Hafta sonu Italya’da Verona kentinde 24 saat Avrupa Sampiyonasi kosulacak. Yarista Alexsandr Sorokin ve Patrycja Bereznowska da var. Cumartesi TSI 11:00’da baslayacak
ekrandan bakınca 4 pace gibi durmuyor, sinir bozucu bence, kim bilir neler yaşıyor iç dünyasında
4 pacede interval yaptığımı düşününce “evet hiç bir şey göründüğü gibi değil, çeken bilir”
Evet 6 pace gibi görünüyor pist de tahmin ettiğimden kalabalıkmış.
Yarış aşağıdaki link üzerinden canlı yayınlanmış. Yarın TSİ 08:30’da yayın devam edecek diyor.
Bu da yağmurda başlayan startı (40. dk)
IAU 24 Hour European Championships videosu burada. Sorokin slalom yaparak koşuyor. Çok kalabalık. Amerikalı koşu bandı rekoru kıran arkadaş çok sağa sola gittim, beslenme planım bozuldu diye ağlamıştı.
Yarış sabah 4te görünüyor(düzeltme).
Ama anladığım kadarıyla ascent yarışması bitmiş. Yanlış yönlendirme yapmışım. Erkeklerde Remmi Bonnet, kadınlarda ise Nienke Bringman kazanmış.
Rekor 23:10’da geldi. Şimdi gözler 200 mil’de…
Sorokin 319+ km yeni dunya rekoru…
Ayrıca Andrzej Piotrowski de dünyada 300 km’yi geçen 3. isim oldu…
319km tek başına inanılmaz bir derece ama bence en az onun kadar acayip şeyler de var.
Kouros bütün rekorların sahibi iken arkasında onu zorlayacak büyük rakipleri yoktu. 24 saatte 290k+ koşsa bile yine efsane olarak kariyerini bitirirdi. Ama sürekli kendini zorlayarak sonunda 303.5km’ye kadar ulaştı. 48 saat, 6 gün, Spartathlon vs. rekorları için de aynı şey geçerli. Sürekli kendiyle yarıştı. Sorokin, Kouros’in “kirilamaz” denilen rekorunu büyük bir farkla kırıp 309k’ya getirdi. Onu da zorlayan biri olmamasına rağmen kendine 320k/200 mil gibi çılgınca bir hedef koydu ve neredeyse başardı. Bu çok sıradışı bir kafa yapısı.
Herhangi bir mesafede ama ozellikle boyle uzun mesafelerde kendinize dünya rekoru gibi hedefler koyarsanız herkesin zaman zaman kötü yarışları olur. Bunu sürekli görüyoruz. Sorokin son yıllarda defalarca dünya rekoru denemesi yaptı, hepsinde başarılı oldu.
6 saat, 100k, 100 mil, 12 saat ve 24 saat rekorlarını sahibi. Örneğin 100k ve 100 mil rekorlarının sahibi olması anlaşılabilir ama 6 saat ve 24 saat rekorlarının aynı kişide olması yine akıl alır bir iş değil. Bunlar hem fiziksel hem zihinsel olarak birbirinden çok farklı yetenekler gerektiren, antrenmanlarından yarış stratejisine kadar çok farklı yarışlar. Bu kadar geniş bir yelpazede başarılı olmak çok zor.
Bundan sonraki aşama Kouros’un 48 saat ve 6 gün rekoru olarak görülebilir. Bence yol kosularinda hala kırılamayan en ikonik rekor Kouros’un 20:25’lik Spartathlon rekoru. Bir iki yıl içinde bu rekoru denemesi sürpriz olmaz.
Sorokin’in rekor konusunda kendisinden bu denli emin olması ilginç geldi bana. Rekora giden yolda yarışın hangi aşamasında Instagram’da nasıl bir içerikle paylaşım yapılacağı bile önceden belirlenmiş. Rekor kafada zaten kırılmış, sadece uygulaması kalmış. Potansiyelinin farkında ve daha alacağı çok yol var gibi görünüyor.
Bu arada Sorokin’i çok sevmek ve hayranlık duymakla birlikte, sigara ve alkol geçmişi olan, koşmaya 31 yaşında başlayan birinin 24 saat rekorunu bu kadar rahat geliştirmesini (Kouros’un rekoru %5’ten fazla gelişti) yetenek, ayakkabı ve modern antrenman bilimine olduğu kadar, eski rekorun zayıf olmasına da bağlıyorum. Belli bir rekabet seviyesine ulaşmış, yetenek havuzu yeterince genişlemiş, yani genetik olarak avantajlı olan ve uzun yıllar sıkı çalışmış yeterince sporcunun yöneldiği başka herhangi bir spor dalında ne bu profilde bir şampiyon, ne de bu denli büyük bir rekor gelişimi örneği olabileceğine ihtimal veriyorum. Önümüzdeki yıllar ya da onyıllarda, bu spora ve mesafelere ilginin artmasıyla daha fazla sporcu yönelir de yaşam tarzı ve antrenman disipliniyle gençlikten yetişip pişen yeni nesil bir Sorokin bu rekorun da üzerine %5 daha koyarsa hiç şaşırmayacağım.
Bu arada asıl kafa karıştırıcı olan, Sorokin’in hiç durmamış, duraksamamış olması. Strava’da moving time ile elapsed time arası 4 sn. Km geçişlerinde de sadece 269. km’de 6:05 görünüyor, gerisi < 5:18. Yemek, içmek için durmamasını anlıyorum ama tuvalet molası olmaması çok garip değil mi?
Tuvalet molası vermediği, koşarken şişeye yaptığı yazılmış
“In his most recent races, Sorokin went a step further. Rather than stopping, he grabbed an empty water bottle and peed as he continued to run. (“It’s actually kind of difficult to relax enough to be able to pee,” he said.”
Yukarıdaki nytimes direk bağlantının “bedava makale okuma limitine takıldınız” uyarısı alıp okumak isteyenler için :
En yakından piste gören sensin, ne kadar sıvı jel tükettiği o tempoda aklım almıyor🙂 Bağırsak düzeni, yedikleri, sağlanan enerji ;denek olsa dünya kadar inceleme çıkar.
Patreon benzeri Contribee isimli bir sitede hesabı var. Abonelerine detaylı videolar yayınlıyor. Beslenme ile ilgili videosu var orada. Üye olup, biraz maddi destek verip izlenebilir.
1 gönderiler var olan bir konu içinde birleştirildi: Atletizm/Yol Yarışı/Ultramaraton Yayın Akışı ve Hatırlatıcı [Sürekli güncellenir]