Ciddi ciddi sorun olmaya başladılar tek olsa neyse grublar halındeler .hayvan sevgimizi sorgulamaya kalkacaklar ama birinin canı yanmadan acilen önlem alınmalı
Not : koşuda ısırdım bir anda etrafıma sardılar kalçadan bir tutam ve kışkırtacak ürkütecek bir harekette bulunmadım
1 Beğeni
Karıştırmış olabilirim
Planlama, organizasyon, koordinasyon, takip, denetim gerektiren hangi sorunlari halledebilmisiz ki bunu edebilelim. Avrupa genelini bilmiyorum ama Ingiltere’de sokak hayvani sorunu yok. Sokak hayvani yok ama bazen sahipli hayvanlar evlerden ya da sahiplerinden kacip sorunlar yaratabiliyorlar. Yani ne kadar caba sarfedilse de kazalar yasanabiliyor. Tabii ki insanlar oldukca bilincli ve siz yanlarindan kosarken kopekleri tasmasizsa ya tutuyorlar ya da bir sekilde dikkatini kendi ustlerine cekiyorlar. Bu konuda bayagi hassasiyet var anlayacaginiz. Ama bu sadece devletin kurallariyla olmuyor sanirim. Bu cok daha buyuk bir kultur ve toplumsal yasam butununun bir parcasi olarak cozuluyor. Aslinda bakarsaniz cok kolay cozulebilen veya cozulebilecek bir sorun da degil. Ama tabii ki adimlar atilabilir atilmali. Ote yandan cozumun icinde cok fazla sayida itlaf da var ve bu cok uzucu. Basta da soyledigim gibi proje, plan, denetim, takip gibi kavramlara yakinlasilmadigi surece yuzlerce problem cozulemeyecek ne yazik ki.
10 Beğeni
Sevgili spinodal çok güzel yazmış. Buna ekleyebileceğim tek şey ortada bir sorun olduğu zaman sorunu çözmek öldürelim, asalım keselimle olmuyor. Sorunları kökü bize dokunulmasını pek sevmesekte insan, hayvan değil. Batı Avrupa’da, daha doğrusu medeni ülkelerde başıboş köpek yoksa bu orada köpekler çiftleşmeyi sevmediklerinden değil insanların sırf anlık zevklerini tatmin etmek için köpek yavrusu alıp sonra aman eve çiş yaptı diye sokağa atmadıklarından. Tabi buna kanunların bu davranışları, üretimleri falan ciddi engelleyen yaptırımlarının olması ve bunların uygulanması da cabası. Örneğin bizde sözde pet shoplarda köpek satmak yasaktır ama ben 11 yıl önce döndüğümden beri haftada bir girdiğim Ankara’nın göbeğindeki bir AVM de otoparktan yukarı çıkarken merdivenlerin yanında pet shop un yarım metrekarelik havasız ve sıcak camekanlara kapattığı hayvanları görüyorum. Herhalde bunu kanun görmüyor bir tek! Bizim işlerimiz böyle işte. Demin sinirlenmeme sebep olan olayda bu sorunu halletmek için çözüm bulalım, sorunun kaynağı nedir bakalım yerine kolaya kaçıp, savını bir de yalan-yanlış bilgiyle destekleyen yurdum insanının tepkisiydi. Hadi hepsini zehirleyelim, bitecek mi sanıyorsunuz? İlk sizin mi aklınıza geldi? Bu daha önce denenmedi mi? İstanbul’daki Hayırsız Ada’nın adının neden Hayırsız olduğunu hiç merak ettiniz mi acaba? Bu kafayla çözülseydi 113 sene önce çözülürdü…Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuç alamayacağımızı anlamamız için ne yapmamız gerekiyor? Önce medeni ülkeler nasıl çözmüş bakalım da, yalan yanlış şeyler yerine doğru bilgiyi öğrenelim de Amerika’yı yeniden keşfetmemize gerek kalmasın. Onlar tasma zorunluluğu olmadan bu işi halletmişse mesele demekki tasma takmakta, katletmede falan değil, başka bir şeylerde…ÖNCE İNSANDA
3 Beğeni
Koşuda köpek sorunu](Koşuda köpek sorunu) gönderisinden tartışılmaya devam ediliyor:Avrupa ve ABD'de sokak hayvanlarıyla ilgili düzenlemeler katı biçimde uygulanıyor
Fransa’da evcil hayvanların sokağa bırakılması yasak
Fransa’da da kamu güvenliği nedeniyle evcil hayvanların ve evcilleştirilmiş vahşi hayvanların sokağa başıboş bırakılması yasak.
Ülkede “tehlike” arz edebileceği düşünülen köpek türlerinin halka açık alanlarda tasmayla dolaştırılması zorunlu. Bazen belediye kararıyla tasma zorunluluğu tüm köpekler için de geçerli olabiliyor.
Burada Kastettiğim Konu bağlamına iyi bakılırsa ’ tehlikeli arz eden için söylüyorum’ Tabiki sorunun çözülmesi gerektiğini söylüyorum yoksa zehirleyelim bitsin gibi bir şey demiyorum. Ayrıca sinirlenmeme neden olan arkadaşın verdiği cevabın üslubunun tarzıydı. Yazarsın cevabını doğruysa eyvallah yoksa savımızı koyarız. Yalan yanlış bilgi olayı değil sorsaydın nedir bunu söylemendeki neden söylerdim.Ama bu Üstenci bakış doğru değil. Malesef sorun tabi ki İNSANDA
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/avrupa-ve-abdde-sokak-hayvanlariyla-ilgili-duzenlemeler-kati-bicimde-uygulaniyor/2461248#
“Selam @kartal , Avrupa şu ülkede köpekler tasmasız gezdirilebiliyor ama sahiplerine büyük sorumluluklar getiriliyor. Tasmasız gezmesi başıboş olduğu anlamına gelmiyor vs” den ibaret bir konuda @kartal ile @stuzun benzer şeyleri söyleyip konu bayraklı içeriğe kadar gitmiş.
Sorun konunun ilk girdisinde bahsi geçen köpek sahibinde.Sahipli köpek var, empati yoksunu sorumsuz sahip var. Köpek ne yapsın? Saldırgan çeteleşen köpekler ve köpeklere kötü muamele de ülkenin gerçeği. (Bence çözüm bulunamaz)
4 Beğeni
Tamamen olay bu. İlk sahipli köpek girdisi üzerinden konuşup mecaz yaparak olayı anlattım. Böyle giderse sorunu kendimiz çözeceğiz. Anlaşılan.
Sakince değerlendirelim, ülkemizde 10 milyondan fazla başı boş köpek olduğu söyleniyor, diyelim 10 milyon, bunun yarısı dişi diyelim, 5 milyon köpek 6 ayda 6 yavrulama yapsa 4 ü hayatta kalsa 2 si dişi olsa 5 yıl sonra sayı ne olur ? Benim koştuğum parkta uyarı levhası var sahipli köpek tasmasız gezdirilemez ama aynı parkta 4/5 adet başı boş köpek var bu nasıl bir çelişki, bir diğer konu merdiven altı satış, tamam doğrudur vardır ancak dışarıdaki başı boş köpek merdiven altı üretilen köpek değil ki? Yazın çocuklar oynasın kışın salarız bir yerde tarzı köpek hiç değil, bakın sosyal medyada benim önüme her gün 3 kaza haberi düşüyor, ya köpek bir çocuğu kovalıyor çocuk yaralanıyor, ya bir aracın önüne çıkıyor araç takla atıyor, geçen sene kayıtlara geçen 40 dan direk başı boş köpek saldırısı kaynaklı ölüm var, şimdi lütfen bir ingilize sorun başı boş köpekler 1 yılda 40 dan fazla kişiyi öldürse nasıl bir tepki verirdiniz? Örnek alacağımız yerler İngiltere mi Hindistan mı? Şunu da unutmamak lazım gereğinden fazla merhamet vatana ihanettir, sorun yazının ilk başında yazdığım gibi matematiksel bir geçeklik, bunu ne kısırlaştıracak ekip var ne ekipman var ne de bütçe var , olamaz da zaten, üzgünüm ancak bir de işin köpek maması (yemi) satışının ekonomik büyüklüğü ve suistimal edilen bir iban bağış paylaşım yolu var, konu çok çirkin, çok pis kokular var, detayında kaybolursunuz, ama çözülmezse kimse ben gece bisiklet sürerim, dağlarda koşarım, sabah karanlıkta koşarım diyemez, kimsenin de çocuğu güvende değil. Gerekirse örneklendirebilirim ama konuyu koşu tarafında tutmaya gayret ediyorum.
5 Beğeni
Vatana ihanet etmemek de çok zor iş gerçekten. Bugünlerde, doğruluğu kafiyeli iki ardışık cümle olmasıyla kanıtlanan herhangi bir önermeye takılmamak esaslı bir uğraşıyı gerektiriyor. Şunu da unutmamak lazım ki, Chun Lee yerdeyken atılan aduket, vatana ihanettir.
5 Beğeni
“Vatana ihanet” çok kolay kullanılır bir kavram oldu memleketimizde. Neyse mecaz(!) anlamda kullanıldığını var sayarak işin o kısmına takılmayayım.
İşin takılınması gereken kısmı “nasıl tepki verirdiniz” kısmı. İşte bu ülkedeki hemen her sorun bu nasıl tepki vereceğimizi bilmemekten, daha doğrusu toplumca düşünmeyi, organize olmayı, plan yapmayı falan sevmeyip anlık, duygusal tepki vermemizden kaynaklanıyor. O nedenle de ülkemizde hemen hiç bir sorun çözüleyip sadece şekil değiştiriyor. Mesela ekonomimiz ortada. Bir karar alınıyor aleleacele, sonra ertesi gün onun başka bir şeyi bozduğu ortaya çıkıp başka karar alınıyor, sonra ertesi gece saat 2.00 de onunda yanlışlığı fark edilip başka bir karar alınıyor. Alın size tepki!
Ortada bir sorun olmadığını söyleyen olduğunu zaten sanmıyorum. Ama sorunu “çocuklarımız tehlikede” , “vatana ihanet” “din elden gidiyor ey müminler”(!) falan şeklinde ele aldınız mı hiç bir şey çözülmeyip sadece ortalığı kan gölüne döndürmekle kalmazsınız. Birde üstüne mesela fare-sıçan popülasyonu artar. Hatta bu beğenmediği şeyi öldürmeyi normal sayan bir toplum haline gelip(ki zaten şu anda her konuda ona çok yakınız) yarın sizin korumaya çalıştığınız çocuğunuzun elbisesini beğenmediği yada üzerindeki renkler LGBT gökkuşağına benzediği için onu öldürmeyi hak sayan ruh hastalarıyla dolar. Bu size abartı falan gelmesin sakın, azıcık tarih okursanız bu tarihin çeşitli dönemlerinde bir çok toplumda sıklıkla ola bir şeydir. “Köpekler çocuklarımızı öldürüyor” , “din elden gidiyor”, Tutsiler vatana ihanet ediyor"(Ruanda katliamı), “yahudiler/zenciler/çingeneler zaten insan sayılmaz” falan diyerek yapılan binlerce katliamla doludur. Yüzlerce böyle slogan ve katliam sayarım isterseniz. Üstelik bunları yapanlar o kan döküldükten sonra durmamış, genellikle ilk sloganla katletilecek kesim kalmayınca katledecek başka bir hedef bulmuştur. Bunlarda genellikle ilk katliamda o katliama ortak olan, hadi olmadı ses çıkartmayanlardır. Mesela kafir müslümanları kesip kutsal toprakları kurtaralım diye yola çıkan 4. Haçlı seferi İstanbul’da gene Hristiyan olup sadece farklı mezhepten olanları katletmiştir. Vahşetin dişine kan deydimi ne zaman nerede duracağı belli olmaz hocam. O yüzden böyle tepki, çocuklarımız ölecek falan gibi sloganları bırakıp yukarıda anlattığım gibi önce insan eğiterek başlayalım soruna. İnsanları eğitirseniz ve kısırlaştırma programı uygularsanız zaten bir sokak köpeğinin ömrü 7-8 seneyi geçmez, 10 sene sonra sorun ortadan kalkar. Ha sloganla elinize satır, tüfek falan alıp sokağa inerseniz, 3 gün sonra farklı fikirdeki insanlarla da vuruşmaya başlarsınız. Üstelik Hayırsız Ada olayında olduğu gibi 110 sene sonra bu sorunda aynen devam ediyor olur. Anormali normalleştirme, normalmiş gibi konuşma/yapma kafasını artık bırakalım. Bu ülke sadece köpek değil hemen HER KONUDA bu kafa yüzünden çok kötüye gidiyor
4 Beğeni
Bu kısımlara katılıyorum. İnsandan, milletten çok köpeklere değer verir hale geldik. Artık tehlikeli hali çoktan aştı, ülkemizde açlık, fakirlik, alım gücü vb. çok büyük dertlerimiz olsa da başı boş köpek sorunu bambaşka noktaya geldi, sokaklar artık güvenli değil. Ben insan hayatını daha değerli buluyorum, başı boş köpekler konusunda acımasız düşünüyorum artık.
4 Beğeni
Bir kaç noktaya değinmek isterim, yazımın en başında belirttiğim hesabı yapacak kişi var mı aramızda 10 milyon köpeğin üresi mali ve 5 yıl sonraki sayı? Başı boş köpeğin ömrü 7/8 yıl düşüncesi tamamen yanlış, hepimizin etrafında köpekler vardır o kadar iyi besleniyorlar ki ömürleri daha uzun. Sayın stuzun sizin yazılarınızda özellikle atladığınız bir nokta var , ülkedeki çocukların anayasal hakları var yani devlet vatandaşının güvenliğini sağlamak zorunda. Bu anayasal bir hak. Çocuklar tehlikede köpekleri öldürelim tarzı bir çığırtkanlık yapmıyorum, ancak ortada bir problem var ve matematik diyor ki 5 yıla bu problem içinden çıkılmaz hal alacak, şu an bile önünüze ciddi veri konulsa konuyu anlarsınız. Kafa derisi köpeklerce kopartılan çocuğu mu anlatayım, köpekten kaçarken kamyon altında kalıp bacağı ezilip ölen çocuğumu anlatayım, evinin sitesinin bahçesinde oynarken boğazından ısırılıp ölen çocuğumu anlatayım, köpek saldırısında ölen engelli vatandaşımı anlatayım, evinin önünde öldürülen yaşlı teyzeyi mi anlatayım, konunun yine de koşu tarafında kalmaya gayret etmek istiyorum, ana anayasal hakları olan bir çocuk ile kusura bakmayın başı koş köpeği eş değer tutamam. Lütfen verdiğim ölüm örneklerini İngiltere de sorun nasıl tepki verilir.
3 Beğeni
Bu fikrinize katılmıyorum. Hiçbir canlının hayatının bir başka canlıdan daha değerli olduğuna inanmıyorum. Hatta tam tersi insanların bu yaşadığımız evrene diğer bütün canlılardan çok daha büyük sıkıntılar yaşattığını düşünüyorum (üzülerek) 
Diğer bir taraftan başı boş köpek sorunu olduğunu da kabul ediyorum tabii ki. Umarım aklı başında bir çözüm bulunur ve en az mağduriyetle bu sorun çözülür.
9 Beğeni
İngiltere’de nasıl tepki verileceğini açıklayayım, herhangi bir canlının canı üzerinden maliyet hesabı ASLA yapılmaz ve anlık çözümlerle bu işin bu hale baştan gelmemesi sağlanır. Yani tam olarak yukarıda yazdığım nedenlerle, anlık, duygusal, katledelim kafasıyla hareket edilmez. Hayatının 27 senesini İngiltere ve Galler de geçirmiş bir Birleşik Krallık vatandaşı olarak söylüyorum bunu. Belirtme sebebim bırakın Kapıkuleyi geçmeyi Boğaziçi Köprüsünü dahi geçip Avrupa kıtasına ayak basmadan “dünya bu böyle yapıyor” diye ahkam kesen o kadar çok yurdum insanıyla muhatap oluyorum ki son 10 yıldır, o yüzden peşinen açıklayayım dedim
1 Beğeni
Bir de LÜTFEN YAZDIĞIMI TEKRAR OKUYUN. orada çözümün ne ve nasıl olduğu yazıyor. Tekrar tekrar yazmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Veriler vs konusunda da işkembe-i kübradan sallamayı hiç sevmediğim için okuduklarıma dayanarak söylüyorum. ama tabi siz yukarıda yazdığım bir sürü şeye rağmen “veri yok”, “öldürülen teyze”, “canını veren minik evlat”, “ağlayan anneler” falan yaklaşımındaysanız zaten fazla bir şey dememe de gerek yok. Yaparsınız bir hayırsız ada, toplayabildiğiniz 5 milyon köpeği oraya götürür yerli ve milli SİHA larımızdan atılan bombalarla yok edersiniz, böylece milli duygularımızda iyice çoşmuş olur ama sonuç ne olur biliyormusunuz? Doğa her zaman kazanacağı için doğal seleksiyon sonucu çok daha tehlikeli bir ırk sağ kalır ve Hayırsız Adadan 110 yıl sonra bunu hala burada nasıl konuşuyorsak, 100 yıl sonra çok daha fazla “minik evlatlar” muhabbeti yaparız.
Bu arada her yıl kaç minik evladın köpek değil insan(diyemiyorum) primatlar tarafından tecavüze uğradığı, dövüldüğü, öldürüldüğü konusuna hiç girmeyeceğim. Ama derdiniz gerçekten buysa bence sayıları kıyaslayıp olaya primat avıyla başlayın. O şekilde çözüm şansınız inanın daha fazla, zira primatlar genellikle doğal seleksiyon konusunda köpeklerden daha zayıf canlılar 
2 Beğeni
Milli duygu vb… işin içine kattığımı sanmıyorum ama nedense sürekli bunu söylüyorsunuz
Doğal seleksiyon kısmı için, belediyelerin mama ihalesi yaptığımı bir ortamda nasıl doğal seleksiyon olsun
Ölen teyze vb… kısmı için tekrar etmekte yarar var bu kişilerin anayasal hakları var, bir köpek canı ile eşdeğer tutulamaz.
Tecavüz kısmına gelince, tecavüzcü olmasın ama köpekler kafa derisini koparsın mı diyelim, yani ikisinin de olmadığı bir dünya olmuyor mu? illa bir kötülük hep çocukların başına gelmeli mi?
Veriler konusunda buraya veri aktarırım ancak çok mevzuyu sadece başı boş köpeğe çekmemeye çalışıyorum.
Diğer forumdaşlara soralım, 100 km yarışında başı boş sokak köpeği problemini düşünmeyen kaç kişi var ? Ama olsun, en azından tecavüzcü yok mu diyelim?
5 Beğeni
Eğer gerçekten çözüm düşüneceksek:
- İlk iş derhal bir yasa ile köpek kimliği ve çip uygulamasına geçilmeli. Köpek sahibi yılda bir köpeğini götürüp göstermek, sağlık durumunu tespit ettirmek ve kısırlaştırılmasını sağlamakla yükümlü hale getirilmeli. Bunu arabalar için yapabiliyorsak köpekler için de yapabilmeliyiz. Yani köpeği aldım kış gelince bakamadım saldım yaklaşımı ortadan kalkmalı. 1 yıl sonra köpeğini getirip gösteremeyen ceza almalı. Aynı sistemle doğum ve ölümler kayıt altına alınmalı.
- Köpek üretmek, satmak yasaklanmalı, ya da çok kısıtlanmalı ve çok net kontrol altında olmalı.
- Başıboş sokak köpeklerinin kısırlaştırılması için çok sıkı takip edilen programlar uygulanmalı.
- Köpek barınakları yenilenmeli, temiz ve düzenli hale getirilmeli gerekiyorsa geçici olarak kapasiteleri artırılmalı. Zaten yukarıdaki kontrollerden sonra zamanla sorun azalıp ortadan kalkacağından bu barınaklar giderek küçülür ve çok azalır.
- Hayvanlar yasalarda “mal” olmaktan çıkarılmalı.
Amaaaa, tabii bunların hepsi para demek, organizasyon demek, plan, program, denetim, takip demek. Bunların hiçbiri şu anda ülkemizde olmadığı ve ne yazık ki hangi konu açılsa "ohooo ona gelene kadar daha şu var"cılık olduğundan daha onlarca yüzlerce forumda, whatsapp grubunda veya orada burada bu konu hakkında tartışılır, yazılır, kavga edilir, insan veya diğer canlılar öldürülür. Üzücü.
Beni en çok üzen şey sorun olarak gördüğüm ve çözümü olan konuların hayatım boyunca "ohooo ona gelene kadar"cılığa kurban gitmesiydi.
Bakın tüm bunlardan uzakmış gibi görünen bir şey paylaşayım. Besim Dellaloğlu’nun “Poetik ve Politik” isimli bir kitabı var, ya onu alın okuyun ya da okumayı sevmiyorsanız YouTube’da bu başlığı aratın 30 bölüm kiabın içeriğini sohbet şeklinde ele alan video bulacaksınız. Sıkılsanız dahi en azından 3-5 bölüm dayanın. Bu bambaşka bir sorunlar yumağı ve tarihsel bir akışın sonucu. Aşılabilir, ötesine geçilebilir mi, nasıl yapılır bilmiyorum ama kökeni öğrenmek bile işe yarayabilir.
Öncelikle kutuplaşmamayı, ortak noktada sonuç bulmayı öğrenmemiz gerek. İlk düşüncemiz “ne yaparım da karşıdakine fikrimi kabul ettirebilirim” olmamalı, ilk düşüncemiz “bu konudaki fikrimi ne değiştirebilir, ne görsem, duysam öğrensem fikrim değişir” olmalı. En azından bizler bu adımı atalım sonra yavaş yavaş her konuya odaklanalım.
11 Beğeni
Aydos’daki başı boş köpekler o kadar besili ve iyi bakımlı ki mama seçiyorlar. Koşuculara alışık olmalarına rağmen bazen kafalarına esip saldırıyorlar. Maalesef ki, bu sorunun makul çözümü kalmamıştır artık. Makul çözüm isteyenleri devlet hastanelerinde kuduz aşısı için sıra bekleyenlerle bir kaç saat geçirmelerini dilerim. Yanlış anlama olmasın, ısırılsınlar demiyorum, sohbet etmek, içlerini rahatlatmak, çözüm önerilerini paylaşmaları için kendileri ile beraber olmalarını dilerim. Ceplerinden vergiler yoluyla para harcayıp, barınakaların iyileşmesi, kısırlaştırılma süreçleri ile parlak fikirleri dinlemek ne hoşlarına gidecektir.
3 Beğeni
Ceplerinden vergiler yoluyla alınan paraların nereye harcandığını bilen, takip eden, hesap soran bir toplum olsak zaten şu an bu sorun ve daha birçok benzerinden bahsetmiyor olurduk. Keşke bunu yapan/yapabilen bir halk olabilseydik.
Üremeyi tamamen engelleyecek toptan bir itlafı gerçekleştirmek de ne yazık ki plan, program, organizasyon, takip ve para gerektiriyor. Bugün ülkedeki tüm başı boş köpekleri öldürelim deseniz onun için de çok fazla para harcamanız gerek. O kadar köpeği öldürmek, gömmek veya başka yolla yok etmek de çok büyük bir iş. Kaldı ki, diğer bahsi geçen önlemleri almadığınız sürece birkaç yılda bir bunu yeniden yeniden yapmanız gerekecek. Maliyet hesabı yapsanız emin olun birkaç on yılda öldürüp yok etmek çok daha pahalıya gelir. Ortaya çıkacak vahşetten, olası salgın hastalıklardan vs. hiç bahsetmiyorum bile.
Hepimiz biliyoruz ki en az maliyetli, en sağlıklı, en bilimsel, en harika öneri listesini de getirsek yapılmayacak. Önce ona mı para harcayacağız denilecek, sonra kısa vadeli temelsiz, göz boyayan adımlar atılıp sorun biraz daha büyüyüp palazlansın diye geleceğe ötelenecek.
8 Beğeni
bu konuda yazmak yorum yapmak istemiyorum. bu ilkenin sorunlarından bıkmış ümitsiz biri olarak mülteci ve köpek sorunu bu ülkenin masa başında çözebileceği boyutu geçtiği için ve ileride bu ülkenin terör gibi çözemeyeceği bir sorun haline geleceğini düşündüğüm için en azından not etmiş olayım…
köpek sorunu ile sağlık sorunları nedeniyle yürümeye, koşmaya başlayınca daha ciddi yüzleştim. birkaç kez hiç sebepsiz yere organize saldırılarına uğradım. iyi kötü medeni bir şehirde yaşıyordum ve buna rağmen artık köpekli sokak ve caddelerden kaçarak spor yapmaya çalışıyordum. bu durumla baş edemedim ve bir parka koşmaya başladım. Artık hamster gibi bir kafeste tur atar oldum. Ama bu parkta da çoğaldılar, her yerdeler, yolda bankta, çimde, koştuğum yolda her yerde…
onlar bizim dilsiz canlarımız bütün canlar kutsaldır diyen arkadaşlar benim gibilerin nerede koşabileceği hakkında çözüm sunabilir mi? veya aynı anda 10 miyon köpeği kısırlaştırıp 10-20-30 yıl doğal seleksiyonu mu beklemeliyim koşmak için? kısırlaştırmayı savunanlar, bu ameliyatın ne kadar sürdüğü bilgisine sahipler mi? hadi diyelim kısırlaştırma bir iğnelik süreye indirildi 10 milyon köpeğe bu iğne aynı zamanda yapılabilir mi? hadi yapıldı diyelim bunu yapacak kaynak var rmı? bu ülkede devletin bütün imkanları seferber edilerek, miyonlarca kendi ayağıyla hastanaye gelen insana iğne vurması aylar sürdü, milyarlar harcandı…10 milyon (hatta 13 milyon rakkamı telaffuz ediliyor) bu sayı için kısırlaştırma rasyonellikten çok uzak ve bunu çözüm olarak sunmak mantık dışı.
sahipsiz köpek sorunu yok, bunlar sahipliydi, yasa çıksın, takip edilsin ceza verilsin, medeni ülkelerde böyleciler içinde bir yorumum var. hepsine katılıyorum ve destekliyorum. ama önce çözmemiz gerek ufak bir sorununumuz var 10-13 milyon köpeği sahiplendirerek mi çözüm üreteceğiz, nasıl yapacağız? artık ufak bir hindistanız ve bu cümle hiçbir şekilde çözüm sunmuyor, bundan sonrası için çözüm sunabilir ama mevcut duruma sunmuyor.
bir de bu köpekler sahipliydi sokağa bırakıldılar ondan sayıları arttı, insanların suçu diyenlere; ben sokakta tek bir ırk görüyorum ve bu ülkede bu türü/ırkı kimsenin sahiplenip sokağa terk ettiğini düşünmüyorum. Yani koun sahiplenip sokağa bırakma sorun değil. Öyle olsa birçokyerde cins köpekler görürüz ama durum öyle değil. Ama üreyip çoğalmalarını birilerinin sağladığı ortada.
bütün canlara saygılı olmalıyızcılar var. günümüzde bu cümleye katılmayacak bir insan olmadığını düşünüyorum. en azından her medeni insan her canlıya saygı göstermeli. köpeklerde canlı ve yaşama hakkı var. kedilerin yok mu? farelerin yok mu? böcekleri sinekleri neden öldürüyoruz onlar canlı değil mi? köpekleri neden tavuk eti ile besliyoruz veya mamalarında neden diğer öldürdüğmüz hayvanlardan birşeyler var.
benim yaşama hakkım ne olacak? karınca ezmeyen, böcek görse yolunu değiştiren insanlardan biriyim ve tek istediğim yaşadığım şehirde, parkta sakince yürümek, koşmak ve bu dünyaya çok yük olmadan 10-20 yıl içinde ölüp gitmek. 10 tane köpek beni kovalarken benim bu kısa yaşama hakkımı neden klavyen ile savunmuyorsun?
besleyelim, bakalım, barınaklar kuralım, yaşatalımcılar var. Ya kaç milyon olduğunda bu işe dur diyeceksiniz? tamam 10 milyonu besleyelim, kısırlaştırmak mümkün değil yukarıda yazdım. peki yaşatalım, kaç milyon olduğunda yeter diyeceğiz 50, 100, 200? artık sokaklarda yürüyemez hale geldiğimizde hala çözüm kısırlaştırma, yasa çıksın terkedilen köpek sahibine ceza verilsin mi diyeceğiz?
bakın bunlar benim bir yetişkin olarak rahatsızlıklarım ve yetişkin biri olarak durum ile baş etme çabalarım. peki sizin çoçuğunuz yol ortasında köpekler tarafından parçalanarak öldürüldü mü? benim o yaşlarda bir çocuğum var ben o ailelerin acısını empati ile anlamaya çalışırken bile tüylerim diken diken oluyor…ee suçlu aile, köpeğin sahibi, devlet, belediye ya ne anlatıyorsun sen, kime ne anlatabilirsin, adamın çocuğu senin evde donmuş tavuğa yapmadığın muamele ile öldü öldü? sen hala kısırlaştırma, barınak, onlar bizim canımız…
diğer taraftan kuduz? kimse kusura bakmasın ama ben bu yüzyılda romantik hayaller ile çözüm arayanlar nedeniyle bağıra bağıra gebermek istemiyorum…
bir de o tarafçı bu tarafçı olmayan, belki bir nebze tuzu kuru bilemiyorum veya her iki tarafı da kendi düşüncesi ile bağdaştıramayanlar var; bakın benim çözümüm bu diyenler var. bu bazen benim gibi sıradan biri, bazen bir avukat, bazen bir vekil. ha işte öyle bir çözüm yok. çözümlerinizi alt alta yazın, bunları yaparsak bu iş 4-5 aya çözülür demediğiniz herşey seneye üreyerek katlanarak exponansiyel artacak. yani sunduğun çözüme lise matematik bilgi ise cevap veremiyorsan, inanmıyorsan o çözüm çözüm değildir…
mama lobisi? daha 3-5 yıl önce böyle bir sorunumuz yoktu. Ne zaman yasa çıktı, ne zaman yasa için mama lobileri ve bunları destekleyen siyasiler bu işin içine girdi önü alıanamaz oldu. Çünkü sokak sokak mama dağıtırsan, her köşe başına insanlar vicdanını tatmin etsin diye besleme alanları, mama kapları yaparsan, hayvan sever insanların vicdanlarından 3-5 kuruş koparmak için dağ başına çıkıp çuval çuval mama döküp beslersen bu hayvanlar doğal olarak ürer. Yer, içer, ürer. Belki doğal bir seleksiyonları vardı ama onu da bozarsın. ve sen bu oyuna bilerek veya bilmeyerek ortak olursun. veya ortaksındır, bilemem…
ya ben vicdanlı insanları da anlamıyorum; bu alanlara gidip ekmek döküyor, tavuk döküyor, mama alıp döküyor, döküyorda döküyor herşey döküyor. Her köşe başı leş yemek. bu kadar çok seviyorsan neden bu hayvanı evine almıyorsun medeni şekilde beslemiyorsun, sokakta yatırıyorsun. ama sorsan en çok hayvansever o. bu nasıl bir saçmalık? sen 3-5 dakika vicdanını temizleyeceksin, 10 dakika sonra oradan geçerken bana saldıracaklar veya bir arabanın altında ezilip gidecekler…
**kimse kusura bakmasın, **
durumun bu noktaya gelmesini birileri istedi,
bu isteklerinin arkasında kesinlikle rant ve ticari kazanç vardı, bunu sağladılar,
**masum hayvan sevgisi olan insanlarda maalesef vicdanları ile bu rant tuzağını destekler haldeler, zaten bunu isteyenlerin tam istediği buydu, **
**bu isteyenlerin hayvan severliği sadece köpek için; **
kediler, fareler, tavuklar, çocuklar için, insanlar için değil, tek kutsal canlıları köpek,
çünkü rant köpekte, diğerlerini beslemek verimli değil, yönetilebilir değil, onlar geberebilir,
üzgünüm ama rasyonel üç seçeneceğimiz var
1) bu durum devam edecek hindistan gibi 100 milyon üzerine çıkacak ve o zaman baş etmeye çalışacağız ( ki hindistan ipin ucunu bırakmış durumda çünkü baş edilecek boyutu aşmış durumda ve böyle kaynakta yok)
2) hepsi toplanacak. hayırlı, hayırsız adaya m toplanır, barınaklara mı bilemem. bu toplama çok medeni mi yapılır onu da bilemem. belki bir iki hafta sahiplendirme beklenir sonrasında medeni itlaf mı yapılır, beslenir mi bilemem. ama bu kadar ciddi sorunlara yol açmaya başlayan sokakta başıboş sahipsiz köpek kalmaması sağlanması gerektiği ortada
3) dijital referandum yapılır, açık oylu. bu hayvanlara sahip çıkalım diyenlere bu hayvanlar sahiplendirilir. bu insanlar da alıp bu hayvanları evlerinde, bahçelerinde besler. 80 milyondan 5 milyon çıksa, her kişiye 2 tane versek hem rahatsız olanlar hem bu hayvaları savunanlar rahatlamış, isteklerine ulşamış olur. bakın sokakta elinin ucuyla besler, klavye ile savunur demiyorum çünkü sokakta özgürce yürümek ve koşmak istiyorum. (bu mantıklı bir çözüm olmadığını tabi ki biliyorum ama bu hayvanları savunanların samimiyetini görmüş oluruz)
bu yapılırken yasa mı çıkar, sahipsiz köpek tespit edildiğinde ilgili birim gelir alır barınağa mı götürür, sahibi bulunur ceza mı verilir, birkaç hafta sonra sahiplendirilir veya uyutulur mu bilemiyorum. medeni ülkelerden benchmarklar yapılır iyi olan adapte edilir bilemem.
tek bildiğim; mama lobileri nedeniyle, bunları destekleyen temiz kalpli hayvanseverler nedeniyle, romantik çözümler sunan aklı selim insanlar nedeniyle; hindistan gibi bir ülkede yaşamak istemiyorum. Medeni ülkelerdeki gibi, amerikadaki, almanyadaki gibi köpeklerden kaçmadan, parkta köpek pisliklerine basmadan yürümek koşmak istiyorum…
uzun oldu kusura bakmayın. kimse okusun diye de yazmadım, okuyup cevap versin diye de yazmadım. cevap vermeye çalışacaklar umrumda değil, mecalimi anlattım kendimce…
8 Beğeni