Malum spor salonları kapandı ve bizler de mümkün olduğunca evlerimizden çıkmıyoruz. Birçoğumuzun evinde koşu bandı mevcut olduğunu biliyorum. Benim evimde yok, ancak spor salonuna gittiğimde denediğim ve keyif aldığım bir yazılımı duyurmak ve tanıtmak istiyorum.
Zwift video oyunlarının eğlenceli dünyasını gerçek fiziksel efor ile harmanlayan, evde veya spor salonunda mesafe katedilmeden yapılan mesafe antrenmanlarını eğlenceli hale getirmeyi hedefleyen bir program. Düne kadar sadece bisiklet ile sınırlıyken bugün koşu bantlarının döngüsel, sıkıcı ortamını da değiştirmeyi hedefliyor, bunu da başarabildiğini itiraf etmeliyim.
Gereksinimler
Başlangıç için ihtiyaç duyduğunuz ilk şey tabiki bir koşu bandı, birçoğumuz bu bantları evimizde veya üye olduğumuz spor salonlarında kullanıyoruz. Koşu bandının herhangi bir özelliği olmasına gerek yok, çünkü adım uzunluğunu ve kalp atış sayısını ondan almayacağız. Bize gereken ayakkabıya bağlanabilen bir footpod (Garmin, Styrd v.b.) ve bir nabız bandı (Göğüsten veya koldan ölçüm yapabilen). Kullandığımız mobil platform Apple uyumlu ise footpod ve nabız bandı seçeneklerinin bluetooth’dan bağlanabilir olması gerekli, bazı Android platformlarda (Samsung’un bazı modelleri) ANT+ bağlantı da desteklendiğinden ANT+ sistemine sahip footpod ve nabız bantlarını da çalıştırabilme şansınız var.Her iki platformda da izin verdikleri bağlantı protokolleri ile sorunsuz çalıştığına şahit olduğumu eklemeliyim. Mesafe tabanlı çalışacaksanız nabız bandına ihtiyacınız yok, ancak bu durumda harcadığınız efor ve kalori değerleri gerçekçi olmayacaktır. Sadece bir footpod ile Zwift dünyasına dalabilirsiniz.
Başlangıç
Koşu bandı, footpod ve nabız bandını biraraya getirdik, yazılımı da indirip telefonumuza / tabletimize kurduk. Şimdi bir kullanıcı yaratmamız gerekiyor. Zwift bizden ilk olarak İsim, Soyisim gibi bilgileri istiyor ve bu bilgilerin (İsim, Ülke, yaş, cinsiyet, ağırlık, nabız v.b.) Zwift dünyasında görünür olacağını, takipçiler tarafından görülebileceği uyarısını yapıyor. Sonra bir email adresi veriyor ve şifre belirliyoruz. Lisans bilgilerini onayladıktan sonra Zwift kendimizden bahsetmemizi istiyor, “Koşucu, Bisikletçi, Her ikisi de ve Triatlet” seçeneklerinden kendimize uygun olanları seçtikten sonra Zwift ile ne yapmak istediğimiz soruluyor. Forma girmek, grup koşuları yapmak, antrenman ve yarışmak şeklinde seçenekler mevcut. Bu noktada seçimlerinize göre size özel seçenekler çıkıyor, örneğin antrenmanı seçerseniz Zwift size “ne tip bir yarış için” antrenman yapmak istediğinizi soruyor. Burada da seçimimizi yaptıktan sonra Zwift’in bağlantı ekranına geçiyoruz.
Sensörlerin Bağlanması
Çok kolay, Koşu Hızı için footpod (footpod veya yeni nesil koşu bandı hız ölçerler), Nabız için Nabız bantlarını (Göğüs bandı veya yeni nesil koldan ölçüm yapan bluetooth üniteler gibi) bu noktada tanıtarak sisteme giriş yapıyoruz. Bluetooth aktif, dilerseniz (ve cihazınız destekliyorsa) bluetooth ikonunun yan tarafından ANT+ sensörlerini etkinleştirebiliyorsunuz. Bağlantı sorunsuz gerçekleştiyse sensörler listede görünecek ve ilgili kareler maviye dönerek koşuya hazır olduğunu bildirecek. Cinsiyet, boy ve kilo bilgilerini girmenizle birlikte artık Watopia dünyasındasınız.
Watopia
Watopia Zwift’in koşu ve bisiklet için kurguladığı sanal bir dünya. Burada koşmaya başlamadan önce belirli uzunluktaki parkurlardan birini seçerek başlayabiliyor veya zaten koşan bir koşunun koşusuna misafir olabiliyoruz.
Sonrası çok kolay, ekranda koşucuyu ifade eden bir avatar çıkıyor ve siz koşu bandında ilerledikçe bu avatarda aynı hızla parkurda ilerlemeye başlıyor. Parkur boyunca diğer koşucular / bisikletçilerle belirli bir miktarda iletişim kurma, tebrik gönderme şansına sahipsiniz.
Yol boyunca alternatif rotalar için size uyarılar gösteriliyor, bunları tıklayarak farklı yerlerde de gezinebilirsiniz.
Dilerseniz belirli antrenman programlarından birini seçebilir ve uygulayabilirsiniz.
Üyelik için bir bedel ödediğinizde ekstra parkurlar, gerçek mekanlar, yarışlar gibi birçok özellik emrinize amade oluyor. Ancak şu anki para ödenmeyen versiyon bile koşu bandını daha keyifli, daha kabul edilebilir bir hale sokuyor düşüncesindeyim. Koşumuz bittiğinde etkinliğimiz hakkında bilgilendirildiğimiz bir sonuç ekranı ile karşılaşıyoruz.
Bu noktadan sonra dilerseniz Garmin Connect, Strava gibi yazılımlara koşunuzu aktarabilirsiniz. Bu bağlantı ayarları yazılımın menusünden yapılabiliyor. Böylece koşunuzu kaydettiğinizde dilediğiniz ortamla paylaşılması sağlanmış oluyor, güzel özellik.
Elbetteki koşudan puanlar toplayarak belirli rozetlerin açılması, toplanan puanlarla ekrandaki avatarın koşu kıyafetlerinin değiştirilebilmesi gibi birçok oyunlaştırma opsiyonuda mevcut.
Sonuç
Koşu bandında koşmayı birçoğumuz gibi bende sevmiyorum. Zwift bunu daha eğlenceli bir hale getirdi, puan toplamak, belirli bir parkuru bitirmeye çalışmak, bitirme sürelerini karşılaştırmak beni koşu bandında daha uzun daha hızlı koşmaya teşvik etti. Tekrar boş vakitlerimi spor salonunda geçirme şansını bulacağım zaman da yazılımı keyifle kullanmaya devam edeceğim. Koşu bandına erişimi olan ve footpod sahibi herkese keyifle tavsiye ederim