Tüm zamanlardaki favori koşucularınız?

Benim 3 favorim var. Akıl almaz dayanıklılığıyla Yiannis Kouros; mütevaziliği, en zor Ultra Maratonlardaki başarıları ve koşu kültürüne büyük katkısıyla Scott Jurek ve daha ilk maratonunda olimpik altın alan Emil Zatopek.

@Kerem benimde ilk favorim Yiannis Kouros tartışmasız o bir efsane ve yakın zaman ultracılarından Kilian Jornet Burgada :wink:

1 Beğeni

Benim ultra kültürüm çoğunuza göre yeni sayılır.Hayat hikayesini okuduktan sonra Yiannis tartışmasız çoğu kişinin favorisidir.

Ama bana atletizmi sevdiren iki atlet var.

1-Michael Johnson: 200m eski ve 400m dünya rekortmeni .Diğer sprinterler gibi kafayı öne uzatıp koşacağına, kafayı geride tutup gövdeyi ileride tutan; benim tabirimle beyefendi koşu stiline sahip müthiş insan.

2-Haile Gebrselassie:Bu adamında güleryüzü ve hiçberşeyi takmıyor gibi halleri beni mest ederdi

2 Beğeni

Aykut Çelikbaş, bu sene Sparthatlon’la çıtayı mütevazı olunamayacak bir yere koydu.

4 Beğeni

Kesinlikle ülkemizdeki en iyi koşucu, aynı fikirdeyim.

1 Beğeni

Öncelikle 2 isme sonsuz teşekkür sunmam gerekir.Birisi Mert Derman, diğeri Aykut Çelikbaş.

Koşuya merak saldığımda onların bloglardaki yazılarından çok şeyler öğrendim.Trabzon gibi spor kültürünün sadece futboldan ibaret olduğu (gerçi yurdun her tarafında aynı ama) bir yerde koşuculukla ilgili hiçbir bilgi kaynağına sahip değildim.Mert’in teknik açıklamaları, Aykut’un samimi yarış raporlarından çok şeyler öğrendim.Bugün geldiğim seviye için onlara çok şeyler borçluyum.Kendimi onlara o kadar yakın hissediyorum ki hiç tanışmamış olmamıza rağmen kendilerine kırk yıllık arkadaşlarım gibi Mert-Aykut deme hakkını görüyorum belkide haksız olarak.

Bu forumun en güzel yanının benim gibi büyük şehirlerden uzak yaşayan ama bu spora gönül vermiş kişileri bir araya getirmesi olduğunu düşünüyorum.

Herkesin eline,koluna yüreğine sağlık.

7 Beğeni

Mert, Ilgaz, Aykut, Emre ve Caner olmasa eminim çok şey eksik olurdu hayatımızda. İyi ki varsınız.

5 Beğeni

Konu seyrinden sapıyor gibi görünmesin diye şöyle bir girizgah yapayım:

Bir koşucunun ya da yaptığım herhangi bir spor dalıyla uğraşan kişinin favorim olması için koşuda yahut o spor dalında rekorlar kırması, herhangi bir kategoride “en” olması gerekmez. Benim kanaatimce o kişinin bana ilham vermesi, benim gelişimimde katkısı olması gerekir.

Benim için bu anlamda Mert Derman ve Ilgaz Kuruyazıcı’nın yeri ayrı. O zamanlar podcast’ler biraz daha seri yayınlanıyordu. Ses duymanın yazı okumaktan -sanki biraz daha samimi gelmesinin de etkisiyle iyi motive olmuştum.

İyi insan olmadan iyi Beşiktaşlı olunmaz, derdi Süleyman Seba. İyi niyet önemli. Zaman ayırıp emek vermek de çok önemli.

Uzun lafın kısası, benim favori koşucularımın kümesi buralardan, en yakınımdakilerden başlayarak dışa doğru genişleyen bir çember içerisinde yer alıyor. Bilhassa zaman ayırıp emek vererek paylaşımlarda bulunanlar daha da favorim.

7 Beğeni

Arkadaşlar konu daha fazla ilerlemeden birkaç sey söylemek istiyorum izninizle. Bu konu birkaç kişinin üzerine yoğunlaşırsa ben rahatsız olurum. İsmi geçen diğer arkadaşları da tanıdığım için onların da benzer şekilde düşüneceğini biliyorum. Hatta Mert ve Ilgaz’la yakın zamanda benzer bir konuyu konuşmustuk.

Ben klendi adıma hiçbir şeyde “en” falan olduğuma inanmıyorum. Beni yakından tanıyanlar bunu burada mütevazilik vs. olsun diye söylemediğimi, gerçekten inanarak söylediğimi bilirler. Sıfırdan başlayıp kendime göre bir noktaya geldiğim için gurur duyuyor muyum? Evet. Bir yarışı bitirmek kadar o yarışı bitirmek için herkes gibi aylarca, belki yıllarca belli bir disiplini, kararlılığı, araştırmayı/öğrenmeyi vs. gösterdiğim için gurur duyuyor muyum? Evet. Bence sıfırdan 5K koşan da, maraton bitiren de, kendine göre belli hedeflere ulaşan herkes de duymalı. Ama benim açımdan daha fazlası değil. Büyük resim içinde kendimi hiçbir zaman çok önemli falan görmedim. Bir insan kendini fazla ciddiye almaya başladığında en başta kendisi için sonra da etrafı için tehlikeli olmaya başlar.

Zaten koşu dediğimiz şey uçsuz bucaksız bir dünya. Patika koşusu farklı, asfalt farklı, kısa mesafe farklı, uzun farklı, teknik parkur farklı, zaman karşı koşmak farklı. Eğer limitlerinizde yapıyorsanız hepsi son derece zor. Hiç kimse hepsinde en iyi olamaz. O yüzden böyle şeyler bence hem çok doğru değil hem de başkasına saygısızlık.

Son olarak birisinden ilham almak için inanın “en” olmasına gerek yok. Ayn şeyi yapıp burada isim vermek istemiyorum ama kendisi de bu forumda yazdığı için Mustafa Abi’yi (Kızıltaş) söyleyebilirim. Koşuculuğuna zaten bir şey söylemeye gerek yok ama insanlığı ile her zaman örnek kişilerden. Koşmayı çok seven biri olarak son 2 yıldır üst üste büyük sakatlıklar/operasyonlar geçirdi ama geri dönmek için müthiş bir irade gösterdi ve her şey yolunda giderse İznik’te tekrar birlikte koşacağız. Yarışın sonucu önemli değil, benim için şimdiden kazananı o ve onun gibiler. Bundan büyük ilham olur mu? Yine burada yazdığı için isim veriyorum, aynı şey Nejdet abi için geçerli. Müthiş bir tecrübe, hepimizin öğreneceği çok şey var. Umarım hepimiz onun kadar uzun süre bu sporun içinde başarıyla kalabiliriz.

Uzatmadan bitirmeye çalışıyorum. Kimseyi de sadece yarış sonuçlarına göre değerlendirmeyelim. Kimin ne şartlarda, ne zorluklarda ne yaptığını kimse bilemez. Karakteri ile insanlığı ile etrafına ne kattığı ile bir bütün olarak değerlendirelim. Yoksa hızlı koşmak, uzun koşmak… hepsi iyi güzel de yarın kime ne olacağını hiçbirimiz bilemeyiz. Umarım bu yazdıklarım nankörlük gibi bir şey olarak algılanmaz. Birilerine katkı sağladıysam benden mutlusu olmaz.

23 Beğeni

İşin özü bu işte.Ben sizlerden birşeyler öğrendim ve şu anda forumda diğer arkadaşlardan da öğreniyorum ve bilgim ve tecrübem kadarıyla da birşeyler ben de anlatmaya çalışıyorum.

Koşmaya ilk başladığımda Trabzon’da eskiden atletizmle uğraşan çoğu kişiden birşeyler öğrenmeye çalıştım ama kimse burnundan kıl aldırmadı yada birşey bilmiyordu.Bu yüzden birşeyler paylaşmanın önemi benim için çok büyük.

2 Beğeni

Bence bu listeye Suavi Noyan Kıran’ı da eklememiz gerekir.Hepsine ne kadar teşekkür etsek azdır.Koşu aslında bireysel bir spor ama işin lojistik yönü açısından paylaşımları pahabicilemez.

1 Beğeni

Aykut Celikbas diyorum :smile:

2 Beğeni

TDK’ya göre favori “Herhangi bir iş veya yarışmada üstünlük sağlayacağına inanılan (kimse, taraf, takım vb.)” demekmiş

Bizzat tanışma fırsatı bulduğum veya bulamadığım, sadece sesini duyup yazdıklarını veya hakkında yazılanları okuduğum, bazen sadece televizyonda, gazetede, sosyal medyada gördüğüm veya internetten takip ettiğim; benim veya benim gibi bu işe gönül verenlerin bir adım daha fazla adım atmasına direkt veya dolaylı katkı sağlayan herkes benim favorimdir…

1 Beğeni

Ben Bakiye Duran diyorum.
Çekmeköy de düzenlediği yarışlar sayesinde ultranın ne olduğunu ve ultracıların kimler ve nasıl insanlar olduğunu öğrendim.

2 Beğeni

Benim de hayranlıkla okuduğum (azıcık da milliyetçi duygularımın kabarıklığını ön planda tutarsam) Aykut Çelikbaş başta geliyor. Ancak, şu sanal ortamda çok fazla teknik bilgilerine başvurduğum yazılarını okuduğum Mert Derman’ı söylemeden geçemem. Kerem, seni de pek yakından takip ediyorum biliyorsun, ileride ultracı olmaya karar verirsem sana mutlaka danışacağım.:wink:

1 Beğeni

Ayrıca benim bir diğer tüm zamanların favori koşucumda Mehmet Terzi.
Maraton mesafesinde olimpiyat altın madalyası alabilmiş ve 27 senedir Maraton mesafesi Türkiye en iyi süresi olan 2:10:25 halen egale dahi edilememiş çok iyi bir koşucudur.

2 Beğeni

Sevgili Aykut abicim, senin de belirttiğin gibi uçsuz bucaksız koşu dünyasında kirlenmemiş bir ortamda yaşiyoruz. Ben bu dünyamızın hep böyle kalmasını istiyorum. Koşan herkesin saygı değer olduğunu ve her birinin bu dünyaya imkanları, yetenekleri ölçüsünde katkı verdiklerini biliyorum.
Beni onore ettiğin için teşekkür ederim okuyunca biraz utandım.
Seni tanıdığım için çok şanslıyım…
Sevgi ve saygılarımla…

3 Beğeni

Kerem çok naziksin. Paylaşmaktan çok keyif veriyorum umarım yakında daha sık görüşeceğiz…

1 Beğeni

Benim için bir numara Marco Olmo. 56-57 yaşında arka arkaya UTMB’yi iki kere kazanmak akıl alacak bir şey değil. Kilian’ın bile 56 yaşında yapabileceğini düşünmüyorum. Kendisi ile tanıştım ve fotoğraf çektirmek ve hatta İznik’e İtalyanca mektup yazıp davet bile ettim. Umarım bir gün gelecek. Hep MDS yarışı ile çakışıyor, ondan gelemiyor.

Burada bir şeyler karalamıştım. http://geziyorum.net/marco-olmo/

DVD filminin müziklerini satın aldım ve koşarken uzun yarışlarda hep onu dinlerim.

2 Beğeni

Konu madem isimlerden açılmış, Koşu Gazetesi ahalisi tarafından yazılmış şu başlıklar ilginizi çekebilir:




2 Beğeni