LYUM 2022 57k Yarış Raporu

LYUM Eylül 2022
11.Eylül 2022
Geçen haftayı resmen yatarak geçirdim. Sağ dizideki ağrı mi desem, Mümtaz koşmuyor ya,bana da bir rehavet mi geldi desem bilemiyorum. son 10 güne giriyoruz. Yarın en geç öbür gün o uzunu yapmam lazım. Hacıosman’da yapacağım muhtemelen. 30k…
Bugün online yogaya kaydoldum. Cihangir yoga el değiştirmişti pandemi döneminde. Mekan aynı, isim değişik. Aylık canlı ders ciddi pahalı geldi, ilk ay online denemeye karar verdim. Bakalım aynı keyfi verebilecek mi?
To do list yapıyorum… Kamp yapacağız. Eksiklerimiz olmadan gidersek epey keyif alırız diye umuyorum.
20.Eylül 2022
O uzun yapıldı. 30k Hacıosman’da halkın yoğun ilgisi altında(en son bitirirken güvenlik; abla,siz profesyonel sporcu musunuz acaba dedi!!! Abladan profesyonel sporcu mu olur diyemedim haliyle…),2 tane CP yapılarak 4 küsür saatte tamamlandı. Beslenme ve sıvı alımına azami dikkat ettim. Sonra perişan oluyorum çünkü.
Bugün salı, perşembe sabahı teker dönecek. İstikamet Çıralı. Ama belli olmaz, belki de Tekirova koylarından birinde çadır kurarız. Epey bir yer var camping alanı olarak.
Hazırlık Listesi 1 (Port bagaj)
Çadır, mat,uyku tulumu, streç çarşaf, yastık
Masa, sandalye, plaj yatağı, hamak, ara kablo, seyyar lamba, zemin brandası
Kasklar, deniz malzemeleri( gözlük, şnorkel, panço havlu, deniz ayakabısı)

Hazırlık Listesi 2 ( LYUM)
2 çift ayakabı
Trail yarış malzemeleri ( bardak, matara, düdük, battaniye, bandaj, baton, bant, kafa lambası, sırt ve bel çantaları, buz torbası)
İlaçlar ( vazelin, mustela krem,bengay, advanten, ağrı kesici )
Sağlık ekipmanları ( fascial gun, terabant, knezyo, rooler)
Beslenme malzemeleri ( tuz tableti, elektrolit, jeller, enerji barları)
Koşu kıyafetleri ( buff, şapka, rüzgarlık, yağmurluk, 2 şort, compress çorap, koşu çorabı, 2 t-shirt, 2 bra)
Sağlık raporu, lisanslar, pasaport

Kamp Malzemeleri
Kamp pişirme seti, piknik seti, çay bardağı, tupperware kaplar, buzluk, kettle, mug
Deterjan, sabun, bez, sünger, peçete, ıslak mendil, havlu kağıt, plastik sepet, çakmak, ekmek tahtası
Z.yağı, tuz, şeker, nar ekşisi, baharatlar, domates püresi, makarna, kahvaltılık malzemeleri

Kişisel Malzemeler
Mayo, terlik, çamaşır, havlu, duş malzemeleri, güneş kremi, kozmetikler
Şarjlar, kitap, defter, kalem, dergi, tablet

Bu listeyi son dakika tekrar gözden geçirmeliyim.

Neticede, o uzunu da yaptıktan sonra her gece yatağa, full yapabilir miyim sorusu ile girer oldum. Ana planımız yarışa başlayıp güneşi Gelidonya fererinde doğurup ki, 6:45 gibi o civardan geçmiş olmamız gerekiyor, ardından Musa dağını tırmanıp çıralı sahildeki CP’de yarışı bırakmak. Eğer o 40k yı dinç geçirirsek kalan 17k nispeten yatay bir parkur olduğundan, yürüye sürüne bitirebilir miyiz acaba diye de düşünmeden edemiyorum. Mümtaz aşil sakatlığı sebebiyle 15 gündür dinleniyor. Onun durumu da yarış sırasında belli olacak. Benim gibi :slight_smile:
Planımız 22 Eylül Perşembe sabah erkenden yola çıkıp direkt Tekirova -Çıralı’ya gitmek. Kamp yeri bulduktan sonra muhtemelen kendimizi denize atarız hemen. Ertesi sabah hafif bir koşunun ardından deniz, kahvaltı ve yarış kitlerini almak için merkeze gidiş.
Sonrasında Alanya Ultra’da yaptığımız hataya düşmeyip full dinlenerek günü geçirmeli, erken yiyeceğimiz yarış yemeğinden sonra hemen yatmalıyız.

  1. Eylül Perşembe
    Öğlene doğru ciddi soğuk bir havada İstanbul’dan yola çıktık. Hava 12 derece… Planı değiştirdik. İstikamet Afyon Sandıklı arasında bir yerler. 10 saat sürüp perişan olmaktansa istasyon yapmak daha akıllıca geldi. Saat 17:30 gibi internetten en uygun fiyatı bulduğumuz (Helal Booking diye site yapmış adamlar) bir Termal Resort’a giriş yaptık. Beş yıldızlı otel, o yıldızları nasıl hak etti bilemiyorum, görüntüyü net vermişler ama odaya girdiğimizde banyo ve tuvalet resmen kullanılmış ve temizlenmemişti, havlu ve bornoz yoktu, çarşaf ve yastık kılıflarının da kullanılmış olma ihtimali çok yüksekti. Bir yatıp çıkacağız deyip durumu kabullendik. Havlu ve bornoz, ilave yastık ve kılıf istedik, tuvaleti kendimiz temizledik… Termal otele gelmişiz madem, yemeğe kadar bir hamam da yapalım , hatta hafiften bir masaj bile yaptırabiliriz, neden olmasın? deyip hazırlandık.
    Mayolara geçip, gelen bornozun yırtık olduğunu giyinince fark edip, aman neyse artık diyerek indik aşağı. Spa bölümünde masaj fiyatı almak için masaya yaklaşırken derin bir ter kokusu bariyeriyle karşılaştık. Masaj falan yalan oldu tabii… Biz bir su dökünüp çıkalıma bağladık olayı. Mümü ile ayrı kapılardan girerek hamama geçtik. Sanırım yemek saati yaklaştığı için hamam tenhaydı. Şifalı sudan dökünüp, yol yorgunluğunu bir nebze hafifletip odaya döndük. Havuz falan hiç hijyenik gelmedi. Haşemalarla havuzda yüzüp, hamamda yıkanmak nedir? Son yıllarda eski köye yeni adet gelmiş, çocukluğumdan beri hamamcıyımdır, yoktu böyle şeyler…
    Yemek de aynı şekilde vasattı. Hafif bir şeyler yedik ve hemen yattık. Sabah erken kalkıp yola koyulacağız…
  2. Eylül 2022 Cuma
    Sabah planladığımız gibi erkenden kalkıp çok çok vasat bir kahvaltıyı karton bardakta çay eşliğinde yapıp yola koyulduk. 3 saatlik bir yolculukla Tekirova’ya vardık. Bu arada Sandıklı’da 5 derece olan hava sahilde 27 derece oldu, çok şükür…Kıştan yaza hızlı bir geçiş yaptık saatler içinde.
    Camping merkeze 2km uzaklıkta. Önce çadırı halledelim sonra gidip kitleri alırız dedik. Camping alanı boştu ama, haftasonu J-Fest başlayacakmış, bu akşam ve yarın kalabalıklaşacak dediler. Çadır adam başı 175 TL. idi. 2 gün için 700 tl. peşin verip güzel bir okaliptüs ağacının altına yerleştik. 3 hafta önce Ağrı Dağı tırmanışındaki çadır kurulumu ile bugün arasındaki hız farkımız inanılmaz… Oksijen sen nelere kadirsin :slight_smile:
    Kit dağıtımı şehir merkezindeydi, sadece Ufuk ve clinicathletic stand açmış başka da kimse yoktu. Elektrolit alma hayallerimiz suya düştü, elimizdekiler ile idare edeceğiz artık. Tam karşı aralıkta, Hanımeli Ev Yemekleri tabelasını görünce kampa dönmeden bir şeyler de yiyelim dedik, iyi de etmişiz, haşlama tavuk, pilav ve cacıkla gayet güzel karnımızı doyurduk. Migrostan eksiklerimizi tamamladık, kampa döndük.
    Nihayet çadırımızın yanındayız. Biraz oturduk, kahvemizi içerken, etrafımızı saran tavuklar ve emekliye yeni ayrılmış bir dövüş horozu ile bisküvi ve üzüm paylaştık. E artık vaktidir diyerek sahile inip dalgalı denize dalıp çıktık. Su sıcacık ama dışarısı esintiden ötürü hafif ısırıyor. Sahilde bir süre balon yataklarımızda uzanıp kampa geri döndük. Planımız makarnamızı kendimiz yapmaktı ama makarna partisi fişi aklımızı çeldi. Zaten şurası, iki adım yer. Atladık gittik yedik döndük…
    Artık yavaştan heyecan başladı. Zaten bip numarasını o kemere monte etmek demek, de hadi başlasın da keyfimize bakalım demek :slight_smile: Camping mutfağının önündeki tahta masalara yaydık tüm malzemeleri, bir kez daha check ederek yeleklerimize, bel çantamıza yerleştirdik. Güya erken yatacağız, gene saati 11 yaptık.
  3. Eylül 2022 Cumartesi
    Benim bu uyku problemimi çözmem lazım. Her saat başını saatimde gördüm, ve nihayet 3:30 alarmı ile kalktık. Kahvaltımız: 3 dilim etimek, beyaz peynir, domates, 8 zeytin, bal ve bir bardak kahve. Arabada giderken de birer muz…
    Saat 4:10 da kamptan ayrıldık. 4:20 arabayı finish noktasının tam karşısına park etmiştik.
    İki tane, çocukluğumdan kalma belediye otobüsü bizi 42km uzaktaki Karaöz köyüne götürmek üzere hazırdı. Yol bir saatten uzun sürdü, öyle ki yolda ihtiyaç molası bile verdik. Çok ince bir detay ama, bunun için organizasyonu tebrik etmek lazım…Teşekkürler @uzunetap @lycianwayultramarathon
    Starttan 15 dk önce köyün sahilinde kurulu start noktasına gelmiştik. Hava daha aydınlanmadığı için kafa lambaları ile son kontrollerimizi yaptık ve tam zamanında yarışa başladık. Saat 6:00

Gelidonya Aşkına…

Ve işte macera başlıyor. Hava karanlık. Parkur şimdilik teknik olmadığından tüm dikkati yere vererek koşmaya gerek duymadık. Geniş açıdan aydınlatma yeterli. Bir iki tane Likya Yolu kamp alanı geçtik, sonrasında ormana giriş yasaklamaları sebebiyle sadece yarışçılara izin verilen yoldan Gelidonya feneri parkuruna giriş yaptık. Benim hesaplarıma göre tam güneş doğarken orada olacağız, ki bu da 45dk’lık bir süre. İlk CP Gelidonya Feneri ve cut off 1 saat olduğuna göre, şimdilik bir cut off korkumuzun olmaması gerekiyor.
Aynen de öyle oldu… 44dk’da Gelidonya 6.3k CP1’e geldik. Fener henüz ortalarda yok ama çok az kalmış olmalı…Zemin yumuşak, çam dikenleri halı olmuş serilmiş önümüze resmen. Hafif eğim eşliğinde 10dk kadar daha gidince "The Fener"e ulaştık. Manzara büyüleyici. Yarışa katılma sebebimiz işte tam karşımızda duruyor. Öyle sessiz ve öyle dingin bir ortam var ki, bırakıp gidesimiz yok… Fotolar, videolar çekip maalesef yola devam ediyoruz. Ve bizi bir orman kuşu yolculuyor, çipat çipat diye şakıyarak…
Parkur birden dik ve teknik olmaya başladı. Orman içindeki çam dikenli halı zemin, yerini kırık kemik misali sert, kayalık, single track bir tırmanışa bıraktı. 9k civarında 424m irtifa ile yarıştaki ilk zirveyi çıkmış durumdaydık. Bir ara dalga sesleri denizin aşağıda olduğunu hatırlattı bize ama, ortada herhangi bir görüntü yok. Güzel tırmandık ya, bu defa da aynı zeminde çok sert bir iniş başladı. Batonları katladım, sürekli takılıyordu. 10k civarında sağ ayak bileğimi bir güzel burktum. Hemen bağcıkları sıktım, bir şey olmamış gibi davranarak acıyı kafamdan uzaklaştırdım. Kendisi de ısrarcı olmadı, sağolsun. O deli iniş hafif bir tırmanışla sonlandı. Tekrar daha rahat bir zeminde inişe geçmiştik ki ilk su istasyonuna (13k) geldik. Yol olmayan yere nasıl taşımışlar suları, helal olsun. Burada sadece 500ml su hakkımız vardı, aldık ve inişe devam ettik. Yine sert ve teknik iniş sonrasında 2k’lık ikinci zirvemizi 400m gibi görüp yine mi bamya tadında sert bir iniş ile yola devam ettik. İnişin sonlarına yakın ikinci su istasyonunda (18k) boşalan sularımızı tazeleyip 2k sonra sahile indik. Koyun ucuna yakın Adrasan 21k. CP2’ye saat 10:00’da girdik. O Cola,soda ve doritosların dili olsa da konuşsa :)… Sularımızı doldurduk, limon, peynir, haşlanmış patates atıştırdık. Bir tane de küçük top ekmek arasına kaşarı koyup yanımıza aldık. Önümüzde 5k full tırmanacağımız bir Musa Dağı var neticede… CP sonrasında azmak kenarından bir süre devam edip jandarmanın yönlendirmesiyle dağ yoluna saptık. Henüz o dik tırmanış başlamadı, tablo gibi nar bahçelerinin yanından keyifle geçerken, acaba bir tane koparsak mı derken, NARLAR İLAÇLI!!! KOPARMAYIN! tabelasını gördük… Pek yaratıcı bir caydırma şekli değil sayın bahçe sahibi,bilginize:) Hadi biz koparmadık ama izler öyle tazeydi ki, önümüzde birileri koparmış, döke saça gitmiş, ceset falan da bırakmamış ortada. Orman yolu tek bir işaret bandı ile bizi sağdaki gerçek hayata döndürdü… Duvar var önümüzde. 5k, bitmeyen 5k… Cut off’a kalmadan Musa Dağı’nı geçersek Çıralı’da tamam mı devam mı diyeceğiz. Ben her durumda devamcıyım da yancımın fikri önemli, sakatlıktan yeni çıktı kendileri, kıyamam…
Kuzu kuzu tırmanıyoruz, yaklaşık yarım saat sonra mağaramsı bir yarığa geldik. Musa Dağı adına yaraşır bir şekilde ikiye ayrılıyor sanki :slight_smile: Ha deniz ha kaya… Aynı şey :slight_smile: Kendimizi parçalamadan, batonlarımıza kuvvet diyerek 2 saatte, zirveye yakın Musa Dağı 29k. (720m) CP3’e ulaştık. Hava resmen serinledi, su, cola, soda buz gibi… Nasıl iyi geldi anlatamam. Aynı şekilde patates, limon, cips atıştırdık, 2. tuz hapımızı aldık, elektrolitleri tazeledik, biraz dinlenip yola koyulduk. Ciddi çok ciddi teknik iniş ile 5k da çıktığımız irtifayı, 3k da indik. Neredeyse tamamı single track, hatta bir bölümünde öyle sık bir bitki örtüsü var ki, 5m de falan bir işaretleme yapılmış, kaçırsan kayboldun, o kadar yani… Maki deyip geçmemek lazım, delik deşik olduk.
Veee mutlu sonlardan birine daha gelmiş bulunuyoruz. Yarışa gelirken, Gelidonya Fenerini görüp, Musa Dağı’nı da tırmandık mı işlem tamam, kendimizi Olimpos antik kenti çıkışında deniz atar, yarışı bırakırız diyordu(k) ki…
Sonunu düşünen kahraman olamazmış, o deli inişi hasarsız, krampsız atlatınca bize tuhaf bir güven geldi. Antik kenti, mayıs ayında @tahtalıruntosky için geldiğimizde gezmiş, büyülenmiştik. İşte hayalimiz de, o muazzam atmosferin içinden koşararak geçip, azmak sonunda kendimizi suya bırakmaktı. Lakin, parkur sazlıkların arasından geçince suya girme planımız biraz öne çekildi. Su bize girdi bir anda, bileklere kadar suyun içinde sahile doğru koştuk bir süre. Nihayet denize kavuştuğumuzda, dereyi de dize kadar suda aşıp kumsala ulaştık. İyiyiz yaaa, burada da bırakılmazki…Sessizlik hali pazarlığa kapalı bizde, sonuç olarak devam ediyoruz :slight_smile: 500m kumdan ilerleyip yola bağlandık ve 3k kadar daha hafif tempoda koşup Çıralı 38k CP4’e vardık. Suları tazeledik, beslenmemizi yaptık, fazla oyalanmadan yola koyulduk. CP’den hemen sonra parkur, tırmanış ile başladı. Kıyı kıyı irtifa alıp vererek single track yolda yaklaşık 4k kadar gittik. Manzara şahane ama sağ yanımız sürekli uçurum ve zemin çok teknik. Motorsiklet sürücüsü gibi hissediyor insan kendini, pür dikkat yola bakmak şart. Dalgınlığın bedeli büyük olabilir. Sonuçta 10. saatimizde önce kral koyuna indik, ardından vadinin içinden tekrar çık-in yaparak Maden Koyu 42k CP5’ye geldik… Benim en uzun koşum Berlin maratonuydu. Artık bu noktadan sonra yeni bir hikaye başlıyor ikimiz için de… Burada bekleyen üç koşucu ile karşılaştık, sakatlık vs. sebeplerle bırakmışlar, araç bekliyorlardı finish noktasına gitmek için. Yine buz gibi su, soda, Cola… Yine organizasyona dualar, teşekkürler…
Bip üzerindeki haritada bundan sonrası için öyle deli gibi tırmanış falan yok gibiydi… Büyük yalan, kendimizi kandırmışız resmen! 2k kadar dar bir patikadan tırmandık, sonra orman yoluna bağlandık. Tamam artık yoldayız, zemin herhangi bir risk barındırmıyor ama, Garmin saatim hala 4-5 tane tırmanışın var diye bağırıyor resmen. Çıkışlar dik eğimli değil ama 1-1.5k’lık 100m civarı irtifa barındırıyor. Yarışın bizim için en zor ve bitmeyen son 13k’sını, bu tepeyi de aştık mı bitecek diyerek, ama yenisi ile karşılaşınca hafiften lanetler okuyarak tamamladık. Hatta son çık-inlerde, Enka’da 2 tur, Enka’da 1 tur, eve asansörsüz çıkıyormuşuz gibi düşün tarzında saçma sapan motivasyon cümleleri de kurmuşluğum var, itiraf ediyorum. Hava da karardı artık, tepe lambalarımızı açtık, ve nihayet orman yolu demir bir kapı ile sonlandı. Güvenlikten geçip medeniyete ayak bastık. Soldan yukarı doğru 200m kadar çıkıp artık son 1.5k’lık iniş ile çarşıya vardık. Yolda yürüyen insanlar bizi alkışlıyor, ne mutlu bize…Finish çizgisinden birlikte geçiyoruz. Bitirdik. Bittik mi pek emin değilim. Mümtaz bitişten birkaç dakika sonra 100k cut off neydi diye sordu. Evet ciddi ciddi sordu :slight_smile:
Hayatımızın en keyifli yarışını tamamladığımız konusunda hemfikiriz. Görsel şölendi, böyle bir parkur ancak böyle bir organizasyonla yapılmalı. Jandarma sabahın kör karanlığından gece yarısına kadar gerekli her yerdeydi. CP noktaları ve su istasyonları dört dörtlüktü. İstisnasız herkes güleryüzlü, herkes motive ediciydi, Lycian Way yürüyüşü yapanlar dahil… (tamamı yabancı turistlerdi ve yaş ortalamasının yüksekliği bize gelecek için çoook ümit verdi).
Parkurdayken telefon sinyali çekmeyen birkaç nokta vardı, ama genelde sinyal aldık. Beslenme ve sıvı alımını tam planladığımız gibi yapınca, kramp ve yorgunluk semte uğramadı. Susamadan su, yorulmadan jel almak candır!!!Ayrıca, kendimce dehidre olmadığımın kanıtı da iki kere tuvalet molası vermiş olmamdı.
Çok sıvı tükettik çoook… İyi ki gelmişiz, iyi ki koşmuşuz LYUM! Dönüp dönüp bakacağımız, üstüne çok konuşacağımız şahane anılarla ayrılıyoruz buradan…

10 Beğeni