Bugün dışarda yenilen normalden “ucuz” bir yemek yerken 10 defa düşünün, bu ekonomide herşeyin bir bedeli olduğunu unutmamak lazım.
Yarışların bence şu an yapması gereken her şeyin bedelini ayırması gerekiyor, madalya dahil. Son yıllarda işe yaramayan yarış tshirtlerinin bile ayarı kaçtı, hayır 100 birim veriyorlar bir işe de yaramıyor, hediye bile edilmiyor. Bir şekilde düzene oturması lazım.
Özetle ülkede herşeyin fiyatı saçmalamışken yarışlar çok pahalı demenin gerçekten anlamı yok, değeri arttırmak ya da tercihe bağlamak bir çözüm olabilir.
İddialı olacak ama belediye desteği ve gönüllüler olmasa kimse yarış düzenleyemez şu şartlarla.
Katılmadığımız yarışlarda gönüllü olmak gerçekten bu kadar önemli mi? Gerçi öteki türlü organizasyon adam çalıştırmak için para ödeyecek sanırım değil mi? Tek başına gidip gönüllü kontenjanına kayıt olmak da garip olur sanırım.
En temel insani ihtiyaçlarımızdaki fiyat artışlarına dahi tepki vermeyen, tepki vermeyi dahi düşünmeyen zihinlerin bir “keyif” unsurundaki fiyat artışları için tepki vermeyi düşünmesi abesle iştigaldir.
Tamamını yeni izledim ve Ayhan Bey’in kendisine yazdım buradan da yazayım, açıklamaları, duruşu ve tutumu için kendi adıma teşekkür ederim. Umarım bu değerli insanı sağlıkla yıllarca bu organizasyonun başında görürüz.
Toplumun bin parçaya veya 2 parçaya bölünebildiği dönemlerde bazı topluluklar kendi sağ duyulu duruşlarını, nezaketlerini koruyabiliyor ve kültürlerini oluşturabiliyor. Patika koşucuları veya hadi daha da özelleştirip koşuforum bence böyle bir yer, (eminim ağaçlar net , bisikletforum gibi yerlerde benzer yapılardadır.) ve bunun çok değerli olduğunu düşünüyorum. Dilerim bu oluşmaya başlayan güzel kültür ve nezaket ülkenin her kesimine sirayet eder, daha güzel yaşar, daha güzel organizasyonlara katılır ve kendimizi daha değerli hissederiz.
Konuyla alakasız gibi gelebilir haklı olabilirsiniz, sadece içimden kopup geldi bahsetmek istedim.
Konuşmak, tartışmak, paylaşmak çok güzel ama bu konu büyük olasılık 5 yıl sonra yine aynı noktada olacak, zira 5 yıl önce de aynı noktadaymış. Merak edip baktım, bir ara UTMB ücretleri tablosu hazırlamıştım (burada UTMB kayıt ücretleri). 2019’da 262 Euro’da kalmış tablo, bu yıl 398 Euro artık kayıt ücreti. Neden artış olduğunu açıklamaya devam ediyorlar mı bilmiyorum, ama tahminim artık ihtiyaç duymuyorlardır. Ülkemizdeki koşuların tablosunu yapsak herhalde farklı olmaz. Son yıllarda yaşanan enflasyonu dikkate alınca normal bile çıkabilir Avrupa, daha doğrusu tırnak içinde ticari Avrupa, organizasyonları ile karşılaştırınca.
Ücretlerin daha düşük olmasını elbette herkes temenni eder. Organizatörler de dahil buna bence. Ticari kaygılar elbette vardır, ama uzaktan takip edebildiğim kadarıyla ülkemizde UTMB zihniyetinde, yani talebi bedele dönüştüren, organizatör olduğunu açıkçası sanmıyorum. Zaten çoğu başka yerde de yok. Koşu ve doğa sporları dernekleri yerel idareler ile işbirliğinde daha çok organizasyon yapabilse maddiyatın konuşulmadığı alternatifler daha çok olurdu. O konuda eksiğiz, umarım zamanla daha çok örneğimiz olur. Aslında patikalar organizasyonlar dışındaki zamanlarda da güzel; sakin, sırasız, keyifli. İsteyene alternatif her zaman var yani.
Olay patikaların güzelliği değil.
Nasıl ki alttaki videodaki insanların derdi baklavaların güzelliği değilse,
Burada da olay patikaların güzelliği veya sporun gelişmesi vb şeyler değil.
**Son yıllarda işe yaramayan yarış tshirtlerinin bile ayarı kaçtı, hayır 100 birim veriyorlar bir işe de yaramıyor, hediye bile edilmiyor. Bir şekilde düzene oturması lazım.
Yarış t-shirtleri ve hatta anı madalyası bile opsiyonel olmalı diye düşünüyorum. Çoğu yarış t-shirt ü bırakın antremanı günlük hayatta bile giyilemeyecek kadar kötü.
İllaki anı madalyası olsun veya t-shirt olsun diyenlere verirsin ona göre kayıt ücreti alırsın.
Yok arkadaş ben sadece gelip koşacağım o kadar, hiçbir şey istemiyorum diyenden de düşersin fiyatını.
Çok zor olmasa gerek
Yukarida zaten soylenecekler söylenmiş. Ben sadece bir örnek vereceğim.
Bu sene para yönetimi/bütçe yönetimi gibi mobil app indirerek 1 seneki maliyeti çıkarmaya başladım. Şuana kadar Adana, Trabzon, Antalya gibi hep yol yarışları toplam maliyeti hakkinda bilgi sahibi olacağım.
Mesela şuan en yakin tarihli 2 hafta sonra olacak Trabzon Yari Maraton kayit ücreti 300 tl. Ama Izmir’den Trabzon’a gidecek birisi için ulaşım (otobüs/uçak) ve konaklama tutarını düşününce yarışa kayit parası 0 TL bile çıkan maliyet tablosu ekteki resimde. Otel ulaşım yeme içmeyi düşününce 4000-300= 3700 kalıyor. Yani yarışa 0 lira bile odeseniz kafadan 3700 lira gidiyor.
Bu tabi yol yarışı için geçerli. İşin birde trail kayıtlı yarışlara girmiyorum.
Uzun lafin kısası, sorunu organizasyonların yarış parasinda aramak yerine bilmeyenler icin google’dan Big Mac Endeksini ve Türkiye’de Big Mac Endeksindeki kırdığı rekoru araştırsın. Big Mac Endeksini arastirinca sorunuzun cevabini bulacaksınız.
Buna inanan var mı bu forumda çok merak ediyorum açıkçası? Burayı okuyup aksiyon alan bir tane organizasyon / organizatör olmamıştır. Salt kayıt ücreti tartışmasını bir kenara koyarsak yukarılarda kayıt ücretlerinin düşürülmesine olanak sağlayacak öneriler yapıldı. En dikkat çekeni ise yarışmacılara verilen anı ürünlerinin opsiyonel olması. Bir tane organizasyon bu konuda bir adım attı mı?
Misal ben 3000TL vererek Kapadokya CUT parkuruna kayıt oldum. Şimdi bana hiç bir işime yaramayacak bir T-Shirt verecekler, yarışı bitirince bir dolu madalya yığını arasında yerini alacak madalya verecekler, gene bir dolu benzerinin yanında yerini alacak sadece yarış sonrasında 1 gün giyeceğim polar, yelek, vb. bir şey verecekler. Bunlar opsiyonel olsa, atıyorum 3000TL yerine 2000TL kayıt ücreti versem ve kalan 1000TL’yi de ulaşım için kullanabilsem benim için çok daha faydalı olurdu.
Bu anı malzemelerini isteyecek bir sürü yarışmacı da olacaktır illaki. Fakat neden organizatörler hem kayıt ücretlerini bir parça da olsa aşağı çekebilecek ve çok daha çevreci olan böyle bir yaklaşımı benimsemiyor? Dünyada bir sürü de örneği var bu uygulamanın. Bilen varsa söylesin.
Buna iki organizasyonun cevabını dinledim. Birisi Ayarı Kaçanlar’da Engin Çetinay’ın açıklamasıydı. Türkiye’de kitle bu tür eksiklerde daha büyük bir tepki vereceğini söylemişti.
Kaldı ki madalya ve t shirtü eksiltince 3000 liradan 2000 liraya düşmeyecektir. Bu konuda da Asla Durma’nın videosunda zaten açıklanıyor, t shirt ün sponsorla karşılandığı. Yani Salomon siz t shirtü almayınca Aydın Bey’e buyrun Aydın Bey, bu da @okmali nin t shirt parası demeyecektir.
Ben su noktası eklenmesi konusunda organizasyonun sporcuları dinlediği birçok örnek biliyorum. Eğer iyi bir finansal tablo çıkaracak bir öneri olursa, onu da dinlememeleri için bir neden göremiyorum.
Fakat organizasyona, ücretlerinizi düşürün derseniz ve bir yol göstermezseniz, tabi dinlemeyeceklerdir.
Ben mesela hiç madalyayı almıyorum bile, ama biliyorum ki madalyayı opsiyonel tutsalar ilk yıl yüksek sesler çıkacak, ikinci yıl bu tatminsizlikten dolayı katılım azalacak, dolayısıyla organizasyonun ayakta kalması için katılım ücretinin artması dışında bir opsiyon kalmayacaktır. Yani fiyat düşürmeyi planlarken, ters yönde etkileyen bir faktör de olabilir istenen.
Bir de şunu düşünmek lazım, bizim burada, ya da başkalarının sosyal platformlarda paylaştığı fikirler organizatörlerin hiç aklına gelmemiş, ya da onların hiç görmediği fikirler değiller. Bir swot, risk, maliyet hesaplanması yapılmıştır.
Katılımcı T-Shirt, Madalya, Finisher T-shirt / Yelek / Polar bunları denklemden çıkarsak bile organizasyonun maliyeti azalmaz diyorsunuz anladığım kadarı ile. Ben bunu pek gerçekçi bulamıyorum. Nihayetinde katılım ücreti, maliyet perspektifinden bakarsak organizatörler ne yaparsa zaten en iyisini yapar gibi bir şey çıkıyor yazdıklarınızdan. Bu durumda burada yazıp tartışmanın da bir anlamı kalmıyor.
Fakat bu söylediklerinizin maliyeti sanılanın aksine çok düşük.Yani kayır ücreti için asla ciddi bir indirim sağlamaz.Ortada çıplak ve hala yüksek bir fiyat kaldığında organizatör tarafından fiyat yüksekiliğinin savunulması daha zor olur.Zaten hani savununmaya ihtiyacı varmı bu durumun bilemiyorum.Hiç yarışlara katılmıyorum .Sevmiyorum hınca hınç insan kalabalığını.Ama adam kardeşim verdiğim hizmet bu işine geliyorsa koş gelmiyorsa koşma dediğinde daha üstüne ne söylenşr bilemedim
Merhaba İsmail, benim o cümlede vurgulamaya çalıştığım da zaten patikaların güzelliği değil, bir organizasyona bağlı kalmadan da koşulabilecekleri. @JP_Jackson’un söylediği gibi yerine göre onun da zorlukları olabilir, ama maddi olarak katkısı olacaktır.
Sevgili dostlar, bırakın madalya ve tişört vermenin opsiyon olmasını, yaş kürsüsünde kupa bile verilmediği zaman kıyamet kopuyor. Geyik Koşuları, kayıt ücretinden tişörtü çıkaralı yıllar oldu, isteyene ek ücreti ile veriliyor, hala kayıt ücretinden şikayet edenler var. Bunlar yaşandı, yaşanmaya devam ediyor, organizatörün başını ağrıtıyor, evet Türkiye henüz hazır değil ve herkesi de mutlu etmek mümkün değil maalesef. Kaldı ki belki de bu sebeple İst’da trail yarışımız neredeyse hiç kalmadı. ;( Hatırlar mısınız? Bakiye ablanın sade, basit, cüzi bir ücret ödeyip, karşılığında soba yanında çorbaya yağlı ekmek bandığımız, kendimizi resmen arka bahçemizde deneme fırsatı bulduğumuz 24 - 48 saat zaman, gece yarışlarımız, yıl içinde farklı konseptlerde pek çok patika yarışlarımız vardı, yok oldu. Elimizdeki ve yakın çevremizdeki organizasyona da eğer içinde olmayı seviyorsak, sahip çıkmalıyız.
Bu bağlamda belediye yarışları her türlü yapılır, özel organizasyonları desteklemek lazım diyerek katılamayacak olsak da bazı yarışlara kayıt yaptırmamız mı gerekir? Konuda 172 tane cevap var, baştan itibaren okuyamadım ama benim gibi tamamını okuyamayacaklar için belki küçük bir manifesto hazırlayabilirz. Kayıt ücretlerinin ucuz olmasını talep ediyoruz. Katılımcı olarak bunu talep etme hakkımız var. Peki tersten düşünürsek katılımcı olarak bizim sorumluluklarımız nelerdir? İmkan buldukça bu tarz yarışlarda gönüllü olmak, katılamayacaksak bile bazı yarışlara destek maksatlı kayıt olmak gibi? Ben forumdaki bu başlıktan bağımsız olarak İstanbul Maratonu kayıtları açıklanır açıklanmaz katılmayı pek düşünmesem de kayıt olmuştum. Erken dönem indirimi ile zaten komik bir fiyatı oluyor. Yarışa bir kere katıldım, sevdim diye destek olmak adına böyle bir girişimde bulunmuştum. Belediye yarışı olduğu için yanlış seçim yapmışım sanırım.
Ben de yumurtanın ucuz olmasını istiyorum, kızıma 3 numara yumurta yedirmek istemediğim için organik veya 1 numara yumurta alıyorum. Ama ucuz alamıyorum ve alamayacağım. Kendi bahçemde de kediler var, dışkısı var, sesi var, bakımı var besleyemiyorum.
Geriye dönüp baktığımda en keyif aldığım organizasyonlardı. Gece ormanda karanlıkta koşarken yağmur, çamur, zaman zaman kar, vahşi hayvan çıkar mı korkusu, adrenalin. Ve tabii ki yarış sonrası soba başında çorba.
Aynı yerde Longest Night gece koşularının en uzun parkuruna da birden fazla katıldım, yine güzeldi ama aynı amatör ruh yoktu.
Mehmet Ali Bey ben Kapadokya’nın 2019’da verdiği poları evde hala giyiyorum, hatta günlük kıyafetlerimin çoğunluğunu kapadokya oluşturuyor eşim artık dalga geçiyor ama verdiği softshell mont mesela 2 senedir ihtiyacımı görüyor. Bu sene verdiği mavi uzun kollu çok güzel, 4 uzun kollu giysimden biri. Kısa kollu mavi polar sucu polarına benzese de ben seviyorum, çocuk üşüdüğünde hemen giydirmesi kolay oluyor otururken:)
(Ev ofis çalıştığım için pek dışarı çıkmıyorum evet:)
Diğer organizasyonlar dediğiniz gibi çoğunlukla giyilmiyor.
Bunları okurken üstümde geçen senenin Uludağ 66K finisherı olduğunu yazamadan edemedim. Tüm kış giydim neredeyse. 2022 Salomon soft ceket ve ida polarıda daha soğuk havalarda tercihim. Bu seneki Antalya Ultra soft ceketide kaliteliydi. Onu eşime verdim.
eşim artık dalga geçiyor ama verdiği softshell mont mesela 2 senedir ihtiyacımı görüyor. Bu sene verdiği mavi uzun kollu çok güzel, 4 uzun kollu giysimden biri. Kısa kollu mavi polar sucu polarına benzese de ben seviyorum, çocuk üşüdüğünde hemen giydirmesi kolay oluyor otururken:)