İçe basma ve düz tabanlık illeti

Yapılan bir araştırmayı okumuştum. İçe basanlar, diz sakatlanmalarına nötr ve dışa basanlara göre daha yatkınmış. Araştırmayı bulursam paylaşacağım.

2 Beğeni
  • oturmak kalça kaslarını sertleştiriyor bacak mobilitesini azaltıyor , yürürken yada koşarken ayak uçlarınız saat 12 yönü yerine saat 11 ve 13 gösteriyorsa kalça mobiliteniz daralmış bu dezavantaj içe basma ve diz ağrısına neden olabilir
  • benim düzenli yaptığım şöyle bir egzersiz var , ayakta dururken gövde ileri bakacak ve ayaklardan biri kendi ekseninde dönecek yani topuk yere temas edecek parmak ucunuz da saat yelkovanı gibi saat 9 dan saat 3 e sonra tekrar 9 a dönecek
1 Beğeni

içe basma, dışa olayının tamamen ticari argüman olduğuna inanlardanım.
içe basma veya dışa basma ayakkabılarının arasında pek bir fark olmadığını düşünüyorum.
Bunu yaşayan koşuculara biraz daha yastıklamalı ayakkabı satıyorlar.
Yastıklama ayağımızı rahatlatıyor. Ama zaten içe basmamız olmasaydı da çok yastıklama ile ayağımız rahatlayacaktı.
Alttaki videoda dünya seviyesinde elit koşucular var.
Hepsinde az veya çok içe basma var ama tamamı tamamen yarış odaklı ayakkabı giyiyor.
Demek istediğin şey; eklemlerimiz ve ayak bileklerimiz yeterince güçlüyse içe basmanın bir önemi yok.
https://www.instagram.com/p/DAf7rNbsP04/

1 Beğeni

Bu bilgide bir hata olabilir mi ? Yastıklaması yüksek bir ayakkabı yerine durabilitesi ve stabilitesi daha yüksek (özellikle topuk kısmında) ayakkabılar daha yararlı diye biliyorum. Yastıklaması daha fazla olan ayakkabının malzemesi daha yumuşak oluyor, bu da ayağın ayakkabı içerisinde daha fazla hareket edip esnemesine neden oluyor. Daha detaylı bilgi için aşağıdaki yazıyı okuyabilirsiniz.

1 Beğeni

İşte bu ve bunun gibi yazılar üretici firmaların fonladığı yazılar.
durabilite ayakkabı sağlamlığıdır ve konuyla bir alakası yoktur.
Stabilite denilen şey ayakkabı platformunun daha geniş olmasıdır. Yastıklamadan bağımsızdır. daha geniş platform ile ayağın az daha yuvarlanması hedeflenir.
Yastıklaması bol ayakkabı daha çok esniyormuş gibi gözüksede ayağın yere çarparken oluşan etkiyi daha çok absorbe eder ve eklemler ile ayak bileğine olan etkiyi daha çok azaltır. Dolayısıyla daha konforlu bir koşu imkanı verir.

tabanı geniş yani stabilitesi yüksek ama tabanı çok sert minimalist bir sandalet düşünün. Bir ara minimalistler arasında çok modaydı bu sandaletler.
Bu sandaletlerin durabilitesi ve stabilitesi çok yüksektir.
Ama ne içe basanlar ne düz tabanlar nede normal ayağa sahip olanlar bunlarla koşmak istemedi. Çünkü yastıklaması sıfıra yakın olan bu sandaletler eklemlere ve ayak bileğine olan etkileri sönümleyemediği için sakatlıklara yol açıyordu ve hiç tercih edilemedi.

Yukarıdaki iletide vermiş olduğum İnstagram videosuna tekrar bakın.
yüksek oranda içe basması olan elit atletler tamamen yarış odaklı ayakkabı giyiyor. içe basan ayakkabı modeli falan kullanmıyor. Sadece kendi yastıklama ihtiyacını karşılayacak bir ayakkabı işini görüyor.

Hocam valla bende de bu içe basma var ve IT Band Sendromu yaşıyorum arada. Birde Kullandığım ayakkabılar 300km toplamdan sonra içe yamulmaya başlıyor ve kullanılmaz duruma geliyor.

Kişisel tabanlık bir faydası olur mu acaba

1 Beğeni

Kapadokya’ya gelecekseniz footbalance’ın standı olacakmış analiz yaptırabilirsiniz, veya İstanbul’da yaşıyorsanız adresine gidebilirsiniz. Sidas gibi markalarda var.

Ben footbalance’ın sipariş edilen ve fırında pişirilen tabanlığını denemiştim ama bana uymadı, çok sert geldi, kendi merkezlerinde özel olarak yaptırılan tabanlıkları denemedim, deneyenler belki tecrübelerini yazabilir.

2 Beğeni

Paylaştığım yazıda stabiliteyi ayak topuğu ve bilek kemiği arasını saran ayakkabı malzemesinin stiffness’ ının yüksekliği ile açıklıyor(bu malzeme ne kadar sağlamsa bilek hareketini kısıtlıyor.). Sizin sandalet örneği ile açıklamaya çalıştığınız stabilite kavramını ben anlayamadım. Pronation 101: Running Shoe Choices, DIY Analysis, Injuries | RunRepeat

Günün sonunda, marketing de olabilir. Bunu destekleyen bir yazı da paylaştım yukarıda. Aşağıda tekrar paylaşıyorum. Kendi bireysel tecrübem öyle olmadığını söylüyor. Başkası için durum farklı olabilir.

olabilir değil, öyle. Hepsi marketing.
yazdıklarımı anlamıyorsunuz veya anlamak istemiyorsunuz ve aynı yazıyı tekrar tekrar paylaşıyorsunuz.
Bu yazıyı ve benzer yazıları hep okudum.
“Pronation” kavramı sadece bir marketing. Ayak bilekleriniz ve eklemleriniz yeterince güçlüyse her ayakkabı ile koşabilirsiniz.
Ayak bilekleriniz ve eklemleriniz yeterince güçlü değilse yuvarlanma olsada olmasada sakatlık yaşama ihtimaliniz var.
Ayak bilekleriniz ve eklemleriniz yeterince güçlü değilse daha çok yastıklaması olan ve daha çok stabilitesi olan ayakkabı ile koşmak faydanıza olur.

Not: ayak tabanı daha geniş olan ayakkabı daha stabil ayakkabı diye geçer. Daha geniş taban ile ayağınız daha az yuvarlanır. Fizik kuralları gereği mantık bu sonuca varır. ama ayak bileklerimiz yeterince güçlü değilse stabil ama yastıklaması az bir ayakkabı (geniş tabanlı bir sandalet gibi) bizim koşarken işimizi görmez.

Burada bazi yanlis anlasilmalar olabilir.
Pronation kavrami bir marketing degil. Oyle bir durum var ama normal bir sey. Pronasyon, anatomide ayağın rotasyonel hareketine verilen isimdir. Ayak yere bastığı andan itibaren bilekten içeri doğru hafifçe döner. Bu dönme hareketi degisik seviyelerde ve acilarda olabilir. Bunun marketing icin kullanilmasi ayri bir sey. Pronation cok genis bir yelpazede insanlarin tumunde olan bir sey. Marketing olan kismi bunun altinin cok cizilmesi ve cok kolay/hizli sekilde insanlari gruplara ayirmasi. Zaten insanlar da buna hazir, bir grupta olmak istiyorlar. Tibbi olarak birine overpronator denilmesi icin kac derece aciyla olmasi gerektigi bildigim kadariyla biraz tartismali ama uzerinde az cok fikir birligi olan degere gore de insanlarin cok kucuk bir kismi o gruba giriyor. Aslinda sonucta her sinir degeri gibi bu da biraz fazlaca net algilaniyor. Insanlara ayakkabiyi gruplara ayirmadan satamiyorsun, insanlar yonlendirme bekliyor. Burada bile en cok sorulan soru bu: hangi ayakkabiyi alayim. Yazmaktan biktim ama buraya bir kere daha yazayim, kimsenin yonlendirmesi ile ayakkabi alinmaz. Ne yazik ki deneyip yanilacaksiniz. Evet bircok kendini overpronator olarak goren oyle degil, ya da yukarida denildigi gibi egzersiz ve calisma ile esneklik ve mobilite ile bircok sey degisebilir. Ama bu demek degil ki overpronator insan yoktur, ya da ona gore ayakkabi almamalidirlar. Boyle bir gruop insan var ve bazi cozumlere ihtiyaclari var. %10u gecmez bu sayi. Insanlar normal pronasyon hareketini de ice basma olarak algilayabiliyor.
Ote yandan cok overpronator olsa da ozel ayakkabi kullanmayan ve sorun yasamadan cok guzel kosan elitler gorebilirsiniz. (Kirani James 400mci) Su yarista 5. kulvarda. Bu videoyu izleyen doktorlar ve ayakkabi saticilari neler derdi acaba.
Yani sen de haklisin, sen de haklisin, hepimiz hakliyiz. Cok keskin konusmamak, olayin geneline hakiim olmaya calismak ve farkinda olmak yeterli.

7 Beğeni

20.000 sene önce mamut avlamaya çıkan insanlar hangi markanın hangi modelini giyiyordu acaba!?

3 aydır forumdayim, bu süreç içerisinde, foruma yeni kaydolan insanların ilk konularının büyük çoğunluğunun;

-Ya birşeyler satmak olduğunu
-Ya da hangi ayakkabı/saati almaları gerektiğini sorduklarını gözlemledim.

Sorularda da almak istenilen üründen beklentiler, hangi fonksiyonların olması gerektiği bilgisi yok. Direkt marka ve model soruluyor. Tam bir bilinçsiz tüketim. Kadınların alışveriş alışkanlıkları eleştirilir ama erkeklerin teknoloji konusundaki alışveriş çılgınlığıyla yarışamazlar.

Not: Mert hocam, paylaşımımın konu başlığı ile direkt ilgili olmadığının farkındayım ama yeri geldiği için söz edeyim dedim. Daha uygun bir konu başlığı varsa oraya tasiyabiliriz gönderimimi.

2 Beğeni

Ben disa basanlar kategorisindeyim, ilk baslarda dis tarafi destekli ayakkabi aradim fakat urun gami cok az oldugu icin ve neutral ayakkabilar da ayagima uygun oldugu icin desteksiz ayakkabilar almaya basladim. Asagidaki fotografta bu haftasonu kostugum Moskova Maratonundan bir kare var, ayagimda Li-NIng Shadow Essential modeli var, 1250km’yi devirdi, dis topuk ve kucuk parmagin ayak ile birlestigi yer ile - ayak bilegine yakin bolgesinde ayakkabi tabaninda asinmalar mevcut. Ayakkabi alirken artik amacima uygun almaya calisiyorum. Mesela bu modelde poliuretan plaka var, 4.00-4.30 arasi tempo kosularinda kullaniyorum. Amortisoru guclu ararsam Novablast gibi modellere, Gore-tex trail lazim ise Peregrine gtx modelini, civili gerekirse spikecross gtx gibi modelleri aliyorum.


2 Beğeni

Şimdi hatırlıyorum :upside_down_face:

Klasik ayakkabı (1… 1buçuk cm tahta topuk, en altta yere temas eden yerde kauçuk bir plaka, kösele veya rugan mı diyorduk… tam hatirlayamadim) giydiğim dönemlerde, topuklarimin arka dış kısımları çok fazla asinirdi ve ayakkabıları hep tamire verip yeni topuk taktırırdım. Bu durumda ben dışa basan mı oluyorum.

44 yaşından beri 10bucuk yıldır koşuyorum. Ayakkabı alırken, bu konuya hiç dikkat etme gereği duymadan hep bütçeme göre ve yol/patika ayrımı yaparak aldım. Bu ayakkabıların da arka dış kısımları diğer taraflara göre daha fazla aşınıyor. Forumda ayakkabı konusu sürekli geçince, bugüne kadar aldığım koşu ayakkabılarını hatırlamaya çalıştım. 10bucuk yılda 9 ayakkabı.

Bu 10 buçuk yıl içerisinde dizlerimden ve alt kısmından hiç sakatlık yaşamadım. Sadece bel, kalça ve diz-kalca arasında çok kısa süreli 3 sakatlık yaşadım.

Ben koşuya başlamadan önce forumla tanışmış olsaydım belki de bi dünya sakatlık yaşayacaktım. Yaşamasam bile, ben ayakkabı firmalarından daha mı iyi biliyorum deyip sürekli sakatlanma korkusu içinde olacaktım.

Not: koşu konusunda gelişimimi, kendimce yeterli buluyorum. Çok spesifik ürünler kullansaydim… ne olurdu %2 ila %3 daha iyi bir performansim olurdu ki genel klasman sıralamasi peşinde olmadığım için de bana faydası olmazdı.

2 Beğeni

Ben kundura ayakkabi topugunun dis tarafina asininca kucuk metal parca caktirirdim. (pence diyorlardi sanirim adina) Bir anda eski gunlere gittim :slight_smile:

2 Beğeni

Gel-kayano 29 ayakabimda medikalde kisiye ozel tabanlik yaptirdim arada kullaniyorum bir de Gel-kayano 30 ayakkabimda food balance ölçüm alinarak yaptirdigim tabanlik kullanıyorum
Ikisi arasındaki fark medikalde yaptırdığım daha sert ve uzun yürüyüşlerde orta kisimda ağrı oluşturuyor
Diğer kullandigim tabanlik ve ayakkabi uzun yürüyüşler daha ağrısız geçiyor
Ilk defa tabanlik kullanilacaksa medikal tavsiye etmem çünkü cok sert oluyor
Bir de şunu anladim tek ayakkabi degil de değiştirerek giymek daha rahatlik sağlıyor

4 Beğeni

Bir de barefoot deneyin. Mümkünse yalın ayak uzun bi yürüyüş yapın, kumsal,toprak, yada tartan pistte çorapla.
Yada ara sıra %50 indirime giren : Merrell Vapor Glove 6 Kadın Outdoor Ayakkabısı - SPX

Bu yada benzeri bir barefoot ayakkabı deneyin.

Barefoot ayakkabıda topuk ağrısı olur, orta taban ağrısı olmazsa, belki de sorun tabanlıklarda değil, ayak kas eklem kemik vs… lerin yeterince güçlü olmamasındadır.

2 Beğeni

Konudan bağımsız, 20.000 yıldan geriye yeteri kadar gidersek, örneğin 100.000 yıl, o zamanki atalar da diyecek ki: “kardeşim niye mızrak kullanıyorsun, hayatını kolaylaştıracak ekipmanlar ediniyorsun, ben taşla avlanıyorum.” :joy:

1 Beğeni

:sweat_smile: Olmadı ama.

Taş… cilalı taş mı, yontma taş mı… Kireçtaşı mı, granit taş mı… Yuvarlak mı, köşeli mi… Hem bu taş hangi taş ocağının taşı…

diye düşünürken avı kaçırıyoruz :blush:

1 Beğeni

Hatta 6 milyon yıl önceye gidersek, iki ayak üzerinde duran ilk insan atasına ulaşırız, o zaman eyvah deriz, koşunun gerekliliğini tartışmaya başlarız. :sweat_smile:

3 Beğeni

Koşuya başladığımda evde kendi kendime test yapıp içe bastığımı tespit etmiştim. Sonra da bir dönem sürekli asics kayano aldım. Başka ayakkabı almadım.

2014 ya da 2015 olabilir, emin değilim. İstanbul Maratonu’nu koşarken Bakırköy civarında önümde siyahi bir adam gördüm. Arkadan sırım gibi. Tam atlet. Ama dikkatimi çeken ayakları oldu. Öyle bir içe dönüyordu ki görmeden inanmazsınız. Ya dedim bu adamın ayakları bilekten kırıldı kırılacak. O derece. Sonra yanına geldim bir baktım o arkadaş meğersem Pascal Nouma imiş :laughing:

Nouma’yı herkes bilir sanırım. Anlatmaya gerek yok. Şimdi siz overpronation ya da supunation özellikli krampon satıldığını hiç gördünüz mü? Ben görmedim. O günden sonra - tabii kilo vermemin de etkisi ile - kayano’yu bıraktım. Nötral ayakkabı almaya başladım. Senelerdir de eğer ayağıma uyuyorsa ve fiyatı bana göre uygunsa fazla düşünmeden aldım.

Ayakkabı seçiminde herkesin gözden kaçırdığı benim de sürekli dikkat ettiğim tek konu var. O da “drop” boyu. Ben yüksek drop’lu ayakkabı giyemiyorum. Alçak ya da orta seviye kabul edilen droplarda ayakkabı almaya çalışıyorum. Bu yüzden herkesin bayıldığı pegasus bana hiç uymuyor mesela.

Drop’un sakatlığa etkisi pronasyondan daha fazla. Bence öncelikle ona dikkat edin. Size hangisinin uyup uymadığını ise gene @spinodal in dediği gibi ancak deneme yanılma yöntemi ile anlayabilirsiniz.

9 Beğeni