Kolay kilo kaybetme yöntemleri?

Podcasti dinledim çok teşekkürler. Özellikle uzun mesafe koşularında amaç hız değil dayanıklılık ise enerji olarak yağ kullanmanın önemli avantajları var. Herşeyden önce bir şeker dalgalanması yaşamıyorsunuz, bir süre sonra enerjiniz bitmiyor ve vücudunuz yağ yakarak ihtiyacı olan şekeri glucogenesis yoluyla kendisi üretiyor. Bu konuda ketomarathons.com örneğini verebilirim. 5 günde 5 maraton koşan Alex McDonald bunu hiçbir şey yemeden ketosiste yapıyor. Yani aslında hiç karbonhidrat veya şeker yemeden yaşayabiliriz, koşabiliriz. MCT yağı gibi doğrudan karaciğere giden yağların metabolize olma hızı daha yüksek olduğu için yarış öncesi ve yarış sırasında performans amaçlı kullanılabiliyor. Bunun dışında hayvansal yağlar en sağlıklı yağlar ama bunu doktoruna söyleyince aman sen onu azalt diyorlar. Ben de hiperlipidemi hastası olduğum için kolesterolüm çok yüksek, bypass ameliyatı da olduğum için beni korkuttular bu ketodan. Açıkçası manda kaymağı ve yumurta yemenin bana zarar vermeyeceğine eminim ama ispat edemiyorum.

Ben yine ketosise gireyim en iyisi :joy: o kadar çok faydası var ki, vücuttaki enflamasyonu yok ediyor ki damar tıkanıklığının en önemli sebeplerinden biri kendisi. Kanser tedavisinde bile kullanılıyor… Neyse konuyu dağıttım, ez cümle ketoyu denemenizi şiddetle öneriyorum.

3 Beğeni

Okan bey, paylaşım için teşekkür ederim :slightly_smiling_face:. Dinledim podcasti. Açıkçası keyif te aldım. Backyard muhabbeti, karbonhidrat azaltımı ve ayakkabı konuları dikkatimi çekti.

Öncelikle Gürhan Akdağ gibi birinin bir ayakkabıyı 2000-3000km giymesi… ve hatta Nike pegasus ile 5.000km’yi (yazı ile beş bin kilometre) geçik koşmasını keşke herkes dinlese. Sohbeti gerçekleştirenlerden biri bu konuyu açıklıyor aslında; (ayakkabilarimızı seviyoruz, fiyat takibi yapmayı, indirimde satinalmayı vs… diyor)

Düşük karbonhidrat konusunda, ben de maratonda beslenmiyordum ve sürem 3 buçuk saatin biraz üzerindeydi. Sadece su içiyordum. Ama 30dan sonrası zor geçiyordu.
Ketejonik diyet hiç uygulamadim. Uygulasam da maratonda ortalama nabzim 190bpm iken, vücudun yağ yakmaya çabalayacağını sanmam. Direkt kas yıkımı ile proteinlerden enerji elde etme yoluna gider.

Bu konu hakkında önceleri, yabancı elit bir ultra maratoncunun açıklamalarını okumuştum. Belki de Gurhan’in bahsettiği kişilerden biriydi. Ketojenik besleniyordu ve ultra koşarken vücudumda sınırsız enerji kaynağı var diyordu. (vücuddaki 1 kg yağdan 7.500-9.000 kcal elde etmeyi kasdederek). O zamanlar dikkatimi çekmişti ketojenik diyet.

Üç hafta kadar, vücud karbonhidrat bulamayinca ketosis evreye geçip, yağlardan ketonlar elde ederek, bu ketonları enerji kaynağı olarak kullanıyor. (Burada ek olarak, bu aşamada kişinin nefesinin aseton koktugundan bahsediyordu). Konuya biraz ilgi gösterince, biraz da sosyal medya çevremdeki bazı arkadaşlarımin paylaşımlarından dikkatimi çekince, iki durum farkettim.

Birincisi ketojenik diyette karbonhidrat alımı çok çok az. Örneğin günde 1 dilim ekmek kadar. Bunun dışında karbonhidrat alımı süreci durduruyor. Örneğin, siz 2 ay ketojenik besleniyorsunuz, vücut belli bir süre önce yağ yakimina tam adapte olmuş, ama bir gün karbonhidrat alımı sınırını aştığınız zaman herşey sil baştan başlıyor, günlerce/haftalarca süren ketosise girme sürecinin tekrar yaşanması gerekiyor.

İkinci görüş ise, karbonhidrat alımını azalttığı gün vücut hemen yağlara saldırıyor (aktivite sırasında) Bu ikincisi bana makul gelmiyor.

Ketojenik diyetin, yanlış hatırlamıyorsam, beyin fonksiyonlari veya sağlığı için bir dezavantaji bulunuyordu.

Surekli Zone 2 koşan kişi nasıl beslenirse beslensin, vücudu yağ yakmayı bir nebze de olsa öğrenmiştir diye düşünüyorum. Benim konuya müdahil olma nedenim ve asıl sorum şu: ketojenik beslenen bir kişi 100 millik bir koşuyu su ve elektrolit alımı haricinde herhangi birşey almadan musabik bir şekilde koşabilir mi? @spinodal Mert hocam bu konuda bir incelemen olmuş muydu?

Konu başlığına atıf olarak,
Kilo kaybetme, harcanan enerjinin, alınan enerjiden fazla olduğu durumda gerçekleşir.

Diyetteki kişinin kaç öğün yediğinin önemi yoktur. Zayıflama diyetinde, besin türleri, öğün sayıları, kilo verme ile direkt ilişkili değildir.

Diyetin asıl konuları, Kişinin aç kalmaya dayanımı/adaptasyonu, az kalori alırken, gerekli mineral, vitamin, elektrolit vb kalori ilişiği olmayan besin maddelerinin yeterli miktarla alınması gibi konulardır.

Konu Kilo vermek ise, diyette dikkat edilmesi gereken bir şey yoktur. Tek kural, az al-çok harca.

Konu sağlıklı ve/veya eziyet çekmeden kilo vermek ise, diyet önemlidir.

Hızlı verilen kilolar hızlı alınabilir. Bunun önüne geçmenin en iyi ve sağlıklı yolu, yavaş kilo vermekten geçiyor. Yalnız yavaş kilo vermek için oluşturulan kalori eksiği miktarı yanıltabilir ve kilo alımı bir yerde duraksayabilir. Bunun en büyük nedeni de, herşeye adapte olmayı basarabilen vucudumuzdur. Bizim yaşimıza, cinsiyetimize, kilomuza vs… göre tesbit ettiğimiz bazal metabolizma hızımızı sessiz sedasız aşağıya çekebilir. Kilo vermenin en sağlıklı yolu ise, normal beslenmeye devam edip, çok faal olmak. (günde 1 saat yapilacak spor yeterli degil bu durumda)

4 Beğeni

104 kilolardan 65 li kololara 7-8 ay sürece verdim Beyaz gömlekli Eski ben

Günde iki öğün yerim atıştırma asla Sadece bitki çayları ve kahve içerim şeker,tuz kullanmıyorum Eskiler 2 öğün yerdi aralıklı oruç dedikleri uygulamalar eskilerin ritüelleriydi Bazı hocalar kahvaltı+spor öncesi karbonhidrat+spor sonrası karbonhidrat+protein+öğle+akşam derken günlük öğünü bazı zamanlar 5,6 yapıyor En son dışarıdan yemek yediğim tarihi hatırlamıyorum Geçirdiğim trafik kazaları derken 43 kiloya kadar düşmüştüm şuan 53 lerdeyim
Bana doğum günü partilerinde Ya bugün doğum günü partisi bir dilim tatlı ye diyen iş verenlere yahut diğer çevrelere cevabım:Bugün sizin doğum günü desek yarın başkasının doğum günü,yılbaşı falanca filanca uzar gider Sahra çölünde yürüyüş yapmıştım sofra hazırladılar ben sofraya oturdum yeşil çay içtim sadece Tabi ki uygulanan yöntemler kişiden kişiye ve kişinin yaşamsal faaliyetlerine göre farklılık gösterebilir Ben 2 öğünle zayıfladıysam 3 öğünle de zayıflayan var,Yani benim doğrularım tek doğru değil sizin de farklı yöntemlerle farklı doğrularınız olabilir ama her şeyin fazlası zarar bu benim temel prensibimdir
Buda şuanki ben şükür

3 Beğeni

motivasyon verici bir fotoğraf :+1:
egzersiz ve beslenmenin yanında mental olarak nasıl bir disiplin takip ediyorsunuz ,örneğin meditasyon, nlp ve yoga vs

2 Beğeni

Hep söylerim spor benim için bir aktivite değil günlük yemek,içmek,tuvalete gitmek gibi ihtiyaçtır Yaşamak için nasıl ki yer,içer,tuvalete gideriz Sağlıklı yaşamak için de yaptığım sportif faaliyetler günlük rutinimdir Omuzum kırıldı şınav çekemedim göğüsleri germe hareketleri yaptım…Bilek kırıldı dambıl tutamadım ağırlık var gibi kollara yük bindirip aşağı yukarı kaldırdım bacak kırıldı tek ayakta şınav çektim Spor benim rutinim koşamıyorum şuan dizler ve eklemler biraz sorunlu yürüyüş yapıyorum eskiden forumda da var çokça koşardım



Sporun bahanesi yok koşulmassa yürüyüş,yürünmezse çömel,kalk gibi gibiii
Çok şükür ayaktayım
Eski ben

Şükür şaunki hallerimden

NOT:Neydim ne oldum değil NEYİM NE OLMAK İSTİYORUM derim hep

4 Beğeni

Dağ gibi adama ne yaptın @yoldabirivar , arkadaş resmen panzer gibiymiş,maşallah (kiloyla barışık olmak da iyi değil).
Şaka bi yana tombul görülmüyormuşsun.Sağlık olsun, sağlıcakla kalınızlar.

3 Beğeni

Teşekkürler Benim yıllar önce foruma üye olmamla birlikte ilk açtığım konu Quadriceps bölgesinde ağrıydı Çok yardımcı oldunuz tüm koşuforum ailesine müteşekkirim Vücut karbonhidrat,yağ yaktıktan sonra kas yakmaya başlıyor Fotoğraflardaki kazalardan sonra vücut kas yemeye başladı 43 lere kadar düşmüştüm Şükür kuvvetleniyorum Herkese sağlıcaklı sporlar

4 Beğeni

Son paragrafınızdaki her kelimenize katılıyorum. Konuya ketojenik ve koşu ilişkisiyle ilgili bir katkıda bulunamam ancak beslenmeyle ilgili birkaç şey demek istiyorum. Yakın arkadaşım tempolu yürüyüş ve ketojenik diyetle 40 küsur kilo verdi. Hepsini geri aldı. Ketojenik deneyimim yok ancak o ve türevleri olan bir besin öğesini hayatından tamamen çıkarıp kilo verme iddialı birçok diyet tecrübem oldu. Hepsini geri aldım.
Bir besin grubunu beslenme programınızdan çıkararak kilo veriyorsanız eğer kiloyu koruma döneminde o verilen kilolalar tek tek geliyor. Yani sürdürebilir olmayan hiçbir şeyin kalıcı kilo kaybı sağlamasının mümkün olmadığını düşünüyorum.
Sizin tam şurada bahsettiğiniz gibi. Her şey sil baştan.

Bu tür diyetlerin insanların beslenme ve gıdalarla ile ilişkisini hasara uğrattığını düşünüyorum.
Hiçbir besin tek başına ne kilo aldırıyor ne de kilo verdiriyor. Bir bütün içerisinde onun nerede olduğuna bakmak lazım. Canının istediği bir şey yediği için insanın suçluluk ve pişmanlık gibi yoğun duygulara kapılması bana hiç sağlıklı gelmiyor.

30 Eylül’de bu bahsettiğim hataların hiçbirini yapmayacağıma dair söz verip hiçbir besini öcü ilan etmemeye karar verdim. Ve o günden bugüne 12 kilo verdim. Yaş pasta da yedim mantı da. İnsan kilo verirken kendine çok eziyet ediyor. Kendimizin nazisi olmadan kilo vermek bayağı keyifli.

6 Beğeni

edit : insülin direnci yüksek olanların çoğu iştahlı kişiler,aralıklı oruç - düşük karbonhidrat-keto-egzersiz bu profildeki kişler için çok zorlayıcı.insülin direnci yüksek olup ilaçsız normal seviyeye getiren az kişi gördüm

1 Beğeni

Sıkıntılı bir video, şöyle ki…

Diyeti ve egzersizi sadece kilo verme ile ilişkilendiriyor. Hem diyet hem egzersiz kilo almak için de uygulanabilir.

Amaçlar…

Yağ yakıp, kas koruyarak kilo vermek,
Yağ yakıp, kas yıkıp kilo vermek
Yağ yakıp, kas yaparak kiloyu korumak,
Yağları koruyup, kas yaparak kilo almak,
Yağ veya kas önemli olmaksızın kilo almak,

Bunların hepsi diyet ve egzersiz konusudur.

Dr. Eric belki müşterileriyle -medyadan veya birebir- ilişkisi, sorunu nasıl olursa olsun kilo vereyim olan kişilere hitap edebilir. Bu yüzden diyeti diğer konularla iliskilendirip bu videoda anlatmamis olabilir. Ama…

En büyük sıkıntı söz konusu kilo vermek olduğu zaman kalori açığı ilk maddedir. Bundan hiç bahsetmemiş. Karbonhidrat alımını azaltarak mutlaka kilo verilir gibi bir sonuca ulaşıyor. Belki kilo vermenin ilk akla gelen yolu bu olabilir. Yanlız karbonhidat alimini azaltmak kilo vermek için yeterli değildir. Özellikle vücudu tam oturmamış 20 yaş altı insanlarda, daha yaşlılarda da geçerli ama özellikle 20 yaş altı insan karbonhidratı azaltıp, proteine ve yağa yönelirse çok rahat kilo alır.

Videonun başında bahsettiği örneklere aslında bir tane de kendi ekliyor. Kilo vermek ile kolay kilo verme kavramları birbirine giriyor. Öğün sayısı, karbonhidrat azaltımı, insülin direnci vs. bunlar kilo verme ile direkt ilişkili değildir. Direkt ilişkili olan şey, ya aç kalmaktır ya da bedensel çok fazla hareket etmektir. İnsuliin direnci istediği kadar yüksek veya alçak olsun, yatıralım bir insanı açlık grevine bakalım kilosunu koruyabilecek mi?

Dediğim gibi hedef kitlesine yönelik konuşmuş olabilir. Onlara başka zamanlar verdiği bilgiler buradaki eksikleri veya çelişkileri giderecek şekilde olabilir ama bu video tek başına biraz eksik.

3 Beğeni

insülin direnci yüksek kişiler tanıyorum onlar için karbonhidrat yemeğin ve yaşamın anlamı,ayıplamak değilde gerçekten çok zor durumları,hareketleri kısıtlı,yemeği seviyorlar,yemedikleri zaman psikolojileri moodları bozuluyor.açlık grevi çözüm gibi görünsede grevden sonra daha kötü olurlar hatta ilk öğünde komaya girerler

1 Beğeni

Bu adamı ciddiye alamıyorum ben. Kayroprakti alanında çalışan birinin çıkıp beslenme uzmanı gibi konuşması güvenilir gelmiyor.

2 Beğeni

kendi eyaletinde çalışma izni yok sanırım , çok videosunu seyrettim, fikirlerini ilginç buluyorum,bir şekilde kendini yetiştirmiş,dr.mehmet öz’ün tv programına çıkmayı red etti.konulara değişik açılardan bakmak için izlenebilecek youtube doktorlarından biri

1 Beğeni

Açlık grevini çözüm olarak vermedim, videoda anlatılanları çürütecek bir örnek olarak verdim. Bir doktorun böyle konuşmaması lazım. İster tek öğün ister beş öğün, kaç kalori yiyecek, kaç kalori harcayacak, bunlardan bahsetmeden çözüm olmaz.

Yukarıda dediğim gibi karbonhidrat artırımı/azaltımı tek başına birşey ifade etmez. Neticede alınan kalori, harcanan kaloride iş düğümlenir. Bu doktor kalori hesabı yapmadan, sadece karbonhidrat azalt kilo ver diyor. Tamam… Ben azaltayim karbonhidratı, her gün 1 kilo et, yarım kilo da yağ yiyeyim yanına da bol salata, masa başı çalışayım, egzersiz olarak ta yarım saat yürüyeyim. Bu videoya göre kilo veriyorum. İşte bu yüzden bu video biraz eksik.

Şunu da ele almak lazım. İnsanlar en baştan insülin dirençleri yüksek olduğu için mi kilo alıyorlar yoksa kilo aldıkça mi insulin dirençleri yükseliyor. İnsülin direnci kilo verememenin bahanesi midir. İnsanlar önce kilo alirlar… Bu da genelde iki yolla olur. Ya aileden gelir. Çocuk annesi babası tarafından kilo alacak şekilde yetiştirilir hatta teşvik edilir. Ya da dramatik şekilde sosyal hayattaki hayal kırıklıkları kimi insanı sigaraya/alkole/uyuşturucuya, kimini içine kapanmaya, kimini suça, kiminiyse de yemeye yönlendirir.

Kilo vermek isteyen insanın diyetisyene ihtiyacı yoktur. Sağlıklı şekilde veya kolay/eziyetsiz şekilde kilo vermek isteyen insanın diyetisyene ihtiyacı vardır. Benim bir arkadaş kilo vermek üzere full salata meyveye yöneldi. 3 ay sonunda 20 kilo verdi, dördüncü ay tuberkuloza yakalandı. Diyetisyensiz kilo verdi mi? Verdi. Ama sağlığından oldu. İşte diyetisyen bu noktada önemli.

Diyetisyenlik, hekim uzmanlik dallari içinde, potansiyel musterilerini/hastalarını
aldatmaya, somurmeye meyilli bir daldır. Bir umutla kilo vermek isteyen insanlar çok kolay suistimal edilebilirler. Ben bu videoyu hazırlayan kişide bu potansiyeli görebiliyorum.

2 Beğeni