Koşuya ilgiyi kaybetmek

Yaklaşık olarak sekiz yıl boyunca düzenli koşan birisiydim, birkaç yıl önce geçirdiğim bir sakatlık nedeniyle koşudan bir süre ayrı kaldım. Geçen yıl tam olarak iyileştikten sonra, tekrar maraton/ultra maraton antrenman koşularına başladığımda, o sekiz yıl önceki azimli ve hedefe odaklı kişi gitmiş, onun yerine “sen bu mesafeleri daha önce de koştun.İstersen yine koşabilirsin fakat bunun için bu eziyetleri çekmeye değer mi?” şeklinde sorular ve mazeretler üreten bir kişi ortaya çıkmıştı. 46 yaşındayım ve ne kadar aksini düşünürsem düşüneyim insan fizyolojisinin doğal bir çizgisi var ve bunun gereği olarak artık koşu temponuz ve performansınız siz istemeseniz de bu yaşlarda düşmeye başlıyor.(bazı daha yaşlı koşucuların maraton ve ultra maraton yarışlarında oldukça iyi dereceler elde etmiş olmaları, genel kabul görmüş bu gerçeği değiştirmiyor maalesef. Evet hepimiz insanız ve yaşlanıyor ve yavaşlıyoruz)
Benim takıldığım asıl nokta altı sene önce koştuğum maraton derecemi geliştiremiyor olmak değil,bunu yapabilmek için gereken antrenman programını uygulamak istemiyor olmam.Artık buna motivasyon kaybı mı, yoksa azim kırılması mı dersiniz bilemiyorum fakat şunun farkındayım; önceki yıllarda büyük bir heyecanla hazırlandığım yarışları kovalamıyorum artık. Yarış için yaşamıyorum diyelim. Olsa da olur olmasa da gibi bir eşik çizgisindeyim. Hatta bisiklet ve fitness gibi farklı branşlarda da kendimce epey ilerleme kaydettim son yıllarda.Yine de benim için “gözbebeği” konumunda olan koşudan böylesine sapmalar yaşayarak savrulmayı pek içime sindiremiyorum ne yalan söyleyeyim. Haftada 70 km.den az koşusu olmayan ben artık bazı aylar ancak 50 km.koşuyorum.Benzer bir psikoloji içerisinde olan forum üyeleri varsa eğer onların da deneyimlerini okumak isterim.
Teşekkürler.

8 Beğeni

Bu durumun benzerini ben de yaşadım. Ayda 10 km. koştuğum hatta hiç koşmadan aylar geçirdiğim de oldu. Aynen sizin yaptığınız gibi farklı bir spor dalına geçiş yapmaya çalıştım. Yüzmeye başladım ve bu dönemde koşuyu tamamen bıraktım. Enerjimi ve vaktimi yüzmeye harcıyordum. Harika bir grubumuz oldu ve yüzmeye koşarak gider oldum.

Anladım ki yalnız olmuyormuş. İhtiyacım olan benimle koşacak birileriymiş. Yüzme grubundan birkaç kişiyle tekrar koşuya başladık. Sözleşip, grup halinde koşmaya çıkmak bende sobayı alevlendiren çıra etkisi yaptı. Tüm heyecanım, hevesim ve enerjim geri geldi. Şimdilerde çoğu zaman yine yalnız koşuyorum, onlar da yalnız koşuyor ama ara sıra dahi olsa toplanmak veya beraber gidebileceğimiz yarışlara kaydolmak yetiyor.

Belki sizin de beraber koşacak birilerine ihtiyacınız var veya daha önce hiç katılmadığınız farklı bir coğrafyada bir yarışa kaydolmanız gerekiyordur. Zira herhangi bir yarışa kayıtlı değilsem yine motivasyon kaybı yaşıyorum. Kesin gidecek dahi olsam kaydolmadan motivasyonum güçlenmiyor.

Dilerim en kısa zamanda bu durumun üstesinden gelirsiniz. Saygılarımla.

6 Beğeni

Selamlar,

Hayatınız monotonlaştıysa ondan da olabilir. Ben son dönemde canım sıkıldığı zamanlarda koşmayı kendime bir şekilde alışkanlık haline getirdim. Bazen o kadar sinirli o kadar dolu oluyorum ki farkında olmuyorum hangi hızda koştuğumun bile. Geçen bir koşum bittiğinde fark ettim ki internetteki meşhur memeucu kanamalı fotoğrafa dönmüşüm. Ben de insanlar ne güzel koşuyor diye bakıyor sanıyordum…

Öyle ki bu negatif olaylara karşı olan güdülenmem beni negatif etkiledi ve diğer zamanlarda aynı performansa erişemediğim için daha yavaş kalıyorum, canım sıkılıyor.

Antrenmanlarınızı çeşitlendirmeyi denemek ve belli bir programı takip etmek size yardımcı olabilir. Eğer takip etmediğiniz bir rutin varsa kendinizdeki gelişmeyi göremediğinizde doğal olarak hevesiniz kaçar. Takip ettiğiniz farklı rutinlerin size daha farklı kazanımlar yaratacağını düşünürseniz bunu yapmak yararınıza olabilir.

Sakatlıklar veya imkansızlıklar dolayısıyla 2 yıl kadar koşamadım. 2 aylık rehabilitasyon sürecinden sonra ancak kendime gelebildim diyebilirim. Zamanın kalan yarısında heves kaçmasından başka bir şey yaşamadım.

Eğer istanbul’da yaşayıp uzun koşmak isterseniz beraber de koşabiliriz, kişiye en çok yardımcı olan güdülenmelerin de birisinin bu olduğunu düşünüyorum

2 Beğeni

Merhabalar, sizin yaşadığınızın aynısını birkaç aydır ben de yaşıyorum ne yazık ki.

Önceleri koşuları aksatır oldum, sonra da koşamaz hale geldim. Bu süreçte de psikolojik olarak ağırlık çalışmanın daha faydalı olduğuna kendimi inandırıp ağırlık çalışmaya başladım. Koşuyu özlüyorum, ama geri dönecek motivasyonu da bir türlü bulamıyorum.

Benim koşuyu bırakmamda özel durumumun da etkisi oldu. Ben görme engelliyim ve koştuğum yer çok güvenli bir yer değil. Yakınlarda da bir stat olmayınca böyle oldu ne yazık ki.

3 Beğeni

Öncelikle kendi durumum nedeni ile YAŞ argümanınıza katılmadığımı belirtmek isterim. Ülkede çok az sayıda ve nesli tükenmekte olan koşucu neslini bırakmak sağlığı bırakmakla eşdeğer, bence. Beş senedir koşuyorum, yaş 63. O kadar faydasını gördüm ki! Bu konuda web sitesi açtım “Geç olsun hiç olmasın” motto ile, gençlere sınıf arkadaşlarına örnek olsun diye. (www.cengizyardibi.com) Klasik br söylem ile yurt dışında şu kadar kişi koşuyor demek istemesem de gelişmiş ülkeleri en azından göz ucu ile izlemek bile insanı heyecanlandırıyor.
Performans
Evet, kişisel en iyi derece kovalamak bir yerde motivasyon sağlıyor. Ancak yaş ilerlerken performansın sürekli artması bugün tıp, bilim ve teknolojisine göre olanaksız. Bir yerlerde okumuştum hiç koşmamış biri hangi yaşta başlarsa başlasın yukarı performans süresi beş yıl civarında diye; ondan sonra plato başlıyor ve belli bir yaştan sonra kaçınılmaz negatif eğim. Ancak bu azalma düzenli sporla frenlenebiliyor.
Benim motivasyonum, örneğin 80+ milyon ülkede 60 yaş üzeri nüfus 10 milyon (46 yaş üzeri 25 milyon). Bu on milyon kişide en kötü performans ile bile koşsam maraton koşan yaş grubumda ilk 50 kişiden biriyim, zaten bu kadar kişi koşuyor. Hatta tüm Türkiye’de 80 milyonda bin kişi grubundayım, yüzbinde bir, diyebiliyorum. İstanbul Maraton katılım Tablosu:

mar

Çeşitlendirme ve yeni hedefler
Belirli bir mesafede uzman olmak en iyisi; ancak benim gibi sonradan koşucular (bir de Born to Run sınıfı var, benim yaşta bile 1:20’lerde yarı bitiriyor, ben onlara bulaşmıyorum bile) için koşu bahane farklı ortamlarda bulunmak farklı kişilerle tanışmak da ayrı hedeflerden.
Yol koşularından eğer Ankara’da ise (Ankara’da oturduğum için) katılıyorum. Diğer şehirlerdekilere en azından bir kere katılmaya çalışıyorum ki ülkede ayak basmadık yer kalmasın.
Ultralara başladım bu yaşta; ayrı bir macera. Şimdi zaten fazla olmayan ultralara her parkur bir kere olmak üzere katılmaya başladım. Ayrı bir heyecan ve motivasyon.

Sağlık
Koşmak sadece performans gösterisi için olmamalı bence. Hele ki doğuştan koşucu değilsek koşarak tedavi bizi hastane ve doktorlardan uzak tutacak gibi. Bu kapsamda başladığım koşu-sağlık serisi bilginize sunulur.
http://www.cengizyardibi.com/kosu-ilaci-ile-tedavi/
Ayrıca sitede her hastalık için önleme ve tedavide koşu incelendi.

Arkadaşlıklar ve ilgi grupları
Yeni bir çevre ve arkadaşlıklar insanı geliştirici ve motive edici argümanlar olabilir.

Yeni Hobiler ve ilgi alanları
Koşma ile ilgili örneğin bir ayakkabı konusunda uzman oldum sayılır. Hangi marka, hangi model hangi yarış için,
Koşu giysileri, çorabı bile ayrı bir konu,

Bunlar benim son beş yılda edindiğim deneyimler. Kişilerin deneyim, bilgi ve öngörüleri paralelinde çok çeşitlenip genişletilebilir.
Benim önerim: Keep Going, Keep Running

4 Beğeni

Bence bu ülkede yaşam, hep bir koşuşturmaca olduğu için olabilir.
Gündem çok değişken, sosyal yapı çok iç içe ve yorucu.
Motivasyonu sağlamak haliyle zor oluyor diye düşünüyorum.

1 Beğeni

Sn. Prof. Dr. Taner Damcı en az 35 “Neden” sıralamış ve hepsi ile ilgili bilgi ve düşüncelerini bu başlıklardaki makalelerinde yazmış, “Koşuyorum Öyleyse Varım” Kitabında. Bu kadar motivasyon sanırım “more than enough”:grinning:

  1. İçimizdeki koşma dürtüsü
  2. Biyolojik insanı uyandırmak ve kendimizle barışmak
  3. Benim koşuculuğumun kökenleri:Çocukluk
  4. Neden koşuyorum
  5. Özgürlük duygusu
  6. Eşitlik
  7. Koşmanın başarı gereksinimimizi karşılaması
  8. Eşitlik
  9. Dünyayı algılamanın yolu olarak koşmak
  10. Empati ve Adım- Adım
  11. Zihinsel durumun koşu performansına etkisi
  12. Koşmanın meditasyon etkisi
  13. Boş insanın mutluluk arayışı ve koşmak
  14. Koşmanın bir inanç yönü var mıdır?
  15. "Daha zor"un dayanılmaz çağrısı
  16. Ciddi ve önemli insanlar koşar mı?
  17. Koşmak ve kendine güven
  18. Koşmanın sezgileri geliştirmesi
  19. Momentum
  20. Motivasyon ve kara anı
  21. Uzun arazi koşuları ve mutluluk verici vazgeçişler
  22. Kişiliğimizin koşuya yansıması
  23. Koşucu olarak evrimleşen insan bedeni
  24. Koşucunun kendi bedenine bakışI
  25. Acıyı yönetmek
  26. Acıyı klavuz olarak konumlandırmak
  27. Keyif paradoksundan çıkmanın yolu olarak koşmak
  28. Yorgunluğun acı olarak algılanışı
  29. Adım, yorgunluk ve finiş çizgisi
  30. Bireysel ve toplumsal acılarla koşmak
  31. Koşmaktan korkmak
  32. Sakatlık
  33. Koşmak kalpten öldürür mü?
  34. Takıntı
  35. Koşu bandına teşekkür