Aladağlar Sky trail 2024-1

Abi ben düzenli her gün kullanıyorum, çok arada ara veriyorum dinlendiriyorum.
Yarışta ya da bir gün önce içilen yetersiz kalıyor diye biliyorum.

4 Beğeni

Ekipleri iletişim için Meshtastic deneyip memnun kalmışlar yarışta. Erkenden bileydim ben de koşucu olarak denemek için katılırdım sırf. :slight_smile:

4 Beğeni

Selam,

Aslında Alp’in başarılı bir şekilde Lavaredo, TDS bitirmişliği var. Bir hayli tecrübeli. Fakat çarşak, gevşek zemin inişi başka bir tecrübe gerektiriyor.

Daha önce de konusu olmuştu. Bence böyle inişlerde batonun faydadan çok zararı var. Alp’İn düştüğü inişde ben batonu kesinlikle kullanmazdım.

4 Beğeni

Çarşak zeminde inmek çok zevkli. Geriye yaslanarak , akışa ve yumuşaj zemine kendini bırakarak gitmek güzel. Zemin değişkenliğine karşı batonları hazırda bulundurmak ve biraz uzatmak gerekiyor. En tehlikeli unsur ani zemin değişikliği. Önünüzde ki 5-10m tahmin edemezseniz bazen batonlarda kurtarmıyor. Temkinle be baton desteği ile keyifli bir iniş oluyor. Ufak taşların ayak içine girmesini engellemek için tozluk şart gibi duruyor. Cici ve pahalı ayakkabıların ökçelerine ne olduğunu aklınıza bile getirmeyin. Videoda arkadaşımız batonlarını sürekli serbest kullanmış el bağcıklarını kullanmamış

3 Beğeni

Günaydın,

Baton kullanımı ve inişleri iki farklı olumsuzluk olarak yazdıydım. Batondan hemen sonra inişten bahsedince, baton iniş hatasının nedeniymiş gibi algılanıyor. Orayı ‘inişlere’ yerine ‘ve ayrıca inişlere de’ şeklinde düzenleyeceğim.

-Çıkışlarda ve inişlerde batonların uzunluğunu değiştirmemiş gibi görünüyor.

-Akvaryum dediği yer hariç diğer düz yerlerde de sağ sol batonu aynı anda yere basıyor.

-Çıkışlarda, özellikle çok dik yerlerde batonları aynı anda yere basması normal ama çok ileri basıyor.

-Batonların askılıklarını bileklerine geçirmiyor veya batonların askılıkları yok.

Baton ile ilgili benim gördüğüm hatalar bunlar.

İnişlerde ise baton kullanımı zemine göre değişir bence. Normal bir toprak trail parkurunda çamurlu bir zeminde neden kullanılmasın. Ama Çarşak zeminde tartışılır. Kişinin alışkanlıkları da belirleyici olur. İri taşlı zeminde hızlı bir iniş esnasında baton ucunun taşlar arasına takılması, kişinin düşmesine ve/veya batonun kırılmasına neden olabilir.

Alp’in iniş hatası olarak gördüğüm şey, bildiğin tecrübesizlik. Eğer iniş tecrübesi var ise yorgunluktan sağlıklı karar verememekdir ki bu da bir tecrübesizliktir. Bu da değil ise durum vahim demektir. Çünkü doğruyu bildiği halde ve sağlıklı karar alma yetisi azalacak kadar zorlu kosullara girmemişse, ciddiye almama olur.

En kötü çarşak zemini, sert bir zemin üzerinde az taş olması. Hiç taş yoksa zaten çarşak değildir. Basar ineriz. Çok taş varsa ve derinliği de yeterli ise, akan çarşak olur. Durabileceğimiz mesafe kadar ilerisini görebiliyorsak (ayaklarını kaldırmak gibi uygun bir teknikle) koşması çok zevkli olur.

@husy72 nin çarşak inişi ile ilgili verdiği bilgiler oldukça yerinde.

-Videonun 12:25 düşüşü batonla destek alarak kurtulabilirdi. Gerçi düşme diyemeyiz buraya, çökmüş.

-12:50 deki zeminde doğru yapıyor. Aslında bu zeminin sürekliliği olsa burada koşmak çok zevkli işte. Ama çarşak patikanın hemen yanındaki kayalar üzerine düşme riskini göze almak doğru olmaz.

  • 12:50 deki zeminde 13:02ye kadar doğru yapıyor. 13:02de zemin değişmeye başlıyor ama sağlıklı zeminde ilerledigi hızla devam ediyor. Kendisi de farkında ‘kum azaldığı zaman’ diyor. İnişte en kötü çarşak zemini sert zemin üzerinde az taş olması.

-13:21 en büyük hata. Belki tecrübe eksikliği belki yorgunluktan sağlıklı karar verememek belki de ciddiye almamak.Sağ tarafta ayaklarını rahatsız edebilecek irilikte taşlar var diye sanırım üzerinde az taş olan sert zemine (kayaya) çıkıyor. Eğimin de marifetiyle sonuç kaçınılmaz. Sağ taraftaki taşlar ayağı rahatsız edebilir ama sağlıklı bir zemin diyebilirim. Orayı kullanmamış. Bu kısmı ve düşüşünü izlerken çok gerildim. Neyse ki ciddi bir darbe almadan atlattı.

Ama Alp keyifli biri, kanalına abone olurum :slight_smile:

5 Beğeni

Merhabalar arkadaşlar, ben de kısaca uzun parkurdan bahsetmek isterim ki katılacak arkadaşlar seneye ona göre değerlendirme yapsınlar,
parkur dağcılara özgü bir rota olmuş, inanılmaz teknik inişler ve çıkışlar barındırıyordu. Onun için uzun parkuru düşünen arkadaşların dağcılık deneyimi varsa, yada yüksek irtifalarda idman yapmışlarsa öneririm, yoksa kesinikle katılmayın derim! yükseklik korkusu olanlar, tehlikeli yerlerden geçmekten (dağ sırt boyunca bir yanınız uçurum ve altınızda kaygan bir zemin) korkanlar kesinlikle gitmeyin! tozluk olmadan baton olmadan aman sakın, benim tozluklarım karasay inişinde paramparça oldu ve 10 kere falan ayakkabı temizlemek için durmak zorunda kaldım yarışın devamında. Uzun parkurun asıl kısmı karasaydan sonra başlıyor ve gerçekten alacaya çıkmak tam bir işkence oluyor. ben 2 defa emler zirveye çıkmış biri olarak karasay kesinlikle başka bir boyut olduğunu zirveyi gördüğümde ve tırmandığımda anladım :slight_smile: daha önce erciyes ve tahtalı sky yarışlarına katılmış biri olarak ne coğrafyanın ne de arazi yapısının benzerlik olmadığını ve yine tekrarlıyorum çok daha teknik ve tehlikeli bir rota olduğunu belirtmek isterim. Yarış sırasında arkadaşın da bahsettiği gibi uzun parkurda bırakanlar ve kısaya yönelenler çok olmuş ki ben de alaca sırtlarına geldiğimde en doğru kararları verdiklerini düşündüm :smiley:
Tahminimce bu rota -aynı kalırsa- seneye uzun rotaya katılımın çok az olacağı kanaatindeyim (dağcılar katılacaktır ama koşucular için söylüyorum) Sanırım daha önceki senelerde emler çıkarıp yedigöller tarafında irtifa çok kaybetmeden zirve yapıp geri indirmişler. (bu çok daha makul rota bence biz koşucular için) Ayrıca koşu hayatım boyunca 1-2 defa düşmüşümdür, bu yarışta 15 defa falan düşmüş olabilirim, daha doğrusu kaymış olabilirim :slight_smile: ellerim ve vücudumun çeşitli yerlerinde yaralanmalar oldu.
Netiyece gelirsek, genel klasmanda sonuncu olarak finisher olmaya hak kazandım neyse ki, yoksa açık kalan bir defteri kapatmak için bir daha gitmeyi düşünebilirdim. :smiley: (bu arada bütün bu süreçte Gürhan (Akdağ) abi ile yarışı beraberdik ilk kısımlar hariç sonrasında beni yakaladı ve o devam etti. Benim alaca zirvesinde motivasyon düşünce zaman sınırında kalmayı tercih ettim biraz.) @ggg ahuahau videoyu yeni izledim, çok iyi olmuş :smiley:

11 Beğeni

İnişlerde batonları bileğinize elinize sabitlemeyin, çok tehlikelidir.
Teknik inişlerde doğru kullanılabilen baton beladan uzak tutar.

6 Beğeni


Bileği tersten takıp başparmakla işaret parmağı arasına ipi ve batonu alan bu duruş doğru. Hem normal zamanda batonu kavrma derdi olmaz yere sabitlenen batondan daha iyi güç alınır. Hem de acil durumda elinizi bırakırsanız baton bilekte kalır. Farkettiyseniz batonu kavramanız gerekmez.

1000041155
Yarışlarda genel olarak gördüğüm bu tutuş ise yanlış. Batondan yeterli desteği alamazsınız. Batonu sürekli sıkmanız gerekir. İleriye atarken fazladan efor ister. Yerden aldığınız kuvvet tutuş kuvvetiyle doğrudan etkilenir. Ayrıca acil durumda bırakırsanız büyük ihtimalle baton elinizden düşer.

7 Beğeni

Merhaba, öncelikle tebrik ederim, harika bir parkuru tamamlamışsınız :clap: Merak ettiğim bir konu var, tozluk olarak standart dağcılık/hikingde kullanılar cordura kumaş vs. bir malzeme mi kullanıyorsunuz yoksa patika koşusuna özel tozluklar var mı?
Teşekkür ederim, şimdiden.

2 Beğeni

Teşekkür ederim, benim kullandığım, zamanında lazım olursa diye fazla araştırmadan aldığım bir model. Dediğim gibi iniş sırasında ip kısmı parçalanarak kullanılmaz hale geldi. Ben de diğerini de çıkartarak battı balık yan gider mantığı ile sonrasında kullanmadım. :slight_smile: Hatta artık o kadar ayakkabıyı giyip çıkarmadan sıkılmıştım ki bağcıkları da bağlamayıp içerisine koyarak devam ettim son 15 km. hazır hatırlamışken onu da belirteyim quicklace bağcıklar böyle durumlarda daha mantıklı olabiliyormuş.
Tozlukta kullandığım modeli de paylaşıyorum.

2 Beğeni

Tamamdır, çok teşekkür ederim.

1 Beğeni

Ben kullabmadım ama patika tozlupu kullanan arkadaşları gördüm. Ayakkabının üstünden olacak şelilde

2 Beğeni

Bu cok değerli birşey. Sizin parkurda kaç kişi yarışı terketti veya zamanında bitiremedi, henüz sonuçlara bakamadım, bilmiyorum ama şartların zor olduğu (ortamdan, zeminden, hava durumundan vs. vs…) zamanlar DNF nin cok olduğu durumda direnip (tabi saglık konusunda ciddi risk almadan) bitirmek güzel.

5 Beğeni

3 senedir özlemle beklediğimiz yarışın - 2024 Aladağlar Sky Trail - Alaca uzun parkur yarış raporunu paylaşıyorum, değerli yorumlarınızı bekliyorum.

Yarışa Hazırlık

2024 Aladağlar sky trail yarışı, yapılacağı açıklandığı an, 2024 yılının hedef yarışı olarak yarış takvimine eklendi. Bir önceki yarış 2021’de yapılmış ve o yarışta kısa parkuru koşmuştum ama aklım uzun parkurda kalmıştı.Çünkü uzun parkuru koşan arkadaşlarım Alaca zirve çıkışını öve öve bitirememişti :slight_smile: Bu sefer uzun parkur koşmam için 3 sene beklemem gerekti.
Kayıtlar açıldığı gün kaydımı yaparak yarış hazırlıklarına başladım. Nisan ayında Latmos Ultra 45K ve Mayıs ayı sonunda Ohrid ultra 107K yarışlarını antrenman olarak koşup bitirdim. Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında Kilian Jornet tarafından hazırlanan 12 haftalık gelişmiş dağ maratonu programını neredeyse titizlikle uyguladım. Program yoğun ve ağır olduğundan yorgun olduğum bazı günleri dinlenerek geçirdim.Haftanın her günü koşunun olduğu programda kabaca, 1 gün arazide uzun, 2 gün interval birisi tepe intervali, 1 gün tempo ve diğer 3 gün easy koşular var. Tahminim bu program daha hızlı, genç ve güçlü olan koşucular için ideal. Programın açıklaması şu şekilde :

“Kilian Jornet’in 12 haftalık Gelişmiş planı, sporcunun dayanıklılığını ve daha uzun süreler boyunca performans gösterme yeteneğini geliştirmek için tasarlanmıştır. Yoğunluk, uzun aerobik koşular ve yüksekliğe odaklanmanın bir karışımıyla, patika etkinliklerini veya engebeli arazi parkurlarını hedefleyen sporcular hedeflerine göre hazırlanacaktır. 4+ saatlik bu planda birden fazla uzun gün vardır, bu nedenle daha uzun/ultra etkinlikleri hedeflemek isteyenler için en iyisidir.”

Bu plan dahilinde Haziran ayında Erciyes, Temmuz ayında da Uludağ ve Erciyes olacak şekilde yüksek irtifada vücudun vereceği tepkileri görmek için koşular yaptım. Tuz-su-elektrolit-jel tüketimi, katı gıda alımı, nabız dengesi, inişlerde verimli baton kullanımı, doğru ayakkabı seçimi gibi konularda en verimli faydayı sağlayacak şekilde denemeler yaparak yarışa hazırlanmış oldum.
Yarış haftası oryantasyou sağlamak için İstanbul’dan Miguel ve Yiğit ile birlikte Aladağlar’a Çarşamba geldik. Akşam 1 saatlik koşu ve ertesi gün 3000 mt. irtifaya yürüyüş yaptık.Serdal Televi sağolsun bizi fazla yormayacaktı ama toplam 6 saat civarı arazide kalmış olduk. Cuma gün yarış kitlerini teslim alıp fazla gezinmeden dinlenmeye çekildik.



Yarış

Yarış sabahı 02:00 civarı hafif bir kahvaltının ardından yarışın başlangıç noktasına ulaştık. Diğer koşucu arkadaşlarla fotoğraf çektirip biraz lafladık.
Ufak ısınma hareketlerinden sonra yarış tam saatinde başladı.
Bu yarış için uygulayacağım stratejinin en kritik yeri, 2.kontrol noktası olan Sarımemedin yurduna olabildiğince yavaş ve düşük nabızla gelmekti. Çünkü yarış aslında burada yani 20.kmde başlıyordu. İlk zirve Karasay görece Alacaya göre daha kolaydı, hem zemin yapısı düzgündü hem de sabah serinliğinde ve yorulmadan Karasaya ulaşıyorduk.
Dağevi - Sokulllupınar arası 5K mesafe ve traktör yolu olması itibariyle ortalama 8 pace yürü-koş şeklinde geçti.
Daha sonra Karayalak vadisinden tırmanışa başlayarak sırasıyla Karayalak Kapı-Çelikbuyduran Çatal-Karasay sırttan sonra 3 saatte Karasay Zirveye ulaştım. Bir önceki yarışta 2:50 sürede zirveye gelmiştim ve 3 saat tam istediğim ideal süreydi.


Sırada uzunca bir iniş vardı, yaklaşık 3kmde 1800mt irtifa kaybı ile Karasay çarşak, Aladağlarında en uzun ve dik inişlerinden olması ile de yarışa ayrı bir hava katıyordu.Çarşak başlarda güzel aksa da orta ve son kısımda bozularak denge kaybı ve düşmelere neden oldu. 3-4 kere ciddi olmayan düşüşler yaşadım. Aslında düşmeden ziyade ayakkabının zemine iyi tutunamamasından ötürü kıçüstü oturdum diyelim. Zaten arazi koşusunun fıtratında var düşmek :slight_smile:

Sağ salim Emli ormanına giriş yaptıktan sonra 3km kadar traktör yolunda biraz tempo yaptım. 4 saat 10 dakika civarı 2.kontrol noktası Sarımemede ulaştım. Yiğit, Serdal ve Atilla abi ile burada beslenip sularımızı doldurduk. İyice dinlenip esas etap olan Alaca tırmanışına başladık. Serdal, Yiğit ve ben önde Atilla abi de 5-10 dk arkamızda tırmanıştaydık. Arkamızdan Itır da ekibe katılmıştı hep beraber yavaş yavaş yükseliyorduk. Kale tepe ve Katır Kaya ayrımları sıcak hava ve dik tırmanışlarla zor geçiyordu. Bu bölümde fazla İzotonik ve jel kullanımına bağlı olarak midesinin kötü olduğunu söyleyen Yiğit, biraz dinlenip yavaşlayacağını söyledi. Biz de Serdalla birlikte tırmanışa devam ettik.
1.kontrol noktasına 20., 2. kontrol noktasına 18. girmiştim. Alaca yaylaya ulaşa kadar da 3 kişiyi geride bıraktım. Yarışın ortasına geldiğimizde yavaş yavaş kopmalar başlamıştı. Sıcak hava, sindirim ve solunum problemleri, yüksek irtifadan dolayı baş ağrısı-dönmesi, kronik ayak-quad-calf sorunları…vs. Güçlü olanlar yola devam ederken, antreman eksiği olanlar yada yarışa hasta, dinlenmemiş gelenler geride kalmaya başladı.


3.kontrol noktasını Teke Kırına(3000 mt) geldiğimizde Serdalla birlikte güzel tempo tutturmuştuk. Artık önümüzde son Alaca zirve çıkışı kalmıştı. Burada da beslenip suları doldurduk. Yarış boyunca 2 lt su ile gittim ve her kontrol noktasına geldiğimde mataralarım boşalmıştı. Yani bu yarış özelinde 2 lt su taşımak opsiyondan ziyade bence zorunluluk olmalı.
3500mt irtifada %30-35 eğimde ve sürekli taşların geriye kaydığı bir zeminde zirveye ulaşma tutkusu Alaca zirve çıkışını gerçekten efsaneler listesinde ilk 3’e sokuyor. Bu yarışa fiziksel açıdan çok iyi hazırlanmanızın yanında, mental olarak da çok hazır olarak gelmeniz önemli. Özellikle hangi bölümde ne gibi zorluklarla karşılaşacağınızı iyi çalışmış olmanız gerekli.


8.saatte Alaca zirveye ulaşıyorum. Ordos’tan Soner Büyükatalay beni karşılıyor, beraber zirve fotoğrafı çekilip inişe geçiyorum. Ne yazık ki zirveye ulaşınca yarış bitmiyor. Kazaların büyük kısmının iniş sırasında yaşandığı bilincinde olarak devam ediyorum. Soner “iniş bitince büyük siyah bir baba göreceksin oradan sola dön, yan geçişle Avcı Beline kadar devam et” demişti. Aşağıda Serhan Poçan büyük siyah babanın yanında. Yaklaştıkça siyah babanın siyah bir sedye olduğunu görüyorum :slight_smile: Evet olası senaryolara karşı organizasyon tüm önlemleri almıştı. Her 2km de bir telsizli gönüllüler, her kontrol noktasında gelen koşucuyu değerlendiren doktorlar, zirvenin altında bekleyen sedye ve transfer için katırlar. Parkurda koşucudan daha fazla gönüllü vardı ve işlerini ciddiyetle yapıyorlardı. Bu sayede güvenle yarışa devam ediyorduk.
Serdal, ben ve diğer bir koşucu arkadaşla güzel bir tempo ile Avcı beline geliyoruz, burada dik ve kaygan bir iniş başlıyor. İnişlerin kralı Serdal öne geçiyor ve bir anda gözden kayboluyor. Ben de hafiften gaza gelip koşarak inmeye çalışıyorum ama bu çabam yaklaşık 20sn sonra yere oturmamla son buluyor :slight_smile: hemen kalkıp devam ediyorum ama tabi ki kendi tempomda. Yaklaşık 30-40 dk süren iniş sonrası Koca Dölek son kontrol noktasına ulaşıyorum. Ben gelince 3 kişi aynı anda çıkış yapıyorlar, Serdal da arkalarından. Ayakkabılarıma dolan taşları boşaltıyorum hafif kramp giriyor gibi oluyor. Görevli doktor benim halimi görünce hemen magnezyum atıyor matarama. Suları doldurup 11. sırada çıkıyorum Koca dölekten.Buradan sonra 600 mt civarı tırmanış olmasına rağmen güneş en tepeye ulaşmış ve yorgunluk hafiften kendini hissettirmeye başlamıştı.
Eznevit Yaylaya doğru yürü-koş ilerlemeye çalışıyorum ama koşma kısmını 20-30 sn kadar yapabiliyorum. Bu bölümde daha fazla mental savaş veriyor insan. Önündekileri yakalayıp geçmek mi yoksa sadece yarışı bitirmeye odaklanmak mı doğru seçim bilmiyorum. Karasay çarşak kavşağa gelmeden Serdalı geçiyorum. Sen git ben yorgunum yavaş geliyorum diyor. Önümde 3 kişi var hepsi de görüş alanımda ilerliyorlar. Onlar da benim gibi sıcakla ve arazi ile boğuşuyorlar. Eznevit yaylaya kadar yakın takip devam ediyorum. Yaylada 2 kişiyi geride bırakıyorum ve artık önümdeki koşucu ile yalnız kalıyoruz.
Karayalak vadi girişinde yakalıyorum ve Sokullupınar girişine kadar beraber gidiyoruz. İkimizin de durumu iyi sayılır ama son bölümünde kimin hızlı olacağını kestiremiyorum. Biraz tempo düşürüp muhabbet ediyoruz, nabzım istediğim düzeye gelince yavaştan hızlanmaya başlıyorum artık traktör yolundayız ve yokuş aşağı tatlı bir eğim var. 5-6 dk sonra Alinin ayak seslerini duymuyorum geride kalıyor ve biraz rahatlıyorum. Son 3km ortalama 5 pace civarı bitişe geliyorum.


Bitiş çizgisini 11:38 ile geçerek genel 7. yaş 2. oluyorum. 12 saat hedef süremden daha iyi gelerek seviniyorum tabi ki. Ama yine de değişken dinamikleri olan bu yarış için hedef süre vermek çok zor. Hedef ilk etapta yarışı bitirmek olmalı diye düşünüyorum hala.
Aladağlar sky trail yarışı arazi koşusu olmasının yanında dağlarda vakit geçirmiş, zirvelere çıkmış, kamp yapmış kısaca dağlara aşina olanların daha avantajlı olduğu bir yarış. Zaten organizasyon bu yarışa katılanlar arasında bir eleme yapıyor ve yeterli görmediği koşucuları yarışa kabul etmiyor. Yine de ilk defa koşacaklar için Karasay kısa parkuru koşmalarını öneririm, eğer severlerse bir sonraki sefer Alaca uzun parkuru deneyebilirler.
Koştuğum her dakikasından keyif aldığım, yarışmaktan ziyade orada, o anda, dağda olmanın verdiği haz ile (elbette acı çekiyoruz her fani koşucu gibi :sweat_smile:) sağ salim bitiş çizgisini geçtiğim bu yarışı, kendi sınırlarını görmek isteyen her koşucuya tavsiye ederim.
Bu yarışın oluşmasında büyük rol alan Dazspor ve Ordos’a çok teşekkür ederim. Özellikle yarış esnasında dağ şartlarında maksimum güvenlik önlemleriyle yarışmamızı sağlayan tüm gönüllüleri tebrik ediyorum.
Alaca zirveyi göreceğim bir sonraki yarışı iple çekiyorum şimdiden…

22 Beğeni

Sevgili @Bashocan Alacadan kaçmıştım ben sen kaçmamış müthiş bir şekilde başarmışsın tebrik ediyorum. Raporun koşacaklar için klavuz olur inşallah

4 Beğeni

Rekabetçi yarış raporu da bir başka oluyormuş, şahane olmuş.
Özellikle ara notlar altı çizilerek okunmalı, tebrikler

5 Beğeni

Aladağlar Sky trail 2024-1 gönderisinden tartışılmaya devam ediliyor:

Aladağlar Sky Trail 53K+ koşusuna ilkdefa katıldım.Önce Karasay zirve (3550 Metre ) sonrasında Alaca zirve (3588 Metre) yaptık. Çok zorlu bir dağ koşusuydu. Ama organizasyon harikaydı. 54 adet katır ile malzeme taşımışlar. Daha ilerisi için ise malzemeleri sırtlarında taşımışlar. Tam bir gönül işi, Tam bir organizasyon işi. Bu bakımdan Daz spora ve ekibe ayrım yapılmaksızın teşekkür ediyorum.

12 Beğeni

@husy72 teşekkürler :raised_hands: Alacadan kaçılmaz ama :grin: bir sonraki sefer yaparsın inşallah

3 Beğeni

Çok daha fazla rapor yazılsa ne güzel olur, herkesin yarıştaki ruh hali ve yarışma heyecanı farklı oluyor. Bazen keyfine koşuyoruz bazen de gerçekten yarışıyoruz.

4 Beğeni

Başaran tebrik ederim, ayaklarına sağlık. Güzel sonuç.

Yol veya normal trail koşan, Sky trail’in doğası hakkında fazla bilgi sahibi olmadan Aladağlar’a gelip deneyen arkadaşlar, eğimlerden, teknik kısımlardan veya zemin yapısından dolayı sevemeyebiliyorlar. Tabi kişisel bir şey ama bunu çevrelerine aşılamalarını doğru bulmuyorum. Yol maratonu koşan bir arkadaşım Çelikbuyduran’a varmadan çarşaktan dolayı kafasında koşuyu bitirmişti. Olabilir ama sonrasında çevresine hep sakın oraya gitmeyin demişti. Senin teşvik edici tavrını görmek iyi geldi :slight_smile:

Aladağlar’da Bir Ordos gerçeği var. Koşanı sürekli takip edip kayıt altına alan, istenildiği anda koşucunun anlık (1-2km hassasiyetle) konumunu tesbit edebilen. En azından ilk organizasyonda böyleydi (2019 öncesi). Ama şimdi raporları okudukça öyle de devam ettiğini anlıyorum. Bu seneki diğer koşudaki (epic trail) organizasyon, finiş cutoff süresi dolunca parkurda kalan koşucu sayısını bilmiyordu. Ordos (veya benzeri yapılar) olmazsa Aladağlar’da organizasyon olmaz diyebilirim.

Ordos ile ilgili, fi tarihindeki bir raporumdan alıntı yapayım :blush:

“Vadideki Ordos görevlisini geçtikten sonra (ki bu ordos görevlileri her taşın altından, her kayanın arkasından çıkıyorlar, göğüs numarasını not alıyorlardı. Hani, parkuru işaretlemeye gerek yok, bu adamları takip edin deseler yeterdi. Özellikle, her 3 zirvede de yeterli sayıda Ordos görevlisi dağcı vardı.)”

6 Beğeni