Kayıt ücretlerinin belirlenmesi

Taş ve kuyu meselesine dönüşmeden;
161,20x500=80.600 kuruş=806TL
Sırf 806TL 40 kişiye parttime, kişi başı 20,15TL ödemek demek.Komik değil, bu konuda sadece fiyat dışı onca öneri varken işi dön dolaş fiyata dalga geçen bir hesaplama ile getirmek.
Not:1 soda 160 kuruş, kuruş ile TL arasında geçiş yapamadan organizasyonu masabası yapmak olmamış,direk batar böyle hesap yapan organizasyon.

1 Beğeni

Çok sağlıklı tartışamadık maalesef, 5 yıldızlı otelde 5 gün sınırsız yeme içme, dans etkinliği her şey dahil 1600 tl.(konaklama, bilet dahil) Konu koşu olunca maliyette astronomik artışlar varki böyle oluyor demek.
Bir sporcu olarak benim bunu anlamam mümkün değilse tartışmanın da bir anlamı yok. Herkese çalışmalarında başarılar diliyor ve konuyu takipten çıkartıyorum.

1 Beğeni

2 gece 1500TL.Şimdi hesaplama yaptım, kişi başı otele maliyet 7,49TL (ironi, ciddi değil)
Pasta büyük olsa gerek !

Hesaplama yaparken yanlış yaptım demek, 1 soda fiyatına kişi başı maliyeti açıklamaktan zor değil.

1 Beğeni

Mağdur değilsin ve asla olmadın.
Polemik çıkarma gayretlerin nafile.
Kapadokya orada orada. Hiçbir yere kaçmıyor.
Bu iş o kadar kolaysa sen düzenle bir organizasyon ve bizler sana ucuza koşu düzenledin diye duacı olalım.
Yoksa yüzlerce kişilik forumda seni ciddiye alan tek bir kişi kalmadı

2 Beğeni

Fiyatlandırma Amaçlarına bakacak olursak;
Önce, genel olarak fiyatlandırma amaçları belirlenir ve sonra belirli ürün dizileri için özel amaçlar saptanır. Fiyatlandırma amaçlarının seçimi kimi durumlarda amaçları ve konumlandırma hedeflerinden önce gerçekleştirilir. Fiyatlandırma amaçlarının tüm örgütü etkileyecek bir yapıda olması nedeniyle, bu amaçların belirlenmesinde ve gerçekleştirilmesinde tüm örgütün işbirliği ve eşgüdüm içinde olması gerekir.

Bir de ürünü Konumlandırma Amacı vardır.
Bu amaç doğrultusunda fiyatı, ürünlerini umulur alıcılar için konumlandırma aracı olarak kullanırlar. Örneğin, ürünlerine sürekli yüksek fiyatlar belirleyen işletmeler, tüketicilere bu ürünlerin nitelikli olduğu, prestij sağladığı ve doygunluk getirdiği yönünde algılatmak için çaba gösterirler. Bu yönleriyle konumlanan ürünlerin daha düşük fiyatlarla satılması, ürünün pazardaki konumunu zedeler ve satışları olumsuz biçimde etkiler.

Kimsenin ne kadar kazandığını burada tartışmak amacında olduğumuzu düşünmüyorum. Tartışmanın bitirilmesi noktasında dikte edilmeye varan üslubu da düzgün bulmuyorum. Benim gördüğüm; fiyatlara itiraz edenler bu fiyatın ürün konumlandırma amacıyla şiştiğini düşünmeleri. Gerçi en son noktada , beğenmezsen gitme’ye dönüyor iş. Cebine uyan gidiyor, uymayan gitmiyor.

5 Beğeni

Bu başlığı açarken yazdıklarımları şu anda söyleyeceklerim ile çok uyuşmayacak. Böyle ekonomik belirsizliğin olduğu , yüksek enflasyonlu dönemlerde ,oturup maliyet hesabı da yapmayacağım.Benim iddiam ; bazı yarışlar için bir sonraki aşamaya geçildi. Artık az katılımcı , küçük organizasyonlar değiller.Bu işin ciddi bir ekonomisi var artık. Kim düzenliyor ,aynı coğrfayada böyle bir yarış senede kaç kez yapılıyor ,katılımcı sayısı nedir hatta yabancı katılımcı sayısı nedir gibi soruların cevabı fiyatlandırma konusunda esas alınıyor. Kapadokya özelinde ;çok kendine has ve oldukça başarılı , muhteşem bir coğrafyada gerçekleşen bir yarış. Katılımcı bulma derdi de yok. Bu seviyeye gelene kadar ödenen bedeller , know how kısmı da ücreti eklendiğinde her sene daha pahalıya koşacağız. Eskiden daha amatör ruhla düzenleniyor oalabilir , kar marjı daha azdı belki.Şu anda hesap ortada.
İstemeyen katılmasın çok adeletsiz bir söylem ama iş bir noktada fiyatı verebilenin katıldığı bir aşamaya gelecek. Hatta uzun vadede bu yarışlara katılmak yerine , butik koşu kampları daha popüler olacağını düşünüyorum. İnsanlar yüksek katılım ücreti yerine ,orada 3-5 günlük deneyimler tercih edilebilir.
Hatta başlığı açarken opsiyanel fiyatlandırmaların olabilceğini söylemiştim. Şimdi daha az maliyet için fiyat esnekliğine göre daha yüksek fiyat ile daha az katılımcı hedeflenecektir. Daha küçük yarışlar için; 2000 kişiye 100 birim fiyattan hizmet verileceğine ; 600 kişiye 400 birim fiyattan hizmet veririm anlayışı ile kar marjı arttırılmak istenecektir. Tekrar yineliyorum; artık spor ekonomisi ,yarış pazarı diye bir gerçek var. Bunun finasnmanı da bizleriz.

3 Beğeni

Bunu, Homo Economicus olduğumuz için yapıyor olabiliriz :face_with_hand_over_mouth:

Özel şirketlerin amacı kar etmektir. XXXXX yarışını özel bir şirket düzenlenmekteyse tabi ki bu şirketin amacı kar etmektir. Şirketin karı, öncelikle o kardan vergisini alacak devleti ilgilendirir. O şirketin müşterilerini ve/ya paydaşlarını asıl rahatsız etmesi gereken kar etmemesi olmalı bence (şerh : açgözlülükle elde edilen karlar kalıcı ol(a)mayacaktır)

Bazı yarışların ticarileşmesinin (sporun endüstrileşmesi evrensel kümesi içinde yer alır) kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum çünkü belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra, sporla ilgili kavram ve uygulamalar yapmak istediğiniz işe yetmeyecek mecburen endüstriden uygulamalar almak, ticaretten kavramlar aşırmak veya bu alanlarda uzman olan insanları da sportif faaliyetin zincirine katmak zorunda kalacaksınız.

1 günlük (3 öğün) yemeği 50 ila 2000 lira arasında yiyebileceğiniz yüzlerce restoran var, fiyatı düşük olan mı pahalı yüksek olan mı, bu konuda mutabakata varmak zor çünkü herkes değerlendirmeyi cebindeki paraya göre yapacak. Ama bir konuda mutabakata varmak daha kolay sanki, bir insan günlük kalori ihtiyacı. 500 lira verip çöp yiyebilir, 100 liraya dört dörtlük beslenebilir veya 100 liraya doydum zannederken hiç beslenmemiş olabilirsiniz.

2 Beğeni

Merhaba arkadaşlar! Koşu antremanlarına yeni başladım ve organizasyonlara-yarışlara katılarak hem sosyo kültürel etkileşim, hem de sürekliliğimi artırmak istiyorum. Yarış organizasyonlarına baktığımda çoğunluğu ücretli ki bu organizasyonlarda ciddi bir sponsor gurubu da bulunuyor. Fiyatının öneminden çok neden böyle bir ücret uygulaması yapılıyor diye sormak istedim, cehaletimi hoş görünüz. Bir şeyin fiyatı olduğu zaman karşılığında alınan ürün ve hizmetlerin de bir listesi olması gerekmez mi?

‘‘bu ok zehirli işte bunu atmayın artık ya’’

İstemsizce ilk aklıma gelen yorum bu oldu :smiley:

7 Beğeni

Ben de ilk mesaj olarak bunu atmak istemezdim. Rahmetli Demirel “yürümekle sokaklar aşınmaz” demişti, belki de koşmakla aşınıyordur ve onun ücretini alıyorlardır.

1 Beğeni

Meslekten mütevellit buna cevap vermek istedim :slight_smile: Biz her ne kadar sosyo kültürel bir etkinlik olarak görsek de nihayetinde bu organizasyonların kâr etmek gibi bir amacı var. Evet çoğu organizasyon sahibinin motivasyonunun para olmadığını düşünüyorum ama kimse de keseden yada az kârla bu işleri yapmak istemez. Ben ücretli olması taraftarıyım. Neden derseniz? Misal İstanbul Maraatonunun çok cüzzi ödemesi var ama gereksiz kalabalık koşmayı o kadar zorlaştırıyor ki. Haklı olarak bu sene bir takım önlemler alındı. Demem o ki ücretsiz olsa ki mümkün değil ( mevlananın sporcu hali falan olmalı ) hem alınan hizmetin kalitesi hem de elde edilen deneyimin kalitesi düşecektir. Burada deneyimli insanlar daha doğru cevaplar vereceklerdir ama benim ilk aklıma gelen bu şekilde.

2 Beğeni

Hak veriyorum, konserlerde de ücretsiz olunca sıkıntı oluyor. Sembolik bir şeyler ücret bazen gerekli.

Evet daha önce de benzer tartışmalar oldu, aslında çok uzun uzun tartışmaya da gerek yok gibi geliyor bana. İşin çok detayını bilmem ama koca organizasyonu düşününce gönüllüler ,ikramlar, anı t-shirt ve madalyalar ve diğer ödüller, numaralar , hazırlanan kitler ,zaman ölçümü , lojistik masraflar bunları alt alta koyup hesaplayınca ciddi rakamlar çıkıyor. İşin diğer boyutu ise bu organizasyonların bir kısmı özel organizsyonlar, yani amme hizmeti yapmadığı sürece elbette karda etmesi gerekir. Bence neden yarışlara neden para veriyoruz sorusu bana çok mantıklı gelmiyor. Bu sorudan önce mesela ülkemizde mesela eğitime veya sağlığa, halka ait olan plajlara girerken neden para vermek durumunda kalıyoruz diye sormak gerekmez mi?

4 Beğeni

dunyadaki hicbir hizmet ucretsiz degildir. yarislarda bir organizasyon yani hizmet…

ilk yarisa gittiginizde verdiginiz paranin ne icin oldugunu anliyorsunuz. ha verdiginizin azina olur fazlasina olur sonucta bu da ticari bir organizasyon. gogus numarasi, kagidi, cantasi, sapkasi, organizasyon calisanlari, cin malida olsa madalyasi, muzigi, ses sistemi, vs vs.

daha buyuk organizasyonlar da maliyette artiyor. triatlon, ironman, deniz maratonlari, kanal gecisleri. ironman icin fatih topcu katilim ucreti dahil yaklasik 250 bin harcama gerektiginden bahsetmisti gecen.

bu nedenle bu fiyatlar ile organizasyon yapilmasini anliyorum hatta bu sektorun bu yarislarin yapilip katilabilememiz icin gelismesini de isterim. karsiz bir is olsa veya katilim olmasa ve bu organizasyonlar yapilmasa bu islere kim sahip cikar veya devlet bu islere sahip cikar mi bilmiyorum.

3 Beğeni

iki uc ornekle konuyu senlendireyim…

yarin evime yurume mesafesinde diye katildigim sure kosmayacagim lokal bir yaris var…lokal yaris dediysem, 10k mesafesindeki erkeklerin parkur rekoru, 1500m’de final kosan ve iki defa ulusal rekor kiran niels laros’un babasi marcel laros’a, kaidn rekoru da annesi sandra hofmans’a ait, ikisi de eski milli atletmis :slight_smile: neyse konumuza geleyim, ucreti erken kayit doneminde 7.5 EUR, sonrasinda 10 EUR…

15 ekim’de amsterdam maratonu koscam…iaaf’tan platin seviyesindeki bir yaris…105 EUR katilim ucreti, 10 EUR madalyaya sure yazimi, 30 EUR foto paketi, 5 EUR video paketi maliyeti var…oteli cok onceden almadigim icin havaalanina yakin kalcam, oraya da 120 EUR yazalim :slight_smile: daha bunun ulasimi (trenle bir gun oncesinde gidecegim sanirim 15-16 EUR tutmali) var, kullanacagim jeller var (sanirim 45 EUR civari tutacak) ve ayakkabi amortismani var (buna da sanirim 20 EUR gider)…

isin bir noktasi “hobi sahipleri uzerinden kar elde etmeye” dayandigi surece talebin fiyat esnekligi etkili olacaktir…

5 Beğeni

Dilerim konu tekrar alevlenmez :palms_up_together: :slight_smile:

4 Beğeni

Eyvah eyvah dedim valla

2 Beğeni

Özel sektörün ana amacı; para kazanmaktır.
Özel sektörü para kazanmaya çalışıyor diye ayıplamak pek akıllıca değil.
Fiat maliyetinin 3 katına otomobil satar, Porsche 30 katına satar.
Hepsinin kendi bileceği iş. Onları eleştirmek boşuna uğraştır.

Sosyal, Kültürel vs çeşitli misyonlar adı altında maliyetine hizmetler vermek devletin görevidir.
Sporu geliştirmek ve yaymak devlet kurumlarının kamuya karşı olan görevlerinden birisidir.

Burada asıl eleştirmemiz gereken şey; Belediye ve benzer kamu kuruluşlarının koşu yarışlarına ve özellikle patika koşu yarışlarına niye ilgi göstermediği olmalıdır.
Mesela şu TAF Yarış Takvimi .
Bu takvimde kamuya hitap eden yarış niye yok diye eleştirmemiz gerekiyor bence.
TAF kendi yarışlarını kamuya niye yeterince duyurmuyor diye eleştirmemiz gerekiyor bence.

2 Beğeni

İsmail Bey “kamuya hitap eden yarış yok” diyerek ne demek istediniz?

Liste içerisinde belediyelerin kamunun düzenlediği bir çok maraton ve yarı maraton yer alıyor.

Daha dün Konya yarımaratonu’nun afişlerini Adana’da ve televizyonda gördük.

Öte yandan bu başlıkta yer alan fiyatlandırma vs tartışmaları anlamsız bir yere vardı.

2 Beğeni

Kamuya hitan eden yok derken TAF’ın kendi organize ettiği yarışları kastettim.
Belediyeler sağ olsun. Onların düzenlediği kamuya yönelik yarışlar var.

Yarı maratonların sayısının giderek artması sevindirici.
Gönül isterdi ki; tüm vilayetlerin belediyeleri yarı maraton veya maraton düzenlesin.
Hatta belediyeler patika yarışları düzenlesin.
Örneğin Karadeniz vilayetlerinin belediyeleri kendi bölgelerindeki yaylalarda yarışlar düzenlese şahane olurdu.
Ülkemizde dağ çok. Yapılmak istense yapılabilir aslında.
Mesela Ağrı belediyesi Ağrı dağının etrafında bir yarış yapsa, veya Kayseri Belediyesi Erciyes etrafında veya Ürgüp bölgesinde yarışlar yapsa ne şahane olurdu.
Belediye olarak çok daha kolay sponsor bulurlardı ve çok daha uygun fiyatlara yarış koşabilirdik diye düşünüyorum.

Umarım bu hayallerim bir gün gerçek olur

2 Beğeni