Konu başlığı koşu ile ilgili değil görünüyor ama aslında oldukça ilgili.
Son dönemde kar-buz etapları da içeren yüksek dağlara koşarak tırmanma yaygınlık kazanmaya başladı biliyorsunuz. Başta elit atletlerin yaptığı bir etkinlik türü iken giderek “sıradan” koşucular tarafından da yapılmaya başlanmış durumda. Sanırım Mont Blanc bu şekilde en sık tırmanılan dağ.
Geçmişte bu tür tırmanışların bir kısmında ciddi sorunlar yaşanmıştı. En son 15 Ağustos’ta trail kıyafetli Fransız bir dağcının kaybolmasının ardından (18 Ağustos’ta cansız bedeni bulundu), Saint-Gervais-Les Bains belediye başkanı Gouter rotasından gerçekleştirilecek tırmanışlar için dağcılık malzemelerini (kazma, krampon, dağ ayakkabısı, vb.) zorunlı kıldı ve malzeme taşımayanların cezalandırılacağını söyledi.
Malesef zorunlu malzeme kararının hemen ardından dün sabah (24 Ağustos) genç bir İngiliz trail koşusucu Bosses Sırtı’nda düşerek hayatını kaybetti. Son etapta tek başına trail ayakkabıları ile kasksız, kramponsuz ve koşumsuz tırmanırken 3800 m civarında kayarak 300 m düştüğü belirtiliyor. Karar yürürlükte olsa bile kontrolünün henüz tam yapılamadığı açık…
Reinhold Messner gibi ünlü dağcıların da dahil olduğu tartışma bir süre gündem de olacak gibi. Ben mesajı yazarken Kilian’dan bir seri tweet geldi konu ile ilgili, okuyunca onları da eklerim.
Önemli olan sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda? Ben Killian’ı hatalı görüyorum. Tartışmayı belli bir yöne çekmek ve tartışmak isteyebilirsin ama bu yaptığı biraz saçma olmuş. “İnsanlar kendi aldıkları kararların sorumluluğunu üstlensin” demeye çalışıyorsa hak verebilirim ama yöntem
Bir insan başkasına zarar vermediği/bu riski oluşturmadığı sürece, doğrusu da budur.
Aksi takdirde, “yasakçılığın” sonu yok. Tam donanımlı dağcılar(!) orada ölmüyor mu? Ne yapacağız? Önemli olan insan hayatı ise, o dağı insanlara, bu spora tamamen kapatmaya kadar gider bu yasak…
Kilian’ın üslubu kimilerine uygunsuz gelmiş olabilir. Fotoğrafın dikkat çekişi ve attığı tweetteki doğru eleştiri, bence çok güçlü bir mesaj.
“Ama bakın kendisiyle çelişiyor” vb birşeyler diyecekseniz de, onu bilemem, kendisini takip etmiyorum, sadece yaptiği bir iki müthiş işi biliyorum.
Going up Mont Blanc without the correct equipment not only endangers you, but also those around and the others that have to go searching for lost traileurs and those in danger.
Mont Blanc’a uygun ekipman olmadan tırmanmak sadece sizi değil, çevrenizde bulunanları ve kaybolan koşucuyu (siz) aramaya gidenleri de tehlikeye atar.
Bu görüşe katılıyorum. Her gün yüzlerce kişinin tırmanmayı denediği, bir sorun olduğunda müdahale etme yükümlülüğü olan kişilerin bulunduğu bir rotada “ben kendi sorumluluğumu alıyorum” demek yeterli olmamalı. Nereden bakılırsa bakılsın yetersiz malzeme veya yetersiz deneyimle yapılan bir etkinlik sadece etkinliği yapan için değil diğer insanlar için de riski arttırıyor. Doğada hepimiz belli riskleri kabul ediyoruz ama bu her türlü risk kabul edilebilir anlamına gelmemeli.
Sonuçta her şeyi ve herkesi kontrol etmek imkansız. Trail malzemesini bırakın tamamen çıplak tırmanan da olabilir. Yasaktan çok belli bir “potansiyeli” kontrol altında tutmak için yapılan bir sınırlama diye bakmak daha doğru bence. Piknik yapılmaz gibi mesela. Hepimiz o alanda piknik yapmak isteriz aslında…
Sözlerimin başında ben de bunu düşüncemde belirtmiştim, yani elbette genel hatlarıyla sana katılıyorum. Ancak genel geçer mantık doğruları ve kimi ünlülerin ne düşündükleri bir yana, Spinodal’in “bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?” sorusuna cevaben düşüncemi yazmıştım. Tartışma çok uzar ve meramı doğru anlatabilmek bu şekilde de oldukça zor olur ama kişisel düşüncem, dağların önemli bir özgürlük alanı olduğu ve çok özel durumlar yok ise insanların serbest olması gerektiği şeklindedir. Bu serbesti gelişmeyi, rekorları ve ileri gidişi getirir.
