Belli bir süre koştuktan sonra evde ister istemez ayakkabılar birikiyor, çoğuna kıyamıyoruz ama bedelini de yarışta ya da uzun antremanlarda kullanınca karşılaşılan ayak problemleri ile fazlasıyla ödüyoruz, hatta sakatlıklar olabiliyor.
Ayakkabılarınızı ne zaman değiştiriyorsunuz? Ne sıklıkla değiştirmeli?
Eski ayakkabılarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben biraz cimrilik yaptim reebok ayakkabim ile 1800 km yaptim hala 500 daha yapar ama zorlu zeminlerde kullaniyorsaniz altı inceliyor desteği zayıf oluyor.son koştuğum Çekmeköy ultra ve bugünkü sapancada kullandim bacaklarimi agritti ,ki hic bileklerim agrimazdi ben bunun eskimiş ayakkabiya bağlıyorum.
Şöyle bir şey merak ediyorum. Aynı ayakkabıyı üst üste kullanmakla haftada bir iki gün ya da gün aşırı kullanmak kullanım ömrüyle ilgili fark yaratır mı?
En az iki çift ayakkabı olmalı ve gün aşırı kullanılmalı. Yol, pist ve trail diye ayrımları da dikkate almak gerektiğini düşünüyorum. Ayakkabının ömrü herkesin kullanımına bağlı olarak değişse de tabandaki erimeler 500 km. den sonra artmaya başlıyor. Tabandaki dişlerin erimesi de sakatlıkları tetikliyor. Örneğin ıslak zeminde kayabiliyorsunuz. Ben hemen hemen 600 ile 700 km. kadar kullanabiliyorum.
Ben km istatistiği tutmama rağmen ona göre değiştirmiyorum. Ayakkabının artık eskidiğini hissettiğimi düşündüğümde giymeyi bırakıyorum. Çünkü her marka her model aynı dayanıklılığa sahip olmuyor. Genel olarak hepsinin kesinlikle bittiği bir km vardır elbet ama bazen sadece 500 ya da 800 km oldu diye bir ayakkabıyı giymeyi bırakmak bana doğru gelmiyor. Tabii bu konuda kendinize güvenmiyorsanız genel olarak telaffuz edilen kmlere uymakta fayda var.
Son zamanlar 2000k yapmadan değiştirmemeye başladım hatta kullanmaya devam etsem daha gideri oluyor ayakkabıların. Sadece adizero adios 2 çok kısa ömürlü oldu 300k içinde 4 kere dikilmek için ayakkabı tamircisine gitti.
Başladığımda bende öyle düşünüyordum öyle de yaptım. Ama idman kapasitem ile bütçem aynı oranda artmayınca bu yola başvurdum. Buraya yazmamın sebebi biraz bu sebep den. Herkes ne yapıyor gerçekten merak ediyorum. Benim kulladığım adidas energy boost ve ultra boost serisi 2000k dan sonra bile denediğim düşük bütçeli diğer ayakkabılardan daha konforlu geliyor daha ekonomik olsun diye bu yola başvuruyorum.
Bende de şöyle bir durum var.Arazi koşuları için Adidas Kanadia 7 tr kullandım 750km, alt kısmı dişleri yerinde. Ama sanki tabanın yumuşaklığı azaldı. Belki bir tabanlık değiştirip devam etmek de ayakkabılar için ekonomik bir çözüm olabilir
Öncelikle yol koşu ayakkabılarını ve trail koşu ayakkabılarını ayrı ayrı değerlendirmekte fayda var.
Yol koşu ayakkabıları daha dikkat isteyen değiştirilmezse sakatlık yaratma potansiyeli daha yüksek ayakkabılardir.Özellikle maraton koşmaya hazirlaniyor veya maraton kosacaksaniz.Koşu ayakkabılarında taban ve taban dolgu malzemeleri zamanla ve özellikle UV etkisiyle sertleşir Bu sertlik hissedilir düzeyde olmayacaktır ancak koşu formunun bozulduğu veya alışık olduğunuz hızdan daha yüksek hızda koştuğunuz bir anda gereken desteği sağlayamaz. Özellikle koşuya yeni başlayanlarda bu risk daha yüksektir. Siz farkinda olmadan sakatlik yaratabilir.Dikatli olmakta fayda var. Buna rağmen yine de bir ayakkabıya sadece km ile ömür biçmek bence çok yanlış yaklaşım.Hislere güvenmek çok daha doğru.Açıkçası ben eğer ayakkabı güven vermiyorsa (az km olsa bile ) hiç risk almadan değiştiriyorum.
Trail ayakkabılarında ise genelde toprak ağırlıklı görece yumuşak zeminlerde koşulduğu ve sürekli değişken yapıda basıldığı için daha esnek davranıyorum.Tabanında dişler eskiyene kadar kullanılabilir diye düşünüyorum.Üstler yırtılınca içeri taş toprak doluyor ama iyi bir ayakkabıcı oralara harika tamiratlar yapabiliyor. Hoş genelde 700-800 km civarı ayakkabılarımı yenilerim ama benimki yeni ayakkabı almanın keyfinden
800-1000 km civarı, incelme olmasa da ayakkabı tabanı özelliğini yitiriyor, Reebok ayakkabılarım var üst derisi gayet iyi ama artık yürümek bile zevk vermiyor fakat yeni New Balance ve Mizuno ayakkabılarım ise çorap gibi sarıyor ayağı destekleri ise o biçim.
Geçen sene koşuya başladığımda ayakkabılarda tabanın sertleşmesi gibi bir konudan haberdar değildim. Ayakkabı yırtıldıysa veya topuğu erimeye başladıysa o zaman eskimiştir diye düşünüyordum. Bu sene yaza gelmeden bir yarı maraton koşayım diye heves ettim… Bir kere maraton koştuğum için yarı maraton hazırlıklarını küçümseyerek peş peşe bir kaç hata yaptım. Antrenmanları olması gerekenden hızlı koşmaya başladım. Zaman kısıtlı olduğu için güç antrenmanları ve esnetme egzersizlerini ihmal ettim sonuçta ITBS ile yüz yüze geldim. Bana ne olduğunu anlamaya çalışırken ayakkabının tabanının özelliğini kaybedebileceğini ve sertleşebileceğini bunun da ITBS tetikleyebileceğini öğrendim. Bu dönemde kısa ve uzun mesafelerde ayrı ayrı kullandığım iki ayakkabı da 500 km’yi geçmişti. 10k ve üzeri mesafelerde giydiğim New Balance 690 V3 zaten alt seviye bir ayakkabıydı. Konuyu araştırırken bazı videolarda elle yapılan ayakkabı muayenelerine denk geldim. New Balance üzerinde kendi yaptığım kontrollerde tabandaki deformasyonu ve esneklik kaybını farkedince bu konunun ihmale gelmeyeceğini öğrenmiş oldum. Çok şükür şu an ITBS gibi bir derdim kalmadı. Uzun mesafeler için yeni bir Adidas Questar Boost aldım. Ancak hala giymeye başlamadım kenarda bekletiyorum. New Balance’ları atmadım hafta sonu düşük tempolu 10k koşularımda giymeye devam ediyorum. Ancak Ağustos’tan itibaren tempoyu arttırınca artık onlarla vedalaşmam gerekecek. Tecrübeli arkadaşların bilgilerinden istifade edin aman benim gibi deneme yanılma yoluyla bir şeyler yapmaya çalışmayın. 500K dan sonra mutlaka periyodik olarak kontrol edin.
Born to run kitabında ayakkabıların hakkında ciddi eleştiriler var gorüşlerin bir çoğuna benimde aklıma yattı. Özellikle sakatlık istatistiklerinde ayakkabıların payınının kanıtlanamadığı vurgulanıyor. ITBS sakatlığına gelince ayakkabılarımı sık değistirdiğim dönem iki bacağımdan da sakatlandım. Koşu da gelişim olacaksa sakatlık olacaktır. Kendim de grubumda da gördüğüm kadarıyla limitleri ne zaman yukarı çekmeye çalışcak bir yerimizde sıkıntı çıkıyor. Tecrübe sadece biraz sakatlığın gelmesini öteliyor.
Bu hem kişiye hem de ayakkabıya göre çok değişebilecek bir konu. Aşağıda şu anda kullanmakta olduğum ayakkabılar ve kilometreleri var. Herkes böyle kullansın demiyorum ama genel geçer söylemleri veya kesinmiş gibi görünen rakamları yeniden düşünmek gerek.
Listen to everyone, follow no one.
(“Herkese kulak ve ama kimsenin yaptığının aynısını yapmaya çalışma, kendi doğrunu bul” diye çevirebiliriz sanırım.)
Asics Nimbus 17 > 1118 km
Asics Kayano 21 > 1030 km
Asics Cumulus > 942 km
Asics DS Trainer> 791 km
Ben ayakkabıların parçalanana kadar kullanılması taraftarıyım, ama bir şartla. Ayakkabı eskidikçe kullanma sıklığını azaltarak ve başka ayakkabıların yanında haftada 1-2 kez(hatta daha az) ‘rotasyona’ sokarak kullanıldığında sakatlık riskinin daha düşük olacağını düşünüyorum. Belli bölgelerinden aşınmış ayakkabılar her koşuda kullanılırsa ayağın/bacağın belli yerlerinde stres yaratıp sakatlık riskini artırabilir. Tabii bu söylediğim tamamen anektodal, test edilmiş bir dayanağı olmayabilir.