Asics İznik Ultra 2016

Valla ben kimseyi direkt suçlamak istemem açıkcası. Çünkü önce Narlıca inişini kaçırdım ve yaklaşık 3K falan fazla koştum. Sonra Derbent girişindeki patikanın girişini de kaçırdım. Şartlanmış bir şekilde önceki senelerde olduğu gibi asfalta çıkan yokuşu tırmanmaya başladım. 50,60 metre falan geçtim, arkamdan bağırdılarda öyle fark ettim. Yorgunluk, susuzluk, uykusuzluk her şeyi yaptırabiliyor insana. Yoksa dediğiniz gibi patikanın girişi gayet güzel işaretlenmişti. Belki başka yerlerde olduğu gibi asfalta giden yokuşada kapalı olduğunu ifade etmek için boydan boya şerit çekilebilirdi. Belki de çekmiştir organizasyon bilemiyorum. Neden böyle diyorum: Narlıca Müşküle arasında toprak patikaya çıktığımda karşımdan gelen 4 tane 12-13 yaşlarında çocuk gördüm. Ellerinde koparttıkları parkur işareti vardı. Bir güzel azarlaryıp yaptıklarının yanlış olduğunu anlattım. Özür dilediler. Yani belki organizasyon çekmiştir şerit ama işgüzarın biri almıştır. Bilemiyorum

3 Beğeni

Eveeet sıcak sıcak… 80K yarış raporum
http://www.cemguler.com.tr/2016/04/asics-iznik-ultra-2016-80k.html

7 Beğeni

50 km parkuru için şaşırtıcı bir başlangıcı izleyen inişleri ve çıkışları ile bittiğine üzüldüğüm, her anından çok keyif aldığım bir organizasyon oldu. Baştaki zeytinlik içindeki bölümde ayakkabı için yanlış bir karar alarak kullanmış olduğum jel tabanlık yüzünden sorunlar yaşadım. Gereğinden biraz daha yüksek oluşu (ayakkabının kendi tabanlığına göre - NB Leadville) ayağımın ayakkabı içinde çok hareket etmesine ve yanal destekten mahrum kalmasına sebep oldu. Kullandığım tabanlıkları düz yol ve tek eğimli hafif yokuşlarda test etmiştim. Bunun yeterli olmadığını, yüksek bir tabanlığın beklenmedik sorunlara yol açabileceğini ilk elden görmüş oldum.

Özellikle istasyonlardaki herkese canı gönülden teşekkür etmek istiyorum. Güleryüzleri ve yardımları ile kendimi çok iyi hissettim. Süleymaniye CP’de bloğundan, koşturmaca podcast’ten ve forumdan tanıdığım ancak yüzyüze konuşma fırsatı bulamadığım Mert (Derman)'ı görmek ve yaptığımız kısa sohbet çok iyi geldi, kendisine ilgisi ve gönüllülüğü için bir kez daha teşekkür ederim.

Organizasyonda emeği geçen herkese bu güzel duyguları bizlere yaşattıkları için teşekkür eder, koşan tüm arkadaşlarımı yürekten tebrik ederim.

Bir teşekkür de forumda yazan, yarış raporlarını ve tecrübelerini paylaşan tüm arkadaşlarıma. Başından itibaren ortaya çıkabilecek herşeyin yarışın bütününe dahil olduğunu, koşullar ve sorunlarla kavga etmek yerine bu işin doğasında olduğunu kabullenerek devam etmenin önemini bir çoğunuzun yazdıklarından defaten öğrenmiştim, bunun çok faydasını görüyorum.

Sanıyorum İznik Ultra 2017’nin kayıtları açıldığında biraz fazlasına cesaret edebileceğim :slight_smile:

11 Beğeni

İznik ultra 2016 benim ilk yarışım oldu.15 km koşabilirmiyim derken yarış sonunda genel klasmanda % 20 lik dilimde yarışı bitirebilmek beni bundan sonrası için oldukça motive etti. Artık hedefim ilk fırsatta 21 km koşmak. Organizasyon için daha önce başka bir yarış organizasyonu görmediğim için bir şeyler demek doğru olmaz.Ama bir konuyu çok merak ettim. Bu tür organizasyonlarda sıcak dan bunalmış yarışmacıların rahatlaması için portatif duş benzeri bir şeyler yapılamaz mı _? İznik gölü ne kendimi atmamak için çok zor tuttum açıkcası …:slight_smile:
Organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ederim.
Koşu Forum üzerinden yarış öncesi ve sonrası yapılan paylaşımlarda oldukça güzeldi ve çok yararlı oldu. Özellikle Nevin hnm yazdıklarını okurken göstermiş olduğu azim ve güçlü duruş karşısında hayran kaldım.

4 Beğeni

ilk defa ultra maraton koşan bir koşucunun yarış raporu degilll :wink::wink:deneyimledigim bir yarışın hikayesidir…
ilk ultram olacaktı daha ultra maraton ayrı mı yazılır yoksa ultramaraton şeklinde birleşik mi yazılır onu bile bilmeden dedimki yaww nasıl yazılırsa yazılsın ben bu tecrübeyi edinmem lazım.
önce antrenman programından başlayalım.bu yarış için özellikle bir antrenman hazırlığı yapmadım ama kesinlikle gerekiyormuş…daha önce maraton mesafesinden başka hiç uzun koşum olmadığından ve en fazlada zaman olarak 3 saat süre ile koşu yaptığımdan hem süre hemde mesafe olarak vücudun ne tepki vereceğini bilmek için km doldurmam gerekiyordu… bir pazar erkenden kalkıp tam 5 saat durmadan koştum bu sürede 55km yaptım…bu antrenmanı yarıştan en az 1-2 ay önce 2 sefer yapmak lazımdı ama ben onuda tek sefer yapabildim.daha önce hiç 5 saat koşmamıştım ama bu antrenmandan sonra 85k nın artık bitebileceği anladım…
haZırlık olarak başka bir tavsiyemde kesinlikle iniş çalışmak olacak…diyeceksiniz ki o ne yaa yokuş antrenmanı tamamda inişde neymişş…(ben bahadır işseven hocanın yanımdan jet gibi geçtiğini görünce anladım nasıl bir şey olduğunu.)lütfen antrenmanlarda yaptığımız yokuşların inişleri sanmayın…çünkü 5-10k koşulardaki o inişleri biz rahatladığımız yerler olarak görürüz…ama bir ultranın inişleri heleki 2-3 saatin sonunda insanı yarıştan bile ayırabilecek kadar sert olabiliyor daha yarışın sonlarını söylemiyorum bile siz hiç 6:30 pace ile yokuş indiniz mi​:grinning::grinning: ultrada inersiniz işte…o yüzden kesinlikle yokuş ve inişi aynı disiplinle yapın…teknik çalışın…:wink::wink:
koşularınızda sırt çantası kullanın koşarken su için,yemek yiyin…bunları bile antrene edin…
şunu asla unutmayın hiç kimse ultramaratonu tamamen koşarak bitiremeZ…mutlaka durur, yemek yer,su içer,yürür…sizde yürüyeceksiniz hemde çok fazla yürüyeceksiniz…merak etmeyin…:grinning::grinning:
hatta iznik gibi parkurdaysanız emekleyerek gececeginiz yer olacak…şimdi diyeceksiniz ki 85k gidecem ve yürüyerek emekleyerek durarak oturarak bu mesafe bitecek… öylemiii …evet bitecek ve bitiyorda…
sıra gelmişti bu deneyimi yaşayanlardan artık bilgileri toplamaya…bu konuda kime ne sorduysam sağolsun en ince ayrıntısına kadar anlattı…Bahadır işseven hocam,ismail eren abi veysel çetiner abi, hüseyin burgaz abi,bilal gül ve aytaç direk abi …sizlere çok teşekkür ederim.
şimdi bu ultra işi zaten kayıttı,konaklamaydı,ulaşımdı derken bayagı masraflı bir iş…o yüzden bari yarış için zorunlu malzemeleri en uygun nasıl temin ederiz diye biraz araştırdım ve bu konuda en yararlı bilgileri bahadır işsevenden ve ismail eren den aldım…ısı koruyucu battaniye,düdük,fener,reflektörlü yelek,su kabı,ara kat giysi,çanta,yağmurluk,şapka,elastik sargı bezi,bardak,yiyecek,cep telefonu,kimlik kartı…peki bu kadar malzeme nasıl girecekti bu çantaya…diye kafa yorarken deneyimli ultracılar işte bu malzemeleri en uygun nerden alabileceğimi söylediler…size ufak bir öneri…karton küçük meyve suyunun birinin üstünü keserseniz hem katlanabilir hemde bedavaya elde ettiğiniz bir bardağınız oluyormuş bende yeni öğrendim ve çok işime yaradı çünkü kontrol noktalarındaki ikramlarda kimse size içeçeğinizi bardakda vermiyor kendi bardağınızla içiyorsunuz…
Bunları yarıştan 15-20 gün önce tamamlamanız gerekiyor ki en azından çantanızın ağırlığını bilin ve gerekirse birazda o ağırlıklarla koşun…ee tabi benim gibi birde yarıştan önce herhangi bir ağrı sızınız varsa aldınız başınıza belayı…yarışa 2 hafta var ve benim hem dizim hemde dişim ağrıyor…doktor dedi çekilecek… çekilmiş dişle ben nasıl ultra koşarım diye çektirmedim ve son haftaya girdim ama dişimde bana inat agrılarını arttırdı ve her antrenmanda bana koşuyu bıraktıracak kadar ağrıdı…vee orda işte iyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş ya benim halimden anlayacak kendiside koşucu olan Dr. Beyza Çeliğe durumu anlattım ve bana dişi çekmeden kanal tedavisi ile dişi kurtabileceğini söyleyerek tedaviye başladı salı günü ilk tedavi ve perşembe akşamı son tedavi ile beni benim dişi yarış koşacak hale getirdi…ne kadar teşekkür etsem azdır yani…
cuma sabahı içimde farklı bir heyacan vardı sanki bayram sabahı uyanan çocuk heyecanı gibi bir heyecandı malzemelerimin hepsini bir çantaya koydum…alacaklarım hazırdı…hee bu arada sizde eğer böyle bir yarış için son dk bişey unutmamak için bir kontrol listesi yaparsanız hiç bişeyi unutmadan çantanız haZır olur…koşu çantam koşu kıyafetlerim ayakkabım ve zorunlu malzemeler tamamm…harici batarya şarj aleti tamam…havlu terlik şampuan tamamm…yedek kıyafet tamam…tuz tabletim kremler tamamm…hadi bismillah yola çıkabiliriz.gece Tuzlada kaldım otel işini önceden ayarlamadığım için rastgele gidip bir yerde kalmamak içinde arkadaşlarla sabah erkenden yola çıkacaktık…Halil özcan (kendisi 50k 1.si) selçuk sabuncu (85k da beraber koştuğumuz ama bir noktada çok fena rahatsızlanarak yavaş da olsa koşuyu tamamlayan badim) ve selman ile sabah 4 de yola çıktık…izniğe sabah 6 gibi geldik…daha fuar alanı açılmamıştı ve kayıt masasında gögüs numaramızı almak ve malzeme kontrolü yaptırmak için biraz bekledik ve tam 6 da kayıt masası açıldı…görevli bir arkadaş sordu 80k için mi dedi bende hayır biz 85.5k için geldik dedim​:grinning::grinning:(bu 85.5k ya takmıştım bir kere) gögüs numaralarımızı aldık…yarış için orhangaziye gidecektik…bizi oraya götürecek otobüs saat 7:30 da kalkacaktı…kaptann yarış otobüsü bu değilmi diye sordum. o da evet 80k cıları götürcem dedi…ona da ama biz 85.5k koşacaz diyerek durumu 2-0 a getirmiştim…:muscle::muscle:
Son hazırlıklarımızı yaptık ama en önemli şeyi kahvaltıyı agırdan alınca tek bir kaşarlı tost ile yarışa girmek zorunda kaldım…ama inanılmaz su içiyordum hatta benle beraber herkes içiyormuşki daha otobüs orhangaziye varmadan biz otobüsü durdurup mola verdirmek zorunda kaldıkk…:grinning::grinning: neyse ama suya çok ihtiyacımız olacaktı…iyi oldu çok su içmek…(biliyorsunuz koşuculardaki kalp krizinin en büyük sebebi vücudun aşırı sıvı kaybı…tabiki kanda sıvı olduğu için aşırı su kaybında içindeki akışkanlık da azalıyor ve kalbin daha bir koyu kıvamda kan pompalaması anlamına geliyor…en ufak bir sorunda krizzzz… o yüzden lütfen su çok önemli…)
Orhangaziye vardık…otobüsten inerken millet sanki bize uzaylı gibi bakıyor…ama nasıl bakılmasın herkesde sırtında çantası önde sulukları kafada şapka… hee birde yanımızdan geçenlerden bazıları turist bunlar diyerek Türklerin de böyle koşabileceğine inanmıyor sanırım…!
Yarış alanında deneyimli ultracılarla konuşmaya başlarken benim heyecanım biraz daha arttı…biz selçuk abi ile beraber koşacaktık beraber taktik geliştirdik nasıl koşacağımızın planını yapmıştık…paceler belirlenmişti…ama içimizdede o yarışma zevki vardı en son 70k ya kadar beraber gidecektik sonra kim iyi ise o devam edecekti…bu düşünce ikimizinde ilk ultrası olacağı için neyle karşılacağımızı bilmediğimizden kaynaklanıyormuş onu anladık.

Yarış başladı önümdeki mesafeyi düşündükçe korkuyordum nasıl bitecekti bu kadar mesafe…geçen senenin 1.si yarışı 6s 45dk bitirmişti…bizde Selçuk abi ile yarış planımızı yaparken önce 8.5 saatte bitirelim istedik sonra yaptığımız istişareler sonucu 10 saat altının bizim için mükemmel olacağını düşündük…ama parkuru görünce bırakın süreyi bu parkuru sağ salim tamamlamanın bile mükemmel olduğunu anladık…neyse…
Bende yarışın artık tamamını düşünmeden Kontrol Noktaları (KN) arası yarışmaya karar verdim…
İlk yokuş sölözden sonra başlayacaktı bari oraya kadar tempo oturtmaya başlayalım dedik ama 5:00 ile 5:20 pace arasında gezindik.Göl kıyısında ilerlerken karşımıza çıkan 136k cılara selam vererek devam ediyoruz…ilk KN örnekköy…süre:19dk…zaten 4.km de idi ne olduğunu anlamadığımız için durmadan devam ettik ilk noktadan.ama köy içinden geçerken ufaktan beslenmeye başlamıştım çantamdaki hurmalardan 2-3 tanesini giderken atıştırdım.sölöze doğru dere geçeceğimizi biliyorduk işte daha önce okuduğum yarış raporlarında kimisi ayakkabılarınızı çıkarın yoksa ilerde toz toprak yapışır çamur içinde vıcık vıcık koşarsınız diyordu kimisi çıkarmayın yoksa çıkışta ayaklarınızın altına yapışan taş parçaları sizi koşarken çok rahatsız eder zaten 5km sonra kuruyor diyordu…ben kendi rahatlığım ve konforum için yanıma yedek çorap aldım ayakkabılarımı çıkardım ayağımdaki çoraplarla geçtim ve çıkışta çorapları kenara attım ayağıma hiçbişey yapışmadı ve kupkuru ayakkabılarlada yarışa devam edebilecektim…yine olsa yine aynı şeyi yapacam…çünkü bana zaman kaybı 30sn bile olmadı…kaldıki daha 10 saat koşacaktık…koşmaya devam…parkur biraz sıkıntılı ama ilerde koşacağımız yerlere göre tartan pist derim şuan…
19k daki sölöze girdik süre:1s37dk… Köy içinde işaretleme çok net olmadığı için önümüzde 6 kişi vardı 1 tanesi KN na uğramadan devam etti…bizde tersten gelerek KN uğradık ve bişeyler yiyip ikmalimizi yapıp devam ettik yarışın en uzun parkuru olan sölöz-narlıca etabına başlamıştık…ama daha 2.kmde hava sıcaklığı ve yokuş çıkmanın verdiği zorlukla sürekli bir sıvı alma ihtiyacı hissettim ki ben KN de küçük pet şişede su olur diye yanıma pet şişe almamıştım.(çantamın ön bölmesinde pet şişe koyma yerleri var diye)hadi pet şişe yok sırt çantanın suluk kısmına neden su doldurmazsın ki…işte hata hata hataaaa…
Sölöz-Narlıca arası Toplam gidilecek mesafe 17.5k…yarısı çıkış yarısı iniş olarak hesaplasak ortalama 8-9km yokuş çıkacaktık…ben her 200-300metrede bir yudum su içmek istedim ama suyumuzu idareli kullanmalıyız…derken karşımızda hüseyin burgaz ve bilal gül…herzamanki gibi güle oynaya gidiyorlar…ee yol uzun selam verip devam ettik…bir noktada artık tam bitmek üzereydik ki bir baktık su…Resmen oluğa kafamı soktum…kana kana suyumuzu içtik…ilk enerji jelini burda aldım…ne rahatladık ama…biraz ilerde bu sefer bir başka 136k cı serkan yıldızla karşılaştık o da daha bu yokuşun bir şey olmadığını 2.yokuşun çok daha sert olduğunu,kontrollü gitmemiz gerektiğini söyledi…haklıydıda daha gözümüzle görmediğimiz için kafamızda canlandıramıyorduk…daha ne kadar sert olabilirdiki… bundan sertti dağ tırmanışı olur heralde dedim…ama durmak yok yürümek yok… devammm… nereye kadar koşacaktık bakalım derken yine suyumuz bitmekde,artık yürü koşlar başlasınnnn​:grinning::grinning: bundada 2 tane taktik geliştirdik ilk başta selçuk abi koşmaya devam etti ben yürüdüm selçuk abi yürürken ben koştum ve ister istemez hem hızımızı koruduk hemde birbirimize yetişerek mesafemizi…ve de dinleniyorduk…tabi belli yere kadar sürdü sonra ve her ikimizde yürüdükkk​:grinning::grinning: neyse ki az sürdüde tepeye ulaştık…narlıcaya doğru inişe geçmiştik ama bir baktık tekrar çıkıyoruz…sonra selçuk abi dedi volkan bayadır hiç işaret yok kesin yanlış yoldayız dedi ben ilk başta hiç başka bir yola girmedik ki dedim biraz daha gidelim biraz daha gidelim diye 1k fazla gitmişiz…geri döndük 2k oldu…neyse yol uzun telafi edilir…aslında yoldan çıkıp çeşmenin yanından direk çok sert inişe girmemiz gerekiyormuş.işte başladı sert inişler…sonra bir baktık arkamızdan her gelen bizi geçiyor…inemiyorduk…Bahadır abi yanımdan jet gibi geçerken bize de iniş taktiği verdi…ama bu başka bişey…çok antrenman istiyor kolay değil di bir anda öyle inmek…neyse 3.KN olan Narlıcaya gelmiştik.süre:3s45dk…gönüllü ve görevli arkadaşlar öyle bir yardımcı oluyor ki bu noktalarda istediğiniz bişey varmı dediklerinde tek istediğim çantamdaki su torbamı ağzına kadar doldurun oldu…çantamı onlara verdim ben başladım bişeyler yemeye… hatırladığım bir kase çorba içtim ve giderkende 2-3 bardak kola içtim.
36…5k yı bitirmiştik…Yeni parkurumuza başladık.Narlıca-Müşküle arası toplam mesafe 9k gidecektik.eğim haritasına göre biraz daha inişimiz vardı ama bir 500m çıkışımız vardı o çıkışta beraber koşuya başladığım selçuk abi kendini iyi hissetmiyordu geride kalıyordu ara ara beklememe rağmen artık hızlı devam edemeyeceğini söyleyerek bana devam etmemi söyledi…kesinlikle çok büyük bir sorunu olmalıydı yoksa öyle kolay bırakacak biri değildi o…yinede son kez hadi böyle anlaşmamıştık 60-70k ya kadar beraber gidecektik dememe rağmen sıkıntılı olduğu belliydi…(sonradan öğrendik aşırı su kaybından dolayı böbrekler zorlanmış,ama ben biliyorsam bu adam bu koşuyu bırakmaz sonuna kadar yürür zamanlamaya takılsa bile yürür ama yine bitirirdi ki dediğim gibi oldu yarışı ne pahasına olursa olsun 13 saatte bitirdi.)bana devam etmemi tekrar söyledi onu müşküleye varamadan bırakmıştım…çıkışta bahadır abi ile tekrar karşılaştık çok iyi gittiğimi belirterek kontrollü gitmemi söyledi bu işte tecrübe esastı zaten 10adım koşmaya çalışıyorsam 10adımda yürüyordum…çıkış bitti artık tekrar iniyorduk.ama ortada inilecek yol yada patika yoktu resmen tepeden kayarak yere oturarak iniyorduk…hava iyice ısınmıştı yeşillik birde ayrıca nemli bir ısı veriyordu sanki…inerken bile su içmek gerekiyordu…eğer düşündüğüm şey olacaksa bizi hiç iyi bir şey beklemiyordu…acaba diyordum eğim grafiğine göre iki köy arası burası bir vadi ise ve biz şuan iniyorsak elbette bunun birde aynı sertlikte çıkışı olmalıydı ki korkttuğum başıma geldi ve bir metre önümüzü göremeden (dallardan ve dönüşlerden dolayı)tepeye tırmanmaya başladım…işte parkurun ortası ve en zor yeri burası idi…susuzluk açlık yorgunluk tavan yapmış durumda…en ufak bir sorun olsada bıraksam yarışı modundayım…derken benim için psikolojik sınırım olan müşküleye geldim.süre:5s18dk…
45.km idim…daha 40km vardı ama olsun en azından katedeceğim mesafe katettiğimden az olunca kendimi kandırabiliyordum…müşkülede su ihtiyacımızı ve ikmalimizi gönüllülerin yardımıyla yaptık bu arada yine bir görevli arkadaş bana siz 80k nasıl koşacaksınız dedi bende 85.5k diyerek durumu 3-0 yapmıştım… dinlenirken başka bir abimiz 136k cı Veysel abi ile karşılaştık.biraz konuştuk nasıl ilk ultran derken bana bende ilk ve SON ultramın hiçde iyi olmadığını söyledim… o da bunun geçici olduğunu herkesin ilk başta bu şekilde düşündüğünü şuan 5. yada 6. gittiğimi söyleyerek yola devam etti…bende içime tişörtün altına çantanın rahatsızlığından bir nebze korusun diye giydiğim içliği çıkartıp çöpe attım…ohh be çok rahatlamıştım…hadi volkan devammmm…
sırada 10k lık müşküle-süleymaniye etabı vardı…eğim haritasına göre süleymaniyeden sonra genel inişe geçecektim ama çıkışlar hiç bitmiyordu ki hala çıkıyordum oraya konsantre olurken yolda veysel abi ile tekrar karşılaştık…gece 12 de koşuya başlamışlar saat öğlen 2 olmuş bu adamlar hala parkurdalar…ben şimdi nasıl durayımmmm…tabi bu çıkışlar sürekli yürü koş yürü koş şeklinde oluyor.güneş tepemizde sıcaklık jad safhada…bari bişeyler yiyeyim dedim çantadan bir paket çubuk kraker çıkardım yemeye çalışıyorum ama agzımda lokmalar büyüyor susuz geçmiyor…ama 10k yolum var daha olsun yapacak fazla bişey yok, zorda olsa yemeliydim…bu 2. ve son jelimi burda aldım.başka jel kullanmadım çünkü midemi bulandırıyordu artık herşey…sadece su içmek istiyordum ama çantamdaki sıcak suyu değil buz gibi su içmek istiyordum…tepe çıkarken ilerde önümde olan yarışta 4. ve 5. sırada giden 2 kişiyi görünce beyin direk ona konsantre oldu ve onları geçebileceğimi anladım…bu arada çantamdaki olips şekerler aklıma geldi…bir tane attım ağzıma.hala anlam veremediğim şekilde şekerden mi yoksa önümdeki o 2 kişiyi görüncemi oldu bana bir enerji geldi artık yokuşta bile daha az yürüyordum…2.tepeninde doruğuna ulaşmadan onları geçiyordum…onları geçerken şekerimden onlara da ikram ettim ama nazikçe reddettiler belkide bana enerji veren o şekeri almayarak büyük bir fırsatı teptiler ama yapacak bişeyim yok benden günah gitti​:grinning::grinning:
artik yürümelerim daha da azaldı inişe geçmiştim 4:30 pace ile iniyordum.Allahım ne gaza gelmişimmm…yine bir parça yokuş olsada…işte 55k daki süleymaniye…süre:6s56dk…
Köye girişte bir pınar buz gibi su…oh bee…kafamı suya soktum…resmen tuzlardan kafam arındı…ikmali tamamla…yiyeceklerini yee…arkandan gelenleri kolla…veee hadi son KN na koşşş…sırada derbent var…inşalllah 15.5k sonra derbent de olacaktım…içimde inanılmaz bir rahatlık vardı çünkü artık yokuş yoktu yani en azından daha öncekilere göre yoktu… inanılmaz bir şekilde hızlanmıştım 5-5:30 pace arasında koşuyordum…ama yine yokuş olunca yürüyordum tabiki…136k koşan 6-7 kişilik bir gruba selam vererek onlarıda geçtim…artık sadece su ve şeker olayıyla gidiyordum…inişler çıkışlar onlardan bahsetmiyorum artık uzaktan iznik bile görünüyordu ama daha derbentte bile gelmemiştim…olsun bu bana yeterdi yine gaza geldim…derbent de göründü…71k geride kalmıştı…son KN sı Derbentteydim…süre:9s01dk…
Burada yarışta gönüllü olan Murat Özeren ve Selma Kılıç bana çok iyi gittiğimi ve yarışda 4. olduğumu söyleyerek çantama su doldurdular ve izotonik içeçeğimi bana vererek 100-200 mt bana destek koşusu yaparak uğurladılar…artık 14.5k sonra yarış bitecekti…yanından geçtiğim 50k cı bir bayan bana seslenerek sizzz 80k cımısınız dedi bende yine artık aldığım nefes bile zor gelirken döndüm arkaya ve hayır ben 85.5k cıyım diyerek durumu 4-0 a getirmiştim…:grinning::grinning:
artık izniğe kadar sürekli iniş vardı hiç durmadan iniyordum ama ayaklar da kalkmıyordu sürüye sürüye iniyordum saatin şarjı bitmek üzere son kontroller ama iniş bile 6:00-6:30 pace arası…yanından geçtiklerime soruyorum ne kadar var son 2-3km diyorlar… ne bitmez mesafeymiş 10-15 dk gittim yol kenarında duranlara sordum son 2-3 km dedi… devam ettim yoldan biz geçerken trafiği kesen polislere sorayım dedim onlarda son 2-3 km dedi…neyse artık şehiriçindeydim zaten şimdi yine sorsam birine oda diyecek 2-3 km kaldı diye…cevabını bildiğim soruyu artık sormayacaktım.:grinning::grinning:
son dönüş…bitiş görünüyor artık arenaya giren Roma orduları komutanı maximus decimus meridius havasındayım ama birden içimdeki o çocuk çıkıyor ve içimden kızımın ben giderken bana söylediği şarkı aklıma geliyor…
“Çok koşupta terleme”
“Soğuk sulardan içme”
“Sonra hasta olursun”
“Gidip doktoru bulursun”
“Doktor gelir odana”
“iğne yapar popona”
“Ay ayy diye bağırma”
"Gidip annemi çağırma":grinning::grinning::grinning:
ve son olarak yarış bitmişti artık 85.5k koşmuştum 10s 45dk da… fazladan koşmamla 87.5k…
madalyayı boynuma takan görevli bana 50k madalyası verdi yanındaki son anda gördü aaaa bu arkadaş 80k cı ama deyip madalyamı değiştirdiler.
ama merak etmeyin ben son nefesimle de olsa durumu 5-0 yapmıştım bile​:grinning::grinning::grinning:
Herkese sağlıklı koşular…

13 Beğeni

Helal olsun Volkan.Brava bravo bravo

Arkadaşlar Merhaba,
Öncelikle İznik Ultra Maratonu’na yarışmacı veya destekçi-gönüllü olarak katılan herkese teşekkür ederim.Yarış direktörü olarak biraz geç bir mesaj olduğunun farkındayım ama Salı gününe kadar İznik’te kalıp sürekli kapanış toplantıları yapıp sonrasında ertelediğim özel işlerim ve yorgun vücudum sebebiyle normalden yavaş çalışabildim.

Hala birçok eksiğimiz olsa da, sanırım sizlerin de desteği ve katkısıyla İznik Ultra’yı biraz daha ileriye taşımayı başardık.
Sıcak hava ve asfalttan patikaya dönen etaplar sebebiyle parkurun biraz daha zorlaştığını kabul ediyorum. Organizasyon olarak, Müşküle sonrasında daha esnek davranarak, geç kesinleşen bu değişikliğin bitirme oranlarını etkilemesini en aza indirmeye çalıştık:

Henüz çok detaylı analizler yapamadım. Bugün içinde yarışmacılarımıza göndereceğimiz eposta ile değerlendirme anketi talep ediyor olacağız. @okmali epostası bize teknik bir sebepten gelmemiş ama konudan haberdarız. İnceliyoruz, cevap bekliyoruz.

Bizim hareket ve motivasyon noktamız; Patika Ultra (Ultra trail) yarışlarının dayanışma, dostluk, yoldaşlık kültürüdür. Bu yolculukta çalışan bir kronometre vardır, ancak bunun hakemi de mükafatı da kişinin kendi iç dünyasında en yüksek değerine ulaşır. Polisiye önlemle ultra trail yarışı yapılamaz.

2016 yarışında bazı yarışmacıların Derbent öncesi kazara yanlış yoldan devam ettiği, bir kısmının işaretsizliği fark edip geri döndüğü, bir kısmının bir ışıltı veya GPS izine ulaşmak için yardırdığı:), bir bölümünün de öğrendiğimiz veya henüz öğrenemediğimiz muhtelif sebeplerle bu yola devam ettiği ortadaki gerçektir.
İlk konu, her yarışmacının organizasyonun yarış günü işaretlediği rotayı takip etme zorunluluğudur. Bu işaretleme yarış sırasında bile değişebilir. Alternatif rotaların kısa-uzun, kolay-zor olması ayrı bir konudur. Bu örnekte evet, çok bariz bir kestirmedir. İki alternatifin karşılaştırması:
Araç yolundan devam edildiğinde:
4.2km uzunluğunda, 96m çıkış, 181m iniş içeriyor. (yaklaşık 775m toprak yol, kalan 3,1km soğuk asfalt, son 300m asfalt)
Patika etaba girildiğinde:
5.2km uzunluğunda, 169m çıkış, 258m iniş içeriyor. (son 300m asfalt, kalanı toprak traktör yolu, ince kalın patikalar)

İstemsiz de olsa yapılan hataların görmezden gelinirse, başka dostlarımızın emeklerine saygısızlık olacağı da ayrı bir gerçektir.

Daha önce defalarca işaretine geri dönmüş bir koşucu olarak, hakkaniyet içinde konuyu çözmeye çalışacağız. Bu konuda bazı arkadaşların “diğerlerini tespit edemediniz… edin” dediğini duyduk. Yakalanan ceza alır. Her banka soyan, adam öldüren de yakalanmıyor. Yakalanan adam “ama diğerlerini yakalamadınız” diye savunma yapmıyor. Yakalanan alır ve almalı. Ama öncelikle “yakalamaya” değil, tespit etmeye çalışacağız.

Öte yandan patika yarışlarında kendi yanlışlığını fark edenlerin bunu yetkililere bildirmesi de genel teamüldür. Patika yarışları ve yarışçıları arttıkça, bu konudaki olgunluk ve kültürün gelişeceğine olan inancımı koruyorum.

Bitirirken, hatalarımız, eksiklerimiz, gelişebilecek yanlarımız olduğunun farkındayız. Lütfen onları bize anketle, e-posta hesaplarımızla iletin. 2017 için belki hepsini yine hayata geçiremeyebiliriz, ama emin olun ki elimizdeki kaynak ve imkanları zorlayarak en iyisini yapmaya çalışacağız.
Sevgiler, Sporla Kalın.

16 Beğeni

@okmali epostanız bize ulaşmamış. Arkadaşlar son 3 günde mail atılan sağlık raporlarını sunucudan silmedikleri için info adresimiz şişmiş, temizlendi. Lütfen yeniden atarken caner et maceraakademisi.com adresimi de CC yapar mısınız?

Merhaba,

Tekrar gönderdim maili. Mailde yazdığım gibi yukarıdaki açıklama benim için yeterli. Seneye çok daha iyisinin olacağından eminim. Buradan tekrar tebrik ve teşekkür ederim bu güzel ve başarılı organizasyon için.

Seneye de inşallah parkurdayız :slight_smile:

Saygılar

6 Beğeni

@caner elinize, emeğinize saglik. Orada degildim ancak oncesinde, sirasinda ve sonrasinda cok buyuk emek verilmis oldugu asikar. Emegi gecen herkese bir kez daha tesekkur ederim.

1 Beğeni

Ben 2007-2011,5 arası vejeteryan’dım sonrasında geçen yıl İznik sonrası köfteci Yusuf’ta yendiğim köfteden sonra gene vejeteryan besleniyorum(doğru olan vegan beslenmek) 137 km’yi sorunsuz bitirdim. Hayat bize olduğu kadar diğer canlılara da bir armağan.

4 Beğeni

Selamlar Cem,
Yarış raporunu okumayı bitirince acil durum telefonu ile ilgili bölüme açıklama yapmamız gerektiğini düşündüm. Bu hattı önemsiyoruz ve bu yarıştan önce eski cihazlarımızın pili yetmez diye yeni bir akıllı telefon aldırdık. Ismarladığımız fiyat aralığında planlanan cihazla bulunamayınca, hatttın başındaki arkadaşımızın çok yadırgadığı menülere sahip bir LG aldındı. Cihazın sabah saatlerinde kısa bir süre kapandığını fark edememiş olmamızın bir mazereti olmamalı. Çıkardığımız ders yeni cihazların erken alınıp menülerinin sadeleştirilmesi oldu. Ayrıca ikinci bir hat ile genel ve sağlık acil durumlarını ayırmayı, kapsama sorunlarında birbirlerini yedeklemesini düşündük. CP görevlileri haberleşme grubunu uyarınca ilgili arkadaşımız cihazı hemen kontrol etti. Tekrarlanmamasını hedefliyoruz.

3 Beğeni

Caner selam,

Geri dönüşün için teşekkürler. Bence bu olay organizasyonun en büyük eksisi oldu. Çünkü organizasyon 5 yıllık olmasının yanında İznik dışında da bir çok etkinliğe imza atıyor. Yazdıklarından çıkardığım anlam kullanılan telefon konusunda tecrübesiz bir arkadaşın hat başına bırakılması, bunun kontrol edilmemesi ve yarış başında pil yetmeyeceğini bildiğimiz halde yedek hattın devreye alınmaması gibi başlıklar çıkıyor. Eminim bir sonraki organizasyonda bu ciddi olay bir daha yaşanmayacaktır. Ancak hattın kısa bir süre değil birkaç saat ulaşılmaz olduğunu da belirtmek isteriz. İlk yardım tecrübesi olan bir arkadaşın sporcuya müdahale etmesi ise bence en büyük şans oldu. Herkesin bildiği gibi parkurda büyük değişiklik vardı. Özellikle tecrübesi olmayan koşucular için bu parkur oldukça zorlu ve yer yer tehlikeliydi. Yağış olsaydı daha da sıkıntılı olabileceğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıl yine benzer bir parkur olacak ise bence trail ayakkabısı zorunluluğu da mutlaka değerlendirilmeli diye düşünüyorum.

4 Beğeni

Merhaba Caner,

Telefonun menüsünün anlaşılamaması kapalı olmasına mazeret olmamalı. MCR Racesetter gibi Türkiye’nin dört bir yanında organizasyon düzenleyen olgunlaşmış bir oluşuma bu yakışmadı. Bu vahim durumun kıyısından döndüğümüz için hepimiz şanslıyız ve umarız ki devam eden süreçte bu ve benzeri olaylar tekrarlanmasın. Belirttiğimiz noktaların dikkate alınacağı konusunda aklımızda bir soru işareti yok zaten.

İznik Ultra gibi bir organizasyonu 5. yılında bize kazandıran herkese tekrar teşekkürler.

2 Beğeni

Açıkçası Strava üzerinden yaklaşık 50 kişi ile flyby özelliği ile baktığımda 7 kişi derbent girişinde yolu kısaltmış gözüküyor, %14 ciddi bir oran. O ayrıma girişte önünde olduğum bir kişinin ayrım sonrası açtığı fark ortada. Ki bizim geçtiğimiz anda işaretleme ile ilgili herhangi bir problem yok idi, sonrasında da olduğunu sanmıyorum. Önemli olanın parkuru sağlıklı bir şekilde bitirmek olduğu ultra maraton felsefesinde, tabi ki önlerde olmayı herkes isteyecektir. Ancak eğer bir kaybolma veya sağlık sebepli bir durum yok ise böyle bir yöne sapma doğru bir davranış değildir. Bu kadar uzun mesafeyi koşmaya gelen arkadaşlarımız da, hepimizde olduğu gibi bir süre sonra işaret göremiyor ise, yanlış rotada olduğunu fark ediyordur. Tabi ki belki de bu kısa yolu bir şekilde kullanmak durumunda kalan arkadaşlar yarış sonunda bunu kendileri organizasyon ekibine bildirmişlerdir.
Yarış yönetiminin bu konuda yazdıkları bence de yeterli, ancak biz koşanlar adına bir farkındalık yaratması için bu durumu tekrar dile getirdim.

8 Beğeni

Merhaba,
2016 yarışları için bir kısa ön film hazırladık. Haftasonu koşuları öncesi iyi seyirler

8 Beğeni

Merhaba,
İznik Ultra 2016 filmini geçen hafta yayınlamıştık. Buradan da paylaşmak istedim, iyi seyirler…

6 Beğeni

Ah o kestirme yapanlar…