Maraton Kültürü

Malumunuz, hepimiz memleketin farklı yerlerinde antrenman yapıyor, yarışlar koşuyoruz. Ancak koşarken özellikle yarışlarda, trafik kesildiği için bir çok kişi koşanlara küfür ediyor veya araç içindeyse korna ile taciz edip, yola giriyor. Atletizmin aslında toplumsal bir kültür olduğundan yola çıkarsak, ülkemizde maraton kültürünü arttırma, koşuyu sevdirme veya atletizmi yaygınlaştırma adına neler yapabiliriz?

2 Beğeni

Yapilacak cok sey vardir mutlaka. Ama beni en cok rahatsiz eden elitist tavir. Maraton kosan insanlarin cok zor bir is yapiyormus gibi kendilerini digerlerinden ustun gorerek digerlerini dislamayi birakmasi lazim. Itirazlar gelmeden hemen bir test sunayim. 3 saat maraton kosan biriyle 6 saat maraton kosan birini ayni ictenlikle tebrik ediyor musun?

8 Beğeni

Ben 5+ saat maraton koşanlara ayrı bir saygı duyuyorum. Yol maratonunda zor bir zihinsel süreci geçiyorlar bence.

5 Beğeni

bunun yolu daha çok organizasyon yapmaktan geçer. ne kadar çok organizasyon olursa insanlar bu işi o kadar çok tanırlar. 1 yılda Almanya’da 175, Fransa’da 103, İtalya’da 75, İspanya’da 52, İngiltere’de 135 maraton organizasyonu düzenleniyor. bizde ise sadece bugüne kadar 2 taneydi. dolayısıyla halkımız tanımıyor bu işi.

2 Beğeni

Caner Bey tamamen sizinle aynı fikirdeyim. bu seneki Avrasya Maratonunda kuzenim ilk maratonunu koştu. km28 de duvara çarptı. o halde devam etti. ben koşumu bitirip ona destek olmak için geri döndüm ve onu km35 karşıladığımda ayaktabanlarının patlamak üzere olduğunu baldırlarının acı içinde olduğunu söylüyordu. o noktadan itibaren ona eşlik ettim. sahil yolundan Gülhaneye döndüğünde her iki baldırınada kramp girdiğini söylüyordu ama finishe yaklamış olmanın verdiği motivasyon ile yarışın ilk km sindeki hızıyla koşuyordu resmen. yarışı 05:52 gibi bir sürede bitirdi ama heyecanı görmeye değerdi. maratonda dereceye girenlerde öylesi bir heyecan ve sevinç göremedim ben

4 Beğeni

Ben ediyorum, çünkü maraton koşmak gerçekten ciddi efor isteyen, sabır isteyen bir durum. 3 saat koşan kişi de çok çaba sarfediyor bana göre, 5+ saat koşan da. Birisi çok daha ağır antrenmanlar yaparak süreyi kısaltmaya çalışıyor, bir diğeri de o etkinliğin içinde olmak için can atıyor. Değerlendirmemi ben spor yapıyor, katkı sağlıyor olarak bakıyorum. Ancak, derece alan bir kişi içinde ekstradan fazla alkış ve tezahürat yaparım, o emeğin hakkıdır. @ismaileren’ın dediği gibi, çok fazla maraton düzenlenmesi, insanların konuyu iyice özümsemesi açısından bir yoldur.

1 Beğeni

İlk maratonum ile en hızlı maratonum arasında önemli bir fark var ama yavaş olanın daha kolay olduğunu hiçbir şekilde söyleyemem. Hatta ilk seferinde zihinsel olarak daha hazırlıksız olduğum için çok daha fazla zorlandığımı biliyorum. Herkesi kendi kapasitesine göre değerlendirmek gerek, 2:30 kapasitesi olan biri 3 saatte koştuysa mı daha çok zorlanır yoksa kapasitesi 5 saat olan kişi 4:58 kosunca mı?

Maraton kültürü veya koşu kültürü birkaç yılda edinilecek bir şey değil. Nesillerin değişmesi lazım. Bizim altımızdaki nesil olaya biraz daha farklı bakacak çünkü bizim aksimize bazı şeyleri duymuş/görmüş olarak büyüyecek. Biz ülke olarak bırakın koşmayı daha yürüme modunda bile değiliz, ancak emekleme aşamasındayız.

Kapadokya’dayken bir şey aklıma geldi hatta Caner’le paylaştım. Hangi ülkedeki ultra maraton sayısı yol maratonu sayısından fazladır dedim. Cevap bulamadık. Peki hangi ülkedeki ultra maraton sayısı yol maratonu + YM sayısından fazladır dedim. Ona hiç cevap bulamadık.

Bizim gibi emekleme aşamasındaki yerlerde koşu kültürünün büyük kitlelere ulaşması için önce yüksek katılımlı yol yarışlarının gelişmesi gerektiği aşikar. Şu anda bu yönden çok garip bir konumdayız. Bırakın Amerika’yı Avrupa’yı, yanımızda komşumuz olan ülkede 32 yıldır 246km’lik bir yarış yapılıyor. Polonya, Macaristan vs. desen inanılmaz bir koşu kültürleri var. İnsan hiç mi yanındaki ülkelerden etkilenmez:?

Kısacası bizim yolumuz uzun. Yavaş yavaş olacak. Koşarak, yazarak, anlatarak bunun yerleşmesini sağlamaktan başka seçeneğimiz yok.

11 Beğeni

Konuya maraton kültürü değil de toplumsal kültür olarak bakmak daha doğru olacaktır. Toplum olarak farklı olanı sevmiyoruz hobilerimiz yok insanlara saygı duymuyor, empati kurmuyor ve yaftalıyoruz. Bu bir çoğumuz için de geçerli koşuya başlamadan öncesini bir düşünün bence. Birisi 2000’ lik yapboz yapıyor diye kafayı yemiş diyoruz, enstürman çalıyor diye çalgıcı diyoruz, dans ediyor diye hafif veya yumuşak diyoruz, koşuyor diye andropoz diyoruz :slight_smile: örnekler çoğaltılabilir. Kıssadan hisse farklıysa sanki korkuyoruz.

9 Beğeni

İstanbul Maratonu’nunda, Bulgar Kilisesi’nin oradan dönüş yaptıktan bir süre sonra Cibali’ye doğru yürüyen bir vatandaş gördüm. Elinde bir kova, bir kamış belli ki köprülerden birine balık tutmaya gidiyor. Tanıdığı biri ona seslendi ve 'Ooo yürüyor musun?" dedi. Adam kızgın bir ses tonuyla “yürümeyip ne yapacaksın baksana koşu var diye trafiği kapatmışlar. Şu işleri şehir dışında yapsalar ya” dedi.
Biz de durum maalesef bu. Mitingleri şehir dışında yapalım, maratonları, konserleri, şehir dışında yapalım. Şehir merkezinde ne yapalım peki?

5 Beğeni

Son 10 yıllık periyota baktığımızda bile, ben o kadar kötümser olanlardan değilim açıkçası. Kendimizi genelde, komşumuz olduğu için Avrupa ile kıyaslıyoruz ama sonuçta biz bir ortadoğu toplumuyuz. Hemen itiraz etmeyin lütfen ve Anadoluya adım attığımız tarihten bu yana yaklaşık 1000 yıl geçtiğini ama vatanımızı 3 taraftan kuşatan deniz ile aramızın ne kadar kötü olduğunu hatırlayın. Ortadoğulu olmanın getirdiği pek çok problem bir yana ekonomik kaygılar, eğitim düzeyi, orta sınıfımızın azlığı vs vs daha birçok neden sayabilirim. Türk toplumu daha yeni yeni kabuğunu kırıyor ve dünyaya açılıyor, biraz para kazandıkça, biraz eğitim sahibi oldukça temel hayatta kalma meselelerinden uzaklaşıyor ve hayatın farklı katmanlarını keşfetmeye yeni yeni başlıyor. Yine hatırlayalım bundan 10 yıl, 15 yıl kadar önce sağlıklı beslenmek bu kadar neden gündemde değildi sizce? Toparlayacak olursak, geçmişe göre iyi yerdeyiz, elbette yeterli değil ama günde 12 saat ve haftanın 6 günü asgari ücretle çalışan fakir bir toplumun ferdi iken bu işlere pek fazla kafa yoramayan yurdum insani daha insani standartlara yaklaştıkça spor kültürü de gelişecektir diye umut ediyorum.

6 Beğeni

Bugün böyle birşeye rastladım: http://www.istanbulcocukmaratonu.com/
Bence güzel hareket :wink:
Bu tip organizasyonlar artarsa spor kültürüyle büyüyen çocuklar geleceğin kafa yapısını farklı şekillendirebilir.
biz de 60- 70 yaş grubunda onlarla koşuyor oluruz yine :joy:

1 Beğeni

AHOTU sitesine göre önümüzdeki 1 yıl içerisindeki bazı ülke ve kıtalardaki maraton ve ultra organizasyonu sayıları;
Biraz katetmemiz gereken yol var daha gibi gözüküyor.

ÜLKE ___________| Maraton Sayısı _| Ultra sayısı ___|
Avustralya ____________ 53 ________________ 114
Avusturya ____________ 17 ________________ 21
Belçika ______________ 20 ________________ 31
Kanada ______________ 88 ________________ 87
Finlandiya ____________ 22 ________________ 12
Fransa ______________ 112 ________________ 304
Almanya _____________ 173 ________________ 78
Hindistan _____________ 23 ________________ 33
İrlanda _______________ 23 ________________ 18
İtalya ________________ 85 ________________ 96
Japonya ______________ 35 ________________ 27
Hollanda ______________ 27 ________________ 17
Yeni Zellanda __________ 37 ________________ 33
Norveç _______________ 33 ________________ 13
Güney Afrika ___________ 20 ________________ 25
İspanya _______________ 56 ________________ 103
İsviçre ________________ 25 ________________ 40
ABD ________________ 1003 ________________ 1311
İngiltere ______________ 138 ________________ 288


AFRİKA ______________ 69 ________________ 60
ASYA _______________ 143 ________________ 170
AVRUPA _____________ 863 ________________ 1201
GÜNEY AMERİKA ______ 49 ________________ 53
KUZEY AMERİKA _____ 1122 ________________ 1417
AVUSTRALYA _________ 93 ________________ 150

1 Beğeni

Şimdi düşünüyorumda çocukluğumda futbol hastası olmamın sebebi, ki o zamanlar bunun sebebini umursamıyordum, ulaşılabilir olması (yani sokağa çıkmanın yeterli olması) ve diğer çocukların da futbol hastası olmasıydı muhtemelen. Camdan baktığımda çıkıp oynanabilen bir sokak ve sokakta top oynayan akranlarım; atladığın dere bu olunca ıslandığın su da futbol oluyordu.

Kişisel gözlemim olarak eskiye oranla sokaklarda çok daha fazla koşan insan görüyor ve çocuklarında gördüğünü umut ediyorum. Sokaklarda artık top oynamak mümkün olmadığı için koşanları gören çocukların koşmasını ve onların koştuğunu gören çocukların da koşmaya başlayarak zincirleme bir reaksiyon yaratacağını umut ediyorum.

Bundan 30 sene sonra koşanlara kötü gözle bakan dayılar (ve onların söyledikleri) muhtemelen hayatta olmayacak ama koşanları görüp -inşallah- kendi de koşacak çocuklar burada olacaklar…

3 Beğeni

Evet, Marathon ismini ve şartlarını oradan almış, o veya bu sebeple, Yunanistan’da 32 yildir Spartathlon duzenleniyor. Gelişmiş ülkeler, Avrupa yoğunluk, ilgi, kültür açısından bambaşka.

Kültürel açıdan geleceğim nokta, bir ortadoğu ülkesi olduğumuz gerçeği. Bırakın maratonu, para ile direkt bağlantısı olmayan hangi spor dalında kitlesel ve yaygın bir kültür var ki?

Maalesef.

2 Beğeni