Bu mukayeseleri yaparken tüm koşucuları ve ihtiyaçlarını aynı gruba koymakla hata etmiyor musunuz?
Ultra trail koşan birisi kötü hava koşullarında, yüksek ağaçların bulunduğı bir ormanda Suunto, Garmin ya da Polar’a ihtiyaç duymaz mı? Sarjı yeterli bile olsa diğer akıllı saatler bu noktalarda GPS sorunu yaşıyor.
Özetle, şehir içinde sahilde ya da pistte 10K koşan biri ile arazide 90K koşan birinin saat ihtiyacı farklı.
Merhabalar. Ben değerlendirmeyi yaparken ihtiyaçlardan ziyade ne kadar doğru sonuç verdikleriyle ilgileniyorum. Bir akıllı saat, bir spor saati nabız ölçümü doğruluğunda geçebiliyorsa, bence o spor saati üreten firmanın kendisine ciddi şekilde öz eleştri yapması gerekir.
Şarj konusunda haklısınız, zaten Apple Watch 4’ün negatif yanlarını sıralarken bundan bahsettim. Ancak Apple gibi bir firmanın ne kadar büyük kapasiteye sahip olduğunu biliyoruz. İsterse kısa zaman içinde bu sorunu da rahatlıkla çözüp rakiplerinin önüne geçebilir. Örneğin Garmin Elevate sensörü kayda değer bir geliştirme yapmadan yıllardan beri piyasaya sürüp duruyor.
GPS doğruluğunda arada ciddi bir fark bulunmuyor. Aksine, Forerunner 245 öncesi modeller ile kıyaslandığında Apple bu konuda daha iyi gözüküyor. Test sonuçlarına aşağıdan bakabilirsiniz. Garmin’in FR 235, Apple’dan GPS performansı olarak hem açık hem de ormanlık alanda her türlü geride. Yeni modeli 245 ise sadece açık alanlarda bir miktar daha iyi. Ormanlık alanlarda ise aradaki fark yok denecek kadar az.
Ormanda FR 235 ile kıyaslama;
AW 3 %99.6 doğruluk, +/- 1.3% hassasiyet
FR 235 %96.8 doğruluk, +/- 2.3% hassasiyet
Demek istediklerinizi anlıyorum ancak zaten olayın özetini kendinizde yapmışsınız apple watch ın şarjı 1 hafta gitse diyerek. Zaten olayda gitmemesi
Tekrar ediyorum amacı sadece spor olan hiç kimse gidip samaung watch apple watch almaz öle garminin falan ezildiğide yok suunto polar garmin vs sport gps watch dır apple samsung smart lifestyle watch dır hiç bir sporcu o bilekden ölçüme güvenmiyor herkes nabız bandı kullanıyor. O yüzden elma ile armutu kıyaslamayalım gerçek sporcular bunu yapmaz burada ultra maraton koşmak isteyen yada triatlon yapmak isteyen biribin apple yada samsung saatlerden birini seçmesi parasını çöpe atması demek. Düzeltme:240 saat diil 120 saat suunto 9 larda ultra mod
Ben üzülerek yine size katılamayacağım. Yazdıklarımdan Apple hayranı olduğum düşünülmesin, ben daha çok Garmin seviyorum. Ancak doğru ne ise onu söylerim. Şu ana kadar yazdıklarımı hep video ve görseller ile destekledim.
Evet, ben de nabız bandı kullanıyorum çünkü interval antrenman yapıyorum. Ancak sadece koşsaydım buna bile gerek yoktu. Demek istediğimi anlamıyorsunuz; Apple, Watch 4 ile şu an nabız bandındaki değerlere çok yaklaştı. Nabız değişimlerinde yaklaşık 5-6 saniyelik gecikme ile aynı değerleri gösteriyor. Lütfen aşağıdaki videonun 2:55 - 3:50 arasındaki dakikalarını izleyin. Barfiks çektikten sonra Watch 4 bir kaç saniye gecikme ile nabzı 150’lerde gösterirken, Garmin Instinct 110’larda geziyor.
Diğer yandan, firmaların hepsi analiz verilerini First Beat adlı firmadan lisans alarak sağlıyorlar. Apple’ın alması çok mu zor ? Elin Çinlisi Xiaomi bile alabiliyor. Böyle olursa arada hiç bir fark kalmayacak. Ve Garmin, Suunto veya Polar almanın hiç bir esprisi olmayacak. Şarj süresini çözmek zaten çok basit, transflektif ekran yaparsın olur biter, çok üst düzey bir teknoloji değil.
Bu konuya anektodal bir ek yapmak istiyorum. çoğu 10K altı, bir kısmı 15K altı olmak üzere 90’ın üzerinde koşuda sıfırına 300 lira verdiğimiz amazfit bip ile Suunto Ambit 3 Sport’u birlikte kullandık, GPS performansında kayda değer bir fark göremedik. Ölçtükleri mesafeler çok yakın, keza harita izleri de. 5 bin liralık bir saatin GPS performansında 1000 liralık bir saatin gerisinde kalabildiğini geçmişte de çok gördük. Ha ne farklı? Anlık tempo değerleri amazfit bip’te çöp mesela.
Optik nabız ölçümünün hiçbir saatte yeterli doğruluğa sahip olmadığını hepimiz biliyoruz. İster Garmin olsun ister Samsung olsun. Fakat Samsung ya da Wear OS kullanan akıllı saatlerin de hemen hepsine nabız bandı bağlanabiliyor artık. Saat doğrudan desteklemese bile saate yüklenebilen Strava, Endomondo gibi uygulamalar bunu destekliyor.
Çoğumuz spor odaklı Garmin, Suunto, Polar gibi saatlerin bize verebildiği metrikleri seviyoruz. Peki bu metriklerin kaçından gerçek anlamda faydalanıp, antrenmanımızı buna göre şekillendirebiliyoruz? Bence bu tartışmalı bir konu. Ama neticede bu saatlerdeki metriklerin çoğu algoritma ile ulaşılan yaklaşık değerlerdir ve rekabetçi bile olsa bir amatör koşucu için olmazsa olmaz şeyler değildir diye düşünüyorum. GPS icat edilmeden önce de bu spor vardı unutmamak lazım. Bu işin özü koşmaktır, hobi olarak amatör olarak bu sporu yapan biri için bu saatler en nihayetinde hoş, işlevsel birer yetişkin oyuncağıdır. Ultra koşuyorsanız bir seferde 10 saat 20 saat ve üstü etkinlikler yapıyorsanız elbette şarjı ona göre olan bir saat seçersiniz. Ya da ben ille de running dynamics istiyorum, PulseOx istiyorum, VO2max estimation istiyorum derseniz ona göre bir saat seçersiniz.
GPSli saat piyasasını Garmin Forerunner 610 kullanmaya başladığımdan beri yakından takip ediyorum. Şahsen bir koşu saatinden beklentilerim zamanla değişti. Yine de param olduğu müddetçe en iyisi olarak gördüğümü alır geçerim her özelliğini kullansam da kullanmasam da.
Söylediklerinize büyük oranda katılıyorum. En azından kolumda sadece zamanı gösteren bir takı takacağıma, daha rahat ve konforlu olan ama aynı zamanda beni motive eden ve doğruluğu tartışılsa da sağlığımla ilgili bilgiler veren bir cihaz takmak daha mantıklı geliyor.
Ben bir kaç değer dışındaki tüm verilerin gerçeğe yakın olarak sunulduğunu düşünüyorum. Pulse Ox ve V02 max.'de hata payı yüksek olabilir ancak diğer veriler bence gayet gerçeğe yakın. Örneğin 45 dakikalık ağırlık antrenmanından sonra koşu bandına çıktığımda, dinlenik halimdeki performansta koşmam mümkün değil. Bu da VO2 max. değerini etkileyecektir. Veya Temmuzun sıcağında koşmak ile serin havada koşmak farklı olacaktır. Ancak adım sayısı, uyku takibi, stress ölçümü, yakılan kalori gibi değerler bana oldukça gerçekçi geliyor. Saat olmadığı zaman ne kadar kalori yaktığınızı hesaplamak biraz sıkıntı olabiliyor, eğer kalori hesabı ile besleniyorsanız. Çünkü antrenman yaptığınız gündeki kalori tüketimi ile istirahatte olduğunuz gün yaktığınız kalori aynı olmuyor. Spor yaptıktan sonra metabolizma hızlanıyor ve vücut daha fazla kalori yakmaya başlıyor. Bu cihazların bu hesabı bizler için yapması ve bunu hesaplarken işin içine kalp hızını dahil ederek hesaplaması bence büyük kolaylık.
Bir yerden sonra tercihler de tasarım, yazılım market çeşitliliği, sorunsuzluk ve arayüze bağlı olarak değişiyor. Kimileri Suunto, kimileri Polar, kimileri de Garmin tercih ediyor. Ben Garmin seviyorum.
Amiyane tabirle çok da şaapmamak lazım. A saatinden B saatine geçecek amatör kişinin kendini geliştirmek için çabaladığı tempo aralığı 5.30 ‘dan bilemediniz 4:30’ a. Eminim Kipchoge bile bu kadar yormamıştır kendini. Hala kronometre kullanan, Sigma gibi aşırı basit saatlerle koşan elit sporcular var. Otuz kilometrelik trail parkuru altı saatte bitirdikten sonra GPS hassasiyeti bir metre, nabız ölçümü +/- 5 olsa n’olur. Amatör kullanıcının temel karar verme kriterleri çokça bütçesi, ikincisi de sempatisidir (estetik, marka, trend vs.).
Haklı olabilirsiniz, ama ben henüz öğrenecek kadar çok hata yapma şansı bulamadım
Bütün istediğim şu nabıza göre belirlenen ve Zone denen şeyi tespit edip istikrarlı bir şekilde koşabileceğim nabız aralığını bulmak. Ona göre antrenmanlar yapmak. Sonra bunu geliştirmeye bakabilirim. Ama,
*Telefonu koşarken hep yanımda taşıyacağım, o yüzden GPS, hız, pace vs hep telefon tarafından zaten halledilecek.
*Maraton, ultra maraton vs olmayacak, en fazla 10K’ya çıkarım.
*Yarışta gözüm yok, ancak eğlenmek için bir iki tanesine belki katılırım.
*Muhtemelen çok parkur da değiştirmeyeceğim. Dağ bayır yine çok büyük ihtimalle olmayacak, en fazla Boğaz’da koşarım, belki nadiren Belgrat ormanı. O da giden bir iki arkadaş olduğu için, yoksa arabam olmadığı için gidip koşayım durumu yok. Yani olay benim mahallede geçiyor😀
*Dizde şimdilik idare edebildiğim bir sorun dışında sağlıklı sayılırım, yani 24 saat EKG, oksijen vs görmeye çok meraklı değilim.
Dediğim gibi ihtiyacım hep nabız ölçümü, Max nabız, Zone’lar vs’yi öğrenip antrenmanları öyle yapma isteği etrafında dönüyor, çoğunu cep teli hallediyor, bunu bir uygulamada diğer verilerle birlikte gördüğümde iş hallolacak.
Birkaç yaklaşım olabilir.
1.Decathlondan x fiyata kalp atım ölçüm (hr) sensör alınabilir.Belki 2-2.5x fiyata poların h9-h10-oh 1+ modelleri incelenerek biri amazondan daha uyguna alınır.Henüz amazon Türkiye üzerinden yurtdışından urun almadım.
Hr sensoru olduktan sonra polar beat uygulaması ile polar sensor eşleştirip antreman yapılabilir, telefon gps kullanılacaksa.
2.Hr ölçümü yapan, gps’li uygun fiyatlı Çin markalar.Amazfit servisi sorunlu.Huawri yi bilmiyorum ama strava senkronizasyonu yok.huawei gt2e kullanan veya baska model kullanan var, memnun.
4.Hr düşünmeden sakin koşular, tabii hr ölçümü olunca kalbi yor anlamında değil.Uani mevcut durumla devam edip hr ölçümü ertelemek. @mgunes’in dediği kronometre bile yeterli olur, gps çekmeyen bir yerde dön dön donerken tur saymak için de , derece gözlemek için de kronometrede kullanılır.Yine @Serdar’ın dediği gibi, forumdaki antreman gunluklerinden okuyabilirsin bu ve benzeri tavsiyeleri:
Hocanın dediği:“Koşuda ilk iş koşu frekansıdır. Öncelikle haftalık koşu sayısını sürdürülebilir seviyeye getirmeye odaklan. Sonra mesafe veya süre bakılır . Haftada 5 defa 30 dk haftada 2 defa 10 km koşmaktan çok daha faydalıdır .Hız/ peys falan bunlar şu an o kadar önemsiz konular ki en sonda ele alınması gerekli bu süreçte…”
İşte ben Serdar Bey’in söylediği frekansı tutturmuş olabilirim. Haftada 3-4 kez 5 km koşmaya ve koştuktan sonra ölü gibi yatağa yıkılmamaya başladım. (İlk günlerde öyleydi )
O yüzden bir sonraki aşama ne olabilir diye bakınıyorum.
(Gerçi hep yokuş aşağı koşuyorum, 700 m’de 30 m yükseklik farkı var )
Hocam biraz tekrar gibi olacak ama kimi arkadaşların hayati önem atfettiği artı eksi birlerin pek de önemi yok. Standart bir parkurda kronometre ile bile çalışabilirsiniz. Doğru idman yapmanın önemi hiç saate bakmadan nabız ve tempoyu yönetebilmekte yatıyor. Zone hesabını da basitçe vites gibi düşünün, eğer vites geçişlerini hissediyor ve vücudunuzun nerede ne tepki vereceğini biliyorsanız ustasınızdır.
Bence saatin en büyük artısı günün sonunda veri sunması, biz de ay sonu maaş almış gibi ona bakıp bakıp sırıtıyoruz. Emeğimizin karşılığı o sayılar.
Yorumunuz spor saati olayının özeti bence, sonuna kadar katılıyorum. Özellikle GPS izi ile haritada geçtiğimiz yerleri göstermesi benim çok hoşuma gidiyor. Bu yüzden uzun antrenmanlarımda aynı yolu kullanmadan dönmek, haritada bir iz bırakmak hoşuma gidiyor. Aylık, yıllık ne kadar bisiklet ya da koşu antrenmanı yapmışım, ne kadar vakit harcamışım görmek benim için gerçekten ödül niteliğinde.
Ben 2 yıldır amazfit stratos 2 modelini kullanıyorum. Bilekten nabız ölçme olmasına rağmen daha doğru ölçüm için decathlondan nabız bandı aldım. Saatim diğer markaların kordon fiyatına geldi. Gps ölçümü konusunda son model saatlerle bile denk sayılabilir. Giriş seviyesi için güzel bi alternatif olabilir. Servis hıususunda da ben hepsiburada dan almıştım. Bir kez problem yaşadım, garantiye gönderdim, yenisini göndermişlerdi.
Kesinlikle. Samsung telefonumun adımn sayarı telefonu sapıttırıyor diye Garmin bileklik almıştım. Connect’te kurcalarken her şeyden canım çekince ve biraz da yazılım tarafı için Fenix 3 almıştım. Yürümeyi seven biriyken, koşmaya başladım saatten toplanan verileri kurcalamak için. Garmin’in sıcaklık sensörünü bile satın almıştım. Sensörü de geçen sene akvaryum içinde uzun süre tutunca bozdum, bir yıl giden batarya şimdi beş saatte bitiyor.
Özelte dediğiniz gibi her şey veri için. Veriyi seviyorum…
Eski kız arkadaşım, markete gitmeye üşenirdi. Doğum günü hediyesi olarak Garmin aldım, ardından da Strava’yı gösterdim. Sürekli yürüyüş ve egzersiz yapmaya başladı bir yılda salonda elde edemediği gelişimi bir ayda yaptı. Her alanda sayısal veriyi seviyoruz.
Bu arada bu Huawei’nin verilerinin Strava’ya aktarılma sorunu ile ilgili biraz araştırınca bunu yapan bir yazılım olduğunu gördüm. Huawei’den data’nızı indirip onu şu aşağıda verdiğim web sitesine upload ediyorsunuz, sonra web sitesi onu size Strava’nın okuyabildiği bir dosyaya çeviriyor ve siz onu Strava’ya yükleyerek işi bitiriyorsunuz. Senkronize olması kadar pratik değil tabi, ama sorunu çözüyor.
Aktivitenize göre şu verileri aktarıyor: