Virüs daha çok akciğerlere tesir ettiği için ve koşucuların ortalama insana nazaran daha güçlü akciğerleri olduğu için çok az veya hiç belirti göstermeden bu hastalığı geçirebileceği sizce doğru mudur? Bunun üzerine bir istatistik veya araştırma mevcut mu?
Hastalığın çıkışını Aralık gibi kabul edersek, elde edilen verinin büyük kısmı hastalığın yayılımını anlamak ve tedavisini geliştirmek üzerine işlendi. Geri kalan veri yığını da muhtemelen acele ile oluşturulduğu için çok berrak olmayabilir. Geriye dönük incelenmek veya tasnif edilmek istendiğinde işlenmesi zaman alır diye düşünüyorum. Hastalığın demografik tablosu şu an en net olanlardan, sonra da olumsuz seyre meyilli olan gruplar.
Viral hastalıkların seyrinde birçok kompleks faktör var ama en önemlilerinden biri kişinin bağışıklık sistemi. Düzenli egzersiz yapanlar da bağışıklık sisteminin daha iyi çalıştığı bilinen bu durum, buradan hareketle toplumun geneline göre daha hafif geçirmesi beklenebilir. Ama diğer faktörlerin değişkenliği göz önünde bulundurulduğunda tek başına bir yargıya varmak için yeterli değil. Akciğerlerinizin ne kadar sağlıklığı olduğu da hastalık meydana geldikten sonra daha çok önem kazanıyor.
Salgın dönemlerinde egzersiz ise bambaşka bir konu. Yoğunluğunu ve sıklığını doğru ayarlamak gerek hastalığa yakalanma riskini arttırabilir. Arkadaşımız @CemAriturk 'ün bu konuya özel podcast ve yazıları var, şu linkten takip edebilirsiniz: https://www.instagram.com/cem.ariturk/?hl=tr
Sağlıkla kalın
Bence herkes, teamrunbo hesaplarından (youtube, instagram, facebook) ve teamrunbo takımındaki (teamrunbo.com’dan takımdaki herkese ulaşabilirler) herkesin sosyal medya hesaplarından bu kısıtlayıcı dönemde motivasyon elde edebilir. Ben de dilim döndüğünce, gerçek ve bilimsel bilgiyi aktarmaya çalışıyorum… Teşekkür ederim…
Olimpiyat madalyasi olan bir yuzucu oldukca agir gecirdigini anlatmisti. O adam bile agir gecirdiyse ben kendi adima yaptigim kosulara bakip cigerlerim guclu, hafif geciririm diyemem.
Hafife almayın zaten, daha önce de bahsettiğim gibi hastalığı atlatma sürecinde birincil belirleyici akciğer kapasitesi değil, bağışıklık sistemi ve diğer sistemik, dış faktörler. Misal tekrarlayan miktarda yoğun virüse maruz kalırsanız kaçınılmaz olarak kötü atlatırsınız. Ayrıca profesyonel sporcularda yoğun idman sonucu immün sistem baskılanması olabiliyor.
Covid19 ile ilişkili tıbbi durumu atlatsanız bile akciğerlerde esneme ve işlev kaybı ile sonuçlanabilir. VO2max’ı yüzde beş arttırmak için aylar yıllar boyunca idman yaptığınızı düşünün ve bir anda kapasitenizin üçte bir veya dortte bir azaldığını hayal edin.O nedenle, özellikle korunma bilincini oluşturup yaymak en önemlisi. Hiçbir aklı başında doktor çıkıp siz şu kriterleri sağlamıyorsunuz size birşey olmaz demez, diyemez. İstatistik veriyi anlamlandırmak için var tanrıcılık oynamak için değil.
Eskisine oranla artık kısa zamanda nitelikli veriye ulaşmak mümkün. Güvenilir kaynaklardan yönlendirneleri takip edip bilinçli hareket edin derim.
Koşucuların bağışıklığının güçlü olduğunu düşünüyorum, ama toparlanma sürelerine dikkat edilmeli, ultramaratonlardan sonra özellikle kışın bağışıklık düşük oluyor,bu aralar uzun koşulardan uzak durmalı. Ocak başındaki çekmeköy ultradan 10 gün sonra rahatsızlandım, boğazda ağrı ile başladı 2.gün nefes alma zorluğu yaşadım, aynı koşullardaki gibi derin derin nefes alarak kendimi dinlemeye başladım , ardından ishal ve mide bulantısıyla devam etti,ama ateş hiç olmadı iştah kesilmedi, üşüttüm herhalde dedim nane limon ihlamur gibi sıcak içeceklerle evde kaldım,belki 10 yıldır beni yatıran grip bile olmamıştım,bu çok farklı birşeydi bunu hissediyordum.1 hafta sonra doktora gitmeye karar verdim, Doktor boğazda ödem var dedi enfeksiyon yok dedi,hiçbir ilaç vermedi evde dinlenmeniz gerekiyor dedi, Genelde hasta olduğumda çıkar koşarım terle beraber çok kısa sürede iyi olurum.Gene bu yöntemi denedim 5 km yi zor bitirdim bıraktım.Neyse evde 15 gün dinlenerek kendime geldim ,ama o aralar Türkiye’de corona diye birşey yok henüz belkide vardı bilmiyoruz .iyileştikten sonraki koşularımdada ciğer kapasitesi yetersiz geliyordu bunu bariz farkettim.Şimdi çok iyiyim az önce 10 km lik solo antrenmanımı yaptım sorun yok.Benzer rahatsızlık geçiren arkadaşlar yazarsa bu konuda bir fikir altyapısı oluşur diye düşünüyorum.
Aralık ayından itibaren adı konulamayan gripten çok bahsediliyordu. Yaş cinsiyet vs kısıtlaması yoktu. Muhtemelen ölümlerde oldu, kalp yetmezliği, organ yetmezliği vs denilerek istatistiklere girdiğini düşünüyorum.
İşim gereği salgınlara maruz kalabiliyorum. Kendime bakmaya çalışsam da bir yere kadar olduğunu da biliyorum. 2019 yoğun geçmişti koşu yönünden, Ocak ayında ben de koşulara başladığımda isteksizlik ve yorgunluk oluyordu. Bırakmıştım. Sonra bende grip tarzı bir şey oldum. Kendimi dinlenmeye aldım. Bendeki sadece yorgunluk hissi idi. Burun akıntısı olacak ya da olmayacak gibi bir şeydi. Tam koşulara tekrar başlama düşüncesi ile bu işin ciddi olduğu düşüncesini çakışınca vazgeçtim dışarıda spor yapmaktan.
Bence demografik özelliklere bulaşma olasılıklarını irdelemenin anlamı yok. Az da olsa hepsinin ihtimali olduğu ortada. Kişi bazına inildiğinde tek düşünülmesi gereken önlem almak. Sadece önlem almak kişinin kendisini değil, çevresini de koruyor. İnsanlar rakam takip etmek yerine, önlemlerine odaklanmalı ve vaka sayısının 0’a indiğini duymayı beklemeli. Tıp doktorlarını etkilediği ortada. Koşucuyu sorgulamamak bile lazım.
Sosyal mesafeyi sağladık koştuk, tek koştum diyerek aslında başkalarına cesaret verildiğini ve dışarıya çıkma hakkı düşüncesini verdiğini unutmamak lazım. Sağlıklı günler dilerim.
Merhaba;
Her şeyden önce geçmiş olsun. Bahsettiğiniz şikayetler hemen her üst solunum enfeksiyonunda görülebilir şikayetler. Net olarak o dönemde yaşanan ÜSYElerinin COVID-19a bağlı olup olmadığını söyleyebilmek mümkün değil. Ancak bildiğimiz bir şey var ki COVID-19da ciddi klinik bulgular ve şikayetlerle seyreden formda akciğer tutulumu genelde oluyor ve bu durumdaki hastaların pek çoğunda hastaneye yatış gerekli oluyor ve BTde akciğerde çok tipik bulgular ortaya çıkıyor. Sizin hastalığı geçirdiğiniz dönemde bu tür BT bulgularını hiç görmedik ki o dönemde COVID-19 olmadığını söyletebilecek en ciddi argüman bu. Yine de bununla beraber en zor durum, bir şeyin olmadığını ispat etmektir Pozitif tıpta ve bilimde de esas olan ispatlanmış bilgidir.
Halk ve toplum sağlığı açısından bakacak olursak da bu dönemde solo veya sosyal mesafe koruyarak toplu koşu yapmak (ya da bunu paylaşmak) çok doğru değil diye düşünüyorum çünkü her bireyin dışarı çıkmak için bir motivasyonu mevcut ve herkes o motivasyon ile dışarı çıkarsa sosyal mesafeyi korumak, izolasyon sağlamak mümkün olmaz. Buna rağmen mutlaka koşmak istiyorsak (bu duyguyu hepimiz yaşıyoruz ve anlayabiliyoruz sanırım) ve ev içi egzersizler yeterli gelmiyorsa , sosyal medyada paylaşmadan, sabah erken veya akşam geç saatte koşmayı tercih etmeliyiz.
Sevgi ve saygılarımla
Covid’i hafif geçirebileceğimizi pek düşünmüyorum. Yaklaşık 3-4 ay önce Runatolia Yarı Maratonuna hazırlanırken çok fazla halsizlik ve öksürük ile hastaneye gittim. İnfiluenza yani domuz gribi testi yapıldı ve negatif çıktı. Ardından serum takıldı ve 5 gün rapor ve yanında ufak tefek ilaç yazıldı ardından eve gönderildim. Serum takıldıktan sonra ilk 8 saat iyiydim. Sonra tekrardan aynı şikayetlerim başladı. Bu sefer öksürük iyice çoğaldı ve ciğerlerime yeterli oksijen almıyormuş gibi hissetmeye başladım. 5 gün raporu da yatakta yatarak geçirdim, yatağımdan çıkamıyordum. İlk defa yatakta soğuk algınlığı atlatıyorum. SpO2 verisine baktığımda %93 gösteriyordu. Çok düşük bir rakamdı… 5 günün sonunda şikayetim geçmedi ve bu sefer aile hekimine gitmeye karar verdim. Ufak bir ciğerlerimi dinlemeyle zature başlangıcı geçiriyorsun dedi. Antibiyotik yazdı ve 3 günde kendimi toparladım. 10. gün de koşuya çıkmaya karar verdim. İyileştiğimi hissediyordum, koşabilirim demiştim. 5km 6 pace ile nefes nefese koştum. Ayaklarım gitmek istese de ciğerlerim buna izin vermiyordu. Sanki ciğerlerimin yarısı doluyordu. Tam kapasite çalışmıyordu. Çok şükür şuanda atlattım ama son zamanlarda ki hastalıklar çok fazla değişti. Artık ufak doz ilaçlar etki etmiyor.
Birkaç şey eklemek istiyorum not olarak;
-Spor yaptıktan sonra sürekli mineral ve vitamin takviyeleri kullanıyordum.
-Günlük 4 litre su içiyordum.
-Soğuk havalarda güneş olsa dahi fazlasıyla kalın giyiniyordum.
-En ufak ağrım olduğunda ağrı kesici asla kullanmazdım. Komple ilaca karşı bir insan olduğum için antibiyotik alırken bile tedirgin olarak alıyorum. Vücudum ilaca bağışıklık kazanmış birisi değilim. Bu haldeyken bile yatağa düştüm.
-Senelerdir grip olmayan birisiyim. Vücut bağışıklığımın çok iyi olduğunu düşünüyorum. Grip olsam bile 2 günde ayakta işime giderek atlatabiliyordum.
-Ben hasta olduktan sonra ev halkı aynı şekilde şiddetli bir şekilde hasta oldu ve babama “KOAH Başlangıcı” tanısı koyuldu.
Kim bilir Covid-19 bize neler yapar. Hiç düşünmek istemiyorum. Koşu bandında koşulara devam etmeyi düşünüyorum. Çok nadir de olsa dışarıda koşmak istiyorum.
Kendi yorumumu yazdıktan sonra Sizin yorumunuzu okudum. Aynı şikayetler ile aşağıda kendi yorumumu ekledim. Sizin yaşadığınızın aynısını yaşadım tam olarak. Çok garip bir durum gerçekten. Muhtemelen aynı ay da hasta olmuşuz.
Korona-Korunma ve Koşu
ABD Hastalık Kontrol Merkezi (CDC)’ye göre, COVID-19 (CoronaVirus Disease-19) esas olarak kişiden kişiye enfekte olmuş bir kişi tarafından, öksürük ve hapşırma ile solunum sırasındaki damlacıklar yoluyla yayılıyor. Kuluçka süresi yaklaşık 2-14 gün. Bununla birlikte, insanların belirli bir hastalık semptomlarına sahip olduklarında çok bulaşıcıdır. Virüs tarafından kontamine olan bir nesneye veya yüzeye dokunduktan sonra kendi burnunuza ve ağzınıza dokunulduğunda enfekte eden bir solunum hastalığıdır.
Yeryüzünde yaşayan 7.5 milyar üzerinde tüm insanları sağlık-ölüm, finansal, sosyal ve psikolojik olarak etkileyen bir olay olarak yıllarca hatırlanacak Covid-19 ile ilgili ana bilgiler bunlar.
Bu olay DSÖ tarafından ilan edillen bir pandemi ; en zeki ve güçlü olarak kabul edilen insanların bile kafaları karışık, kayıp ve korkmuş; yapay zeka ve genleri değiştirme araştırmaları yapan trilyon dolarlık büyük firmalar; Mars’a gitmeyi planlayan, birbirlerine karşı mangalda kül bırakmayan sözde büyük ve gelişmiş devletler de çaresiz durumdalar. İnsanlık, SARS, MERS vb. virüs saldırılarını daha önce yaşamış olduklarından ve bu ve benzeri komplo teorilerine dayanarak yapılan filmlerde böyle bir olayı beklemekte idi yıllardır. Buna rağmen insanlık bu olaya çok hazırlıksız yakalandılar.
Aşılanmak, ilaç almak, hastanelerde tedavi olmak, bu virüsleri karşılamak için bilinen ve tavsiye edilen tek yöntem gibi görünüyor. Ancak sorun, birçok nedenden dolayı virüsler aniden ve çoğunlukla mutasyona uğramış beklenmedik bir formda ortaya çıkmaktalar ve çıkacak olmalarıdır. Mutasyon nedeniyle basit bir grip için bile insanlara her yıl farklı aşılar yapılmakta.
Peki ne yapılmalı?
Yeni yayınlanan “Sağlığa Koş” kitabımda bahsettiğim gibi, bağışıklık sistemimizi güçlendirmeliyiz, böylece bu tür pandemiler, salgınlar öncesinde ve sırasında fiziksel ve psikolojik sağlığımızı güçlendirmemiz gerekmektedir.
Edinilen bilgilere göre göre Covid-19’dan en çok etkilenen insanlar yaşlılar, sigara içenler, kronik hastalıklara, hipertansiyon, kalp problemleri, diabetus mellitus’a sahip olup bağışıklık sistemleri daha düşük olanlar…
Öncesinde koşmadan kastedilen, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek anlamına gelmektedir. Birmingham Üniversitesi Enflamasyon ve Yaşlanma Enstitüsü müdürü ve konu ile ilgili araştırmanın ortak yazarı Prof Janet Lord şöyle yazmakta: “Bağışıklık sistemi 20’li yaşlarımızdan itibaren yılda yaklaşık% 2-3 oranında azalıyor, bu yüzden daha yaşlı insanlar enfeksiyonlara, romatoid artrit gibi hastalıklara ve potansiyel olarak kansere daha duyarlıdırlar. “Bisikletçiler 70 veya 80 yaşında değil 20 yaşında bir bağışıklık sistemine sahip oldukları için anlamına geliyor tüm bu sorunlara karşı ilave korunma sağlamaktalar.”
Koşu ve egzersiz, diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları vb. birçok yaygın hastalıkları önlemenin en iyi yoludur. Bunlar, Ocak 2020’de IGU tarafından yayınlanan “Sağlığa Koşu” kitabımda ayrıntılı olarak araştırılmıştır. Bingo! Yüksek bağışıklık sistemine sahip olmak ve bu en yaygın kronik hastalıklardan korunmuş olmakla tüm , virüslere, özellikle de Covid-19’a karşı çok sağlam bir korumaya sahip olmak anlamına gelmektedir. Doktorlar her zaman, önleyici tedbirlerin, herhangi bir sağlık sorununu hafifletmek hatta hiç hasta olmamak için kilit taş olduğunu söylüyor. Koşmak bir ilaca dönüştürülürse, Covid-19 gibi bilinen ve bilinmeyen bu binlerce hastalığa karşı her gün kullanılabilecek, herhangi bir yan etkisi olmayan, kullanılabilecek tek çare ilaç olurdu.
Covid-19’un milyarlarca kişiyi evlerinde, hastanelerde esir aldığı daha kötüsü yüz binlere ulaşan ölümlere neden olduğu en kötüsü de çok daha fazla hasar verebilecek bir potansiyele sahip olduğu bu kara bulutların üzerimizde dolaştığı dönemi virüs alıp almadığı belli olmayan ya da pozitif olanlar ne yapabilir? Halen koşmaya devam etmeli mi, evet ise nasıl?
Yoğun ve ağır egzersiz veya maraton sonrasında iseniz, glikojen depolarınız tükenmiş olacaktır. Bu, bağışıklık sisteminizin normal çalışmasını azalmaya neden olmuş olacaktır. Böyle yoğun koşudan kısa bir süre sonra coronaya maruz kalırsanız, hastalığa yakalanma riski daha yüksektir.
Diğer tarafta düzenli egzersiz ile güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak arasında güçlü bir bağlantı vardır. Bu nedenle, tamamen çalışmayı bırakmak zorunda değilsiniz. Ancak, spor salonları insanların toplanması nedeniyle güvenli değildir. Koronavirüs pandemisi yayılmaya devam ederken, koşular ve diğer birçok spor olayı ertelendi, ertelenecek.
David Nieman, şu anda koşmak için en iyi planın yalnız koşuya çıkmak ve kalabalık olmayan alanlarda dışarıda gerçekleştirilmesi gerektiğini söylüyor. Ve koşularınızı parkurların daha az kalabalık olacağı zamanlara göre düzenlemenizi öneriyor.
Ayrıca, insanlar hastalık korkusu nedeniyle soğuk havalarda koşmaktan korkabilirler, ancak bu doğru değildir; Nieman, soğuk havada koşarken gerçekten herhangi bir solunum yolu patojeninden hastalanacağınıza dair bir veri olmadığını söylüyor.
30 ila 60 dakikalık orta ila canlı aktivite, bağışıklık sisteminizin virüsleri uzak tutmasına yardımcı olabilir. Bölgenizde neler olup bittiğini bildiğinizden ve herhangi bir kısıtlama veya zorunlu kendi kendine karantina olup olmadığından emin olun. Ve eğer hastaysanız veya virüs yayma durumunda iseniz hiç dışarı çıkmamalısınız- bu konuda en büyük endişe, yaşlı veya bağışıklığı düşük yüksek risk grubuna virüs bulaştırma ve yayma riskidir.
https://www.cengizyardibi.com/korona-ve-kosu/
"Tanrı’nın bu korkunç virüsten daha büyük olduğuna inanıyorum. Bununla ilgili beni referans gösterebilirsiniz” sözlerinin sahibi rahip kovid 19’dan öldü.kaynak:
Bağışıklık sistemimiz süper, olimpik yüzücüyüz ve altın gümüş madalyalarımız var. Ama Cameron van der Burgh’un olsak da kovide yakalanabilir ve güçlü cigerlere sahip bir yüzücü bile harap düşebilir.
Bağışıklık sistemimiz süper, koşarken herkesten uzak koştuk.Ve 10 dakikada süpermarkette virüsü kaptık. Hiçbir belirti yok ama bağışıklık sistemim engel olur özgüvenine kapılıp -Tanrıdan büyük değil ya diyen rahip gibi- çevremize yayabiliriz. Spor iyidir, bağışıklık bedenimize zarar vermediği sürece yerinde iyidir. Koşmak kadar diğer alanları da (psikoloji uyku mesafe vs gibi) düşünmeliyiz.
Merhabalar…
Nöbetteki zevklerimden biri vakit bulduğumda forumda bir şeyler okumak. Korona dönemini fırsat bilip aslında burayı biraz daha canlı tutabiliriz.
Koşucular koronayı daha hafif mi atlatır? Güzel soru. Koşabilen bir insanın sağlıklı olma ihtimali çok yüksek olduğundan evet diyebilirim. Şu ana kadar yüze yakın korona pozitif hastası muayene ettim, hastaneye yatırdım veya eve yolladım.
O kadar acımasız bir virüs ki mutlaka bir açığını yakalıyor. Obez gençler, veya sosyo ekonomik düzeyi düşük(iyi beslenemeyen, iyi dinlenemeyen) gençler, mülteciler,
Sigara içen ve artmış göbek çevresi (metabolik sendrom) olan 40 60 yaş arası popülasyon.
Kronik hastalıkları olan yani aslında genel vücut performansı düşük olan ileri yaş grubu. Bu hastalar viral yüke yeteri kadar cevap veremiyor. sonuç olarak güçlü olan kazanıyor malesef.
Bu süreçte özellikle sert ve ağır antrenmanlar yapmamak lazım. Ki zaten çoğumuz yapamıyor yasaklardan dolayı.
İyi uyumak yani gece uykusunu karanlıkta ve kaliteli uyumak bağışıklık sisteminizi ayakta tutar. mümkünse saat 22.00-04.00 saatleri arasında bir uyku periyodunu yakalayın. 2 yada 3 saat bile olsa bunu yakalamaya çalışın. Kan dolaşımını ve nabzınızı arttırmak çok faydalı olur. Sizi depresyondan korumak ve zinde tutmak adına hafif tempo, kısa mesafe koşu, jog veya hiç olmazsa yürüyüş. Ben hastane bahçesinde 1.26k uzunluğunda bir parkur oluşturdum. Dinlenme zamanlarımda tempolu yürüyorum.
Özetle güçlü olmaya bakın. Güçlü olun ki korona olsanız bile bağışıklık sisteminiz korona virüsü yensin. Kötü beslenme, kötü uyku, çok alkol, çok sigara, çok kafein ve sıfır hareket sizi depresyona sokar. Gücünüz azalır. Çünkü görünen o ki hem dünyada hem Türkiye’de covid19 keskin bir bıçak gibi kesilmeyecek. Kimin ne zaman enfekte olacağını bilemeyiz. Hazırlıklı olun tedbiri elden bırakmayın.
Selamlar sevgiler…
Konuya farklı açıyla bakan bir durum, yani aşı olanlardan egzersiz yapanlarda antikor üretiminin artabileceği ile ilgili bir haber.
Haberi referans alıp aşı sonrası koşan olursa kendi inisiyatifinde, ben bizzat uyumayı, hareketsizliği seçtim, tavsiye anlamında paylaşmıyorum.
“Bilim insanları, grip veya Kovid-19 aşısı sonrası 90 dakikalık hafif-orta yoğunlukta egzersiz yapmanın vücudun antikor üretimini iyileştirilebileceğini ortaya koydu.”
Daha detaylı ve araştırmaya bağlantı veren yazı: