Selamlar
Yakın bir konumda (İstanbuldan otobüsle 5 saat) olan Bulgaristan Persenk Ultra maratonunun bu yıl üçüncüsü düzenleniyor.Geçtiğimiz yıllar Mahmut Yavuz,Muazzez Özçelik ve Bahadır İşseven katılmışlardı hatırladığım kadarıyla.Kayıt ücreti 30 Avro gibi cüzi bir rakam ve konaklamada günlük 20 avro civarı.Ben kayıt oldum. Yurt dışında böyle uygun rakamlarla bir ultra maraton deneyimlemek isteyen arkadaşlar olursa bu forum konusu altında fikirlerimizi paylaşabiliriz.
Ben de kaydoldum bu yarışa ama henüz ulaşım ve konaklama planlaması yapamadım.
Senin bir planın var mı?
Bahadır İşseven geçen sene katılmıştı.Haziran ayına doğru ona sormayı planlıyordum.
Bu yarışın 17.08.2024’teki 52K parkuruna katılma düşüncem var. Konu oluşturalı çok uzun süre olmuş, bu süre içerisinde buna veya diğer parkurlarına katılan oldu mu? Olduysa deneyimlerini paylaşabilir mi? Parkur nasıldır, önemli noktaları nelerdir, nasıl bir strateji izlenmeli, genelde açık alan mı yoksa gölgelik mi, batona gerek var mıdır vs?
Birkaç Youtube videosu izleyerek yarışa katılmaya karar verdim. Başkalarına da fikir vermesi açısından deneyimlerimi paylaşayım.
Bu yarışın 32, 52, 115 ve 161K olmak üzere 4 parkuru bulunuyor. 115 ve 161 olanlar cuma akşamı saat 18.00’de başlıyor, diğer ikisi ise cumartesi sabahı saat 09.00’da. Ben 52K parkuruna katıldım. Bu zamanlarda gurbetçilerin dönüşü nedeniyle sınırların çok kalabalık olduğunu bildiğimden otobüs ile gittim. İstanbul otogarından Sofya’ya giden otobüsler var, Plovdiv şehrinde iniliyor. Sabah 09.00’da kalkan sefer ile saat 16.00’da Plovdiv’de oldum. Sınırda yaklaşık 3 km otomobil kuyruğu vardı, otobüsün önceliği olduğu için hızlıca geçtik. Koşu sırasında Türkiye’den gelen iki kişi ile karşılaştım, yanlış hatırlamıyorsam 4-5 civarı beklemişler. Kısacası araç ile değil otobüs ile gelmeyi tavsiye ediyorum. Plovdiv’de basit bir otelde kalıp 2 gün için araç kiraladım ve parkura bu şekilde ulaştım. Plovid-Orehovo başlangıç noktası tam 1 saat sürüyor. Plovid yerine diğer iki uzun parkurun da başlangıç noktası olan Asenovgrad ilçesinde de kalınabilir, böyle olursa başlangıç noktasına ulaşım 40 dakika olur. Ayrıca doğrudan Orehovo köyünde de kalınabilir ancak ben 1 ay öncesinden yer bulamadım, muhtemelen çoğunlukla organizasyondakiler kalıyor. Ancak merkezi yer olması nedeniyle daha çok restoran vs seçenekleri ve İngilizce konuşan insan bulunabileceğinden Plovdiv daha iyi bir seçenek. Yarış Orehovo köyünün futbol sahasından başladı. Yarış kiti Asenovgrad dışından yarıştan önce orada da dağıtıldı. Zorunlu eşya neredeyse yok gibi ancak bunların arasında ayı zili vardı. Türkiye’de satan bir yer bulamadım, Kapalıçarşı’ya yakın bir yerde benzer metal bir zil buldum. Zil konusunu çok önceden halletmek gerekiyor. Yarışa başlamadan önce kontrol edildiğini gördüm, ancak yarış sırasında birçok kişi kullanmadı.
Yarış ilk km’den itibaren sürekli bir tırmanış içeriyor. Bu nedenle Baton kesinlikle gerekiyor. %95’lik kısmı orman içinde ve gölgede geçiyor, seyrek olarak ağaçsız geçiler oluyor. Bu nedenle güneşten koruyucu şapkaya pek gerek yok ve sıcak da çok etkilemedi. Bir yerde halat yardımı ile tırmanmak gerekti, başka bir yerden ise halat yardımı ile inmek gerekti. 3 adet kontrol noktası vardı, tümü yeterli düzeydeydi. Peynir, karpuz, kavun, mineralli su, salam, çikolata kremalı ekmek vs bulunuyordu. Son 15k’da yine orman içinde araçların geçebileceği genişlikte bir yolda aşağıya doğru koşuluyor, yarışın sürekli koşulabildiği kısmı burası. Bitişte sadece karpuz görebildim, belki de 30K’cılar çoğu şeyi bitirdiler, çok da önemsemedim çünkü karpuz yeterli geldi. Yarışın 22 km’sinde batonlarımdan biri kırıldığı için düşmüştüm ve dirseğimde hafif bir kanama olmuştu. Gerekli müdahaleyi yapmıştım, yarış sonunda organizasyonu deneme amaçlı tıbbi destek almak istedim. Doktor o anda köyde diğer bir kontrol noktasındaymış, organizasyon sorumlusu kendi aracı ile beni oraya götürüp müdahale sonrası geri getirdi. Yarım saat dinlendikten sonra tekrar Plovdiv’e otele geçip ertesi sabah 11.00’de otobüs ile tekrar yola çıktım ve saat 18.00’de İstanbul’a döndüm.
Sonuç olarak; parkur ve Rodop Dağları çok güzeldi. Yakın olması sebebiyle tercih edilebilinir bir yarış.