39. İstanbul Maratonu 12 Kasım 2017

Bugün İstanbul’a gidiyorum. Yarın geç kayıt için foara gidip kaydımı yaptıracağım. Yarışı koşarken henüz kiminle koşacağımı bilmiyorum açıkçası. Çok kalabalık bir etkinlik olduğu için yolumu kaybedeceğimi zannetmiyorum. Bir de her hızda koşacak bir sürü insan vardır mutlaka değil mi? Bana mail yoluyla dönüş yapan arkadaşlar oldu. Onlarla da görüşeceğim. Ama bana refakat etsin diye kimsei hedefinden de alıkoymak istemiyorum bir taraftan. Bakalım nasıl olacak?

1 Beğeni

Kalabalık bir koşu olacak. Geçmiş yıllarda 3000 maraton, 5000 15k ve 10binin üzerinde 10k koşucusunun (kısa zaman farkları ile) bir arada olduğu bir parkur. Bu kalabalık ortamda refekatçi zorunlu ise alanda o anda telaşla bulman/buluşman zor olabilir, bence koşuya gelmeden önce gerekli telefon vesaire görüşmesi ile planını yap. Birde özellikle başlangıç kilometrelerinde çok kalabalık olacağını düşünürsek, daha önce böyle kalabalık bir ortamda tecrüben yoksa, çok hedef odaklı değil de, deneyimleme odaklı olmakta fayda olabilir.

Her zaman değil ama bazen ( hatta genellikle :slight_smile: )
kervan yolda düzülür yada … yola çıkan yolda kalmaz yada
aslında herşey, biraz da kontrolsüzce olduğunda hep bir iz bırakır insanın damağında
İyi yolculuklar :slight_smile:

1 Beğeni

Organizasyonu tebrik ederim,bir parkur daha ne kadar sıkıcı olabilir’in cevabını vermişler.
Benim kendilerine naçizane tavsiyem sahilde iki tur yapıp daha sıkıcı hale getirilebilir.
Böylece geniş alana dağılmış yoğun izleyici kitlesini de sıkıştırıp coşkuyu katlayabilirler.
Altın kategorideki maratonun 3000 kişilik kontenjanından bahsetmiyorum tabi.

4 Beğeni

Birde sanırım atıyla gelenler için masalarda şeker vardı
Ben at görmedim ama yinede kendilerini tebrik ediyorum tekrar

4 Beğeni

Maraton fuarı bence geçen seneye göre ürün ve çeşitlilik açısından daha azdı. Yeri Ataköy’e göre daha güzeldi. Yarış kitini alırken görevli ile birbirimizi zor duyacak kadar yüksek ve rahatsız edici müzik vardı. Hem bazı mağazalardan hem de ana sahneden müzik sesi gelmesi bana göre çok rahatsız edici. Bu sebeple tek birşey bakamadan, jel bile alamadan hemen kaçtım.

Sabah start alanına ulaşım çok yetersiz, 2 yerden olması bu kadar büyük kentte hem de yollar kapalıyken çok beceriksizce bir durum. 6.55 te Sultanahmet’te kuyruğa girmeme ve görece önlerde olmama rağmen 7.38 de anca otobüse binebildim. Uzun mesafe koşacak kişileri bu kadar bekletmek ve balık istifi taşımak yanlış bence.

Maraton ve 15K’nın ayrı başlaması çok yerinde oldu. Miting kafasında start organizasyonuna burada birşey söylemek istemiyorum. Redbull ve Oakley’in çaldığı gibi coşturucu müzikler olmalı bence.

Parkur değişikliği konusunda daha önce bu başlıkta fikrimi paylaşmıştım. Eyüp kısmının çıkarılması, sahil kısmının uzatılması yanlış bence. İlle Eyüp olması şart değil farklı rota olsun, İstanbul’u görüp gösterelim bana göre. Arkadaşın yukarıda dediği köprüden inince Bebek tarafına dönülse mesala güzel olabilir. Sahilyolu çok sıkıcı ve git gel bomboş.

Eşya otobüsleri ve çantayı hemen sorunsuz teslim alabilmek güzel.

Bir süre katılmayı düşünmüyorum, bu kadar katılımın olduğu ve İstanbul gibi bir yerde koşulan bir yarış organizasyon açısından benden çok çok düşük puan aldı yine.

Koşanların ayaklarına, gönüllülerin emeklerine sağlık… Teşekkürler Redbull ve Oakley.

6 Beğeni

Bu arada maraton madalyası buldum yerde, kaybeden arkadaşımız buradaysa talebi halinde gönderebilirim. Mesaj atarsa görüşebiliriz.

Bu sene 15 km koştum. Bu 3.katılışım ve öncekilere göre
Beğendiklerim:

-girişte daha çok polis görmek ve sistemli üst araması yapılması
-parkurun çeşitli kilometrelerinde seyyah tuvalet konulması
-su istasyonları gayet yeterli idi.
-Oakley ve redbull ekibinin tezahüratları motive ediciydi

Beğenmediklerim:
-Başlangıçtaki miting havasında çalınan müzikler
-Galata Köprüsünden Yenikapı’ya kadarki parkur. (sönüktü, çok rüzgarlıydı)
-Bitiş noktası (çok ters bir yerde bitiyordu. Seyirciler için konuşlanacak noktalar çok zayıftı.).Bence geçen seneki son 5 km daha iyiydi…

Herşeye rağmen bu şehri hala sevdiğim için , ne kadar olumsuzluklar yaşansa da, bu maratona katılmaktan vazgeçmeyi pek düşünmüyorum.

1 Beğeni

Geçen sene 15 bu sene 10km koştum. Emin değilim ama geçen sene 15K ve 10K startları aynı anda verilmişti. Bu sene 15’in önce başlaması pek hayırlı değildi çünkü çok fazla yürüyen ve grup halinde yolu kapatan vardı. Köprü-Yıldız bağlantısı ve Beşiktaş sahil sapağında inanılmaz yığılmalar oldu, 10K parkuru koşanlar olarak arkadan tek tek bu 15K parkurundaki insan öbeklerini aşmak zorunda kaldık. Zigzaglar koşmak, sürekli hızlanıp yavaşlamak pek keyif vermedi. “Pardon, pardon”, “müsadenizle”, “yol verin” demek ekstra efor, zaten 10K yüksek efor ile koşulan bir parkur. Kulaklıkla müzik dinleyenler uayrıları duymadılar, Wheeler koşucuların da bu sıkıntıyı çektiğini gözlemledim.
Çözüm olarak organizasyon yolun en soluna veya en sağına bir koridor açtırabilir, hızlı koşanların önlerindekileri rahatça geçmeleri sağlanabilir.
Ya da; iki yarış aynı anda başlasın. 15 dakika ara verilmesine gerek yok diye düşünüyorum.

1 Beğeni

Mevcut sonuçların içerisinde ne adım, ne göğüs numaram, bilgilerim yok. Her okuma noktasından geçtim ve koşuyu tamamladım; liste sonundaki diskalifiye ve tamamlayamayanlar arasında da yokum. Benzer durum ile karşılaşan var mı acaba?

1 Beğeni

Maraton İstanbul sitesine henüz 39. maratonu eklememişler. results.splittime.nl adresinden bakarsan sonuçları görebilirsin. sanırım daha sonuçlar kesin olmadığı için eklemediler.

1 Beğeni

Aynı listeden bahsediyoruz. O listede kendimi bulamadım ben.

Geçen sene ölçüm yapan sitede sonuçlarımı görmeme rağmen , resmi sitede sonuçlarım yayınlanmadı. Aynı şey birkaç arkadaşıma da olmuştu. Yanlış gruplamalar da olabiliyor.

Ben de maratonun kendi sitesindeki listeye bakıp adımı görememiştim ilk başta. Meğer o liste geçen yılın sonucuymuş. 38. İstanbul Maratonu yazıyor. Farketmemişim. results.splittime.nl sitesindeki listede adım mevcut. :slight_smile:

Çok yoğun bir katılım var gibi geldi bu sene. Belki alınan yoğun güvenlik önlemlerinden ötürü, otobüslerde polis araması, parkura girişte güvenlik koridoru vs ve start alanının protokol gibi sebeplerden daraltılmasından ötürü de öyle hissetmiş olabilirim.

İstasyonlar doğru konumda, yeterli donanımdaydı. Bitişte de çok sayıda gönüllü / çalışan vardı. Çantalar sahipsiz meydanda, açık havada beklemiyordu.

Benim için iyi bir koşu oldu, pacer’ın peşinden tempoyu bozmadan yarışı kendime göre iyi bir derece ile tamamladım; ‘negative split’ kulübüne katıldım.

Aklıma takılanlar:

  • Yarış başlangıcı / Kıtalararası yapabilmek için çok mu zorluyoruz başlangıcı ve hatta parkuru? Koşucuların bile tıklım tıklım otobüslerle başlangıç alanına gidebildiği bir koşunun, halkı bırakın, sporcular dışında sadece bir avuç protokol insan eşliğinde başlatılması ne kadar keyifli? Herkesin rahatça ulaşabildiği bir başlangıcı ben tercih ederim.
    Ayrıca bangır bangır ‘Ölürüm Türkiyem’ türküleri çalmak kime, neyin ispatı?

  • Parkur / Maraton kategorisi için Sirkeci’den sonra Ataköy’e kadar olan kısım - ki parkurun yarısından fazlası - İstanbul’da değil de, bilinmeyen bir yerde geçiyor gibi. İnsan yok. Algılayabildiğimiz geniş bir sahil otoyolu, battı-çıktılar, üst geçitler ve ürkütücü heybeti ile yeni inşaat projeleri. Bu mu İstanbul? Bence değil. Merakımdan diğer ünlü maratonların parkurlarına baktım. Gayet de şehrin, yaşam alanlarının içinden geçiyor. Hiç de öyle ‘koşun da, bize, şehrimize karışmayın’ gibi tasarlanmamışlar.

Herşey birbiriyle bağlı. Yarışın başlangıcı, parkuru bizi topluma, kültüre kadar götürür. Üzülüyorum ama ne yapılabilir, nasıl harekete geçi(ri)lebilir bilemiyorum.

9 Beğeni

Cumartesi fuara kitimi teslim almaya giderken, festival havasında, buluşma ve sohbet ortamında bir yer hayal etmiştim. Seyirci için hiç bir güvenlik önlemi olmayan saçma sapan bir motosiklet gösterisi (yıllardır yüksek cc. motosiklet kullanan bir motosikletsever olarak yazıyorum bunu) vardı, insanların hedeflere ok attırıldığı bir yer vardı. Koşu ile ilgili bavul ticareti kıvamında kilo ile getirilen ne olduğu belli olmayan ürünler vardı. Koşu ile ilgili alınabilecek şeyler bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı. Kapalı ortamda çalan yüksek sesli müzikten bahsetmiyorum bile. Kitimi alıp hemen çıktım mekandan.

Yarış günü Kadıköy’den o tarafa giden belediye otobüslerine göğüs numaram vasıtası ile ücretsiz binip erken saatlerde start noktasına ulaştım. Çok sayıda tuvalet vardı. Çanta bırakma otobüslerinin numaralara göre ayrılması hatta otobüsün üç kapısının kendi arasında da numaralara göre ayrılması güzel bir organizasyon örneği. Ben çanta bırakmadım ama bırakanların hiç sorunsuz kolayca teslim aldığına da şahit oldum. Malum müzikten bir de ben bahsetmeyeyim, herkes yazmış zaten.

Yarış esnasında Balmumcu’dan aşağı iniş, Kabataş Fındıklı tarafları ve Galata Köprüsü girişi STK’ların seyirci desteği ile eğlenceli idi. Yenikapı ile U dönüşü arası müthiş rüzgarlı bir araydı. 15Kcılar ayrıldıktan sonra bu geniş ve rüzgarlı yolda çölde kalmış gibi çok yalnız ve sıkıcı hissediyor insan. U dönüşünden sonra arkada kalan rüzgar rahatsız etmemeye başladı tabii. Yenikapı - U dönüşü - Gülhane Parkı’na giriş arasında görevliler dışında yarışa ilgi gösteren, izleyen, alkışlayan hiç kimse yoktu. Gülhane Parkı’na giriş ve takiben Sultanahmet’e doğru giden yolda biraz destekleyen vardı. Finiş alanında madalya ve poşet aldıktan sonra chipi teslim etmek istediğimde görevli ayakkabıma doğru eğilmemi engelleyip “siz çok yorgunsunuz, dizlerinize kramp girer ben hallederim” dedi ve eğilip ayakkabımı çözerek chipi aldı. Üst baş değiştirecek bir yer ayrılmış mıydı göremedim ama “elit atletler dinlenme” yazan bir çadıra girip kıyafetlerimi değiştirdim.

Kişisel olarak koşuma gelirsek, bu benim katıldığım ilk yarış organizasyonuydu ve 42K koşacaktım. 12 haftalık antrenman programımı iş seyahatlerim nedeni ile çok aksatmıştım. İlk maraton öncesi antrenmanlarda en az 32K’yı minimum bir kez koşanların maratonu başarı ile bitirebildiğini çok kez okumuştum. Antrenman süresince ben en fazla 21K koşabilmiştim. Bunun bilinci ile biraz çekinsem de en yavaş grup olan 4 saat 30 dakika hedefleyen grup ile bir yere kadar koşabileceğimi düşünmüştüm. 04:30 Adidas Run ekibi ile bir tanışıklığım olmasa da peşlerine takıldım rahatsız etmeden. Yaklaşık 24K-25K’a kadar bu grupla geldim. Grupta önü çeken arkadaşlara çok teşekkür ederim buradan. Bu kilometrelerden sonran biraz yavaşladım. U dönüşünden sonra müzik dinleyeceğim diye ödül koymuştum kendime yarışı planlarken. U dönüşünü gerçekleştirdikten sonra müzik dinlemek ve 25K - 30K - 35K istasyonlarından muz ve Redbull desteği almak iyi geldi. Düşük tempoda koşarak, az az da olsa hızlı tempoda yürüyerek 5 saat 25 dakikada bitirdim. Seneye hedefim 4:30 ile 4:00 arasında bitirmek olacak inşallah.

Organizasyonda emeği geçenlere, koşanlara, gönüllülere ve finişte beni bekleyen eşime çok teşekkürler.

7 Beğeni

İstatistikler hoşuma gidiyor nedense. Yukarıdaki sonuç adresinden (neden bir hollanda sitesinde daha önce yayınlanıyor da yarışın resmi sitesinde yayınlanmıyor -resmi olmayan sonuçlar da denilerek-) baktığımda maratonu bitiren sayısı 508 kişi . 412 erkek 96 kadın . (Bunların sadece 240 erkek ve 25 kadın Türk vatandaşı.)

Sonuç sitesinin hemen altında bir maraton daha vadı. Belçikada sanırım Marathon van Gent 2017

850 Erkek ve 201 kadın ile bitiren sayısı 1051 kişi . Bizim maraton altın kategorisinde ışıl ışıl parıldıyor .
Tv de izlerken kadınlar finişinde sultanahmet yokuşunda bisiklet ile yokuşu çıkan bir abim vardı gayet şık bir görüntü oldu. Ve son 100 metrede olmazsa olmazımız köpeğimizin biri de sahneye çıktı . 2. sıradaki koşucu bu yüzden hafif bir yön değiştirmesi yapmak zorunda kaldı . Tabi yetişmesi mümkün değildi ama olmasın değil mi?

İki sene önce 36km de destek grubu oluşturmuştuk facebookta ve 40dan fazla kişi geliyorum demişti(geliyorumla destekliyorumu karıştırıyorlar galiba) . 36km de kaç kişiydik ? Sadece 2 . Ve buna geliyorum diyenlerin tamamına yakını koşan insanlardı.
Maratonun diğer koşulardan ayrılmasını arzu ediyorum ama o kadar altın olmadığı ortaya çıkar mı yoksa ?

5 Beğeni

Hangi site, paylaşabilir misiniz? Takip için çok faydalı olabilir. Teşekkürler.

Bu istatistiklerden emin misiniz? Ben kendimi Hollanda sitesinde bitirenler arasında 1196. sırada görüyorum, siz ise maratonu 508 kişi bitirmiş diyorsunuz.

Bende merak ediyordum; başlangıçtan yaklaşık 4 buçuk saat sonra 37. kilometre tabelasının yanında duran, alkışlayan kişi neden tek başına diye…
Değerli yalnızlık böyle birşey sanırım…

1 Beğeni