İzmir kent merkezinde çoğu yarışa izin verilmemesi

Konunun şu yönü onemli.

Haberi NTV veriyor. Haber başlığında;

‘İzmir Valiliği karar aldı: Kent merkezinde maraton, koşu ve bisiklet yarışları artık yapılmayacak’ bilgisini veriyor.

Haberin içeriğine bakıyoruz. Valinin bu ifadeyi tam sağlayan bir demeci yok.

Haber içeriğinde sonlara doğru, valinin şu beyanı var;

‘Bunu çok katı bir şekilde uyguluyoruz. Bir iki tane sembol yarışmamız var. Onlarda da güzergahları, trafiği etkilemeyecek şekilde daha daraltarak devam ettiriyoruz.’

Biz daha ne okuduğumuzu anlayamadan tartışmaya başlıyoruz.

İzmir’den önce… valisinden önce eleştirilmesi gereken NTV’nin habercilik ozensizligini görmüyoruz ve direkt İzmir’de maraton yasaklanmış kuruntusuna düşüyoruz. Türkiye’de valilikten daha kolay bir iş varsa o da haberciliktir. Bir ara bir yerdeki Türk soylu insanların ortalama 100 yaşından fazla yaşadıklarıni bolca haber etmişlerdi. Yaşam süresini destekleyen başlıca konu ise, bu kişilerin yaşadığı yerlerin 6.000 metrden daha yüksek olduğunu yazmışlardı. Metre nedir, feet nedir bilmeden, bilseler de umarsamadan. Nasıl olsa okuyan için de çok önemli değil.

Bir sıralama yaparsak, önce, NTV, sonra kendimiz, sonra vali, en sonda da İzmir gibi büyük bir kentimizin altyapısını eksik bırakanları elestirmemiz gerekir.

1 Beğeni

Ntv’nin kaynağı dha ve orada cümleler daha uzun.

Orada derdini daha iyi anlatmışsa da (cümleler kısaltılmamış), futbol maçında tribün yasağı getirmekle aynı, güvenliği yeyerli sağlayamıyoruz vs trafiği etkinlik varken yeterli şekilde düzenleyemiyoruz.

@spinodal’in “Bunun Türkçesi” dediği şey tercüman oluyor düşünceme.

2 Beğeni

Valinin beyanı ile haberin başlığı arasındaki çelişki DHA’da da aynı şekilde ve bu İzmir’de ‘maraton yasaklanmış şeklindeki düşünceyi haklı çıkarmıyor.’

Önce ‘biz bu haberi, haberin veriliş şeklinden ötürü yanlış yorumladık, maraton ve yanısıra bir iki organizasyon, valinin beyanına göre yapılmaya devam -edebilir de, etmeyebilir de-’ kabulünü yapmak gerekir.

Sonra yapilamayanlar konuşulabilir, ama ben o kısma hiç gelmemiştim.

İlk girdide de dha’da da , 1 satır yukarıda da ifade aynı; bundan şehir içindeki yarışların kısıtlandığı kısıtlanacağı izin verilmeyeceği yasaklandığı anlaşılıyor.

Başlığı “İzmir’de yarışların yasaklandığı iddiası” yerine “İzmir kent merkezinde çoğu yarışa izin verilmemesi” yapıyım.

Aşağıdaki cümleleri okuyup, yukarıdaki yorumları okuyup halen maraton yasaklanmış kısmına takılıyorsanız,sadece maraton değil yürüyüş koşu etkinlik bisiklet yarışı trafik nedeniyle kent içinde izin verilmeyecek demekte.Farklı şeyler mi okuyoruz.

Yorumsuz:
Neredeyse her hafta sonu Çeşme otobanında ve sahil bulvarında, maraton, yürüyüş, koşu, bisiklet yarışı ya da bir etkinlik oluyor. Bu etkinlikler olduğu zaman da ulusal, uluslararası müsabaka standartları gereği program başlamadan çok öncesinden trafik kapatılıyordu. Müsabaka ya da yarış tamamlanıncaya kadar, orayı tamamen trafiğe kapalı durumda tutmak zorundasınız. Vatandaşlarımızın kullandığı şehrin birkaç tane ana arteri var. Özellikle hafta sonu tatile gitmek isteyen, ticari faaliyette bulunan, hasta nakli yapan, havaalanına ulaşmak isteyenler ciddi sorun yaşıyordu. Sadece o güzergah değil otomatik olarak gerideki diğer tüm cadde ve sokakların da yoğunlaşmasına ve şehrin neredeyse kilitlenmesine yol açıyordu. Bahardan bu yana bir karar aldık ve şehir içinde artık bu tür organizasyonlara izin vermiyoruz. Şehrin trafiği kilitlenmesin diye bu kararı aldık ve uygulamaya başladık"

3 Beğeni

“Bir iki tane sembol yarışmamız var. Onlarda da güzergahları, trafiği etkilemeyecek şekilde daha daraltarak devam ettiriyoruz”

İzmir merkezde 2 sembol yarış güzergah düzenlenerek yapılacak. Hadi hayırlısı.

3 Beğeni

Bu mantıkta en yukarida vali konumunda oturanlarla sporda 1 gr. ileri gidemeyiz.

Mesela Belgrad Maratonunda sabahın 7’sinden öğlen 2’ye kadar tüm Belgrade arac trafiğine kapatılmıştı ve sadece şehrin ana artelleri değil. 42km boyunca Belgrad şehir merkezinden tut en banliyö taraflarına doğru 42km boyunca 1 tane araba yoktu.

Keza savas öncesi Wizz Air Kiev Maratonunda da Kiev’in İstiklal Caddesi veya merkezi denilen meşhur cadde boylu boyunca araçlara kapalıydı.

Hani bizde vali trafik sıkışıyor yol kapanıyor diyorda bizde yollar kapatılmıyor ki. Gerek maratonda gerekse 9 Eylül Yari maratonda 4 şeritli yol varsa 2 şerit koşuculara ayrılıyor diger şerit akıyor. Ben ne Belgrad’da ne de Kiev’de koşarken yanımızdan araç geçtiğini hatırlatıyorum.

Bu tamamen işgüzarlik başka da bir şey değil.

Veya makas kesmiyor deniliyor ya cepten çıkan üç beş paradan sonra makas bir anda kesmeye başlıyor, ayni mantik olabilir bilmiyorum.

6 Beğeni

İzmir’de yaşıyorum. Geçtiğimiz yıl yapılan bir koşu yarışı için Gazi Mustafa Kemal Bulvarı saatler öncesi kapatılmıştı ve pek çok ana ve ara arter felç olmuştu. Bilmeyenler için belirtiyorum, o bulvar o kadar alternatifsiz ki, kapattığınız anda ta Üçkuyulara kadar Karataş, Göztepe, Poligon, Yeşilyurt vb. semt trafiğini felç ediyorsunuz. Ayrıca Konak vapur iskelesi seferleri de iptal oluyor. Bunun ne demek olduğunu ancak İzmir’de yaşayanlar bilir.
İzmir’in trafik altyapısı rezalet ötesi arkadaşlar, bunu bir spor sevdalısı olarak ifade ediyorum ve valiye hak veriyorum.
Yarış günü bazı belediye otobüsü hatları iptal ediliyor,
İnsanlara sporu sevdirelim derken nefret ettirmenin anlamı yok.

1 Beğeni

Gazi Mustafa Kemal Paşa Bulvarı dediğiniz cadde Gazi Bulvarı diye geçiyor diye tahmin ettim Google’da. Eğer öyleyse Gazi Bulvarı’na ters istikamette tek yön olarak hizmet veren Fevzi Paşa Bulvarı sadece yarış saatlerinde geçerli olacak düzenlemeyle gidiş geliş olarak yeniden organize edilebilir. Zaten ortasında çınar ağaçlarının bulunduğu br alan olan Gazi Bulvarı’nın yarısı koşuya ayrılsa bile yeterli olur.

Siz de benim gibi kent trafiğini düzenlemekle sorumlu olan İZUM kurulu üyesi değilsiniz diye tahmin ediyorum. 500 metre uzunluğunda bir bulvarın kapatılmasıyla pazar sabahı felç olan trafiğe çözümü bu kuruldan beklemeliyiz. Yıllarca süren metro inşaatları vesair sebeplerle kent trafikleri bir akıştan başkasına aktarıldı yıllarca. Pekala bir kaç saat daha aktarılabilir. Zaten yukarıda da dendiği gibi yollar tümden kapatılmıyor, araç trafiği daraltılmış yolda devam ediyor yarış süresince.

Burada başka bir konu var aslında. Yasaklamayı savunmak, birkaç saat için bile olsa normal akışımızdan ödün vermeyi düşünmemek meselesi. Spor organizasyonlarını problem kaynağı olarak görmek, kentin ortaklaşa imza attığı, hepimiz için gurur kaynağı olan bir etkinlik olarak sahiplenmemek meselesi. Bu yüzden İzmir’den geçen Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu halkta sıkıntı yaratırken Tour de France’ta turun geçtiği bölge kendi varlığını doğru ortaya koymak için çaba harcıyor, halk bisikletçileri desteklemek için yollara dökülüyor.

4 Beğeni

Mustafa Kemal Sahil Bulvarından bahsediyorum, Üçkuyular’dan başlayarak Konak Vapur iskelesine kadar devam eden bir ana yoldur. Bahsettiğiniz yer ile alakası yok kısacası.

İZUM kurul üyesi değilim, bu şehirde yaşayan ve sporu hayatının bir parçası kabul etmiş bir vatandaşım. Şehrin bazı sorunlarını yaşayarak biliyorum mesela.
İzmir Yarı Maratonuna katılmak için maraton start alanına Konak vapur iskelesi kapalı olduğu için, sahil yolu ve bağlantı yolları kapalı olduğu için, toplu taşıma ile nasıl ulaşacağımı kara kara düşünen bir vatandaşım mesela.

tabi sizin için klavye üzerinden çözümler üretmek basit olabilir ancak ben bunun İzmir özelinde bu kadar basit olmadığına inanıyorum.

burada da alenen demogoji yapıyorsunuz, ben eminim ki Valinin bu kararı, başta Büyükşehir Belediye başkanı ve ilgili ilçelerin belediye baskanlarına içlerinden derin bir oh çektirmiştir. Onlar tabi ortaya çıkıp bunu açık ve net bir şekilde ifade etmezler işlerine gelmez ya neyse.
Tekrar ifade ediyorum, bırakın bu tür organizasyonları izlemeyen kent halkını,bu işin içinde olup maratonlara, yarışlara ya da bisiklet yarışlarına katılanların bile pek çoğu mevcut durumdan lanet okuyorlar.

Trafiği en kötü olan İstanbul’un bile pek çok alternatif yolu varken İzmir’de bu yok lütfen bunu anlayın artık.

OkanAkan dediği gibi “Burada başka bir konu var aslında. Yasaklamayı savunmak, birkaç saat için bile olsa normal akışımızdan ödün vermeyi düşünmemek meselesi. Spor organizasyonlarını problem kaynağı olarak görmek, kentin ortaklaşa imza attığı, hepimiz için gurur kaynağı olan bir etkinlik olarak sahiplenmemek meselesi.”

Olay bence de tam olarak bu.

3 Beğeni

İlk girdinizde bulvar ismini (Gazi Mustafa Kemal Bulvarı) yanlış yazdığınız için caddeyi tahmin ederek bir yanıt vermek durumunda kalmıştım.

Yarış zamanı Konak İskele’nin neden kapatıldığını bilmiyorum. Kapatılması bana göre hatalı çünkü bu iskele araç geçişi için değil zaten. Yani yaya trafiğinin kente penetrasyonu için bu kapatma gerekli değil (koşu yolun güzergahından yani alt geçitten devam edecek zaten.) Bence trafiği düzenlemekle yükümlü yetkililer bu iskeleyi ve deniz hattını ulaşıma kapatmadan bir çözüm üretebilirler.

Hadi iskeleyi kapatmalarının makul bir karşılığı olsun, kara kara nasıl ulaşacağınızı düşündüğünüz noktaya İzban+tramvay yaparak tek aktarmayla ulaşabileceğinizi siz de benim gibi biliyorsunuz. İzmir’in kent içi raylı ulaşım sistemi pekçok kente göre iyi durumda.

Ben vali karşısında belediyeyi destekliyormuşum gibi bir izlenim verdiysem özür dilerim. Yetki sahibi olan herkesin sorumluluktan kaçmaya teşne olduğu bir ülkede yaşadığımızın farkındayım. İzmir’i yöneteyim ama sorun çözmekle uğraşmayayım diye konulara yaklaşan tüm yerel yönetimlere daha fazlası için talepte bulunarak yaptıkları hatayı gösterebilmeliyiz. Ben bu yaklaşımın adına demagoji demenizi de anlamıyorum açıkçası.

Yukarıda birkaç yerde İzmir’in trafik sorununu konu ettim, anlayışımda bir sorun olmadığına kanıt olduğunu düşünüyorum yazışmamız içerisinde. Spor yapan kişilerin kent yönetiminin yarışları yasaklamasına destek oluşunu garipsiyorum sadece.

7 Beğeni

Aynı şeyleri okuyoruz. Yukarıdaki yorumların yarısı zaten bana ait. Konuyu önce doğru ele almakta fayda var. Diğer şehirlerle kiyasladigimiz kriter doğru değildi. İzmir’in de hala bir maratonu var. Konu İzmir’de her şey yasaklanmış olarak devam ediyordu. Bu karşımızdaki insanlara malzeme vermektir. Şimdi daha sağlıklı bir zemindeyiz.

Türkiye’de maraton denince veya Google’a şehirlerde gerçekleştirilen bir yarı maraton/maraton adı yazınca, maalesef en üstte çıkan sonuçlar, ilgili saatlerde hangi yolların kapatılacağı konusu. Hatta bu habercilik yapan tipler, bu konuyu ‘halk hangi yolların trafiğe kapatılacağıni araştırıyor’ diye haberlestiriyor.

Valinin davranışını halkın yansıması olarak görüyorum. Yöneticiler halkın içinden çıkarlar ama halkın dümen suyuna girerlerse orada hiç bir gelişme olmaz. İyi yönetici, halkı iyiye doğruya yönlendiren kisidir. İşini yapamayan yöneticinin yapacağı en kolay şey ise, yasak koymaktır. Vali bu kadar kapsamlı bir yasağı, gelen çok fazla talebe dayandiriyor. Yanlız bu konu da çok net değil. En elde tutulur bilgi, paylaştığın yarış takvimi,

3 adet patika
1 adet dağ
2 adet şehir yol
1 adet -çeşme- yol
1 adet -karşıyaka- yol

Bu organizasyonların sitelerinde geri sayimlar ve kayıt alımları devam ediyor. Gelecek sene ne olur bilinmez. Önceki senelerde düzenlenen araçla yakalanma koşusu bu gerekçeyle iptal edildi sanırım.

Sosyal medyadaki tepkilerin çoğunluğunun hedefinde olan bisiklet organizasyonları takvimde yok.

Koşu takvimi şehir hayatını (spora ilgi göstermeyenleri) rahatsız edecek kadar tek noktada yoğunlaşıp herhangi bir iptali gerektirmeyecek şekilde uygun görünüyor. Ve takvimden iptal edilen bir yarış bilgisi, yarışın kendi sayfasinda bulunmuyor.

Bisiklet organizasyonları da dağınık noktalarda ve şehir içi sayısı 2-3 tane ise, onlarda da iptal gerektirecek bir durum olmamalı.

Bir şehrin caddelerinde düzenlenen, makul sayıdaki organizasyon için en doğru çözüm;

Bence bu. Yani etkinliğin gerçekleştirildigi caddeler değil, tüm bolge. Burada dikkat edilmesi gereken şeylerden biri, etkinlik alanına ulaşım için çözümler bulunmalıdır. Bu şekilde hem organizasyon rahat olur, hem -belki ilk bır iki sene yüksek sesler çıkabilir ama sonra alışilir- halkta daha fazla farkındalık oluşturulup katılım artırılabilir, katılmayanlar da, sporun, sanatın, kültürün hayatın bir parçası olduğunu kabul etmek zorunda kalip, ilgili etkinlik günlerinde kendilerini ayarlarlar.

Benim şahsi görüşüm, valilikler, gerekli düzenlemeleri yapmak yerine kolay olani-yasak koymayı tercih ediyorlar.

Tum yollarin kapatılması ve halkın bu durumu icsellestirmesi durumuna kadar, hal-i hazırdaki zihniyette, İzmir’de yapılan yol koşularında, yolun bir bölümünün araç trafiğine açık tutulması, şehrin alt yapısının, alternatif güzergahlarının -İzmir’i bilmiyorum, eğer gerçekten öyleyse - yetersizliğinden kaynaklanabilir. İzmir için, bu yasaklara gösterilen tepkiler kadar bu altyapı yetersizliği de ele alınmalıdır.

1 Beğeni

Her İstanbul Maratonu günü Ekşisözlük’te de benzer tartışmalar oluyor. Ben olaya farklı bir açıdan bakmak istiyorum; Ambulansı, hastaneye yetişmeye çalışanı, acil işi olanı vs. tenzih ederek, caddeler ve sokaklar neden sadece araçlara aitmiş gibi varsayımda bulunuyoruz? Bizim bir vatandaş olarak o caddeyi o gün koşarak kullanma hakkımız neden görmezden geliniyor? Ticaret yapan yılın geri kalan zamanında zaten ticaretini pekala yapıyor, gezmeye çalışan kişiler pekala o günkü organizasyonu dikkate alıp ona göre planını yapabilir. Bu tamamen devletin kontrolü sağlamaktaki organizasyon yetersizliğinden kaynaklı olarak aklınmış bir karar gibi duruyor.

Bence şehirlerin bir ruhu, bir rengi olmalı. Sistem işleyecek diye bu tür renkli organizasyonları yasaklarsak sadece sistemin işlediği, geriye kalan hiçbir rengin ve duygunun olmadığı, gıpgri renkli şehirlerimiz olur. Hangimiz yaşadığı şehrin dev bir Mecidiyeköy meydan veya dev bir Şirinevler olmasını isteriz? Hepimiz İstiklal Caddesi’nin nostaljik fotoğraflarına bakıp hayıflanmıyor muyuz?

Olayın hukuki boyutunu düşününce valiliğin bu kararının hukuken de yanlış olduğunu düşünüyorum. Sporu kitlelere yaymak Anayasa tarafından devlete yüklenmiş bir sorumluluk. Trafik sıkışıyor diye bu tür organizasyonları yasaklamak ve/veya şehrin dışında itmek ölçüsüz bir tedbir gibi görünüyor. Bunu yaparak aslında ilk kez bu tür etkinliklerde spor yapmaya başlayacak ve belki devam edecek vatandaşların sportif ekosisteme olan erişimi önüne duvar örmüş oluyoruz. Şehir merkezindeki etkinliklere bile katılmakta tereddüt eden sıradan vatandaşların şehrin çeperlerindeki etkinliklere katılmak için para ve zaman harcama ihtimalini düşük görüyorum.

10 Beğeni

Budur. :clap:

Alınan karara karşı geliştirilen argümana bu bakış açısı temel oluşturabilir.

58. MADDE: DEVLET, GENCLERIN MUSPET ILMIN ISIGINDA, ATATURK ILKE VE INKLAPLARI DOGRULTUSUNDA, ULKESI VE MILLETIYLE BOLUNMEZ BUTUNLUGUNU ORTADAN KALDIRMAYI AMAC EDEN GORUSLERE KARSI YETISME VE GELISMELERINI SAGLAYICI TEDBIRLER ALIR. DEVLET GENCLERI ALKOLDEN UYUSTURUCUDAN KUMARDAN CEHALETTEN KORUR.’

59. MADDE: ‘ DEVLET, HER YASTAKI TURK VATANDASININ BEDEN VE RUH SAGLIGINI GELISTIRECEK TEDBIRLERI ALIR. SPORUN KITLELERE YAYILMASINI TESVIK EDER. BASARILI SPORCUYU KORUR’

BURADAKI GENEL IFADELERLE DEVLET TUM VATANDASLARIN BEDEN VE RUH SAGLIGINI KORUMAYA ALIR. SPORUN GELISMESINI TOPLUMSAL KALKINMA BAKIMINDAN ONEMSER. HEDEF KAZANIM OLARAK SPORUN GELISMESI ICIN BIR TAKIM TASARRUFLARDA BULUNABILIR. HERKES ICIN SPOR POLITIKALARINA YON VERIR. BASARILI SPORCUYU TOPLUMA ORNEK OLDUGU ICIN ODULLENDIRIR, ONORE EDER.

Üzgünüm vali bey, yasaklamak değil çözüm bulmak zorundasın.

10 Beğeni

vizyon gibi vizyon…

sorarlarsa izmir turkiye’nin en batili sehri secildi dersiniz…yerel secimleri cantada keklikten bile daha kolay goren bir parti oldugu surece, sehir insaninin hassas damarlari costurularak kazanilan belediyeler oldugu surece, izmir’in iyiye gittigini gormek imkansiz…gercek anlamda batili vizyona sahip insanlara sabir dilemek disinda birsey gelmiyor elden, ozellikle benzer vizyona sahip olundugunu dusunup sehir disindan gocenlere…

3 Beğeni

Hocam hep batılılık vurgusu üzerinden yorumlarda bulunuyorsunuz ama bence içinde bulunmanıza rağmen siz de örneğin tartışma kültürünüzde batılı gibi davranmıyorsunuz. 1800lerin sonundaki Osmanlı’nın batılılaşma serüveni gibi, biraz yanlış anlaşılmalar var sanırım. Kararı alan valilik, belediye ile ne ilgisi var, anlamadım. Trafik falansa, koşu engelleme vizyonu ile yine ilgisi yok.

Hayatta her şey siyah ve beyaz değil. Sizin beğendiğiniz değerler batılı, beğenmedikleriniz doğulu değil. Hem batılılık safi iyi, doğululuk kesinlikle kötü değil. Hadi hepsi sizin dediğiniz gibi olsun, burada sizin batılı/doğulu ayrımlarınız, koşuyla ilgili buraya gelen kişileri de taraf olmaya itebilir. Bence forumda bu tür çözdüğünüz dünya anlayışını empoze etmek yerine olabildiğince spor ve antrenman çevresinde kalmak faydalı. Böyle yapın diyemem ama tavsiye edebilirim sanırım.

Bunu sadece bu yazınız için yazmadım. Bundan önce yazdığınız girdilerin de tonuna toplu bir cevapmış gibi düşünün lütfen. Birazcık bizi hor görüyormuşsunuz gibime geliyor :slight_smile:

12 Beğeni

Amacı ve konusu spor olan bir ortamda, böyle bir yorumla, siyaset veya dünya görüşleri üzerine, polemiğe evrilecegi kesin olan böyle bir paylasim yapmak doğru mudur? Beklentiniz nedir?

6 Beğeni

@ggg uzun zamandır süregelen hislerime tercüman olmuş.

4 Beğeni

belediyenin kendisinin organize ettigi yarislarda en iyisini yaptigina inaniyor musunuz ? soncuta bu sehirde milyonlarca insan yasiyor ve sectigi parkur, tarih, zaman acisindan cogunlugu mutlu eden bir karar almis olmali ? sehrin kuzey-guney aksinda cevreyolu disinda alternatifi olmayan altinyolu kapayarak ne katilan acisindan sevimli (acik asfaltta kosulan) ne de diger bireyler acisindan katlanabilir islere imza attilar, atiyorlar…organizasyonlarin neredeyse tamami altinyol-konak-sahil bulvari uclusunda gerceklesiyor…wings for life gibi bir organizasyonu sehre getirmeyi basariyorsun ve yine asfaltta kosturuyorsun binlerce kisiyi…bu kadar koz verdikten sonra valiligin aksi yonde karar almasi beklenebilir mi ? antalya’dan sonra iklimi ve dogasiyla belki de spora en elverisli sehirde valiligi boyle bir karar almaya iten sebepleri iyi dusunmek gerekiyor…

onun disinda yazdiklarimdan yaptiginiz cikarimlar, o cikarimlarin sahipleri olarak sizi bagladigi icin, “oyle degil, boyle” demekle ugrasmayacagim…herkes kendi gorusunde hakli olma ozgurlugune sahip…

1 Beğeni


Sakın bu arkadaş sizin anladığınız gibi anlamış olmasın “batılılığı”