14 Temmuz Cumartesi günü 50K kategorisinde yarıştığım Ordu Ultra Maratonu tecrübemi paylaşmak istiyorum. Sanırım ilk kez düzenlenebildiği için (2016’da 15 Temmuz darbesi nedeniyle, geçen sene de bilmediğim bir nedenle iptal edilmiş) forumlarda bahsine rastlamadım, koşu raporu da bulamadım, belki bu yazı bundan sonra katılmayı düşünecekler için faydalı olabilir.
Uzun yıllar ultra tecrübesi olan iki arkadaşıma Ordu Ultra’ya katılacağımı söylediğimde neden belirtmeden beni ikaz etmişler, ben de “CP’lerde su olsun, bir de işaretleme düzgün yapılsın, başka bir şey istemem” diyerek katılmaya karar vermiştim. Benim ilk ultra maraton tecrübem olduğu için organizasyonda bana yanlış görünen bazı konular ülkemizdeki ultralar için normal kabul ediliyor olabilir, umarım eleştirilerimde kimseye haksızlık etmiş olmam.
ULAŞIM
Sponsor olan Çekmeköy Belediyesi İstanbul’dan ücretsiz ulaşım sağladı. Avrupa yakasından binecek şekilde kayıt olmuştum ancak hareket günü geldiğinde sadece Kozyatağı’ndan yolcu alınacağı söylendi, biz de bir şekilde gittik ancak herkes böyle düşünmemiş anlaşılan ve İstanbul’dan gidecek olan çok kişi iptal etmiş. Otobüsün gece 12’de hareket etmesi gerekirken, 12:30’a kadar yolcu beklendi, bu arada binenlerden de 3 yolcu “burada böyleyse, orada iyice rezil oluruz” diyerek inmeye karar verince otobüste 7 koşucu kaldık ve Çekmeköy garajına geçip daha küçük bir otobüse transfer edildik.
Ulaşım imkanı sağlanması çok güzel, yolculuk sırasında da her şey sorunsuzdu ama Avrupa Yakası’nda bir noktadan da olsa yolcu alınabilse, yahut Avrupa yakasından yolcu alınmayacağı daha erken duyurulsa İstanbul’daki diğer 10 katılımcı kaybedilmezdi. Eminim bir çok hazırlık yapmış ve heyecanla beklemişlerdir bu günü, onlar adına üzücü bir durum.
KONAKLAMA
Koşuculara sağlanan kamp alanı yeterli ve güzeldi. Teknik toplantı ve ödül töreni de burada yapıldı. Yarışma öncesi koşucularla zaman geçirme, sosyalleşme ve camiadan birilerini tanıma imkanı sağladığı için kamp fikrini çok sevdim, bundan sonra da şehir dışındaki yarışlarda mümkün olduğunca çadırda konaklamaya çalışacağım. Tuvalet ve duş ihtiyaçları için de kampa yakın bir tesis vardı, bu açıdan da sorunsuzdu.
YARIŞ ÖNCESİ
Kayıt sırasında zorunlu istenen sağlık raporu sorulmadı. Ayrıca koşunun herhangi bir aşamasında zorunlu malzemelerle ilgili kontrol yapılmadı. Hiç ihtiyaç olmayacağını bildiğim halde yanıma aldığım onca malzemeyi taşıdığım için kendime kızdım, kuralları çok ciddiye almamı acemiliğime verdim…
Koşudan önceki gün planlanan Moonlight Walk ve film gösterimi gibi etkinlikler katılım az olduğu için gerçekleştirilmedi. Ancak makarna partisinin yapılması gerekirdi diye düşünüyorum. Teknik toplantı öncesinde Perşembe Yayla’sının tarihinin anlatılması hoşuma gitti. Teknik toplantıda bilgisayar ekranından her bir kilometrede neyle karşılaşacağımız gösterildi, bazı rotaların değiştiği, buralarda gece gidip işaretleme yapılacağı, web sitesindeki gpx dosyasının doğru rotayı gösterdiği ifade edildi.
YARIŞ
Sabah 6’da 7 kişi olarak 50K’ya başladık. Uzun uzun rotayı anlatmayayım ama daha 2. km’den itibaren grup olarak yolumuzu kaybettik ve doğru yolu bulmak için geri dönmek zorunda kaldık, sonrası da genellikle böyle geçti. Yetersiz demenin bile iltifat sayılacağı kadar az işaretleme yapılmış. Yollarda işaretleme olmadığı gibi yolun ikiye üçe ayrıldığı noktalarda da hemen hiç bir işaret yoktu ve bu noktalarda hep beraber durup uzun uzun harita ve gpx datasını incelemek, web sitesindeki hatalı talimatları okumak ve defalarca telefonla yardım almak zorunda kaldık. Rotanın son gün değiştirildiği, işaretlemenin çok az olduğu, gpx datasının hatalı olduğu bir ortamda artık koşu yarışından ziyade orienteering yarışına döndü. Önde gitmek ciddi bir dezavantajdı çünkü önde giden kişi nasıl olsa bir noktadan sonra hatalı yola girdiğini anlayıp geri dönüyor ve fazladan koştuğuyla kalıyordu.
Çorba servisi de olan CP2 noktasındaki yöre insanının ilgisi çok güzeldi, çok sıcak karşıladılar, misafir ağırlar gibi ilgilendiler. Teknik toplantıda bölgenin tarihini anlatan ve maalesef ismini hatırlayamadığım arkadaş organizasyonun bu kısmında da farkını belli etti…
Öndeki dörtlü olarak binbir gayretle 21K’daki CP3 noktasını bulabildik ama bizden sonrakiler shortcut yapmışlar, bulamayınca burayı atlamaya karar vermişler anlaşılan, bu grupla daha sonra CP4’te karşılaştık.
Parkurun 40. kmsinde olması gereken CP5 noktasını önde kalan üçlü grup olarak bütün çabalarımıza ve telefonla aldığımız desteğe rağmen bulamadık.Sonunda o noktadan uzaklaştığımıza ikna oldular ve CP5 aramadan finishe geçmemizi tavsiye ettiler. Büyük bir hayal kırıklığıyla, bir şeyleri eksik yapmış olmanın üzüntüsüyle mecburen başladığımız yere doğru, artık koşu rotasını gözetmeksizin ilerledik. Şansımıza rotada yeterince su kaynağı vardı da CP’yi kaçırmak beslenme anlamında kritik bir sorun olmadı. Telefonun hemen her yerde çekmesi ve GPS açısından sorun yaşamamamız da bir diğer büyük talihimiz tabii.
Rota üzerinde koyun sürülerinin ve çoban köpeklerinin olduğu, çobanların bu konuda uyarıldıkları, ayrıca arabayla da takip yapılacağı söylendi ancak ne çoban ne de araç desteği gördüm, bu köpekler büyük bela oldu. Yapılabilecek bir şey var mıydı, bu konuda nasıl çözümler üretiliyor bilmiyorum ama 2 kez köpek saldırdı ve uzun süre kovalayarak rotadan uzaklaşmama neden oldular. Gerçi muhtemelen yine yanlış bir yoldaydık, uzaklaştığımıza üzülmem yersiz de olabilir… hiç bir zaman bilemeyeceğim…
YARIŞ SONRASI
Yön bulma kardeşliği yaşadığımız üçlü grup olarak çok yakın zamanlarda finishe ulaştık. Finishte ne bizi bekleyen vardı, ne su, ne gıda, ne de madalya. Finish noktasındaki büfeci isimlerimizi not aldı. Zaten su ve gıda ihtiyacını da yine bu büfeden ücretini ödeyerek tedarik ettik.
Yolda karşılaştığım organizatör kaçıncı olduğumu sordu, ben de söyledim Web sitesinde çipli takip sistemi olduğu belirtildiği halde, tüm takip CP’lerde ismimizi not alan kişilerden ibaretti. Sonuçta tüm CP’lerden geçmediğimiz halde, daha zorlu bir parkurdan ve hedeften fazla km koşarak tamamladığımız gerekçesiyle törenle ödül kupalarımız da verildi.
10K ve 21K grupları madalyalarını almış, orada rotayla ilgili bahsettiğim sorun yaşanmamış anlaşılan. 21K grubunda da kaybolanlar olmuş ancak izlenimim orada 50K’daki gibi sıkıntılı bir durum olmadığı yönünde.
Doğasıyla ve özellikle de yöre halkının her konuda yardımcı olma gayretiyle Ordu patika koşuları için harika bir yer ancak lütfen “Su olsun, bir de işaretleme düzgün yapılsın”…