Şu yazımdan alıntı…
Hazır Türkiye’deyken 3-4 yıldır aksattığım kardiyolojik kontrolümü de yaptırmak istedim. Bir arkadaşımın tavsiyesi ile gittiğimiz kardiyoloji uzmanı aslında bu tip bir kontrolün eforlu EKG ile yapıldığını (ki şimdiye kadarki kontrollerim öyle olmuştu) benim gibi fazla spor yapan birini standart bir hastanede, standart prosedürlerle istenen derecede zorlayamayacakları için Koroner BT Aniyografi ile bakılmasını istediğini söyledi. Hayatımda ilk defa yaptırdım. İlginç bir şekilde ilerlediğinden biraz anlatmak istiyorum. Öncelikle Radyoloji bölümüne gidince sizi biraz dinlendiriyorlar. Nabzınızın iyice düşmesi için. Sonra ara ara ölçüp uygun görünce içeri alıyorlar. Ben de bekledim. Sonra bir hemşire gelip nabzıma baktı. Nabzıma ilk kez bakan her sağlık çalışanı gibi “Siz ilaç mı aldınız? Nabzınız çok yavaş.” dedi. Koşucu olduğumu, bradikardi durumunun ondan kaynaklandığını anlattım. Sonra beni içeri aldılar. Hiçbir şey anlatmadan bir cihazın içine doğru uzanmamı istediler. Bir hemşire kolumda, her zaman kan alınan damarların olduğu yerler dışında bir yerlerde, damar aramaya koyuldu. Damarlar biraz daha ortaya çıksın diye kolumu tokatlamaya başladı. Hareketlerinden ve heyecanından anladığım kadarıyla oldukça acemiydi. Kolumu epey (sitcomlardaki abartılı uzun süreleri ve tekrarları düşünün, o kadar süre) tokatladıktan sonra kalın bir iğneyi bulduğunu düşündüğü damara sapladı. Çok acıdı ama sesimi çıkarmadım çünkü bir şey söylesem daha fazla heyecanlanabilirdi. Beklediği sonucu alamadı ve koşarak birini çağırmaya gitti. Yanında daha deneyimli bir hemşire ile döndü. Gelen kişi “Olmaz buradan, olmamış bu.” diyerek iğneyi çekti. O da damar aramaya koyuldu ve kolumun üst tarafında bir damar buldu. “Şimdi bu ilaçlı çekim ya, ilacı hızla basmamız lazım, o yüzden kalın bir iğne kullanıyoruz ve …. (anlamadım) damar bulmamız gerek. Şimdi damara gireceğim, biraz acıyacak.” dedi ve iğneyi batırdı. İlk hemşire bu yeni iğneye müdahale ederken, bir şeyler oldu (kalp, damar, kan gibi konular beni biraz etkilediğinden bakmıyordum, göremedim) deneyimli hemşire “Ne yaptın yaa, batırdın!” dedi. Ben zaten ilk defa yaptıracağım bir işleme garip başlamışım, hızla ilaç basmak, kalın iğne gibi şeylerle huzursuz olmuşum, bir de böyle aksaklıklar olunca ürktüm. Neyse, bana sadece kollarımı kafamın üzerine doğru uzatmamı söyleyip ortadan kayboldular. Sonra bir anda cihazlar çalışmaya başladı. MR ve tomografi daha önce çektirdiğimden dönen ağır şeylerin gürültüsüne ve çatırtılara alışığım. Bir anda kayıtlı bir ses “Lütfen derin bir nefes alın ve tutun.” dedi, ben de denileni yaptım, ama nefesin ne zaman bırakılacağını söylemedi. Bu birkaç defa tekrarlandıktan sonra bir nefes tutuşum sırasında koluma giren iğnenin tarafından cihaz sesleri gelmeye başladı. Önce koluma, sonra da tüm vücuduma bir sıcaklık yayıldı. Çok korktuğumu itiraf etmeliyim. Daha önce yaşamadım ama büyük bir alerjik reaksiyona benziyordu. Birkaç dakika sonra işlem bitti. Kalktığımda kolumda ve yerde kan gördüm. Hem az önce yaşadığım endişeden hem de yapılacak işlem konusunda bana herhangi bir bilgi vermeden, olabilecekler konusunda beni uyarmadan böyle bir prosedürü gerçekleştirdikleri için epey öfkelenmiştim. Çıkarken bu sefer daha da kıdemli olduğu anlaşılan biri gelip “Sizin kalbiniz biraz farklı görünüyor, yani kötü bir şey yok ama normal dışı, o yüzden doktorumuz çekimin bir önizlemesini yapacak, bir sorun yoksa haber veririz, gidersiniz.” dedi. Endişelendirecek başka şeyler…
Bunları, hem ileride anımsamak için hem de okuyan birinin başına gelirse ön bilgi olsun diye yazmak istedim. Benim için ilginç bir deneyimdi. Benim bildiğim kadarıyla özellikle böyle karmaşık işlemlerde hastayı önceden detaylı bir biçimde bilgilendirmek şarttır.
Neyse, bir hafta sonra hekim sonuçları değerlendirdi ve tamamıyla sağlıklı olduğumu hatta 5 yıl daha kontrole gerek olmadığını söyledi de yaşadıklarıma değdi.