodayı aradı ama yoktu (yada ben görmedim). Onun yerine hatırı satılır bir mesafeyi yürümek zorunda kalacağımı bildiğim için -istemeye istemeye- redbull içtim. Bırakma çantası hizmetini kullanmadım -o sebeple yanımda hiç birşey yoktu-
Sonuç olarak bu yarış ülkemizdeki en önemli yarışardan biri. Katılım oranı hele muazzam. Aksaklıklar -mantık çerçevesinde- illaki olacaktır. Umarım seneye herşey daha da güzel olur. Tüm gönüllü arkadaşlarıma ve emeği geçen, kafa yoran herkese teşekkür ederim.

5 Beğeni

Nadiren de olsa özür dileyen insanlarla karşılaştığım için şanslıyım sanırım. Her iki yazınızdaki eleştirilerinize katılıyorum. Söyledikleri bahanenin anlamsızlığına da katılıyorum. Çözüm basit bence önceden haber vermek şartıyla kapılara göre start zamanı verilebilirdi. Ama kapılar spor istanbulun katıldığım iki organizasyonunda da sözde var olan şeylerdi. Eleştirilecek gerçekten çok şey var. Özellikle belirttiğiniz finish noktasından sonraki ulaşım problemi bu işi yapan kişilerden birinin bile ya bu yarışa bir kere bile katılmadığının ya da hepsinin yarım akıllı olduğunun kanıtıdır. Web sitesindeki sonuç sistemi de çok saçma kademeli start yüzünden 22.500 kişi içinden kaçıncı olduğumu göremiyorum. Belki 20.000.yim fakat merak ediyorum. 48 dakika sonra başlangıç halısına basmam ise ayrı bir trajedi. Photier denen firmanın 15. kmlik parkur içinde 2si birbiriyle aynı olan 3 tane fotoğraf çekmesi ise başka bir komedi. Daha da sayarım ama hangi birini sayayım? Özetle organizasyonun elle tutulur tek yanının parkur olduğunu söylesek çok da abartmamış oluruz sanırım. Ben artık umursamıyorum. Daha kötü olamaz dedikçe daha kötüsünü yapıyorlar çünkü. Seçim yaklaşıyor biri gelip oy isterse hatırlatacağım bir organizasyon olur. Bunun siyasetle, particilikle alakası yok. Yarıştan sonra 5 tane mesaj atan organizasyon bir tane de özür mesajı atabilir, bir şeylere dair promosyon kodu tanımlayabilir, hatta ücretleri bile iade edebilirdi. Gerçi bu işi kar amaçlı yaptıkları o kadar belli ki, ücret olmasa asla böyle bir organizasyon yapmazlar; spor kimin umrunda. Çoğu işi gönüllüler üzerinden yürütüyorlar zaten. Ama onlar hatalarını bile kabul etmedikleri için bu saatten sonra vaadlerini dikkate almamak en doğrusu. Böyle böyle ömür yeterse işini ciddiye almayan yöneticileri değiştire değiştire işten az da olsa anlayan birileri ile karşılaşırız umarım. Gerçi halkımız unutkandır ama böyle olmasını ümit ediyorum.

Sağlıcakla kalın,
Saygılarımla.

3 Beğeni

İstanbul maratonunu biraz vasat buluyorum ama kendi şehrim olduğu sürece sağlığım elverdiğince koşmaya çalışacağım. Vasat bulduğum için ilk maratonum yurtdışı olsun istemiştim ve başardım.Bu arada bende vasat bir koşucuyum ama maratonu bitirebiliyorum. Birkaç yıldır ilk 15 k biraz neşeli ,canlı maraton havasında ama yine yenikapıdan sonra başlayan esas maratonda bir otobanda koşmaktan farkı yok , çok geniş sıkıcı boş bir yol. Güzergahımız maraton neşesi vermiyor. 25k dan sonra girecek wc bulamadım ,bir yerde organizasyon dışı vardı adam bir kaç dk bekle kurusun dediği için es geçtim, çok da sorun değil bu durum. Gerilerde koşan biri olarak su eksikliği görmedim. Vapur ile transfer değişik olmuş, yığılma olur diye marmaray-üsküdar üzerinden gittim. Sanırım bu halk koşusu/yürüyüşü maratona entegre olduğu sürece sorunlar düzelmez. Start öncesi önümde paltosu kabanı ile duran bir çift motivasyon kaynağı olmuyor maalesef. Genel olarak isteyen istediğini yapsın mantığındayım ama neden start alanına koşmak ile alakası olmayan kabanlı insan alırsın !
Altın liginde ise maratonumuz buna yakışır olması lazım. Marka sponsorluğu olmayan tişörtü bile çok sıradan.

4 Beğeni

Hemen herkes maraton güzergahındaki boşluğu, yalnızlığı konuşuyor. Güzergah olarak acaba neden Barbaros-Beşiktaş-Karaköy-Eminönü-Balat-Eminönü-Karaköy-Beşiktaş-Bebek hattı düşünülmüyor? Bitiş anındaki kalabalığı ağırlayacak büyüklükte alan mı yok?

1 Beğeni

Bununla ilgili iki hatta uc tane sorun var.
En onemlisi maratonun kurallari geregi baslangic ve bitisi arasindaki rakim farki belli bir miktardan fazla olamiyor.Bu yuzden deniz seviyesinde finis uygun degil diye biliyorum.
Ikincisi dediginiz gibi bitis alanindaki organizasyon icin ciddi bir bos alan gerekecektir.
Ucuncusu ise bogaz hattini neredeyse aksamustune kadar kapatacak bir belediye gucu goremiyorum ortada.

2 Beğeni

Boston Marathon Course Information | Boston Athletic Association (baa.org)

Boston maratonu 450 feet (140 metrede) yükseklikte başlayıp, deniz seviyesinde bitiyor.
Bitiş alanı sorunlu gözüküyor

Eğer öyle ise de, Barbaros’tan önce sarıyer tarafına gidilip, sonra Sultanahmet’e dönülebilir.

Sonuçlara baktığınız sitede sıralama kısmındaki “gun” seçeneğini “mat” olarak değiştirmeniz halinde sorununuz çözülecek. Gun sizin başladığınız süreden değil genel başlangıçtan kıyas yaparak doğru bir sonuç vermiyor, mat seçerseniz herkesi halıya başlama sürelerinden finişe ulaştıkları süre arasında geçen süreyle, yani herkesi kendi süresiyle kıyaslıyor.

2 Beğeni

Cevabınız için müteşekkirim. Sonuçlar maraton istanbul sayfasından kalkmış sanırım. Fakat spor istanbul sayfasına girdiğimde genel sıralamada 3543. yaş kategorisi sıralamasında 2817. ilde 1742. ilçede ise 101. olduğumu görüyorum. Yaş kategorisi direkt olarak erkek şeklinde belirlenmiş. İlk defa 15K koşan biri için fena değil sanırım. Bu kategoride 22500 kişi kayıt yaptırmıştı diye biliyorum.

1 Beğeni

O yüzden Boston Maratonu’nda rekor kırarsanız dünya rekoru olarak kabul edilmiyor. Ayrıca, start finiş arası kuş uçuşu mesafe yarış mesafesinin %50’sinden fazla olmaması gerekiyor. Boston bu kurala da uymuyor.

https://aims-worldrunning.org/world-records.html

10 Beğeni