Koştuğum son yarışta, sonlara doğru fark ettiğim bir şey oldu. Aslında çok bariz bir şey olsa da insan gözünün önünde görünce çok net fark ediyor. Ne oldu? İstasyonlarda geçirdiğim sürenin ortalama peysime (pace) ne kadar darbe vurduğunu fark ettim. Saatime ortalama peys göstergesi koymuştum ve istasyona girerken ve çıkarken baktığımda gördüğüm fark beni uyandırdı.
Aslında hesaplamaya bile gerek yok, insan kolaylıkla düşünebiliyor ama gelin bir bakalım…
Rakamları yuvarlak alalım. Diyelim yarış 80 km. Her 10 km’de bir de istasyon var, yani 7 tane. Tüm yarışı, yani istasyonların arasındaki 10 km’lik bölümleri, aynı hızda koştuğunuzu (6:00 peys) var sayalım.
Her istasyonda kaç dakika durduğumuza göre (hepsinde aynı süre geçirdiğimizi varsayarak) bir tablo yaparsak:
1 dk > 8 saat 7 dk > 6:05
2 dk > 8 saat 14 dk > 6:10
3 dk > 8 saat 21 dk > 6:15
5 dk > 8 saat 35 dk > 6:26
10 dk > 9 saat 10 dk > 6:52
Hem çok mola vermek yeniden başlamayı zorlaştırabiliyor. Ne kadar kısa duruş o kadar az soğuma…
Bunun için:
Antrenmanlarda ayakta, masadan beslenme denemeleri yapılıp hız kazanılabilir
Yarışta her şeyi masada yemeye çalışmayıp yiyecekleri ceplere veya avuçlara doldurup devam edilebilir
Kendileri yeltenmediyse gönüllülerden su doldurma konusunda yardım istenebilir
Sizin aklınıza gelen veya uyguladığınız başka yöntemler var mı?
Not: Tabii ki ihtiyaç varsa gereken kadar zaman geçirilecek. Söylemeye çalıştığım zamanın akıp gittiğini unutmamalı, sohbete veya düşüncelere dalıp gereksiz oyalanmamalı.
Ben İznik Ultra’yı cep telefonu ile kaydettim. Runkeeper’ın hareket etmediğim anlarda kayıdı durdur seçeneğini işaretledim.
Koşu boyunca masalar haricinde sadece 2 çeşmede durdum. Bunların toplamı 2-3dk yı geçmez.
Yarış sonucu sürem 22:20:09,
Runkeeper kayıt süresi 20:16:35,
Yani en az 2 saat istasyonlarda harcamışım.
Bu elbette çok fazla bir süre. Bunu azaltmalıyım.
Ama bu olayı ben bir nevi interval gibi görüyorum.
İntervaller arası süreyi çok az tuttuğumuzda bir sonraki intervale bünyemiz tam toparlanamadan başladığı için pek verimli olamıyorsa, masalar arasında olması fiziksel kapasitenizden daha yüksek bir hızla geldiyseniz, masadan çıkabilmek içinde zamana ihtiyaç duyuyorsunuz. Veya en azından ben yarış sonucu 39’uncu olmama rağmen Boyalıca’ya 22.inci olarak geldim, yani fazla hızlı geldiğim için Ilıca ve diğer tüm masalarda oturup bacaklarımdan yükü almak ihtiyacı hissettim. Ve çok zaman kaybettim. Örnekköy’de dahi masaya gelirken bacaklarım titriyordu. Çünkü enerjim bitmişti
Mayıs’taki Çekmeköy 60k ultraya ise kontrollü başladım. Hiçbir masada oturmadım. Masalardan gıda alıp koşma ihtiyacı hissetmedim. Sadece suyumu dolduracak kadar masalarda süre harcadım. Ama kontrolüm sayesinde CP20’de 15.inci sıradaydım, CP37’de 12.inci sırada, 60k bitiş çizgisini ise 6.ıncı olarak geçtim.
Yani masalar arası pace kontrolümü iyi yapamadan, masa sürelerimi azaltamayacağıma inandım ben.
Yarışlar Kontrol Noktalarında kazanılır Şaka bir yana, son bir kaç yarıştır bu konuya azami özen göstermeye çalışıyorum ve her istasyonda mümkün olan en az zamanı geçirmeye çalışıyorum. Mert, dediğin gibi istasyonlarda geçirilen zaman toplamda inanılmaz boyutlara ulaşabiliyor. Sanırım bilinçaltımız istasyona geldiğimizde, beyne durmamız ve istasyondaki yiyecek/içeceklerden faydalanmamız gerektiği sinyalini veriyor
Şahsen, yaklaşmış olduğum istasyonda gerçekten durmam gerekmiyorsa durmuyorum. Duracaksam da noktaya varmak üzereyken, bir sonraki kontrol noktasının da uzaklığını göz önünde bulundurarak
eksiklerim ve ihtiyaçlarım konusunda planlama yapıp, en kısa sürede işimi bitirip devam ediyorum.
Bircok konudaki gibi genelleme yaparak cevaplamanin zor oldugu bir konu benim icin. Mozart 100 orneginde her 5km’de bir istasyon oldugu icin buyuk cogunlugunda fazla durmak mantikli olmayabilir ama 20-30 saat ve uzeri surecek ve istasyonlarin 15-20km’de bir oldugu bir dag ultrasinda, istasyon aralari bircok kisi icin 3-5 saat alabilecekken, istasyonda dogru kullanilarak gecirilecek ekstra zaman yarisin kalaninda avantaja donebilir, hatta yarisi bitirmek ile birakmak arasindaki fark da olabilir.
Bu tur ultralarda hem kendimden hem diger kosanlardan gozlemledigim istasyonlarin sadece fiziksel enerji almak icin depoyu doldurulacak yerler olmadigi. En az onun kadar onemlisi, bir sonraki asama icin “zihinsel beslenmeyi” yapabildigimiz bir yer. Ornegin uzun saatler boyunca yalniz kosmus biri istasyona geldiginde midesine bir seyler atip devam edebilme gucunu bulabilir ama cogu zaman kafasini toparlayip, belki istasyonda tanidik birileriyle biraz konusup kafasini dagitmak da isteyebilir.
Zaten istasyonlarda gecirilen zaman gercek hayatta tum istasyonlarda 2’ser dakika, 5’er dakika seklinde olmuyor. Daha cok ilk istasyonlarda birkac dakika, ortalarda 4-5 dakika, sonlara dogru 15-20dk veya uzeri gibi olabiliyor. (uzun ve istasyon araliklarinin fazla oldugu ultralar icin ozellikle). Bu da vucudun oldugu kadar beynin de yorulmasindan. Vucudu harekete gecirecek komutlari vermek ve her turlu ic ve dis stres altinda dogru kararlari alabilmek icin beynin de dinlenmesi gerek. Eger yaris beynin buna devam edebilecegi kadar kisaysa ya da beyin bu konuda yeterince antrenmanli ise o zaman sorun yok. Ama degilse beyne dinlenmek icin zaman vermek gerek, cunku bence bazi istisnai ultralar disinda yarisi bitirememenin temel sebebi bir noktadan sonra beynin iflas etmesi ve vucuda artik komuta edememesi.
Veya bazen istasyonda birlikte gittiginiz birini 5-10dk beklersiniz ama yarisin geri kalan 4-5 saatlik bolumunde iki kisi olmanin motivasyonu ile orada kaybedilen 5-10dk’dan cok fazlasini kazanabilirsiniz. Cok fazla degiskenle birlikte arada ince bir denge var. Evet, fazla zaman gecirmek genel olarak iyi degil ama yarisin ozelligine gore bazi durumlarda orada gecirilecek ekstra zaman yarisin gerisinde arti olarak da donebilir.
Her zamanki gibi uzman gözüyle olaya noktayı koymuşsun
İstasyonlarda geçirilecek zamanları bencede yarış bazlı değerlendirmek lazım.
Her 5km’de bir CP varsa önemli değil. Birkaç dakika duraklama ile geçeriz noktaları.
Ama örneğin 162km mesafeli, 8000mt irtifa kazanımlı Yunanistan’daki Rodopi koşusunda sadece 6 tane CP var.
Şimdi şu aşağıdaki gibi tabloya sahip bir yarışta istasyonlara yeterli zamanı ayırmamak pek akıllıca olmaz diye düşünüyorum
Tabii ki öyle. Zaten ben de not olarak belirtmiştim. “Tabii ki ihtiyaç varsa gereken kadar zaman geçirilecek. Söylemeye çalıştığım zamanın akıp gittiğini unutmamalı, sohbete veya düşüncelere dalıp gereksiz oyalanmamalı.” Özellikle söylemek istediğim zamanın akıp geçtiğini fark etmeyip, dalıp giderek gerekenden çok beklemek.
Şaka bir yana, son bir kaç yarıştır bu konuya azami özen göstermeye çalışıyorum ve her istasyonda mümkün olan en az zamanı geçirmeye çalışıyorum. Mert, dediğin gibi istasyonlarda geçirilen zaman toplamda inanılmaz boyutlara ulaşabiliyor. Sanırım bilinçaltımız istasyona geldiğimizde, beyne durmamız ve istasyondaki yiyecek/içeceklerden faydalanmamız gerektiği sinyalini veriyor 
