Ultramaraton - Ultra maraton

Soru şu: Ultramaraton birleşik mi yazılır yoksa ultra maraton şeklinde ayrı mı yazılır?

Bundan yaklaşık 2 yıl önce Türkçe kullanımını iyi bildiğini düşündüğüm birisiyle bu konuyu biraz tartışmıştık. O “ultra maraton” diye ayrı yazılır demişti. Ben ise belki ingilizce’den de gelen alışkanlıkla “ultramaraton” diye yazılması gerektiğini iddia ediyordum. Biraz araştırdım ve iki şekilde de kullanım gördüm. Sonuçta çok net bir cevap bulamadım ve açıkçası içime sinmese de herhalde dogrusu bu diyerek ayrı yazmaya dikkat etmeye başladım.

Bu konu bir vesileyle tekrar gündeme geldi ve tekrar şüpheye düştüm. Eğer bu kadar süredir ayrı yazarak yanlış yazıyorsam benim de bunun Türkçe’ye yanlış girmesinde payım oluyor. Kısacası bu işi iyi bilen birileri varsa görüşlerini merak ediyorum. Doğrusunu öğrenelim, ona göre yazalım.

-TDK ayrı yazılan kelimler sayfasında soyle demiş:
Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğ­ramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.

Örnek : kılıç balığı, köpek balığı, ağustos böceği, çörek otu vs.

Buradan bakınca ultra ve maraton kelimeleri anlam değişikliğine uğramıyor gibi gözüküyor sanki?

-Öte yandan aynı TDK bitişik yazılan kelimeler sayfasında da şöyle demiş

Dilimizde her iki ögesi de asıl anlamını koru­duğu hâlde yaygın bir biçimde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan keli­meler de vardır:

Örnek: başbakan, başçavuş, başhekim, aşçıbaşı, binbaşı, doğumevi, gözlemevi, huzurevi, dershane, kahvehane, yazıhane

Bu örneklere bakınca da kesin birleşik yazılması gerek diye düşünüyorum.

Sizce nasıl yazılmalı ve neden?

2 Beğeni

Ben buradan kurala aykırı olan bir durumu anlıyorum. Kural ayrı yazmayı gerektiriyor fakat yerleşmiş bir kelime kurala aykırı da davranabilir diye yorumluyorum.

Aslında konunun temeli İngilizce’de sanırım. Ultra hem isim ve sıfat olarak hem de ön ek olarak kullanılıyor İngilizce’de. Bence buradaki kullanımı ön ek. Dolayısı ile bence birleşik yazılmalı. “Ultrasound” ve “ultraviolet” gibi. (Kaynak)

TDK’de (ki çok güvenmeyebilirsiniz) ultraviolet karşılığı ultraviyole, yani ultra viyole değil. (Kaynak)

3 Beğeni

Benim farklı bir düşüncem var.

Maraton dediğimiz etkinliklerin neredeyse tamamı yol yarışları.
Maratonların elbise, ayakkabı, tempo ayarlaması tamamen kendisine özgü.

Ultraların ise neredeyse tamamı arazi yarışları.
Birincilerin dahi yürüdüğü kısımları olan, beslenme ve su stratejileri gerektiren.
Kendine has elbise, ayakkabı, çanta ve ekipmanı olan tamamen ayrı bir olay.

Demek istediğim; ultraların maratonlarla bir alakası yok.
Maraton kelimesi bence burada gereksiz.
O yüzden ben sadece Ultra diyorum.

Aslında böyle “maratonsuz” kullanım başladı denilebilir.
“Kapadokya Ultra Trail” örneğinde olduğu gibi.
Kapadokya Ultramaraton Trail gibi bir isim bence estetik olmazdı.

“Abi, Berlin’de ultra bir maraton koştum.”
“Patron, İznik’te ultramaraton koşacağım.”

Bence oldu. Mert’in sıfat-ek açıklaması kulağa mantıklı geliyor -özellikle ultraviyole benzetmesiyle-.

Koşucular arasında sadece ultra demenin bir sakıncası yok.Zaten herkes ultramaraton ile normal maraton arasındaki ayrımı biliyor (bende birleşik yazdım bak :slight_smile: ).

Ama koşuyla içiçe olmayan bir insana “ultra koşmaya gidiyorum”-“ultra koştum”-“ultraya hazırlanıyorum” gibi cümleler kurduğunuz zaman aradaki ayrımı anlayamayabilir.

Varsın anlamasınlar, biz bize yeteriz :smiley:
Ben “İznik Ultrayı koşacağım” dediğim zaman ne dediğimi anlamayacak kişiye kendimi anlatmak için niye nefes harcıyayım ki.
Bence ultraların maratonlarla bir alakası olmadığı için bu etkinlikleri sadece “ultra” olarak isimlendirilmesi taraftarıyım ve günlük hayatta hep “ultra” ifadesini kullanıyorum.

İşin aslına bakılırsa “ultra” kelimesi tamamen İngilizce olan bir kelime. Bunu Türkçeleştirememişiz.
Sıfat olarak kullanıldığında “aşırı, azgın, fahiş, taşkın” gibi anlamları var. İsim olarak da “radikal, kök, köken” gibi anlamları var.

Ultra maraton için benim ilk aklıma “Azgın Koşu” veya “Taşkın Koşu” gibi bir Türkçe karşılıklar geldi.
Tabiki farklı versiyonlarda düşünülebilir

1 Beğeni

Biz yine anlatalım İsmail.Belki 1000 kişi bize başka zorun mu yok diyecek ama; 1 kişi çıkar da merak ederse, bizde bu işe sebep olursak ne mutlu bize.

Ben koşmaya bu şekilde 60 yaşında bir abime özenerek, ondan bilgi ve destek alarak başladım.Şimdi arkadaşlarımdan 2 kişide bu işe merak saldı.Onun için anlatmaktan vazgeçmeyelim.Biraz konu dışı oldu , kusura bakmayın.

1 Beğeni

Madem konu dısına cıktık, ultra’nın ingilizcedeki ilk ve burada kullanılan kelime anlamı “normal ve alısılmıs olanın ötesinde -going beyond what is usual or ordinary” . Bunun dısındaki anlamların konuyla fazla ilgisi yok. Zaten ön ek olarak kullanıldığında hemen hep bu anlamı kullanılıyor.

Ultrason (ultrasound) dendiğinde insan kulağının duyma üst sınırı olan 20,000hz’den daha yüksek frekanslar kast ediliyor. 20.000hz’nin yani insan kulağının duyabileceği normal ve alışılmış olan seslerin ötesinde gibi.

Ultraviyole (ultraviolet) dendiğinde insan gözünün görebildiği en kısa dalga boyu olan kızıl rengin ötesindeki, normal ve alışılmış olan dalga boylarının ötesindekiler kast ediliyor.

Ultramaraton dendiğinde de normal ve alışılmış olan maraton mesafesinin ötesinde anlamı var.

Konuya dönersek…

Mert’in dediği TDK’nın hem ultrason hem de ultraviyole’yi birleşik yazması şu ana kadar bence en güçlü argüman. Benim aklıma Türkçe’de ultra ile başlayan başka bir kelime gelmiyordu ki TDK’deki güncel sözlükte “ultra” ön eki ile başlayan kaç girdi var diye bakmak aklıma geldi. Toplam 39 tane gözüküyor. [Bu sayfada][1] arama kutusuna “ultra” yazın ve yan tarafta “1.veya 2.kelimesi ile başlayan” seçeneğini seçip aratın.

39 tane girdiden…

2 tanesini ayrı yazmış
2 tanesini arada “-” koyarak yazmış. ( :smile:)
Geri kalan 35 tanesini ise birleşik yazmış.

Birleşik yazılanların arasında “ultrases” (ultrasound) gibi kelimeler de var. Bu örneklere bakınca ultramaraton yazılmaması için bir sebep göremiyorum.
[1]: http://www.tdk.org.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.54dc855c3be7e4.75085962

4 Beğeni

TDK’nın güvenilirliğinden bağımsız olarak bir not düşmek istiyorum:
Bir dilin ne kadar kolay öğrenildiği ve dilbilgisinin ne kadar doğru kullanıldığı mevzusunda istisnaların sayısı çok önemlidir. Bunun için de en kolay örnek bence Almanca. Misal herkes Almanca konuşabilir ama artikeller özellikle anadili Almanca olmayanlara beladır.

Olanlara da bela…:slight_smile:

1 Beğeni

Ultrasound:ses ötesi ise, ultramarathon için “maraton ötesi” desek?

Bir birine bağlı gibi gözüküyor ve ultra kelimesi maratonun başına geldiğinde bir tanımlama ile anlam kuvvetlenmesi oluşuyor. Ama aynı zamanda, ultra ayrı yazıldığında da yapılan eylemin büyüklüğüne bir vurgu var sanki? kafam karıştı sanırım. Ama, nasıl kullanılırsa kullanılsın, kapı aynı yere çıkıyor :slight_smile:

illa ki moda mod, kelimeye kelime şeklinde tercüme etme ihtiyacı niye duyuyoruz ki?
örneğin İngilizce PC (Personel Computer) kelimesinin moda mod tercümesi “kişisel derleyici”.
Ama biz bunun yerine “bilgisayar” kelimesini tercih etmişiz ve bence çok da güzel olmuş.

Demek istediğim İngilizce “ultramarathon” kelimesinden sadece bir “h” çıkarıp dilimize olduğu gibi almak yerine,
Bizim yapımıza daha çok hitap eden bir kelime üretebiliriz diye düşünüyorum.

1 Beğeni

derken ne demek istiyorsun?

:slight_smile: Bizim yapımız derken mevcut dil yapımızı kastettim. Herhangi bir olumsuzluk ima etme gibi bir niyetim yoktu.
Mevcut dil yapımızda koşu ve yarışlar hakkında bilgisi olmayan birisi için ultramaraton kelimesinin hiçbir anlamı ve karşılığı yok. Her iki kök kelimede bizim dil yapımızdan gelmediği için bizden değiller gibi duruyorlar.

Demek istediğim; ultra ve maraton kelimesi yerine bizim dil yapımızdan gelen kelimelerle bir kelime öbeği oluşturulabilir veya ultramaraton kelimesinin yerinin alacak bizim dil yapımızdan gelen bir karşılık kelime bulanabilir.

Yani bir ultra maraton ifadesi için bizden bir karşılık bulabiliyor olmamız lazım.

Bu isin dogrusu ya da yanlisinin oldugunu dusunmuyorum. Ne TDK’nin ne de baska bir kurumun, kisinin, dilin nasil gelismesi gerektigi konusunda bir otaritesi olabilir. Binlerce yildir TDK mi vardi da kurallar koydu, Turkce bugunlere kavustu. Dilin kurallari oldugunu kabul etmiyorum. Kural dedikleri sonradan yapilmis genellemelerdir. Haliyle bir kural yazip ardindan kurala uymayanlar diye liste yapmaya basliyorlar. Dile yeni yeni girmeye baslamis kavramlar bu genellemelere (kurallara) tabi tutulamaz. Yillarin ve insanlarin suzgecinden gecip sonunda belli bir sekilde sabitlenebilir ya da cesitli kullanimlari kabul gorebilir.
Uzun lafi kisasi su akar yolunu bulur. Isteyen istedigini desin ben ultramaraton demeye devam edecegim. Yanlis yoldasin derlerse yok hayir sen yalnis yoldasin derim. Hatta chill bile derim.

2 Beğeni

Microcomputers diye bir deyim eskiden kullanılırdı. Şimdilerde ise Laptops veya tables gibi kavramlar hayatımızda yer ediyorlar.
Kimsen Microcomputer kavramını kullanmadı diye hayıflanmamız da beklenmiyor.

Benim aklıma maraton kavramı kullanmak yatıyor. bunun mikrosu yada makrosu yada sizin de bahsettiğiniz ultrası yada nanosu var mıdır bilemem.

Gelin ortak payda olarak “MARATON” seçelim ve önüne yada arkasına ilave edilecek ekleri (PARANTEZ İÇİNE) YAZALIM.

Nasıl ?

Herkes memnun mu şimdi?