2025 Türkiye'de yarışların fiyat sorunsalı

Bir pencere de üstte yorumda açmaya çalıştım. Tek fiyat üzerinden bakmayalım, ülke içerisinde düzenlenen patika yarışlarına bakalım.

X organizasyonun fiyat politikası ile Y organizasyonun fiyat politikası arasında dağlar var. Tamam detay maliyetler farklılık gösterir. Peki ya temel maliyetler?

İkram
Tshirt
Madalya
İşaretleme
Federasyon ödemeleri
Yerel yönetimler ödemeleri
İaşeler

Şimdi bu da üretilen bir mamül değil ki şu hammaddeyi kullandım fiyatı bundan dolayı yüksek tuttum.

Bilemiyorum arkadaşlar ben ilk yılında bu yarıştaydım koşan 20 kişiden biriydim sonra da defalarca katıldım, büyümesini gönülden istedim. 2014’de Kapadokyadaydım oranın da nasıl büyüdüğünü gördük.

Hepsi koşan, koşturan emek veren gönüllüler sayesinde bence.

Şimdi böyle olması biraz da içimi burkuyor. Popüler olan her şey kirlenir maalesef.

9 Beğeni

Başaran öyle bir yorum yazdın ki. Altına koyacak emoji bulamadım :slightly_smiling_face:

Yarışların ticari olduğu, Seçici olmak, heryere yetişmek zorunda olmadığımızı bilmek, çekirdek arkadaş gruplarıyla yarış parkurlarını başka tarihlerde kosabilecegimiz… Buraya kalp emojisi birakiyorum.

Madalyonun diğer tarafına, Yüksek gelirli potansiyel insanlar var diye (potansiyel insanlar diyorum, koşucular diyemiyorum, örneğin forumda 10.000Euro üzeri alan koşucu doktor var mı?) fiyatların görece yüksek olmasının kabul edilebilir bir şey olduğu… Buraya şaşırma emojisi bırakıyorum. :slightly_smiling_face:

Bir de aklıma takılan birşey oldu, İstanbul’da para kazanan kişinin parasını İstanbul’da değil de İzmir’de harcamasının ekonomiye katkısını anlamadım. Bu etkinliklere gelmese de, parasını bulunduğu şehirde bir AVM’de harcasa fark edermi ki. Yurtdışından gelecek olanları mı kasdettin acaba diye geri dönüp tekrar okudum, yok… müşteri, İstanbul’daki potansiyel kişiler.

3 Beğeni

Bu konuda tek diyebileceğim son zamanlarda katıldığım yarışlardan örnek vermem gerekirse, amatör ruhla yapılan profesyonel yarışlara katılmaya özen göstereceğim, ki amatör ruhtan kastım hem fiyat/performans, hem de o organizasyondan o heyecanı aldığım. Örnek vermem gerekirse (katıldıklarım arasında) varda ultra trail, yesemek ultra, kilikya ultra,iznik ultra, adana backyard, taşucu backyard ve eski adıyla manavgat ultra. Ben bu yarışlarda her defasında aynı ve benzer tadı aldım, düzenleyen emekleri geçen herkese tekrardan teşekkür ederim. Umarım daha fazla destek görür ve büyüyerek devam ederler. (genelde akdeniz bölgesinden geldi farkındayım:)
hatırladığım kadarı ile diğer katıldığım yarışları da yazayım ki kıyaslama doğru olsun. (tahtalı run to sky, salt lake ultra, likya maratonu, urla backyard, kaçkar ultra, dağyenice ultra, kapadokya ultra, aladağlar sky, erciyes sky…)
her iki liste için unuttuklarım da vardır ama aklıma ilk gelenleri yazdım.

4 Beğeni

Belki çoğunuz dinlemiştir ama buraya Asla Durma kanalının Salomon Cappadocia Ultra Trail organizasyon ekibinden Aydın Ayhan Güney’i ağırladığı ve trail yarışlarının maliyetinin de konuşulduğu sohbetin linkini bırakıyorum.

Anladığım kadarıyla katılım ücretini belirleyen şey büyük ölçüde sponsorlar oluyor. Katılım ücreti haricinde ulaşım ve konaklama gibi masrafları da bu değerlendirmeye almak gerekiyor tabi ki. Yarış 3 bin TL ise ulaşım ve konaklama da nereden bakarsak bakalım en az 6-7 K tutuyor ve bir anda bir etkinlik için 10K TL harcamış oluyoruz.

Çok yüksek gelirleri olan insanlar elbette ki var, bu insanların bir kısmı da muhakkak koşuyor, bu tür etkinliklere katılıyor olabilirler. Bu tür yüksek katılım ücretli etkinliklerin hedef kitlesi bu insanlar da olabilir. Ancak bir gerçeği de göz ardı etmemek gerek; Türkiye’deki çalışanların yaklaşık %60’ı asgari ücret ve asgari ücretin çok az üzerinde kazanıyor. Dolayısıyla ciddi katılım ücreti gerektiren yarışların artması, diğer maliyet kalemlerini de göz önüne alırsak, komunitenin aynı oranda genişlememesi halinde katılım oranını giderek azaltır. Bu da ne yazık ki mevcut ekonomik koşullarda bu yarışların sürdürülebilirliğine balta vurur.

Benim şahsen ulaşım ve konaklama gibi konularda ortak bir imece ağı yaratmak gibi bir fikrim var ama henüz fikir aşamasında. İstanbul Oryantiring Grubu’nun antrenman kayıt sayfasında (ki antrenmanlar farklı ormanların farklı alanlarında yapılıyor) kayıt olurken “Araç desteği verebilirim.” ve “Araç desteğine ihtiyacım var.” gibi kutucuklar oluyor. Yarışlarda da benzer bir platform veya sosyal medya sayfası aracılığıyla en azından ulaşımı paylaşımlı hale getirmek makul olur. Ama şimdilik sadece fikir aşamasında. :slight_smile:

11 Beğeni

Evet bu para-kazanç konusu biraz karışık farkındayım. Örneğin forumda 10.000Euro üzeri alan koşucu doktor var mı? demişsin. Forumu bilmiyorum ama İstanbul’da bu paraları kazanan çok sayıda insan var, tanıdıklarım da var. Koşu inanılmaz bir şekilde popüler hale geliyor. İstanbul en büyük potansiyel o yüzden organizatörler İstanbul’u düşünüyorlar.
Daha dün Valencia maratonun kayıtları açıldı, İstanbul’daki sadece bir koşu grubundan 60’dan fazla kayıt yapıldı.
Belediyeler yol yarışlarını sübvanse ederek koşuyu destekliyorlar ama iş patikaya gelince desteklerini belirli bir yere kadar verebiliyorlar. Keşke belediyelerde patika koşusu organizasyonu hakkında çalışanlar olsa da biz de çok uygun fiyatlara yarışlara katılabilsek.
Neyse burayı daha fazla meşgul etmeyim. 2025 yılı herkesin gönlündeki yarışı koştuğu bir yıl olsun diyelim. :cowboy_hat_face:

5 Beğeni

Efeler yolu fiyatını pahalı bulmakla birlikte iki organizasyonu karşılaştırmak çok yanlış olur. Biri patika diğeri yol yarışı.

1 Beğeni

Ben açık açık yazayım, yıllar boyu bu yarışlara katıldık,fotoğraflarını paylaşarak hem kendi egomuzu şişirdik hem de bedavaya reklamlarını yaptık,yarış raporları yazdık … ve böyle devam eder gider.

Gelinen yolun sonunda baktılar ki bu iş popüler hale geliyor, parası olan artık parasıyla macera satın almaya başlıyor, spor şu bu hak getire.

Şimdiden geçen senenin üzerinde kayıt almaya başlamış yazdınız.Dağlar patikalar hepimize ait, yarış olsa ne olur, olmasa ne olur.Kimse bizden para da istemiyor.

Mesele kendi adıma istedikleri para değil, verdiğimiz paranın karşılığında alamadığımız hizmet.

Yolun sonunda kendimi-kendimizi mal gibi kullanılmışlıktan başka birşey hissetmiyorum :joy: :joy:

12 Beğeni

Aklıma şu da geldi, yazmadan duramayacağım

Oğuz Atay’ın galiba Tutunamayanlar kitabında yazıyordu

“Hayır, ben zengin olacaktım;kendi başıma yaratamadığım heyecan havasını, parayla satın alacaktım”

4 Beğeni

Yolun sonunda kendimi-kendimizi mal gibi kullanılmışlıktan başka birşey hissetmiyorum :joy: :joy:

maalesef çok doğru. :neutral_face:

3 Beğeni

tabiki patika ve yol yarışı arasında fark vardır. Lojistik olarak patika yarışı ekstra maliyetler yaratıyordur organizatör açısından ama bunun yol yarışlarında ortaya çıkan maliyetin 5 katı kadar olacağını zannetmem.

Bu iki yarışı örnek vermemin nedeni aynı firmanın organize etmesi tarih ve lokasyonların birbirine oldukça yakın olması.

1 Beğeni

Ben kendi adıma paramı şuraya vermeye tercih ediyorum.

Madalya gelir gelmez, şimdilik bulabildiğim motivasyon ancak bu. Mahallemde kendi başıma backyard koşmakta olabilir veya bazı yarışların sanal koşularına katılmak.

linke tıklamak istemeyenler için:

image

8 Beğeni

— Biz organizatörlerin gözünde ‘sporcu’ değil, ‘spor turistiyiz’. Turizm deyince de, 1 olan bize 10 olur. İşte Bodrum’da lahmacun. Organizatörler de zaten spor kulübü değil, genelde travel & event firmaları. Tabi bu Serkan beyin firmalar arasındaki fiyat ucurumunu aciklamaya yetmiyor. Firmalar arası fiyat farkı veya aynı firmanin farklı organizasyonları arasındaki korkunç fiyat farklılıklarını, belki Başaran’ın bahsettiği kitlelerin katılımı… daha doğrusu, organizatörün yüksek gelirli katılımcıları hedeflemesi açıklayabilir.
Ayrıca imece usulü ile… örneğin bir minibüs tutup 10-15 kişi ulaşım sağlarken, yolda çevirme olduğunda, bizden lisans değil, turizm acente belgesi istenecektir.

— Biz sportif faaliyetle değil, bir hobi faaliyetiyle meşgulüz. Daha koşmaya başlamadan, malzemesinin derdine düşüyoruz. Bu malzemeleri seçerken de, fiyat/performansa değil, fiyata bakıp, daha ucuz ürünlerin, bazı yerlerde daha işe yarar olduğunu görünce şaşırıyoruz. Decathlonda satılan bir ürünün, lider markaların ürünlerinden daha uzun ömürlü olabildiğini görünce şaşırıyoruz. Sponsor olduğu firmalara, kişilere, tanıtımlarına, reklamlarına harcadıkları paraları, doğal olarak ürün satış fiyatlarına yansıtan markaları daha kaliteli sanıyoruz. %2 performans farkına (ki bu %2 ancak extrem koşullarda dağda can kurtarmaya veya kürsüye cikarken işe yarayabilir) belki %200 fiyat farkı veriyoruz. Ama bu malzemecileri, organizatörler kadar elestirmiyoruz. Bunu onlar da (organizatörler) görüyor. Malzemeye veren bana da verir diye düşünebilirler.

-Sporcu organizatörler yok muydu… vardı. İstanbul, Bakiye Duran.
Kaçkar, Alper Dalkılıç, Kyzokos (M. Kızıltaş, yanlış hatirladiysam affola) Bu organizasyonlar içinde özellikle Bakiye Duran’ın koşularına burun kivirilirdi. Ayağının dibindeki koşuya gitmeyenler, Kapadokyaya giderdi. Aynı şekilde Kackarlar Ultra diye bir organizasyon var, devam ediyor mu, eder mi etmez mi bilmiyorum, ama UTMB Kackarlara geleceğini açıklayınca, sanki orada daha önceden organizasyon yokmuşcasına, UTMBnin organizasyonunu sabırsızlikla bekleyen yorumlara, gerek burada gerek sosyal medyada çokça denk geldim. (Fiyatlarını karşılaştırırsak bu örnekleri neden verdiğim belli olur)

-Yol koşusu ile patika koşusu arasındaki temel fark, katılımcılarının koşuya yaklaşım şeklinden kaynaklanır ve bu da organizasyona yansır… ya da tersinden bakalım, organizasyon ana amacı spor olan, minimal bir etkinlik düzenler. Yolcu dediğimiz ve sporcu kimliğine daha haiz kişiler gelir koşar, sonucuna bakar, sevinir veya üzülür. Ama bu yol koşullarına katılan, hepsi olmasa da bazı patika kosuculari, finişi geçince madalyasından, sonucundan önce, ikramları düşünür. 100TL verip Zeytinburnu Cumhuriyet Koşusuna katılmayıp, 1200TL’lik İSTFAST’i eleştiririz.

Gereksiz yerlere ‘talep’ yaratıp, 'arz’ın fiyatını eleştirmek’ten önce, bizim bir özeleştri yapmaya ihtiyacımız var. Biz müşteriyiz. Bizim gerçeğimiz bu. Ama yukarıda birçok arkadaşımızın da belirttiği üzere seçici davranmıyoruz. Bizi müşteri olarak görenlere karşı, bir müşterinin elindeki en büyük kozu kullanmıyoruz, satıcı seçmiyoruz. Biz bunu yapmıyoruz. Ama anlaşılan o ki, büyüttüğümüz organizatörler müşteri seçmeye başlamışlar.

Not: uzun süredir bu etkinliklerden uzağım. Ama daha önce katılırken de seçerek katıldım, organizasyonların parkurlarindan ayrı olarak, koşmak istedigim bambaska yerlerde bir kaç arkadaş buluşup gidip koştuğum gibi arkadaş bulamayıp ta şehirdışı solo koştuklarım da oldu. Kendi adıma katıldığım hiçbir etkinlikten maddi olarak şikayet etmedim, çünkü etme potansiyeli olan etkinliğe zaten baştan kayıt olmadım. Bu yazıdaki ‘biz’ kipini kullanma nedenim, birey olarak herhangi bir kişiyi kastetmedigim icindir.

11 Beğeni

Bodrun 60K 1350TL. Burada bahsettiğim belediye kamu desteğinin farkını görüyoruz muhtemelen. Aynı destek Varda’ya da verilebildiği icin fiyatlar makul seviyedeydi.

10 Beğeni

Yaris fiyatlari konusunda Run to Sky citayi cok yukseklere cikarmis.

12K: 100euro(erken kayit 70 euro)
27K: 200 euro(erken kayit 135 euro)
65K: 250 euro(erken kayit 200 euro)

Erken kayit 31 Araliga kadar.

Fiyatlar boyle olunca Tahtali zirveye kadar kirmizi hali dosemesi lazim organizasyonun.

9 Beğeni

Patika yarışları ile yol yarışlarının kayıt ücretlerini kıyaslayan bazı arkadaşlar olmuş. Amacım hiç bir organizasyonu haklı çıkarmak değil, ben de bir çok yarışı pahalı buluyorum. Ancak şunu da unutmayalım ki;

Patika yarışlarında, yol yarışlarına göre ekstra maliyetler devreye giriyor. Bu yazdıklarımın bazıları yol yarışlarında da var, topluca görelim diye aklıma gelenleri yazıyorum.

  • Örneğin 100K ve üstü Ultra Trail’lerde CP’lerin başında, Start’ta ve Finish’te 24 saatten fazla bekleyen insanlar var. Evet bu kişilerin bazıları gönüllü olsa da gönüllü olmayanları da var. Bu kişilerin konaklama, ulaşım ve az da olsa ayrıca aldıkları ücretler var.

  • CP’lerde dağıtılan yiyecek ve içecekler bazıları sponsorlu bazıları değil. Örneğin dağıtılan meyvelerin de sponsoru yoktur sanırım

  • Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne yarış katılımcı sayısı başına ödenen yarış alan kullanım bedeli,

  • Türkiye Atletizm Federasyonu hakem ve yarış gözlemci ücretleri (TAF’a ödenen zorunlu ücretler)

  • Yarış boyunca geçerli katılımcı sayısı başına ödenen kaza sigortası ücreti,

  • Yarış boyunca parkurlarda görev yapan Arama Kurtarma Ekipleri; JAK, ANDA, AKUT gibi kuruluşlara ve ekiplerine ödenen ücretler,

  • İstanbul’dan getirilen 5-6 kişi profesyonel spor fotoğrafçıları bunların aldıkları 3 günlük fotoğrafçılık hizmet ücretleri, ulaşım, konaklama, yeme-içme ücretleri,

  • Dağıtılan 1 zamanlama çipinin masrafı 4-6 Euro civarında, bu çipler yurt dışında işlem görüyor o yüzden ücretlendirmesi de Euro üzerinden. Ayrıca organizasyonun kendi Timing hizmeti yoksa Timing firmalarına ve personeline ödenen ücretler.

  • Yarış etkinlik alanı saha planlayıcıları, sportif direktörler, parkur direktörleri, (yarış öncesi parkur işaretlemesini yapanlar ve yarış sonrası işaretleri toplayanlar) expo alanında çalışanlar, kayıt masası personeli, web sitesi, sosyal medya reklam, grafik tasarım, animasyon gibi giderler

  • Sunucular (büyük yarışlarda genelde İstanbul’dan gelen Tansel Kader gibi profesyonel yarış sunucuları) DJ, etkinlik alanına kurulan sahne podyum, ses ve ışık sistemi bunların görevlileri

  • Expo alanında etkinliler için davet edilen yarış öncesi ısınma, Yoga, Zumba v.s yaptırmak için gelen profesyonel antrenörlerin ücretleri

  • Varsa canlı müzik gruplarının konser, ulaşım ücretleri (örneğin son Uludağ Ultra’da 3 grup birden konser verdi)

6 Beğeni

Şahsen 2025 yılında kemer sıkmak durumunda olacağımdan sadece bir kaç hedef yarışa katılabileceğim, Uludağ, Kapadokya gibi…
Diğer yarışlara ise fiyatlara şahsi tepkim olarak hiç gitmeme kararı aldım.

6 Beğeni

saçma gelebilir belki ama bu yılda uludağ’da seramik madalya verileceğini duyduğum için ben de organizasyona katılmama yönünde karar aldım.
karıca dağa küstü.

7 Beğeni

En uzun parkurlarını atıyorum ama en alt fiyat için x/2 genel olarak çalışacaktır:
Babadağ Ultra: 2000 TL
Katılmayacağım ama katılmak istediğim bir yarış Nif ultra: 2050 TL
Efeler değil ama Efes Ultra 2750 tl, 61k 2050 TL
Gökçeada Ultra: 1350 TL
Sky run isterseniz: Anamas Sky trail 450 TL
Davraz Sky trail yine 450 TL
Latmos Ultranın fiyatını da Efes ultradan üç aşağı beş yukarı çıkarabilirsiniz.

İki yarış üzerinde yoğunlaşıyoruz ama çok yarış var. O yüzden aslında sizin hangi alternatifi tercih ettiğiniz, hangi tür yarışların çoğalacağını birebir belirleyecektir.

Bunun yanısıra, iyi bir saatle tüm parkurları koşmak bedava. Güvenlik için yanınızda dostlarınızın bulunması paha biçilmez :slight_smile:

16 Beğeni

Değerli hocam,

Bunlar yıllardır yapılıyor da maliyetler 2025’de mi arttı? Yapmayın lütfen…

Uluslararası bir organizasyona akredite oldum, fiyatları onlar belirledi gibi bir yaklaşım da bana komik geliyor.

Olmayın efendim. yurt dışından gelecek yarışçılarsa hedef kitleniz o zaman iç pazara reklam vermeyin. Açıklana yapın, iç pazar müşterinize alternatif çözümler üretin.

Burada hepimiz iyi kötü kariyere sahibiz. Koşu organizasyonu yapmıyor olmamız, ticari bilgimizin olmadığı, şirket yönetmiyor olduğumuz anlamına gelmez.

Tam tersi bu organizasyonları yapan arkadaşların, profesyonel yöneticilerden belli ki danışmanlık alması gerekiyor.

15 Beğeni

Hocam, geçen yıl tahtalıda insanlar ölümden döndü. Buna rağmen bu arkadaş, yarışı uluslararası takvime sokmayı başardı ve anında kayıt ücretini körükleyip kayıt sayısını ikiye katladı. Bence bahsettiğiniz o profesyonel yöneticilerin gelip bu arkadaştan icazet alması gerekir. Ticari açıdan çok büyük bir iş başardığını düşünüyorum.

2 Beğeni