O tarihte yurt dışında olduğum için katılamadığım ancak birebir konuştuğum veya raporlarını okuduğum bütün arkadaşlarımın da üzerinde durduğu bir konu bu ARI’lar.
Bence çok geçiştirilen ama alerjisi olan bir kişi için ölümcül olabilecek bir durum. Doğada koşuyorsanız tabi ki bazı şeyleri göze alıyorsunuz ama böyle göz göre göre de olur mu bilemiyorum.
Mutlaka farklı görüşleri olan arkadaşlar vardır. Denetleme konusunda yetersiz olduğumuzu düşünüyorum. Bunun mercii neresidir, kim yapar nasıl yapar pek bir fikrim yok.
Acaba arilarin oldugu bolgede cali cirpi kontrollu yakilip duman olusturulabilir miydi.Malum duman oldu mu ari olmaz.O bolgeden gecis zaman araliklari da az cok belli.1-2 gorevli yapabilirdi sanki bunu.
Arıların kovandan on-onbeş kilometre uzaklaşabildiği rivayet edilir, bilindiği kadarıyla bölgesel alınabilecek bir önlem yok. Arıların kovanını bir gün kapatmaya kalkmak kovanda katliama sebep olabilir, bu sebeple sadece gece taşınabiliyorlar. Kovanların taşınması çok kolay bir iş değil ama yapılsa bile o bölgede taşınması gerekecek binlerce kovan olabilir.
Arıların doğal döngüye katkısının ne kadar önemli olduğu gözönüne alındığında arıların o bölgeden taşınması pek değerlendirilebilecek bir şey de değil, tam tersi çoğaltılması için muazzam bir çaba var. Bu durum yurt çapında tüm yaylalar için geçerli.
Herşey bir yana; Likya Yolu’nun insanlardan kilometrelerce uzak bir noktasında, yabani bir arı kovanına da rastlayabilirsiniz.
Bu hayvanların tek derdi kovanlarını korumak. Alınabilecek tek önlem kovanların yanından geçmemek, ne kadar uzak o kadar iyi. Bu bağlamda parkur gerekirse son bir gün kala güncellenebilir ve sorun çözüme kavuşmuş olur.
@spinodal 'ın raporunu okurken ürperdim. Ben kesinlikle ilk kovanları gördüğümde geri dönerdim. Bir kere Aydos’da yabani arı kovanının yakınında geçmiştim. Arılar üst üste yığılmış kütüklerin arasına kovan yapmışlar. Ben acıdan bağırınca 500mt gerideki arkadaşlar depara kalkmıştı
Kesinlikle parkur güzergahının değişmesi gerekir. Ben seneye katılmayı düşünüyordum ama bu arı meselesi çözülmeden mümkün değil koşmam Sapanca Ultrayı. Serkan’ın da yazdığı gibi hiç geçiştirilecek bir konu değil.
Ben de o koşuda arılardan nasibini alanlardanım. Uzun bir tırmanış boyunca arı kovanlarının yanından koşturmak, bunun duyurusunu son anda yapma çok yanlıştı.
Arılar herkesi soktu. Fenalık geçiren , gözünden sokulan, çorabının , saçının arasına arı giren bir sürü kişi vardı.
Beni on küsür yerimden soktular. Koşuda 3-4 iğneyi çıkarttık, diğer yerleri eve gelince fark ettik. Koşudan 4-5 gün sonra alerji oldum . Kollarım boynum bacağım sırtım her yerim kızardı ve kabardı. Neyse ki şimdi geçmek üzere. Ciddin anlamda böcek ve arı sokmasına alerjisi olanlar için ölümcül olabilirdi.
Doğa sporlarında her şey olabilir: köpek kovalar, ayı el sallar, kediler sallamaz, yılan sokar… ama parkur kovanın dibinden geçerse maalesef arı da sokar. Yapılabilecek en makul şey rotayı o alanda esnetmek. Ölümcül sonuçları olabilecek ciddi bir umursamazlık. Koşarken arıya denk gelmek ile yüzlere kişinin arıya doğru koşması aynı şey değil.
Ve zavallı hayvancıklara da yazık, muhtemelen büyük bir kısmı telef olmuştur.
Bu sene geçen senelere göre daha fazla kovan vardı egerki seneye aynı yerden geçilecekse dumanlı koruma yapılması gerekir koşucunun alacağı önlem ise buff ile özellikle yüz ve boyun bölgesini korumak çok önemli ama yinede bacak bölgesinden sokulmaktan kurtulamadım
Parkurun bu bölümünde sağlık ekibinin hazır bekletilmesi şart olduğunu düşünüyorum Saygılar
Tüm koşu dostlarına merhaba, 4 yıldır yaptığımız sapanca ultra maratonunda ilk defa böyle bir durumla karşılaştık. Arı sokmalarına karşı yaşanacak sağlık sorunları için önlemlerimiz hazırdı. Bu konuda hem epifen hem avil decortlar hemde doktorumuz o bölgede idi.2019 yılında psrkurları güncelledik. Arı kovanı olan bölgeleri saf dışı bıraktık. Son yarış öncesi Parkur çalışmalarında da bu konu özellikle dikkate alınacaktır. Sapanca ultranın tüm güzelliklerini adımlarımızla keşfetmeye devam ediyor olacağız🤙🏼
