Arkadaşlar bildiğiniz gibi bu sene 1 Marttaki Runatolia 'dan buna ki ilk koşu bu hafta sonu düzenlenecek olan Sapanca Ultra olacak. Katılacak herkese başarılar diliyorum.
Biz Ankaradan katılacak bir kaç arkadaş bunu biraz daha sosyal etkinlik/kutlama havasına sokalım dedik ve ertesi gün Ankara’ya dönerken yol üzerinde Melen çayında rafting yapmayı düşünüyoruz. Bize katılmak isteyen olursa https://www.melencirafting.com/
Hocam evet ben manavgatta da koştum, son trail di de Runatolia manavgattan da 3 hafta sonra 1 Martta koşuldu. Pandemi öncesi son koşu Runatoliaydı. hatta Efes Ultraya 15 martta kaydım da vardı ama son gün ertelendi
Ben hafta sonumu dolduracak trail ya da yol koşusu (veya yazın dalış) ayırmadan ne bulursam gittiğimden Runatolia benim için son oldu bu sene. Ve işin matrak yani Runatolia ile başlayan 8 haftada 6 koşum vardı. Neyse artık yeniden başlıyoruz. Bu hafta sapanca, sonraki hafta kaşta dalış, sonra Dağ Yenice, sonra dalış, sonra efes ultra diye gidiyoruz
Sapanca Ultra Maratonu 40K için bir parkur inceleme yazısı yazmaya çalıştım. İlk kez böyle bir inceleme yazıyorum bu sebeple düşüncelerimi çok iyi aktaramamış olablirim ama en azından bu yarışı ilk kez koşacakların işini görebilir.
Teşekkürler ben ilk defa koşacağım bu yıl. Aslında yükseklik kazanımıyla ilgili bilgim var ama böyle detaylı okuyunca daha güzel fikir verdi. Katılan herkesin sağlıkla bitirmesini dilerim zira bence koşulabilecek nadir doğa harikalarından birtanesi…
Yine muazzam bir maraton sona erdi. Her maraton ayrı bir ders veriyor. Bu maratonda Suat İpekoğlu ile birlikte başladık, gecenin bi körü dimdik tırmanışlardan sonra 16.km’ye 2,5 saatte gelebildik. hava çok iyiydi özellikle de ormanda. 42.Km’deki cp’ye kadar çok iyi gidiyorduk, 42’den hatta 45’ten sonra ciddi mide problemleri ile uğraştım, sancılar, mide bulantısı bir türlü gitmedi. son 15K’da yürü/koş temposunda da olsa çok şükür sakatlanmadan bitirdik.
Parkurun 18.km’sindeki dere yatağı etabı muhteşemdi. aslında her bölümü çok iyiydi (ilk bölümdeki çok dik tırmanış hariç)
Her şey yolunda gidiyordu. Ta ki 30. kilometrelerde yanlış bir yola sapana kadar. Aynı yoldan daha önce geçmiş olmanın ve yokuş aşağı gitmem gerektiği düşüncesinin verdiği rahatlık beni yanlışa sürüklemişti. Yanlış yolda gittiğimi fark ettiğimde ise önce dönmeye çalıştım. Peşimden gelmeye devam eden insanlar doğru yolda olabileceğim düşüncesine kapılmama ve yanlış yolda gitmeye devam etmeme sebep oldu. Verdiğim kararın hatalı olduğunu anladığımdaysa geri dönülemeyecek kadar ilerlemiştim. Ne iyi bir sürede tamamlama ihtimalim kalmıştı ne de o yokuşları geri tırmanacak gücüm. Son kontrol noktasını atlamıştım. Çaresiz, bitiş çizgisine gidip, yarışı bıraktığımı beyan ettim…
Selçuk hocam Limit Sensin’in webmaster’ı maalesef bu konuyu yıllardır düzeltemedi, sonuçlar üstteki olması gereken SONUÇLAR sayfasından çıkmıyor, onun yerine http://www.sapancaultra.org/canlisonuclar sayfasından hemen aynı gün yayınlanmaya başlıyor.
Benim 3 senedir efes hariç tamamına katıldığım Limit Sensin Organizasyonlarında sevmediğim tek konu bu maalesef
Onun dışında Limit Sensin herzamanki gibi mükemmel bir organizasyon yapmış tı ki bu yeni dönemde, yeni kurallarla yapılmış ilk organizasyon olduğundan ben şahsen bazı aksaklıklar olmasını bekliyordum. Çok güzel ve herzamanki güler yüzlülükleriyle kalktılar bu organizasyonun altından.
13K da (ve tabi üstü tüm mesafelerin) başlangıcı olan “Allahın belası yokuş” ve hemen devamında ona eklenen ve rutubeti bir kat arttıran “lanet orman” ıyla her zamanki gibi zorlu ve inanılmaz keyifliydi. Artık sırada Dağ Yenice var.
Kötü olmuş. 40K’da koşan başka bir arkadaşımız daha kayboldu. Biz 60K etabında işaretlemelerden çok memnun kaldık ancak tabi yarıştaki konsantrasyon, sürekli zemin ve diğer parametleri kontrol yüzünden kaybolmalar olabiliyor. Sizinle birlikte diğer koşucuların da yanlış yola sapması şanssızlık olmuş.
@anon9360179 Malesef, sona doğru böyle bir talihsizlik yaşadık. Ama yine de yarışın çoğunu koşabilmiş olduğum için mutluyum… Bu arada işaretlemelerden ben de çok memnundum, o kadar iyiydi ki onun rahatlığı rehavete kapılmamıza sebep olmuş bile olabilir. Muhtemelen yorgunluğun etkisiyle konsantrasyonumuzu kaybettik. Sonuçta yarışın doğasında olan şeyler, tadı tuzu diyelim.