Kayıt ücretlerinin belirlenmesi

Argeus, bundan 11 ay sonra gerçekleşecek bir organizasyon için mevcut şartlar içerisinde risk alarak bir ücret belirlemiş, maalesef bu es geçiliyor.

Düzeltme: en uzun parkur için: İadesiz ücret 950 TL, iadeli ücret 1050 TL

Yabancı koşuculara sunulan ücret ise 95 €.

Ayrıca fiyatlandırma üzerinden vatan sevgisi, koşucu/spor sevgisi, elini taşın altına koymak gibi kavramları anlamlandırmak gerçekten zor. Sizler kendi şirketiniz ve kazancınız için bu öneriyi ve fedakarlığı ne kadar kolay yapabiliyorsunuz veya yapabiliyor musunuz?

Vergiler, artan maliyetler ve riskler demek ki bu fiyatlandırmayı getiriyordu, neticede satın alınan hayati bir ürün değil, tecrübe satın alıyorsunuz. Organizasyonu düzenleyenler ise evet şaşıracaksınız ama ticari bir işletme :slight_smile: ama koşucu isteklerini, sporu son derece önemseyen bir işletme hepimizin hem fikir olacağı ve tecrübe ettiği gibi. (Bu yarışın organizasyon direktörü, parkurun sapa bir yerinde su dağıtıyordu yahu, şirketin sahibi gecenin 1’inde CP geziyor, sanırım bu insanlar ellerini kavuşturup ne kadar para kazanırım diye kenarda kendi küçük hesaplarıyla gülmüyordur, işini sürdürmek için çabalıyordur.)

“Bu gidişle katılamayacağız”, veya “protesto ediyoruz” Afedersiniz de neyi protesto ediyorsunuz? Tekrar etmekte fayda var, satın aldığınız hayati bir ürün değil sadece bir tecrübe. Bu kadar da büyütmeye gerek yok.

Aynı düzeyde başka bir yarış olan mozart100’ün katılım ücretleri


“ama burası Türkiye” evet Türkiye, ama ya şöyle düşünsek: Siz uluslararası akredite olmuş ve rüştünü ispatlamış uluslarası düzeyde iş yapan bir çalışansınız, aynı hizmeti veren yabancı bir meslektaşınız 182 € talep ederken siz 105 € talep ediyorsunuz ve yerel iş verenlerden de bunun daha altında bir ücret istiyorsunuz. Ülkede her gün ayrı bir zam geliyor ve siz risk alıp maliyetlerinizi belirleyip ben bu işi yapacağım diyorsunuz. Yerel iş verenlerde ama x Bey elinizi taşın altına koymuyorsunuz bu gidişle size iş veremeyiz diyorlar. :slight_smile:

Buradaki sorun nedir? Maliyet artarken sizin alım gücünüzün düşmesi. Tutupta burada maliyetlerinizi (oteli, uçağı, yemeği) düşünüp katılamayacağınız için organizasyonun fiyat politikasını eleştirmek enteresan oluyor.

Elini taşın altına koymalı: Koymadığını nereden biliyoruz?

11 Beğeni

Bu ülkede yaşamak bile lüks oldu…
Herkes kendi gemisini yürütme peşinde kayıt ücretinin 1050 TL olmasına takılmamak lazım…

1 Beğeni

“Herkes elini taşın altına koymalı demişim” bu lafı bu kadar niye büyüttünüz anlamadım. Ben diğer organizasyonlar, misal alanya ultra, iznik ultra gibi organizasyonlara bakarak şaşkınlığımı dile getirdim. Ayrıca bu başlık altında çok güzel opsiyonel seçeneklerden ve fikirlerden bahsedildi.Bunların neden uygulanmadığını konuşmalıyız. Kayıt ücretlerine yansıyacak fikirler hepsi.

Üzüntüyle, sinirle karışık yazdığım bir iletiydi. Her sene gittiğim, her koşuda bana neresi güzel, nereyi önerirsin dediklerinde, kesinlikle kapadokya yarışına gitmelisin derdim. Artık bunu söyleyemem.
Maliyet yüzünden katılamayacağım için eleştirmemi dile getirmişsiniz, ben katılabiliyor olsam bile, maliyet bakımdan düşürülebilecek seçenekleri uygulamayıp maddiyat yüzünden katılamayacak arkadaşların hepsi için eleştiri yapıyorum burada.

Zaten başlığın açılma sebebi bu değil mi?

Bu hesabı yapmak hiç istemiyorum ama örnek verdiniz diye yazıyorum,
Avusturya asgari ücreti 1500€ , katılım 122€
Türkiyede 4250tl, katılım 950 tl
Yaklaşık 2,74 kat daha fazla bir oran belirlenmiş oluyor.

7 Beğeni

bu işe yeni başlayan bir paydaşınız olarak ücretlere bende şaşırıyorum. Tabii ki kar amacı olan bir işletmenin 10 ay sonra yapacağı iş için bu ekonomik şartlarda şimdiden fiyat verebilmesi bir risk. Fakat dışarıdan gözlemlediğim ve tahmin ettiğim (farklı işliyor olabilir) bu işletmeler üretim veya hizmet sektöründeki gibi yalnız başına hareket edip finansal riskler tek başına üstlenmiyorlardır. Diğer sektörlere hatta spor hariç diğer organizasyon işlerine göre bir sürü resmi ve özel sponsor ve destekçi bu finansal riskin paylaşılması yönünde rol oynamaktalar. Zaten sponsorluk müessesesi hem organize edenler hemde katılımcıları destekler.

Ayrıca diğer organizasyon türleri örneğin tıp kongresi veya sektörel fuarlar gibi alanlarda organizasyon şirketleri alacaklarının büyük kısmını işin yapılmasından 90-120 günlük vadelerde alabiliyorken spor organizasyonlarında katılım ücretlerinin tamamı daha organizasyon başlamadan şirket hesabına geçmiş oluyor.

Bence bir spor organizasyonu için en büyük risk iptal olma riski. Bir tek onun katlanamayacak finansal sonuçları olacaktır.

Bu arada bir işletmenin kar amacıyla hareket etmesi en doğalıdır. Zaten bir işletme kar ettikçe daha güzel işler çıkarmaya hevesli olur. Bu da biz katılımcılara yansır. Fakat kapadokya özelinde fiyatlar maliyet tabanlı değil biraz arz/talep ilişkisi ile belirlenmiş gibi. Organizasyon komitesi bu fiyatlardan binlerce kişiye satış yapabileceğini ön görmüştür. Neticede kapadokyaultra markalaşmış bir etkinlik.

Bu noktada bence önemli bir yol ayrımı var. Açıkçası bu organizasyonların bir olimpiyat yada şampiyona gibi profesyonel yanlarının olduğunu düşünmüyorum. Amatör sporcular için yapılan etkinlikler olduğunu düşünüyorum.Amatör sporcular için yapılan bir organizasyonun, fiyatlarını yüksek kar amacı içerisinde talep temelli belirlemeleri bu sporu zengin sporu haline getirecektir. Neticede bizlerin sponsorları yok. Kendi adıma ben çok pahalı olan ekipmanlara sahip olmak için fedakarlık yapmak zorundayım. Antrenmana zaman ayırmak için sosyal zamanımı azaltmak zorundayım. Tüm bunların üzerine birde sponsorları olan bir işletmenin yüksek fiyat talebi benim aklıma “sponsorların amatör sporculara değilde, kar amacı güden organizasyonlara destek verdiği fikrini getiriyor”.

Bu organizasyonlara katılmak hayati öneme sahip bir konu olmadığına hepimiz hem fikirizdir. Ama anılın yurt dışı yarışlarda euro cinsinden verilen fiyatlar oralarda bu sporu zengin sporu haline getirmiyor. Fakat burada 63k koşmak için 900 tl ödemek kısa sürede bu sporun amatör ruhuna ve statüsüne zarar verecektir. Aslında ayakkabısından çantasına, giyisisinden beslenmesine, konaklaması yoluna kadar harcanan paranın yanında 900 tl katılım ücreti çok yer kaplamaz. Ama sembolikte olsa insanlara mesaj verir.

11 Beğeni

Selamlar,
Fiyatlandırma hakkında burada tartışmanın bir mahzuru yok bence. Benim için kapadokya 3-4 yıl önce de pahalı bir yarıştı. Bu yıl ise adı üstünde tam ultra olmuş. Bu tarz fiyatlar devam ettiği sürece, lokal butik yarışların daha önem kazanacağını düşünüyorum. Ödülün, süre ölçümünün olmadığı bir yarış hayal ediyordum bundan 3 sene önce. Trail’in o ilk zamanlarki samimi havasında.

5 Beğeni

Ülkemizde koşu piramidinin düzelmesi için yerel organizasyonların sayısının artması gerektiği bir gerçek. Ama patika koşuları özelinde bunun için gerekli altyapı maalesef yok. Altyapı ötesinde aslına bakarsanız katılımcı da yok, çünkü adı üstünde yerel organizasyon her şeyin ötesinde yerel katılımcıların çoğunlukta olduğu bir organizasyon olmalı. Bizde böyle kaç organizasyon var? Şu durumda koşu sayısının oldukça uzun süre belli sayıda kalacağını öngörmek yanlış olmaz derim. Sponsorlukla organizasyon elbette kar edebilir, ama organizasyonun gerçekleşmesi için sponsorluk gerekiyorsa o zaman sürdürülebilir olması oldukça zor. Çoğu koşu ancak kısa mesafe parkuru ekleyerek katılımcı sayısını belli seviyeye getirebiliyor. Bu mesafeler için 200-300 km’den fazla yol gidiliyorsa sportif amaçlar kadar diğer amaçlar da ön plana geçiyor demektir ki bu durumda sanırım katılım ücretine daha farklı yaklaşmak gerekli. Karşılığı o organizasyondaki “havayı solumak” ve devam etmesine katkı sağlamak oluyor çünkü.

Belli bir deneyime sahipseniz ve illa madalyam olsun demiyorsanız gidip kendiniz koşabilirsiniz sıfır katılım ücreti ile. Ben Avrupa’da yaşıyorum, dağlarda uzun mesafe koşmayı seviyorum. Tor des Geants’ın katılım ücreti 900 Euro. UTMB 300 Euro’nun üzerinde (daha önce yazmışım, merak eden olursa UTMB kayıt ücretleri). İnsan durup düşünüyor değer mi diye. Burada da farklı değil yani durum. Eleştirmek yerine biz artık kendi başımıza geçiyoruz bu rotaları. Dağlarda, patikalarda olmayı seviyorsanız keyfinizce koşabilir, daha fazla zevk alabilirsiniz.

21 Beğeni

Hayat pahalanıyor, bizim alım gücümüz düşüyor bu da haliyle hobilerimizi, onlarla kurduğumuz ilişkiyi de olumsuz etkiliyor. Ama bunun sorumluluğunu bir organizasyona yüklemek ne kadar doğru ve bu sorumluluk transferinden nasıl olumlu bir geri dönüş bekleniyor?

Kapadokya Ultra Trail kendini ispat etmiş uluslararası bir organizasyon. Muadillerinden daha fazla şey vaat edip bunları gerçekleştiren, canla başla çalışan bir organizasyon. Şayet finansal nedenlerle ben katılamayacak, deneyimin bir parçası olamayacak olsam dahi mevcut başarılarını daha yukarı taşımalarını sadece gururla tebrik ederim. Keşke uluslararası arenada boy gösteren isimler buraya kapışmaya gelse de ben de bir CP’de veya başlangıç noktasında destekçi olsam.

Sayıları çok farklı biçimlerde gruplandırabilir, çarpıp bölebilir, yeniden kümelendirebilirsiniz; argümanları haklı çıkaracak bir biçimde kullanabilirsiniz, ne sizi haklı çıkarır ne de organizasyonu haksız. Hellim peyniri yüzde yüz arttı, benim maaşım yüzde on beş, kiram on dokuz nokta beş, oturduğum muhitte konut fiyatları yüzde seksen… Bunun gibi sonsuz parametreden sonsuz oran çıkarabilirsiniz. Günün sonunda, kendi yaptığım işin fiyat artışını belirlerken bana ulaşan malzeme fiyatı, iş gücü ve operasyon maliyeti, mesleki yetkinlik ve bulunduğum segmentteki rekabet gibi değişkenleri baz alıyorum. Bunu bir organizasyonun yapması neden sorun?

Bizim yaptığımız bir fiyat artışından bir hastam olumsuz etkilenip duygusal bir tepki vererek gelemeyecek olursa, sadece üzülürüm. Onu kaybetmek istemem ama diğer yandan da kendi hedef ve sorumluluklarım var. Ve en nihayetinde onun ihtiyacına yanıt verebilecek başka bir piyasa dinamiği olacağı için vah vah, tüh tüh diye harap olmam. Kendi fiyatlandırma stratejim hatalı ise de zarar ederim.

Pahalı kelimesi serbest ekonomide kıyası gösterir. Tüketici gözünden alım gücüne, alışık olduğu aralığa veya kafasındaki değer algısından yukarıda demek; matematiksel olarak da kıyaslandığı eşdeğer ürün/hizmete göre yüksek demek. Bu bağlamda bizim alım gücümüzün üstüne çıkmış olması onu eşdeğerlerine göre daha pahalı yapmaz. Mevcut fiyatlandırması ile bile rekabet ettiği segmentteki yarışların çok çok altında.

Gönül ister ki finansal kaygılarımız olmadan istediğimiz yarışa gidelim. Ama bu alımgücü ile pek de mümkün değil. Şu an, yurt içinde herhangi bir etkinliğe katılmak, ülke ortalamasını düşününce sıkı bir bütçe istiyor. Kendimce daha az yarışa katılıyorum, lojistik olarak daha erişilebilir olanları tercih ediyorum.

Ülkemizde, organizasyonlardan hala beklenti çok yüksek. Söylemler de çoğunlukla aşırı duygusal tonda. Yarış kiti, tişört, madalya, buff, polar, içinden şu çıksın, CP’de bu olsun, bu kadar para verdik, bu ne ya!

Doğaya saygılı, minimal, sürdürülebilir ve yerel katılımı teşvik edecek etkinlikler üzerine odaklanıp Cappadocia gibi farklı hedefleri olan organizasyonları kendi haline bırakırsak sanırım daha yapıcı bir sonuç ortaya çıkar.

Meşhur bir fıkra var, biraz tonu çağ dışı ve ırkçı ama anımsatmakta fayda var. Bir zebani diğerine soruyor bunların başında niye kimse durmuyor diye. Diğeri de yanıtlıyor, ha onlar mı, biri çıkmaya çalıştı mı zaten diğerleri onu aşağı çekiyor. O yüzden gerek yok!

Belki, koşudan çok, bir şeyleri beraber yukarı taşıma antrenmanı yapmamız daha faydalı olur.

14 Beğeni

Foruma ayda bir girince külleri üfleyerek okuyorum. Belki daha iyi. Paramızın alım gücünün yitmesi üzücü. Yukarıda ani kızgınlık ve daha kapsayıcı yazılar var.
@tugrulpeker güzel yazmış; rekreatif yarışlar bir deneyim. Bu haliyle tiyatro veya operadan tek farkı koltukta oturmuyor olmanız. Devlet ve kamunun tutumu tiyatrodan farklı değil; kamunun düzenlediği yarışlara uygun fiyatlı katılabilirsiniz, ama özel yarışlara çok kısıtlı kamu desteği var. Girgin kardeşler gibi kaç kişi kendi yarışını, kendi macerasını yaşamayı seçiyor? Bunun planlaması bile büyük emek. Ülkemizde emek o kadar ucuz ki kendimize hafta sonu macerası planlamak yerine o hafta sonu bir yarışa kayıt olmak daha ucuz-du.
Organizatörlerin bir kısmı başka iş yaparak senede bir veya birkaç yarış düzenliyor. Bu arkadaşların farklı öncelikleri olabilir. Kimi organizasyonlar ise etkinlik organizasyonu alanındaki ticari firmalar tarafından düzenleniyor. Kendim 18 yıldır bu alanda vergi tabelası sahibiyim, insan çalıştırıyorum, vergi veriyorum. Anahtar teslim yaptığım yarışlar dışında hiç bir yarış projem ¨kar garantili¨ değil. 20 yıldır yarışmacı, 18 yıldır organizatör olarak dayanıklılık yarışları içindeyim. Sayı yavaş artıyor, yeni gelenlerin önemli kısmı değişik önceliklerde. Kıyafetine, aksesuarına, yolculuk ve konaklamasına gelirine göre çok para harcayıp deneyimin kendisine önem vermeyen büyük bir topluluk var. Belki sosyal medya kalıpları bunu gerektiriyor. Ekonomik kriz herkesi daha tutumlu, daha planlı yapacak. Eskisi kadar kolay satın alıp atamayacağız, çok fazla sayıda yarışa da yolculuk yapamayacağız. Deneyimi doğru seçmek gerekecek. Neyin içinde olmak istiyorum?
Katılacağımız yarışları deneyimi düşünerek mi, ekonomik kriterlere göre mi, yoksa ikisini dengeleyerek mi seçeceğiz?
Her gün bir gofret mi yemek yoksa haftada bir şık pastanede bir porsiyon tatlı mı yemek (bu örnek gofret ve pastaneye göre 2 ayda 1e çıkabilir, farkındayım) ?
Yönetiminde olduğum yarışlarla ilgili önceliğim deneyimin kalitesinden ödün vermemeye çalışarak yarışa emek verenlerin ekip ve kendi hayatımızı sürdürmek.
Hizmet sektöründe tüketici (yarışmacı) üreticiden (yarış organizasyonu) daha ucuzunu talep edebilir ve bu çok doğal. Bunu mantık dışı, ölçüsü kaçan, fevri tepkilerle ve (özellikle nedense bazı yarışlarda) kişisel hedef göstererek yapanlar hakim çoğunluk olursa ne olur derseniz, en fazla organizasyonların bir kısmı devam etmekten vazgeçer. Zaten şunun şurasında 2011 öncesinde koşacak hangi patika yarışı, ultra maraton vardı?
Not: Kapadokya’nın en pahalı yarış olmasına gönlüm el vermedi. Backyard Ultra kayıtlarını açtık.
Not2: Eğer Mart sonu- Nisan’da olması korkulan kur sıçraması olursa, 2021’de kayıt almaya başlayan yarışların vaat edildiği şekilde gerçekleşmesinin zor olacağını düşünüyorum. Fiyat veya kapsam güncellemeleri kaçınılmaz olacaktır.

18 Beğeni

Bu konuya şöyle bir uzaktan baktığınızda işin içine giren detayları görebilirsiniz.

-T-shirt bence de gereksiz ancak şirketler için iyi bir reklam kaynağı. Kapadokya ultra da bu yıl verilen softshell’ler uzun süre kullanılacak ve salomon için iyi bir reklam olacak. Tabi bunun maliyeti CST koşanlardan da alınıyor gibi ve can sıkıcı.
-Madalya gereksiz görünebilir ancak çoğu insan için evinin duvarında görmek motivasyon kaynağı.

Burada bizim yapacağımız en doğru şey üklemizin içinde bulunduğu sıkıntılı durumu ve devasa enflasyonu kabul ederek organizasyon şirketlerini anlamaya çalışmak ve bilinçsizce eleştirenlere bilinç aşılamak.

2 Beğeni

Ülkemizin enflasyonist ortamını aramızda hissetmeyenimiz sanıyorum yoktur. İğneden ipliğe fiyat artışları her alanda nihai tüketici olan bizlere elbette yansıyacaktır. Bunun yanında ben bazı organizasyonların katılım ücretlerinin enflasyonist ortam ile bağlantısının olmadığını düşünüyorum. Bir çok etkinliğin duyuruları yapıldı. Eğer fiyat artışlarını enflasyona bağlayacaksak sayılarla konuşmakta fayda var.

Enflasyonun paranın zaman değeri üzerinde etkisinin olduğunu biliyoruz. Bugünkü 1000 lira ile 1 yıl sonraki 1000 liranın satın alma gücünün değişikliğini enflasyonla açıklayabiliriz. Ayrıca artışların temelinde enflasyonist ortam varsa burada fiyatlandırma politikasının maliyet temelli olduğunu var saymak gerekir. Maliyetlerdeki artışın fiyatlara etkisi var demek istiyoruz.

Alanya ve Kapadokya etkinliklerini yapan aynı firma olduğunu düşünürsek aynı üretim faktörlerine ve knowhow’a sahip firma için farklı fiyatlandırmayı nasıl açıklamak gerekiyor.
Ayrıca benzer ölçekte bir etkinlik olan Uludağ ultra etkinliği ile Alanya ultranın farklı organizasyon şirketleri tarafından düzenlenmesine rağmen katılım ücretlerinin benzerliği dikkat çekici.
Yakında İda ultrada kayıtlarını açacak. Oradaki fiyatlarda maliyet tabanlı fiyatlandırma gösterge olacaktır.

Benim eleştrimin büyük kısmı Kapadokya katılım ücretleri için. Burada organizasyon firması zaten etkinlik dışı yan hizmetlerde veriyor. (Before-after fotoğraf hizmeti vb…) Ayrıca salomon gibi bir isim sponsoru ile birlikte bir sürü destekçisi var. Fuar alanını firmalara kiralıyor. Otel anlaşmalarından mutlaka fayda sağlıyorlardır. Kamu kesimi destekçileri nakit olarak olmasa bile maliyet azaltıcı (İnsan gücü, ücretsiz veya uygun fiyatlı alan kiralama vb…) destekler sunuyordur.

Burada ayrıca dikkatimi çeken bir nokta, maliyetler konuşulurken verilen tşhirt, polar gibi ürünlerin maliyete katkıları konuşuluyor. Bu tip etkinliklerde sponsorların motivasyonu tanıtım, halkla ilişkiler, reklam, marka konumlandırması gibi bir sürü kazanım isteğinden gelmektedir. Salomon kapadokyada koşucuların yarısının ayağındaki ayakkabı, sırtındaki çanta, giydiği şorttan üst giysilere kadar hepsi salomondur. Bu etkinlikler son kullanıcı olan bizleri alışveriş yapmak ve marka kararı verirken yönlendirmek gibi alt amaçlarada hizmet ediyor. Firma zaten satış hedeflerini artırmak için reklam, tanıtım yapmak zorunda. Birde firma reklamını yapacak diye verdiği hediyelik ürünlerin parasını neden katılımcılardan zorunlu olarak talep ediyor. Sponsorluk müessesesinin burada amatör sporcuları destekleyen yanı nerede o zaman. Kaldı ki, salomon ulusal medyaya 10 dk reklam verse, bu etkinliklerdeki kadar etkili olmaz diye tahmin ediyorum.

10 Beğeni

Ticari bir şirketin/organizasyonun farklı organizasyonları için fiyatlandırma politikasını niye açıklamak gerekiyor ya da niye açıklama bekliyoruz anlayamadım. Kimse katılmak zorunda değil, bu zorunlu bir organizasyon ya da tekel bir durum değil. 2022 için yarış planlaması/takvimi oluştururken Kapadokya’ya bir kez daha katılırım diye düşünmüştüm, fiyatları gördükten sonra benim bütçeme şimdilik uymadığı için listemden çıkardım. Tarih yaklaştığında canım isterse, programıma uyarsa tekrar düşünebilirim. Niye bu kadar pahalı, asla katılmam gibi bir düşüncem olmadığını belirtmek isterim. Kurların belirsizliği nedeniyle ticaretin azaldığı, birçok sektörün garanti ve nakit ticarete döndüğü bir dönemde 10 ay sonrası için fiyat belirlenmesini günümüz koşullarında da ayrıca takdir ediyorum.

5 Beğeni

Şahsen ticaretin ikinci tarafı yani tüketici olarak bir hizmet tüketmek için ödeyeceğim bedel karşısında sağlayacağım fayda arasında karşılaştırma yaparak karar veriyorum. Bu da doğal olarak zaman zaman hizmet sağlayıcıların belirlediği fiyatları sorgulama ihtiyacını ortaya çıkarıyor. O yüzden fiyat politikalarının tartışılmaz, çok gizli ticari sırlar olduğunu düşünmüyorum.

Fakat yukarıda sizin alıntıladığınız yazıda yanlış anlaşılmış olabilirim. Ben orada aslında herhangi birisinin cevaplamasını beklediğim bir soru sormak istememiştim. Daha ziyade bir durumu göstermek istemiştim.

Bu konuda yazılanları bir süredir takip ediyorum. Naçizane, benim anladığım kadarıyla (yanlışta anlamış olabilirim) fiyat yüksekliğini açıklamaya çalışan 2 görüş var.

Birincisi ülkedeki enflasyonist ortamın maliyetler üzerindeki baskısı sonucu yaşanan fiyat artışları.

İkincisi ise sizinde belirttiğiniz, “bu işletmeler ticari işletmeler, kâr amacı ile hareket ediyorlar, kâr maksimizasyonu için fiyat belirliyorlar. Bu da gayet doğal, işine gelmeyen bu hizmeti almaz” bakış açısı. Ben size bu konuda tamamen katılıyorum. Zaten yukarıda fiyat örneklerini vermemdeki sebep tam olarak bunu göstermektir. Kısaca, bu organizasyondan hizmet almanın, marketten deterjan almaktan hiç bir farkı yok benim gözümde.

Bu konuya ilk yazımda da yazdığım gibi markalaşmış bazı organizasyonlar talep kanunu üzerinden fiyat belirliyor. Organizatörler bu fiyatlardan binlerce kişiye satış yapacağını düşündüğü için fiyat politikaları maliyet merkezli değil talep merkezli gibi görünüyor. Bunu aynı şirketin farklı organizasyonlara farklı fiyat vermesinden anlıyorum. Bu sene bu fiyatlardan tüm kontenjanı doldurursa yine talep kanunu gereği bir sonraki yıl daha yüksek fiyatlarla karşılaşacağız.

Bu konuda gerçekten sizinle aynı fikirdeyim. Burada diğer fikre, yani Kapadokya özelinde yüksek fiyatları enflasyona bağlamayı doğru bulmuyorum. Doğal olarakta bazı arkadaşların belirttiği gibi, satın alma gücümüz düştü, organizasyonların fiyatlarını eleştireceğimize destek olmak lazım fikrinede karşıyım. Aynı deterjanı, destek olmak adına, daha pahalı satan marketten gidip almıyorsam aynı prensip bu iş içinde geçerli olmalı. Neticede ticaret tek tarafı yok.

9 Beğeni

Açıkcası yazılanları ilgiyle takip ediyorum. Genel olarak “bu organizasyonlar bir deneyim satıyor, enflasyon da aldı başını gitti, zam yapmaları normal, pahalı geliyorsa katılmazsın” şeklinde bir yaklaşım var. Bu gerçekten şaşırtıcı. Evet bu yarışlar hayatımızı sürdürmek için elzem bir şey değil. Katılmasak da olur. Ama “katılamasak da olur” diyen birinin bu forumda ne işi var onu bir türlü anlayamıyorum.

Ben kendi adıma mümkün olduğu kadar çok yarışa katılmak istiyorum. Hani işi ticarete dökeceksek kendimi bu organizasyonlar açısından “sadık müşteri” konumuna sokabilirim rahatlıkla :blush: Dolayısı ile bu organizasyonların fiyat politikalarını sorgulamanın neden rahatsızlık yarattığını pek anlamıyorum. Ben kitap fiyatlarını da, sinema, tiyatro - ne kadar kaldıysa artık - fiyatlarını da sorguluyorum. Bunlar da elzem değil. Okuma, izleme, seyretme mi diyelim?

Kendi adıma bu organizasyonların yaşaması için elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Vicdanım rahat o açıdan :blush: Ama kayıt ücretlerine %50, %60 zam yapılmasını, hele arkasında ciddi sponsor olmasına rağmen bu kadar yüksek kayıt ücretlerini anlayamıyorum.

@eyavas çok güzel özetlemiş yukarıda. Kaç kişi maaşına %50, %60 zaman alacak acaba? Bu ticari organizasyonlar parası olan gelsin, olmayan gelmesin diye düşünüyor sanırım. Kayıt ücretlerini sorgulamamız burda bile eleştiriliyorsa çok da haksız değiller sanki. O zaman bize de para biriktirip daha iyi deneyim sunan yarışları denemek düşer.

9 Beğeni

Koşmayı sevdiği için olabilir mi? Bence bu sert bir eleştiri olmuş Mehmet Ali. Sonuçta forumda bir çok şey konuşuluyor, sadece yarışlar değil.

7 Beğeni

Hocam geniş bir konuşmadan talihsiz ve üzücü bir çıkarım olmuş. Nitekim yazılan şey yazıldığı haliyle ortada kalıyor ama her okuyucuya göre bambaşka biçimlere bürünebiliyor.

Katılamayacak olsam ifadesini benden başka kullanan oldu mu bilmiyorum, bu kısmı da fazlasıyla çarpıttığınızı düşünüyorum. Tekrar izahatı anlamsız ve defansif olur, vaktiniz olursa bir kez daha okumanızı rica ederim.

Nerede olmam icap eder bilmiyorum ama kendimce foruma olumlu katkı sağladığımı düşünüyorum.

Ve yaptığımız şey zaten tartışmak, herkes kendi fikrini söylüyor, bu diyaloğun bir rahatsızlık yarattığı önermesi yine sizin bu yazı akışına atıfınız.

Organizasyonlar ile organik bir bağım yok, dahası tanıyanlar bilir genelde pek temas da kurmam ama işin arka tarafında dönen maliyetlerden haberim var. Hatta eskiden ben de çemkirirdim, söylenir dururdum. Birçok farklı organizasyonun mali tarafını öğrendiğimde ilk yaptığım şey utanarak Caner’den özür dilemek oldu. O gün bugündür de koşabiliyorsam, bacaklar dönüyorsa gidip destek olmaya çalışıyorum.

Klavye başında atıp tutmak kolay. Harf başına para da alınmadığı için herkes ben olsam şöyle yapardım, şu olsa böyle olurdu sallıyor da sallıyor. At binenin, kılıç kuşananın. Gerisi boş laf.

11 Beğeni

Macaristan, sayfa tasarımı hoşuma gitti:

  1. Yabancıya yüzde 10 fazla ücret isteniyor.
  2. Yarışmama durumunda, kayıttan sonra belli aylarda kademeli olarak %80 -%60-%40 iade, belli aydan sonra iade yok.
  3. Başkasına devir, mesafe değişim imkanı, belli tarihe kadar.
  4. Chip cihazı için yarışın ücreti 110 euro da olsa, kısa mesafe 80 euro da olsa 14 euro depozito.
  5. Madalya yanında ya a ya b hediyesi, buzdolabı mıknatıs seçeneği.
  6. 10 ay sonra 100 euro yine 100 euro.

Not: Meraklısına, 20 ocak 2022 sports tv 18.17 de 30dakika Kapadokya ultra programı vardı, tv’den geri sarma özelliği olan kişiler izleyebilir.Tüm yorumlar benim için katılsam da katılmasan da insan olduğumuzu, yanlış/doğru anlamaya yazı dilinin müsait olduğu ve bakış açısından herkeste haklılık noktası olduğu düşüncesini YİNE uyandırdı :slightly_smiling_face: Koşuyla

6 Beğeni

Başlığı hortlatan kişi olarak :slight_smile: aslında hepimizin aynı amaç için bu başlık altına yazdığımıza inanıyorum. Daha öncede dediğim gibi başlığın ilk paylaşımlarında herkes opsiyonel seçeneklerde hem fikir. Bu noktada olan arkadaşların farklı noktaya evrilmesine şaşırdım sadece. Benim de başlığa yeniden yazma nedenim kapadokya özelinde buydu. Bu sizin sunduğunuz seçenekleri gerçekleştirmiş olsa, burada hepimiz bravo, çok iyi düşünülmüş demez miydik?
Olay bu aslında.
Backyard ultra, önceki koşu mesafelerine göre indirim uygulamış mesela, güzel bir hareket olmuş.

5 Beğeni

Merhaba,

Son kez yazayım bu konuda.

Öncelikle ben forumdan herhangi bir kişiyi hedef gözeterek yazmadım. Bunun bilinmesini isterim. Dijital ortamda yazıyla duyguları karşı tarafa geçirmek zor. Kimseyi bu forumdan kovacak ya da kimseye burada ne işin var diyecek durumum da yok, niyetim de yok. Yanlış anlayanlar varsa onlardan samimi bir şekilde özür dilerim.

Ben görüş/anlayış/tavır anlamında bu forumda ne işi var “anlayamıyorum” demek istemiştim. Bu görüşümde de ısrarcıyım. Ben aşağıdaki satırları yazarken;

Aslınca Caner’e, Polat’a, Atıl’a ve sizin de ekleyebileceğiniz görece olarak Kapadokya’dan daha küçük organizatörlere ve organizasyonlarına zamanında çokca yapılan “paragöz, çok pahalı, vs” şeklindeki yorum ve eleştirilere dikkat çekmek istemiştim.

Çünkü etrafımda onlarca kere, onlarca kişi tarafından bu organizasyonların Kapadokya ile kıyaslanmasına ve bu organizasyonların tabiri caizse küçük görülüp hakarete uğramasına şahit oldum. En sonuncusuna 2021 İznik Ultra’da şahit oldum. Hatta üzerimdeki “Ekip” Tshirt’ünü gören bir bayanın bir hayli saldırgan yorumlarına maruz kaldım :sweat_smile: Her seferinde de bu kişilere “Kapadokya’nın arkasında çok büyük sponsor desteği var, o yüzden işleri daha kolay. Sponsor olmazsa olmaz bu iş” şeklinde cevap verdim. Arkasındaki sponsora rağmen Kapadokya’nın belirlediği fiyatları yüksek bulduğum için de buna dikkat çekmek istedim. Belirledikleri yeni fiyatlar bence hiç rasyonel değil -finans, ekonomi uzmanı değilim-. Gerçi Caner onların elini de yükseltti :grinning:

Yazılanlara bakarsak genel olarak, sonuçda bunlar ticari organizasyonlar, para kazanmak zorundalar, herkes ayağını yorganına göre uzatsın, beğenmeyen fiyatı yüksek bulan katılmasın, beş yarış yerine bir yarışa katılsın vs vs şeklinde organizasyon bakış açısından yazılan yorumlar, cevaplar var. Ben bunu da yadırgadım. Daha çok koşucu, katılımcı bakış açısından yorumlar olmasını beklerdim. Evet bunlar sonuçta ticari organizasyonlar. Doğru. Argeus’un ticari bakış açısını 2016 yılında Aladağ’larda koşarken ben ve eşim bizzat tecrübe ettik. Kesinlikle ticari bir organizasyon. Katılıyorum sizlere.

Onlar ticari organizasyon biz de müşteri isek bırakın da fiyat politikalarını eleştirebilelim. Beğenmediğimiz bu politikalara yorum getirebilelim. Ticari organizasyonlar ise “gece gündüz çalışıyor, cp geziyor” falan demek de anlamsız oluyor, çünkü ben de kendi işimde gece gündüz çalışıyorum. O zaman hiç romatikleştirmeyelim bu konuyu. Ben tercih etmek istemiyorum ama bu şekilde yaklaşmak da mümkün.

Daha fazla uzatmayayım. Son gelinen noktada elimizdeki organizasyonlar ve -ben yüksek bulsamda- fiyatlar bunlar. Organizatörlere başarılı organizasyonlar, koşuculara da başarılı yarışlar dilerim.

Not: Bakiye Abla’nın Çekmeköy yarışlarının kıymetini bir kez daha anlamış oldum. Keşke tekrar düzenlemeye başlasa

12 Beğeni

Merhaba, forum veya instagram özelinde kimseye neden eleştiriyorsunuz dendiğini zannetmiyorum, benim yazdığım bir yorum üzerinden örnek verdiğiniz için: Söylediğim sevgi, vatan, fedakarlık, enflasyon, zamlar üzerinden organizasyonun / ticari işletmenin fedakarlık yapması gerektiğinin söylenmesinin, böylelikle fiyatlandırmasını eleştirmenin anlamsız olduğu. Siz organizasyona pahalı dersiniz ve burada biter. Bu niye sorun olsun değil mi?

Aktardığınız gibi “gece gündüz çalışıyor, cp geziyor” da demedim, dediğim:

Burada paranızı alıp arkasına bakmayan bir organizasyon olmadığını belirtmek istedim, romantik bir durum olduğunu düşünmüyorum.

Bahsedilen hiç bir organizasyonun sporcudan uzak, sporcuyu düşünmeyen bir tavıra girdiğini ve kötü niyetli olduğunu, katılımcı bakış açısından veya organizasyon bakış açısından yorumlar olarak ayrışmanın da bize bir fayda getireceğini düşünmüyorum. Kendi adıma kerteriz aldığım nokta tamamen insani.

Sevgiler ve saygılar dilerim.

6 Beğeni

Bu konuya kesinlikle katılıyorum.

6 Beğeni