Merhaba arkadaşlar, hafta sonu gerçekleştirilen Salomon Çeşme yarı maratonunda koştum.
Öncelikle argeus ekibine çok teşekkür ederim. ilk defa yapılasına rağmen ufak aksiliklerle güzel bir yarış oldu.
Yarış öncesi;
Cuma günü güzel başlayan etkinlik alanı yağmur ile birlikte darmadağın oldu. Uzun bir süredir bu şekilde bir yağmur yağdığını görmemiştir.
Yarış Günü;
Hava kapalı ancak güzeldi. 21 k startı merkezden yapılması güzeldi. Beklediğimden çok kalabalık bir start oldu. Bu yarış için gelecek vaad etti. Parkur güzel ancak biraz yokuşlu oldu. İlerleyen senelerde parkur daha sadeleştirilirse dikkat çekici bir yarış olabilir.
Su noktaları çok iyi organize olunmuş ve kapakları açık bir şekilde hazırdı. 2. cp’den sonra argeus bir süpriz yapar kapadokya cpsi düzenler kekler börekler sıralar koşumuza keyif katar dedim ancak yol yarışında olduğumuzu hatırladım ve su yeterli dedim…
Ülkemizin en önemli sorunu koşuculara saygı ve trafik… Yol kapalı olmasına rağmen görevliler ve polis ile tartışanı, koşanlara laf atan sürücüleri görmek çok üzdü… Öğrenmemiz gereken bir konu yarış öncesi belki yerel yönetim ve belediye, yerel halka daha etkili duyuru yaparsa bu sorun azalar…
İstediğim sürelerde bitirdim ve keyif aldım yarıştan…
10k yarışına katılan arkadaşlarımdan da aynı sorunu yaşadıklarını öğrendim. ve Start noktasında çekilemeyen bir araba ve başlangıçta olan bir bariyerden sorun yaşamışlar…
Yarış sonrası;
Tek eksiklik yemek… Düşüne ve belediyeye çok teşekkür ederiz. Koşuculara kumru ikram etmek çok düşünceli ve fazla iyiydi. Ancak katılımcı sayısı belli dağıtılacak kumru miktarı belli olmasına rağmen sıra çok uzadı ve bekleme süresi çok oldu. Sıcak sıcak ikram etmek istiyorlar anlayışla karşılıyorum ancak koşup gelmişsin yiyeceği olmayan veya koşuda zorlanan birisinin bu sırayı beklemesi zor olur. bitiş noktasında hızlı bir paket ile bu işi bitirmek çok daha mantıklı olur…
Madalya Töreni saatinde başlayıp hızlı bitmesi güzel oldu. Katılan, ödül alan herkese çok teşekkürler.
Seneye daha kalabalık olacak olan bir yarışımız olduğu için çok mutluyum. Argeus ve Salomon ekibi kalitesini gösterdi.
2024 için kayıtlar açık ve 4 mayıs Cumartesi günü koşulacak.
Özellikle yarı maraton parkuru cok güzel. Merkezden başlayıp önce Ilica ve sonra Alaçati ile beraber koşarak mini bir Çeşme turu yapiyorsunuz. Özellikle Ilica sahilinden koşarak geçmek keyif verici.
Yalnız 10k parkurunu bilemiyorum ama 21k oldukça yokuşlu ve zor bir parkur bilginize.
Patikacı demek eğimci demek değil zeminle alakalı, asfalt sevmeyen demek
Cidden bu maraton kime hitap edecek, o bölgede oldukça koşan biri olarak diyebileceğim burada maraton koşan bir daha koşmaz
Bu sene agustos’a kadar yasadigim sehirde 19 Mayis’ta -1 derecede karla karisik yagmur altinda kosulan 10k asfalt yarisinda (11.3km aslinda) 280 metre yukseklik kazanimi vardi. O yaristan sonra yukseklik kazanimi olan yarislara mesafeli bakar oldum, hele ki maratonda bu yukseklik kazanimi sonlara dogru cok zorlar insani.
Asfaltçılar da birazcık yokuş çıkmaya alışsınlar bu yarışla birlikte. Yok öyle sürekli düz yolda bam bam bam gitmek 300 m de neymiş biz 3000 m tırmanıyoruz yarışına göre
Spartathlon gibi yarışlar bu tarz bir parkurda olmuyor mu? Ultra asfalt maratonları da isteriz. Çeşme yarımadası bunun için harika. Yanılmıyorsam Aykut Çelikbaş da önemli uzun antrenmanları için faydalanıyordu bölgeden.
Çeşme özelinde söylemiyorum bunu fakat ülkemizde eksik bir format Ultra asfalt yada çoğunluğu asfalt koşuları. Örnek vermem gerekirse Türkiye’de Ultrabalaton benzeri bir yarış olsun çok isterim. Yarışlar ve formatlar artıyor. Umarım bir gün olur.
Kendi adıma, isterim. Bu konu bizde eksik ve bence de gerekli.
Benim bu parkurdaki fikrim (diğer arkadaşlarımız da katilir mi bilemiyorum), parkurun alışılagelmiş (gitmedim ama bir ara Gelibolu parkuru eğiminden bahsediliyordu, belki o hariç) 42K yol maratonlarindan farklı hissettirecegi üzerinedir.
Standart bir 42K yol maratonunda fazla yükseklik kazanımına sıcak bakmıyorum, bence tüm yol maratonları, (negatif eğime sahip olmayan) adil bir şekilde PB yapilabilecek parkurlardan oluşmali. Çünkü maratonu, kişi eger yeni baslamamis ise hep performans artırma eğiliminde olan bir disiplin olarak gözlemliyorum.
Bir kaç bin metre yükseklik kazancı dahi olsa, özellikle şehirler arası bir ultra yol maratonu ayrı bir keyif olur bence.
Parkurun bence bir diger sorunu da tarihi… Maraton, Ege ve Mayis ayi bir araya gelince performansi zaten bir kenara koyduk, farkli sorunlari da barindirmasi soz konusu… Sahsen tamamen duz Izmir maratonu parkuruna bile tarihten dolayi mesafeliyken bu yarisi 10k icin belki takvimime alabilirim. Mayis diyince benim icin yaris salteri Eylul sonuna kadar iniyor
Asıl sorun izmir maratonundan 2 hafta sonra planlanması bence, @aykutc hocam eski yoldan urla tarafına gidiyordu genellikle bildiğim kadarıyla.
Ultra asfalt koşusu isteyen arkadaşlara sorum, yollar kapanmadan yapılacak yarışa razıyız değil mi
Kapanmasın zaten, kenardan kenardan koşarız Bir de ben kendi adıma yanımdan arabalar geçerken daha motive oluyorum. Özellikle trafiğin sıkıştığı veya durdugu yerlerde araçları geçerken, tempom istemsiz olarak artıyor ve bencilce bir duygu ile daha fazla keyif alıyorum.
Aslında şehirde caddelerde koşanlar buna alışık olmalı. 4 yıla yakın bir suredir kırsalda yaşıyorum. 4 buçuk yıllık bir aradan sonra 5 ay önce tekrar koşmaya başladım. Tarım için açılan kadastro yollarında koşuyorum. Arasıra da köy asfaltına çıkıyorum. Ortalama 4-6 dakikada bir araç geçiyor. Asfaltta koşarken araçların eksikliğini hissediyorum.
Aslında bu konuyu Spartathlon’dan beri @spinodal Mert hocama sormak istiyordum. Yarista yol kenarında koşarken, yanından geçen araçların motive edici etkisi oluyor mu?
Benim icin olmuyor acikcasi. Yarisin son 25 km’sine kadar cok umursamiyorum aslina bakarsaniz. Ne pozitif ne negatif etkisi oluyor bana. Buyuk olasilikla bircok insana negatif etkisi olur ama ben kendimi Spartathlonlara hazirlanirken surekli islek caddelerde kosarak bu negatif etkiden soyutlamayi basardim. Pozitif etkisi sadece, sehirde kosarken trafik cok tikanmissa arabalar beklerken gecip gittigimde olabiliyor ama o da cok nadir oluyor bana. Pekii son 25 km’de ne oluyor? Son kilometrelerde arabalar surekli destek amacli kornaya basiyor. Kendileri icin tek bir an o, ama kosan icin yuzlerce arabanin yanindan gecerken kornaya abanmasi bir sure sonra hic hos olmuyor. Bir de o kisim hizli gidilen bir yol, cok hizla gecen cok sayida arac size korna calip motive etmeye calisiyor ama etkisi gercekten negatif, hem de cok.
maraton kosanlara degil de, Ultracilara gider bu
300 m de neymiş biz 3000 m tırmanıyoruz yarışına göre 